English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 3331
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You told me not to. No, no, no. | İnanmamamı söylemiştin. Hayır, hayır. | Aloha-1 | 2015 |  |
| Might be the worst part. I believed you, you told me not to. | En kötü kısım bu olabilir. Sana inandım sen de inanma dedin. | Aloha-1 | 2015 | |
| No. You got this all wrong. I didn't come here to argue. | Hayır sen tamamen yanlış anlamışsın. Buraya tartışmak için gelmedim. | Aloha-1 | 2015 | |
| You came to knife me in a gut and run. I know the type. I am the type. | Beni bıçaklayıp sıvışmak için geldin. Senin tipini biliyorum. Ben senin tipinim. | Aloha-1 | 2015 | |
| What am I saying? | Ne diyorum ben ya? | Aloha-1 | 2015 | |
| I need you to believe in me. | Bana inanman gerek. | Aloha-1 | 2015 | |
| And what do I know? | Ne biliyor muşum? Herkese yalan söyledin. | Aloha-1 | 2015 | |
| You knew about the launch. | Fırlatma konusunu biliyordun. ASAT roketini biliyordun. | Aloha-1 | 2015 | |
| You were distracting those Hawaiians and giving them what? | Hawaii'lilerin dikkatini dağıtıyordun, karşılığında verdiğin ne peki? | Aloha-1 | 2015 | |
| Property they already owned a thousand years ago? | Binlerce yıldır zaten sahip oldukları toprakları mı? | Aloha-1 | 2015 | |
| I don't have mountains to give them. You let me lie to the Hawaiians. | Onlara verecek dağlarım yok ki. Hawaii'lilere yalan söylememe göz yumdun. | Aloha-1 | 2015 | |
| I'm Hawaiian. You lost your signal. | Ben de Hawaii'liyim. Yolunu şaşırmışsın sen. | Aloha-1 | 2015 | |
| You are lost. | Şaşırmışsın resmen. | Aloha-1 | 2015 | |
| Hey! Hey, I just wanted to say, good luck with your career! | Kariyerinde bol şans demek istemiştim sadece. | Aloha-1 | 2015 | |
| I'm sure you're gonna get NRO. Find somebody else to recommend you. | Ulusal Keşif Bürosu'na girersin kesin. Referans olacak başka birini bulursun. | Aloha-1 | 2015 | |
| That's what this is about? You tell me. | Konu bu muydu yani? Sen söyle. | Aloha-1 | 2015 | |
| I'm here because you needed a babysitter. | Bebek bakıcısına ihtiyacın var diye buradayım. | Aloha-1 | 2015 | |
| I volunteered to be your watchdog. | Senin bekçin olmak için gönüllü oldum. | Aloha-1 | 2015 | |
| I defended you when everybody said, "You better watch out for that guy. | Arkandan "O adama dikkat et. Duygusal olarak iflas etmiş biri. | Aloha-1 | 2015 | |
| Who's everybody? Everybody in the streets? | Kimmiş herkes? Sokaktaki herkes mi? | Aloha-1 | 2015 | |
| In the world? Were they all gathered at a mountaintop and sing to you? | Dünyadaki herkes mi? Dağın başına çıkıp sana şarkı mı söylediler? | Aloha-1 | 2015 | |
| Your cynicism is astounding, Mr. Gilcrest. | Kinciliğiniz de müthişmiş Bay Gilcrest. | Aloha-1 | 2015 | |
| Thank you for the hat, by the way. It's a nice souvenir. | Şapka için teşekkürler bu arada. Güzel bir hatıra. | Aloha-1 | 2015 | |
| Are there weapons in it? Just leave it. | Silahlar içinde mi acaba? Fazla konuşma artık. | Aloha-1 | 2015 | |
| I was your last chance. Right, yeah, and you know so much. | Senin son şansındım. Tabii sen çok bilirsin ya. | Aloha-1 | 2015 | |
| Heh. And you knew everything. | Sen de her şeyi biliyordun. | Aloha-1 | 2015 | |
| You sold your soul so many times, nobody's buying anymore. | Ruhunu o kadar çok sattın ki artık kimse almak istemiyor. | Aloha-1 | 2015 | |
| Oh, hey, Dad. | Merhaba baba. | Aloha-1 | 2015 | |
| Hey, Woody. | Merhaba Woody. | Aloha-1 | 2015 | |
| Can I get your autograph? | İmzanı atabilir misin lütfen? | Aloha-1 | 2015 | |
| Hey. Hey, Dad. | Selam. Merhaba baba. | Aloha-1 | 2015 | |
| Thank you notes, huh? Yep. | Teşekkürler notları demek. Evet. | Aloha-1 | 2015 | |
| How was winter prom? Nice. | Kış balosu nasıldı? İyiydi. | Aloha-1 | 2015 | |
| Yeah? It was good. Yeah. | Öyle mi? Güzeldi. Evet. | Aloha-1 | 2015 | |
| Except it's winter social. Oh. | Kış eğlencesi olması dışında. | Aloha-1 | 2015 | |
| Sorry, bunny. | Üzgünüm tavşancık. | Aloha-1 | 2015 | |
| How was work? | İş nasıldı? | Aloha-1 | 2015 | |
| Yeah, good. | İyiydi. | Aloha-1 | 2015 | |
| And that's it? That's all we have to say about it? | Bu kadar mı? Söylemen gerekenlerin hepsi bu mu? | Aloha-1 | 2015 | |
| Yeah. Good. | Evet iyiydi. | Aloha-1 | 2015 | |
| Just gonna... 1 | Ben şöyle gidip... | Aloha-1 | 2015 | |
| This is all Gilcrest's fault. | Bu tamamen Gilcrest'in yüzünden. Onun yüzünden falan değil. | Aloha-1 | 2015 | |
| We had problems long before Gilcrest showed up. | Gilcrest gelmeden önce de problemlerimiz vardı. | Aloha-1 | 2015 | |
| Maybe it's not his fault, but I But what? | Belki onun suçu değil ama ben... Ama ne? | Aloha-1 | 2015 | |
| Just talk to me. | Konuşsana benimle. | Aloha-1 | 2015 | |
| You don't talk to me. | Benimle konuşmuyorsun. | Aloha-1 | 2015 | |
| Say something. | Bir şey söylesene. | Aloha-1 | 2015 | |
| Woody, I can't take this silence anymore. | Woody şu anda sessizliği kaldıracak durumda değilim. | Aloha-1 | 2015 | |
| You stay. | Sen kal. | Aloha-1 | 2015 | |
| I'm leaving. No. | Ben gidiyorum. Olmaz. | Aloha-1 | 2015 | |
| No. | Hayır. Ben giderim. | Aloha-1 | 2015 | |
| I'm always going. | Giden hep benim zaten. Yani... | Aloha-1 | 2015 | |
| l'll go. | Ben giderim. | Aloha-1 | 2015 | |
| Hello? Heh, | Selam? | Aloha-1 | 2015 | |
| I got one more appointment with Bumpy, then the gate blessing. | Bumpy ile son bir kez daha buluşup, kutsama işini halledeceğim. | Aloha-1 | 2015 | |
| Grace, could you just go down and check on your brother? | Grace aşağı gidip kardeşini kontrol eder misin? | Aloha-1 | 2015 | |
| Okay. Okay. | Olur. Peki. | Aloha-1 | 2015 | |
| Okay, not so fast. | Pekala ağır ol bakalım. | Aloha-1 | 2015 | |
| We have stuff to deal with before the famous Gilcrest exodus. Look | Ünlü Gilcrest göç etmeden önce halletmemiz gereken durumlar var. | Aloha-1 | 2015 | |
| She's a great girl. Woody is a lucky father. | Harika bir kız. Woody şanslı bir baba. | Aloha-1 | 2015 | |
| Hey, I think that you came back here for a reason whether you knew it or not... | Bilsen de bilmesen de bence buraya bir sebepten ötürü geldin. | Aloha-1 | 2015 | |
| ...and I think you did. The Arrival is departing. | Bence biliyordun. Yolcu yolunda gerek. | Aloha-1 | 2015 | |
| Hey, it's time, okay? | Zamanı geldi artık. | Aloha-1 | 2015 | |
| You're going to tell me what I may know. What? What is that? | Zaten biliyor olabileceğim bir şeyi söyleyeceksin. Neymiş o? Nedir? | Aloha-1 | 2015 | |
| Say it. | Söyle hadi. Söylesene. | Aloha-1 | 2015 | |
| Let's just straight up talk about it before I explode. | Ben patlamadan önce şöyle cidden bir konuşalım. | Aloha-1 | 2015 | |
| Let me ask you like this. Okay. | Sana şöyle sorayım. Tamam. | Aloha-1 | 2015 | |
| Let's say it's Father's Day. | Babalar Günü'ymüş diyelim. | Aloha-1 | 2015 | |
| Do I have something to celebrate or not? | Sence kutlayacak bir şeyim var mı yok mu? | Aloha-1 | 2015 | |
| You celebrate. | Var, evet. | Aloha-1 | 2015 | |
| Oh. Finally. | Sonunda. | Aloha-1 | 2015 | |
| Come back! Come back! Come back! | Buraya gel. Buraya gel. | Aloha-1 | 2015 | |
| There's a lot of you there. | Sana çok benziyor. | Aloha-1 | 2015 | |
| Excuse you. Stop it! | Özür dile. Dursana! | Aloha-1 | 2015 | |
| Who else knows? | Başka kim biliyor? | Aloha-1 | 2015 | |
| Well, let's see. | Bir düşünelim. Benim öğrenmem 13 yıl oldu. | Aloha-1 | 2015 | |
| Woody? | Woddy peki? Hayır, bu konuyu hiç tartışmadık. | Aloha-1 | 2015 | |
| But then Yeah. The silent thing. | Ama işte... Şu sessizlik durumu. Evet. | Aloha-1 | 2015 | |
| You could've had the discussion without knowing. | Ona söylemeden de tartışmayı yapabilirdin. Aynen. | Aloha-1 | 2015 | |
| He left last night. | Geçen gece terk etti. Terk mi etti? | Aloha-1 | 2015 | |
| Was he angry? He decapitated Santa Claus. | Sinirli miydi? Noel Baba'nın kafasını kopardı. | Aloha-1 | 2015 | |
| Don't call me "bunny." I don't like it. Stop. | Bana tavşancık deme. Hoşuma gitmiyor. Dursana. | Aloha-1 | 2015 | |
| Stop it. | Dur be. | Aloha-1 | 2015 | |
| Grace? Honey? Mitchell. | Grace? Tatlım? Mitchell. | Aloha-1 | 2015 | |
| We're gonna go. | Gidiyoruz. | Aloha-1 | 2015 | |
| Stop teasing your sister. | Kardeşine sataşmayı bırak. | Aloha-1 | 2015 | |
| Yes. Let's go. | Evet gidelim. | Aloha-1 | 2015 | |
| I am standing at the groundbreaking ceremony... | Yerel liderlerin antik Hawaii'lilerin kemiklerini kutsadıkları... | Aloha-1 | 2015 | |
| Relocating the gate will enable the Air Force's new partner... | Birliğin yerini değiştirmek Hava Kuvvetleri'nin yeni ortağı... | Aloha-1 | 2015 | |
| ...Global One's Carson Welch, to build new factories... | ...Global One'ın sahibi Carson Welch'in Hawaii'de... | Aloha-1 | 2015 | |
| And look at the excitement in the air. | Şu heyecana bir bakar mısınız. | Aloha-1 | 2015 | |
| Shenanigans. | Uyanıklar. İkiniz de gelin, hadi. | Aloha-1 | 2015 | |
| Excuse me, lips moving. Talking to you both. | Bakın, dudaklarım hareket ediyor. İkinizle konuşuyorum. | Aloha-1 | 2015 | |
| We've been compromised. Moving up the launch. | İfşa olduk. Fırlatmayı erkene aldık. | Aloha-1 | 2015 | |
| Excuse me, is this happening now? I am not a part of this. I will not be. | Pardon, fırlatma şimdi mi oluyor? Bunun bir parçası değilim, olmayacağım da. | Aloha-1 | 2015 | |
| We are 20 minutes away from an incident. | Bu büyük vakadan 20 dakika uzaklıktayız. Yapacağım. | Aloha-1 | 2015 | |
| What does she know? Too much. | Cesur Melek hakkında ne biliyor? Çok fazlasını. | Aloha-1 | 2015 | |
| Can we drop her off? Hey! You guys are stuck together... | Onu indirebilir miyiz acaba? Savunma Bakanlığı sizi ayırana kadar... | Aloha-1 | 2015 | |
| ...until DoD unsticks you. Mm. | ...berabersiniz. | Aloha-1 | 2015 | |
| DoD says the Chinese might have hacked into the payload. | Savunma Bakanlığı'nın dediğine göre Çinliler roket yükünü hacklemiş olabilirler. | Aloha-1 | 2015 | |
