Search
English Turkish Sentence Translations Page 406
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I thought if I bullied you, | Eğer sana zorbalık ettiğimi düşünüyorsan... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
you would be stronger and manly. | ...daha güçlü ve erkeksi olmalısın... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
But now I know I was wrong | ...ama şimdi çok hata yaptığımın farkındayım... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
and how silly I was. | ...ve ne kadar saçma olduğumun... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Can you please forgive me? | Lütfen beni affedebilir misin? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I can't take it anymore. | Daha fazla dayanamayacağım. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Damn it. You are really weak. | Lanet olsun. Gerçekten çok zayıf gözüküyorsun. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Lim, let me ask you. | Lim, dur bi' sorayım. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Does my mouth really stink? | Ağzım gerçekten çok mu berbat kokuyor? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Jeremy? | Jeremy? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Jeremy! | Jeremy! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Did you see her? Who? | Onu gördün mü? Kimi? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Did you see her? | Gördün mü onu? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
It's that woman. She was there on the night Tan died. | Bir kadındı. Tan'ın o gece öldüğü yerdeydi. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Jeremy. Don't go in there. | Jeremy. Sakın gitme. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Did Tan's spirit come for you? | Tan'ın ruhu senin için geri gelmeyecek mi? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
It was just a dream. | Bu sadece bir rüya. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Just because you don't believe doesn't mean "they" don't exist. | Eğer gerçekten inanmıyorsan 'onlar' diye bir şey yoktur. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
And just because you believe | İnanıyorsan... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
means "they" do exist? | ...'onlar' demenin ne anlamı var? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Chester. Chester? | Chester. Chester? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Chester? | Chester? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Chester, stop it! | Chester, dur! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Chester, stop it! | Dur, Chester! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Stop it, Chester! | Dur, Chester! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Stop it, Chester! | Kes, Chester! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Tan? | Tan? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Are you Tan? | Sen Tan mısın? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Hold his head! Hold his head! | Kafasını tutun! Kafasını tutun! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Kuah, the recruits can see you. | Kuah, askerler görür. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Sir, it's really bad this time. Trust me. | Efendim, bu sefer gerçekten çok kötü. Güvenin bana. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
So what are you suggesting? I think we should call in a medium. | Peki ne öneriyorsun? Bence bir medyum çağırmalıyız. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Medium? Are you serious? | Medyum mu? Ciddi misin sen? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Yes, sir. I know a very popular medium. | Evet, efendim. Çok tanınan bir medyum biliyorum. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Kuah, do you realize what you're saying? | Kuah, ne dediğinin farkında mısıın? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
You want to call in a medium to perform an exorcism? | Medyumu şeytan çıkarmak için mi çağıracaksın? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Sir, not to perform any rites. Just get the medium in to take a look. | Herhangi bir ayin gerçekleştirmek için değil. Sadece ortama bir göz atsın diye. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Just to take a look? Does this look like a joke to you? | Sadece bir göz atsın diye mi? Şaka gibi mi görünüyor? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
What kind of signals are you sending to the recruits? | Kim bilir askerlere ne tür mesajlar veriyorsundur. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
That this camp is haunted? The recruits are not blind. | Bu asker kampı lanetli mi? Askerler kör değil. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
They've seen what happened to Chester. They know what's going on. | Chester'a ne olduğunu gördüler. Neler olup bittiğinin farkındalar. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Look. It's obvious they're not taking Tan's death very well. | Bak, Tan'ın ölümünü besbelli gördüler. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
They're mentally and emotionally disturbed. I get it. | Zihinsel ve duygusal olarak biraz rahatsızlar. Anladım. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
You are the platoon sergeant. | Sen, ordunun çavuşusun. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
You should be looking into this sort of thing! | Bu tür şeylerle ilgilenmelisin. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Sir, Chester did not lose his mind. I'm serious. | Efendim, Chester aklını yitirmedi. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Trust me, okay? | Güvenin bana, oldu mu? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I've trusted you before. | Sana daha önce de güvenmiştim. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I know you blame me for Lye and Tan's deaths. | Lye ve Tan'ın ölümüyle ilgili beni suçlu çıkarıyorsunuz, biliyorum. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Tan's death is still under investigation. | Tan'ın ölümünün soruşturması hâlâ devam ediyor. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Don't go there. | Gitme oraya. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
But Lye, he committed suicide. | Ama Lye intihar etti. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
You know that, I know that. | Bunu sen de biliyorsun, ben de. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
We could have saved him if you had sent him for counselling much earlier. | Eğer çok daha önce danışman olarak gönderseydin onu kurtarabilirdim. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Okay, sir. It was all my fault. | Tamam, efendim. Hepsi benim suçumdu. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Lye and Tan's deaths were my mistakes. | Lye ve Tan'ın ölümü benim suçumdan oldu. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
But this time, I can't let the same thing happen to my recruits again. | Ama bu sefer aynı şeyin diğer askerlere olmasına izin veremem. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Sorry, sir. | Üzgünüm, efendim. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
If you want to charge me and put me in detention, | Beni gözaltına almak istiyorsanız... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I don't care. | ...umurumda bile değil. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
This time I insist on calling in the medium. | Bu sefer bir medyum çağrılmasını ısrar ediyorum. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Out of all the people here, | Herkes dışarıdayken... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
why was Chester the only one affected? | ...neden sadece Chester etkilendi? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Maybe he's just very unfortunate. | Belki de talihsizdir. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
You make me vomit blood! | Bana kan kusturacaksın! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Remember the night when Chester and Tan were on guard duty? | Gece Chester ve Tan'ın nöbette olduğunu hatırladın mı? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
After that night, Tan became really timid. | O geceden sonra Tan gerçekten çok çekingen biri oldu. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I've dreamt of Tan after he died. | Tan'ı öldükten sonra rüyamda gördüm. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
In the dream, I saw Chester die. | Rüyamda Chester'in öldüğünü gördüm. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I believe Tan's death is connected to him. | Tan'ın ölümünün onunla bağıntılı olduğuna inanıyorum. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Was it really Tan? | O gerçekten Tan mıydı? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
What are you saying? I'm asking if it was Tan? | Ne diyorsun? Onun Tan mı değil mi olduğunu soruyorum. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
How would I know? Stop saying you don't know. | Nereden bileyim ben. Bilmemezlikten gelmeyi kes artık. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Tell me honestly. | Adam gibi söyle. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Tan's death, do you have anything to do with it? | Tan'ın ölümünün seninle bir ilgisi var mı? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
How much longer do you want to lie? | Ne zamandır yalan söylüyorsun? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
He was your friend and my best friend. | O senin arkadaşındı ve aynı zamanda benim de en iyi arkadaşımdı. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
He helped you many times. You should remember that. | Sana çokça yardım etti. Hatırlaman gerek. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Don't you think you've let him down? | Onu hayal kırıklığına uğrattını mı sanıyorsun? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Chester, tell me what you know. | Chester, ne biliyorsan söyle. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I want to help you. | Sana yardım etmek isterim. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Why did you bring me here? | Beni neden buraya getirdin? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
That night, while Tan and I were on guard duty... | O gece Tan'la ben görevdeydik. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Chester, how did we get here? | Chester, buraya nasıl geldik? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Are we lost? | Kayıp mı olduk? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Don't worry. | Endişe etme. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Walk this way and we should find a way out. | Buradan yürüyelim, belki bir yol buluruz. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Let's go. | Hadi. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I've got a leg cramp. What do you want now? | Bacağıma kramp girdi. Ne istiyorsun şimdi? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
We still have to rush to the next checkpoint. | Bir sonraki kontrol noktasına varmak için acele etmeliyiz. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I really can't go on. | Ben cidden gelemem. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I'll take a look around. You have a rest here. | Ben bi' etrafa bakayım. Burada dinlen sen. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Chester! | Chester! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Chester! Something's grabbing my leg! | Chester! Bir şey ayağımdan tutuyor! | 2359-1 | 2011 | ![]() |
It didn't look... human. | İnsana benzemiyordu. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
What do you mean? | Ne diyorsun sen? | 2359-1 | 2011 | ![]() |
Think carefully. Was there blood or... | İyi düşün. Orada kan mı yoksa... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I really don't know. | Gerçekten bilmiyorum. | 2359-1 | 2011 | ![]() |
I panicked | Panikledim ve... | 2359-1 | 2011 | ![]() |
and couldn't see clearly. | ...net göremiyordum. | 2359-1 | 2011 | ![]() |