Search
English Turkish Sentence Translations Page 412
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Mary washed her little lamb'? | Mary ufak kuzusunu yıkadı mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Well, she played with the three blind mice. | Üç kör fare ile oynadı. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Come on, this way, ma'am. | Hadi, bu taraftan, efendim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Ma'am, straight forward. We got a clean room right here on the right. | Efendim, ilerleyin. İleride temiz bir oda var. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Mikayla'? Mikayla will be okay. Your daughter will be fine, okay'? | Mikayla? Mikayla'ya bir şey olmayacak. Kızınıza bir şey olmayacak, tamam mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Just right this way. | Bu taraftan. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Where's my daughter? | Kızım nerede? Efendim, efendim, oturun. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I got you. Be still. | Yanınızdayım. Kıpırdamayın. işte böyle. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I know it's not a hotel, ma'am. | Burası bir otel değil, biliyorum efendim. Çarşaflar çok temiz değil, havlumuz var. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| We got water. | Suyumuz var. Bir şeye ihtiyacınız olursa haber verin, tamam mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Cutter, you know the house rules. | Cutter, ev kurallarını biliyorsun. Tüm hatlar güvenli. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Knock twice if you need anything, all right'? | Bir şeye ihtiyacın olursa iki kez tıkla, tamam mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Please tell me my daughter is okay. | Kızımın iyi olduğunu söyleyin lütfen. Lütfen kızımı bulmama yardım edin. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Ma'am, I'm going to help you find your daughter, okay'? | Efendim, kızınızı bulmanıza yardım edeceğim, tamam mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Just relax. | Rahatlayın lütfen. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| John, just get some coffee and a secure line, please. | John, biraz kahve ve güvenli bir hat getir, lütfen. Emredersiniz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Where is my daughter? | Kızım nerede? Kızım nerede? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I will do whatever you want. | Ne isterseniz yaparım. Ne sorarsanız cevaplarım. Kızımı bulmama yardım edin. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| She was wearing a pink dress. | Pembe bir elbise giyiyordu. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| She's going to go home to visit her grandma for Christmas | Yılbaşı için büyükannesini ziyarete gidip kurabiye pişirecekti... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| and I just love her so much. | ...ve kızımı çok seviyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You've got to help me find my daughter, Chris. | Kızımı bulmama yardım etmelisin, Chris. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I'm pregnant. Chris! | Hamileyim. Chris! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Just help me find my daughter. | Kızımı bulmama yardım et sadece. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Mikayla, honey, where are you'? Are you okay'? | Mikayla, tatlım, neredesin? İyi misin? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Hello again. Who is this'? | Tekrar merhaba. Kimsin sen? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Hey, who is this'? | Kimsin sen? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Christopher, Christopher, Christopher. | Christopher, Christopher, Christopher. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Hey, it's very unfortunate that we are in this predicament, | Böyle kötü bir vaziyette olmamız şanssız ama, öyleyiz işte. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You have something that I very much want. | Sende benim çok istediğim bir şey var. Bir oyuna var mısın? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I said, you up for little game'? | Bir oyuna var mısın dedim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| What do you mean, game? | Ne demek oyuna var mısın? Oyun falan oynamıyorum ben. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Yes, Sergeant Kane. I've got Cutter for you. | Evet, Çavuş Kane. Cutter hatta. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You're going to want to hear this. | Bunu duymak isteyeceksiniz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Kane, I wish I could say | Kane, Keşke... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Who is this? Who am I talking to? | Kimsin sen? Kiminle konuşuyorum? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I have four people who would very much | Önümüzdeki 24 saat içinde gitmeyi çok isteyecek 4 kişi var yanımda. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| They don? want to die. | Ölmek istemiyorlar. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You're not going to let them die, are you, Christopher? | Ölmelerine izin vermeyeceksin, değil mi, Christopher? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Are you? | Değil mi? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Oh, so you think playing with peoples lives, that's a game? | İnsanların hayatlarıyla oynamak bir oyun mu sence? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| What do you want'? | Ne istiyorsun? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| No! Hey. | Hayır! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| That's not how this game works. | Oyun böyle olmaz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You don? ask me questions. | Soruları sen sormazsın, ben sorarım. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Okay, you have something that I very much want, | Dediğim gibi, sende benim çok istediğim bir şey var ve bende de... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| and a little girl that would very much like to go home, okay'? | ...eve gitmeyi çok isteyecek 3 şişko kedi ve küçük bir kız var, tamam mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I'm sure we can come to some | O yüzden, bir tür anlaşmaya varabileceğimizden eminim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| But only if you follow the rules. | Ama kurallara uyarsan. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You have a pen? Because you might want to [at this dawn. | Kalemin var mı? Çünkü bunu yazmak isteyebilirsin. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| One, absolutely no more press! | Bir; Kesinlikle basın falan yok! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| What does that mean? You heard that, right'? | Bu da ne demek? Bunu duydun, değil mi? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I want it quiet. | Sessiz olmasını istiyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You hear that'? It's really quiet. | Duyuyor musun bunu? Çok sessiz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I want it that quiet. | Bu kadar sessiz olmasını istiyorum. İki; Kesinlikle federaller yok. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I don't want to wake up with some FBI drones kicking down my door. | FBI salaklarını kapımı çalarken görerek uyanmak istemiyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| If that happens and they die just like your poor partner, okay'? | Eğer bu olursa senin zavallı ortağın gibi ölürler, tamam mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Listen to me, you cock sucking motherfucker, | Beni dinle, seni nonoş orospu çocuğu... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I swear to God, when I find you | ...Tanrı'ya yemin ederim seni bulursam öldüreceğim. Duydun mu beni? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Listen to me, asshole. | Dinle beni, kahrolası! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Don't be rude. | Kabalık etme! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| It's unnecessary. | Gereksiz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Three, I want a plane. | Üç, bir uçak istiyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I said I want a plane. | Bir uçak istiyorum dedim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| A midsize, you know, a G6. | Orta boy, G6 gibi bir şey olsun. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| No miles, full tank of gas. | Sıfır km olsun, deposu dolu olsun. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You know, the kind those Hollywood guys fly. | Holywood yıldızlarının uçtuklarından. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Okay? And the last thing, | Tamam mı? Ve son olarak... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I want $100 million. | ...100 milyon dolar istiyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I said I want $100 million. | 100 milyon dolar istiyorum dedim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| want $100 million and a G6. What's wrong with that? | 100 milyon dolar ve G6 uçağı istiyorum. Nesi varmış bunun? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Who wouldn't want that'? | Kim istemez ki bunu? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| And you're going to give it to me, aren't you'? | Ve onu bana vereceksin, öyle değil mi? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| That's not too much to ask for, all things considered. | Çok bir şey istemiyoruz ki, her şey düşünüldü. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Oh, and Christopher, I don't know if you remember, | Ve Christopher hatırlar mısın bilmiyorum ama... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| but I have four bartering chips, and every six hours that pass | ...elimde dört adet pazarlık kozu var. İstediğimi almadığım her altı saatte bir... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| that I don't get what I want, I don't give a fuck what it is. | ...olacaklardan ben sorumlu değilim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I may improvise and say I want to get a blow job, | Kafama eserse oral seks bile isteyebilirim... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| and I don't get it, you will have killed one of these people. | ...eğer alamazsam bu insanlardan birini öldürürsünüz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| So... | Pekala. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| let's get the ball rolling, shall we'? | Oyun başlasın o halde! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Let's get the ball rolling, I said, shall we'? | Oyun başlasın, başlayalım mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| That's called a gun | Az önce duyduğuna tabanca deniyor. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Hey, I am a cold blooded killer. | Ben soğukkanlı bir katilim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| It's what I do best. I kill people. | En iyi yaptığım şey bu. İnsanları öldürürüm ben. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Now I have three bartering chips. | Şimdi elimde üç adet pazarlık kozu var. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Don't forget about me. | Beni unutma. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| This salad sucks. Who made this shit'? | Bu salata çok kötü ya. Kim yaptı bunu? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Sorry, sir. It's all right. Don't be sorry, man. | Kusura bakmayın, efendim. Sorun yok. Üzülme, dostum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Just do. | Sadece yap. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Is this a fucking joke? Shh! Cutter. | Şaka mı bu? Cutter! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Cutter! So what are you going to do about it'? | Cutter! Ne yapacaksın? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Jesus Christ, Cutter. You stay put. | Tanrım, Cutter. Yerinden kıpırdama! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| We're coming to you. | Biz sana geliyoruz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You better start talking right fucking now. | Hemen şimdi konuşmaya başlasan iyi edersin. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You get the IT guys to trace that number. | Bilişimciler derhal o telefonun yerini bulsun. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Right now, Cutter is the only solid lead we have. | Cutter şu anda elimizdeki işe yarar tek ipucu. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Now Kane, I need you to run point on this, | Kane, vereceğim ekiple çalışmanı istiyorum... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| and we got to move on this fast, my man. | ...elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| If I'm running point, I'm choosing my own team. | Eğer ekibi ben yöneteceksem, kendi ekibimi kendim seçerim. | 24 Hours-1 | 2015 |