Search
English Turkish Sentence Translations Page 3641
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Okay, I'll tell you, | Tamam, sana söyleyeceğim, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
but you have to promise not to make too big a deal of it. | ama çok büyütecek bir şey yapmayacağına söz vermek zorundasın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm sure there's an explanation. | Bir açıklaması olduğuna eminim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Odelle and I had our wedding date | Odelle ve ben evlendiğimizde düğün tarihimiz... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
engraved on our rings when we got married. | yüzüklerimizin içine kazınmıştı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But on our honeymoon Odelle discovered | Ama balayımızda Odelle... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
that the jeweler got the date wrong on hers... | kuyumcunun tarihi yanlış yazmış olduğunu keşfetti... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
One day off. | Bir tatil günü. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We always used to joke that we weren't really married | Biz daima gerçekten evli değiliz diye şakalar yapardık | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
because of the wrong date. | çünkü tarih yanlıştı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But this morning I looked at Odelle's wedding ring and... | Ama bu sabah Odelle'in yüzüğüne baktığımda... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The date is right. | tarih doğruydu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's not her ring! They got it wrong! | Onun yüzüğü değil! Orda bir yanlışIık var! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm not sure it means anything. | Bir anlamı olduğundan emin değilim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Maybe she changed it. | Belki kendisi değiştirmiştir. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Just didn't tell you. Maybe. | Sadece bir şey söylememiştir. Belki. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mom would never do that, and you know it. | Annem asla böyle bir şey yapmaz, bunu sen de biliyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Dolly. | Dolly. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
All right, come on, what's in Tienfala? | Hadi, tamam, Tienfala'da ne var? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why was Shakir smiling when you told him about it? | Neden Şakir bunu ona söylediğinde gülümsüyordu? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Because it's so far, on the edge of the desert. | Şimdiye kadar, çölün kenarında olduğu için. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Luc is there. | Luc orda. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Bu çok kötü bir fikir. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
He just tried to kill us! | O bizi öldürmeye çalıştı! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yes, but he's a drug smuggler. He knows all the routes. | Evet, ama o bir uyuşturucu kaçakçısı. Tüm yolları bilen biri. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Seni çıkarabilir, sadece Bamako'nun dışına değil, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Mali'nin bile dışına. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Aslında, tüm Avrupa'ya. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Then you can give your flash drive to the New York Times. | Daha sonra sen New York Times'a flash belleği verebilirsin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No, don't his "routes" take us all the way back to where I just came from? | Hayır, onun "rotasını" takip ederek bunca yolu geri dönmeli miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I don't want to do that. | Bunu yapmak istemiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm an American soldier, a white woman. | Amerikalı bir askerim, beyaz bir kadınım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He's not going to protect me from the Ansar Dine. | O beni Ansar Dine'den korumak için gitmiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He'll probably try to sell me to them. | Muhtemelen beni onlara satmaya çalışacak. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So what's your idea, huh... to buy a plane ticket? | Senin bir fikrin yok, değil mi, ha... uçak biletini nasıI satın alacağız? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Great. Where is your passport? | Harika. Pasaportun nerede? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We just want to just keep making phone calls | Onlar seni yakalayıp öldürene kadar telefon görüşmesi yapmaya... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
until they catch you and kill you? | devam etmek istiyor muyuz? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Luc is our only hope. | Luc tek umudumuz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But the man wants me dead. | Ama adam beni öldürmek istiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
How am I gonna convince him to try and help us? | Bize yardım etmesi için ikna etmeyi nasıI deneyeceğiz? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It is up to you. | Sana kalmış. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The next thing I'm going to do to you | Senin için yapacağım bir sonraki şey, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
is take this | soluksuz kalana dek... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and press it against your windpipe until it breaks. | soluk boruna basmak olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And you will suffocate... | Ve boğulacaksın... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
a very, very painful, | çok, çok acı, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
terrifying way to die. | korkunç bir ölüm şekli. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
This is your last chance. | Bu senin son şansın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Tienfa... Tienfala. | Tienfa... Tienfala. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Tienfa... | Tienfa... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
If you're lying to me... | Eğer bana yalan söylüyorsan... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
if she's not there... | eğer orada değilse... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I will be back, | geri geleceğim, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and I will kill you. | ve seni öldüreceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mr. Khan? | Mr. Khan? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'll get help. | Yardım getireyim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What are you doing home from school? | Okuldan eve ne yapıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Maya? | Maya? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm going to ask you something, | Senden bir şey rica edeceğim, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and I need you to be completely honest with me. | ve bana karşı tamamen dürüst olmanı istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I saw Cameron at the hospital, | Cameron'u hastanede gördüm, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and when I asked him what happened, | ona ne olduğunu sorduğumda, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
who beat him up, he told me to ask you. | onu dövenin kim olduğunu sana sormamı söyledi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why would he do that? | O neden böyle bir şey yapsın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Maya, I have no idea. | Maya, bir fikrim yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Do you honestly think your father | Dürüst bir babanın böyle bir şey yapacağını... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
would be involved in something like that? | düşünüyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Having your boyfriend beat up, seriously? | Erkek arkadaşın dayak mı yemiş, ciddi misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So you don't know what he's talking about? | Yani onun neden söz ettiğini bilmiyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No idea. | Hiçbir fikrim yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Get down! Get down! | Eğil! Eğil! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Burada ne halt ediyorsunuz? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Everywhere you go people die. | Her yerde insanlar ölür gider. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But you don't! Why is that, huh? | Ama öyle değil! Neden mi, huh? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why do they always miss you, huh? | Neden onlar hep seni özlüyor, huh? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Get down. I will not miss. | Eğil. Ben özlemeyeceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Because you're all we've got. | Çünkü elimizdekinin tümü senin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We need your help. | Yardımına ihtiyacımız var. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Ms. Decker, Detective Watkins. How are you? | Ms. Decker, Dedektif Watkins. NasıIsınız? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Is your husband home? | Eşiniz evde mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yes. He'll be finished soon. What is this about? | Evet. O yakında bitirmiş olacak. Bu ne demek oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry. I need to speak with him directly, ma'am. | Özür dilerim. Doğrudan onunla konuşmalıyım, hanımefendi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
the police are here to see you. | polis burda, seni görmek istiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We were hoping to catch you home. | Biz sizi evde yakalarız diye ummuştuk. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Sorry to intrude. | Rahatsız ettiğim için üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Not at all. | Hiç de değil. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
How have you been? | NasıI oldun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Okay. Working hard. | Tamam. Çok çalışıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But, uh, today I'm home, trying to relax a bit. | Ama bugün eve geldim, biraz dinlenmek istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We're here on a homicide investigation. | Burada bir cinayet soruşturması üzerinde çalışıyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Know him? | Onu tanıyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No. You sure? | Yo. Emin misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yes. I'm sure. Why would you think I... | Evet. Eminim. Neden sence ben... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
His prints match the ones found in the van | Parmak izi eşleşmesi Danny Gentry'i... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
that killed Danny Gentry. | öldürenlerin minibüsündekilerle aynı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He was the driver. | Sürücü oymuş. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And since your ID was used to rent the van... | Ve o zamandan beri kimliğini minibüs kiralamak için kullanıImış... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We've been through this. | Bunu konuşmuştuk. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
My ID was stolen. I had nothing to do with it. | Kimliğim çalındı. Bir şey yapmak zorundaydım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |