Search
English Turkish Sentence Translations Page 3639
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| School can wait. | Okul bekleyebilir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I know. It's horrible. | Biliyorum. Bu korkunç bir şey. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Maya, you can't just leave... Peter! | Maya, böyle gidemezsin... Peter! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm not a child anymore. You can't tell me what to do! | Artık bir çocuk değilim. Bana ne yapacağımı söyleyemezsin! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Excuse me! You come back here! | Afedersiniz! Buraya geri gel! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's in the hospital! | O hastanede! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm sorry he's in the hospital... | Hastanede olduğu için üzgünüm... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Dad, Cameron was attacked last night in his own apartment. | Baba, Cameron kendi evinde dün gece saldırıya uğramış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's in the hospital. She's out of control. | O hastanede. Kızın kontrolden çıktı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sorry, kiddo. I'm with your mom on this. | Üzgünüm, ufaklık. Bu konuda annene katıIıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| School comes first. | Okul her şeyden önce gelir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You don't even care that he was attacked? | Saldırıya uğramış olması umurunuzda değil? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Suzanne, breakfast. | Suzanne, kahvaltı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Nothing. Made you cinnamon rolls. | Hiçbir şey. Tarçınlı rulo yapmıştım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, it's just Lucy. | Oh, şu Lucy. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know, her fiancé was in Mom's unit? | Biliyor musun, nişanlısı annenin birliğindeydi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She's coming over for lunch today. | O bugün öğle yemeğine geliyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do I have to come? | Gelmek zorunda mıyım? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Of course not. Only if you want to. | Elbette değil. Eğer sadece istersen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Good. I don't. | İyi. İstemiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Flight's on time. | Uçuş zamanı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You sure she's coming? | Emin misin, geliyor mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's the New York Times. | O New York Times gazetesi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They won't miss an opportunity like this. | Böyle bir fırsatı kaçırmazlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's Ballard. She made another call home. | Şu Ballard. Başka bir evden arama yapmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We got her coordinates. What do you think? | Onun koordinatlarını aldık. Ne düşünüyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This time we wait. | Bu sefer biz bekleyeceğiz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She'll lead us to her. | O bizi ona götürecek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Perhaps I'm not being clear. This is Shakir Khan. | Belki de iyi anlatamadım. Ben Shakir Khan. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In case you don't know who I am... | Bu durumda kim olduğumu bilmiyorsun... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Kim olduğunuzu biliyorum, Mr. Khan. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| ama General müsait değil. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| But this is a life and death emergency. | Ama bu acil, bir ölüm kalım meselesi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Can I at least speak to his lieutenant, Karim, please? | En azından Teğmen Karim'le görüşebilir miyim, Iütfen? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Onunla konuşuyorsunuz. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Karim? Well, then why... | Karim? Peki, neden o zaman... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Onu aramaman gerekiyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bunu biliyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Yes, I know, but... | Evet, biliyorum, ama... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I will ask. | Rica ederim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He will not speak to you directly. | Doğrudan sizinle konuşmayacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hayır burası daha tehlikeli. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Did you speak to the general? | Generalle konuştun mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes, of course. He'll protect me. | Evet, tabii ki. O beni koruyacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I told you not to worry. | Sana endişelenmemeni söylemiştim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There, you see? You're gonna stay here with Shakir. | Orada, görüyor musun? Burada Shakir'le kal. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's safe. But what will you do? | Bu güvenli. Ama sen ne yapacaksın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How will you get out of Bamako? | Bamako'dan nasıI çıkacaksın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How will you get out of Africa? | Afrika'dan nasıI çıkacaksın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Aslam is right. The desert is no place to be alone. | Aslam haklı. Çöl yalnız kalmak için uygun bir yer değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where will you take her? | Onu nereye götürüyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Tienfala. | Tienfala'ya. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Clever boy. | Zeki çocuk. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My clever, clever boy. | Akıllım, zeki çocuğum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What? What's going on? | Ne? Neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You will find your way to Europe from Tienfala. | Tienfala'dan Avrupa'ya doğru yolu bulursun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Aslam will take you there. You must go. | Aslam seni oraya götürecek. Gitmelisiniz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have your tape. | Kaydın bende. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I will get it to this New York Times reporter. | Bunu New York Times muhabirine vereceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We'll get your story out. I promise. | Hikayeni yayınlayacağız. Söz veriyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And you my sweet, sweet boy... | Ve sen tatlım, güzel oğlum... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Promise me you won't disappear from me this time, hmm? | Söz ver, bu sefer beni terk etmeyeceksin, hmm? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You are my only family. | Benim tek ailem sensin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You will protect yourself, hmm? | Kendini koruyacaksın, hmm? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| All right big boy... | Tamam koca oğIan... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| now, last question... how will you get there? | şimdi, son bir soru... oraya nasıI gideceksin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| When it's over, you will come back to see me, yes? | Bittiğinde, beni görmeye geleceksin, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm back. | Geri geldim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need to see Mr. Tenant still. | Mr. Tenant'la hala görüşmek istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do you have an appointment? Uh, no. | Randevunuz var mı? Uh, hayır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That would still be a no. | Yanıtı hala bir hayır olur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| tell him it's about Yusuf, Darnell, | Yusuf hakkında olduğunu söyle, Darnell, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and the Jack of Spades. | ve Maça Valesi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Can you repeat that for me? | Benim için tekrar edebilir misiniz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| it's important. | bu önemli. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yusuf, Darnell, and the Jack of Spades. | Yusuf, Darnell ve Maça Valesi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your name? Harrison Walters still. | Adınız? Hala Harrison Walters. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| A Harrison Walters to see Mr. Tenant. | Harrison Walters, Mr. Tenant'ı görmek istiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He says it's about Yusuf, Darnell, and the Jack of Spades. | O Yusuf, Darnell ve Maça Valesi ile ilgili olduğunu söylüyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, okay. | Oh, tamam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll send him up. | Onu gönderiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| 30th floor. Yeah, I know. | 30. kat. Evet, biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Thanks for your help. | Yardımlarınız için teşekkürler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This better be good. | Bu daha iyi olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Senator Thomas Darnell, your former boss... | Senator Thomas Darnell, eski patronun... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What did he have to do with Black Sands? | Onun Black Sands ile ne ilgisi var? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Black Sands was a GBR project. | Black Sands bir GBR projesidir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Tom Darnell was CEO at the time... | Tom Darnell zamanında CEO'ydu... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And what's he got to do with Yusuf Qasim? | Onun Yusuf Qasim ile ne ilgisi var? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What makes you think he has anything to do with a dead terrorist? | ÖIü bir terörist ile bir ilgisi olduğunu nereden çıkardın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yusuf... | Yusuf... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| you found him. | onu buldun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's alive, isn't he? | Yaşıyor, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He needs to know... you need to tell him | O bilmeli... ona söylemen gerekir | American Odyssey-1 | 2015 | |
| that we did not double cross him. | ona kazık atmadık. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It was Amir Alamara. | O Amir Alamara'ydı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You tell him that. | Bunu ona sen söyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who's Amir Alamara? | Amir Alamara kim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He'll know. | O anlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What about Senator Darnell? | Senatör Darnell hakkında ne diyeceksin? | American Odyssey-1 | 2015 |