Search
English Turkish Sentence Translations Page 4162
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It shouldn't be too hard to set up a raid on the house. | Eve bir baskın düzenlemek o kadar zor olmasa gerek. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| There'd be reasonable grounds, what with all the strange activity, | Tüm o şüpheli hareketliliğin ve gece gündüz demeden... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| the comings and goings day and night. | ...eve girip çıkanların olmasının bir nedeni olmalı. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| This is your area of expertise. | Bunları sen daha iyi bilirsin. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I’m not trying to tell you how to suck eggs. | Amacım sana ne yapacağınızı söylemek değil elbette. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I really don't see how anything can be done, Janine. | İnan yapacak bir şey olduğunu sanmıyorum, Janine. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Randall... | Randall... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| ...I feel sick about this. | ...bu durum beni çok üzüyor. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| not one little bit. | ...hem de hiç. Geç kaldığım için özür dilerim. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| But we do what we have to do. We do what we must. | Ama yapmamız gerekeni yapmak zorundayız. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Just because we don't want to do something | Bir şey yapmak istemiyor olmamız... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| doesn't mean it can't be done. | ...yapacak bir şey olmadığı anlamına gelmez. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Jesus Christ, what the fuck are cops doing here? | Olamaz, polisler ne arıyor burada? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| They're wearing flak jackets with fuckin' 'Police' written on them. | Üzerinde 'Polis' yazan kurşun geçirmez yelek giyiyorlar. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I’m not taking them head on, mate. They're fuckin' cops! | Onlara karşı gelecek değilim, abi. Polis ulan onlar! | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I don't care who they are, mate. I’m not fighting a war. | Kim oldukları umurumda değil, oğlum. Çatışmaya girecek değilim. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I’m not fighting a war over some fuckwit kid! | Geri zekalı bir çocuk için çatışacak değilim. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| That's it. I’m done. | Buraya kadar. Ben teslim oluyorum. Nasıl yani! | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Police! Open up! | Polis! Açın! | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Open the fucking door! Open the door or we'll bust it down. | Açın kapıyı! Açın kapıyı yoksa kıracağız! | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| We're witness protection. Fuck. | Tanık korumadan geliyoruz! Hassiktir. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Alright. OK. OK. Oh, fuck. | Tamam. Tamam. Siktir. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| You'd think the executives at that station, | Demek o kanaldaki yöneticilerin... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| they need a new host for their show, | ...şovları için daha düzgün dişleri olan bir sunucu bulmaları... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| they could find someone with straighter teeth. | ...gerektiğini düşünüyorsun. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I don't mind his personality | Kişiliğine bir itirazım yok... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| but his mouth's so off putting. | ...ama ağzı gerçekten çok biçimsiz. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Oh, my goodness. | İnanmıyorum. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| What you doing here? Is there anyone inside? | Burada ne işin var? Evde kimse var mı? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I wanna get Pope out of jail. | Papa'yı cezaevinden çıkarmak istiyorum. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I can't live like this. | Bu şekilde yaşayamam. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Of course, dear. | Elbette, hayatım. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I want to set up a meeting with Ezra | Ezra ve ön duruşmadaki o avukatla görüşmek istiyorum. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| OK. Of course. | Olur. Elbette. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I don't trust Ezra | Ezra'ya güvenmiyorum,... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| so I’m not going to anyone's house. | ...o yüzden kimsenin evinde buluşmam. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| It has to be somewhere public. | Halka açık bir yerde olmalı. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| But it also has to be somewhere no one we know would go. | Ayrıca kimsenin gideceğimizi düşünmeyeceği bir yer olacak. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| OK, honey. OK. | Tamam, tatlım. Nasıl istersen. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Mate, if you really want to help the boys, | Delikanlı, bizimkilere cidden yardım etmek istiyorsan... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| coming home is the thing to do. | ...eve dönmen en hayırlısı olur. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I’m not coming home. I’m not safe there. | Eve dönmem, orada güvende değilim. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Yes, you are, dear. | Elbette güvendesin, tatlım. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I’m not safe in witness protection either, | Tanık koruma programında da güvende değilim... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| but I’d rather take my chances there. | ...ama en azından evden iyidir. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| You'll be safe at home, honey. | Evde güvende olursun, canım. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| You can't promise me that. | Garantisini veremezsin. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I’m not coming home. I’m going back there. | Eve gelmiyorum, polisin yanına döneceğim. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I’m just letting you all know that I’m here to help. | Yardım etmek istediğimi söylemek için geldim. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I think J's made his position clear. | J kararını açıkça belirtti. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Where that leaves us now is to decide how best to proceed, | Şimdi bize düşen de, yapacağı bu cesur yardımı... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| given the brave offer of assistance he's made. | ...en iyi şekilde değerlendirmek. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| You know, this thing's going to trial with or without J, that's a given. | J olsa da olmasa da bu iş mahkemeye gidecek, orası kesin. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| What we want is to win it. | Bizim yapmamız gerekense, kazanmak. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| You know what I liked about the committal hearing? | Ön duruşmada ne hoşuma gitti, söyleyeyim mi? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Despite the fact that we've been ordered to stand trial, of course. | Dava edilmemize rağmen tabii. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| But what I liked about the committal was that for the most part, | Ön duruşmada en çok hoşuma giden şey... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| their case looked pretty flimsy to me. | ...davalarının zayıf olmasıydı. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Largely dependent on witness testimony | Çoğunlukla tanık ifadesine dayalı... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| that shouldn't be too hard to discredit, I wouldn't have thought. | ...ki bunu da çürütmek pek zor olmayacaktır zaten. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| And if the committal’s any indicator, then J here's their star witness. | Eğer ön duruşmadan bir şey çıkarmak istiyorlarsa, onlara J gerekecek. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Without him, they'll need to strengthen their brief, | O olmadığı için de, iddialarını güçlendirmek zorunda kalacaklar... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| which they will do with something else. | ...ona da başka bir kılıf uyduracaklar. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Personally, I’d rather tackle the evidence I saw at the committal | Açıkçası, sunacakları çakma bir ifade yerine... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| than any rejigged brief they come up with | ...ön duruşmada gördüğüm kanıtı çürütelim derim... | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| should J suddenly decide to leave. | ...hani olur da J kararını değiştirirse. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| You know what I mean? | Anlatabildim mi? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| So I think we should just get into it. | Bence hiç düşünmeden girelim. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| There's a bunch of things we'll need to go through... | Üstünden geçmemiz gereken birçok şey var. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Where have you been? Hiding. | Neredeydin? Saklanıyordum. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| You shouldn't have left the house. Where did you go? | Evden çıkmaman gerekirdi. Nereye gittin? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I was hiding. | Saklanıyordum. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| It was the Drug Squad who raided the house today. | Bugün evi basanlar uyuşturucuyla mücadele ekibiydi. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| OK? They'd been told something funny was going on here. | Burada bir şeylerin döndüğü kulaklarına gelmiş. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| It was just a fuckin' mix up. | Bir karışıklık olmuş. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Now, you're not in any danger, alright? | Tehlikede falan değilsin, tamam mı? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| OK? OK. | Tamam mı? Tamam. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Did anybody see you out there today? | Seni dışarıda gören oldu mu? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| OK. | Tamam. Sen iyi misin? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| You alright? | ...ben buradayım, tamam mı? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I’m fine. | İyiyim. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| I think courtrooms make everyone feel a little bit nervous. | Mahkeme salonları herkesi biraz geriyor galiba. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Coming down. | Aşağı geliyoruz. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Your girlfriend, Nicole, died from a heroin overdose. | Kız arkadaşın Nicole, aşırı eroin kullanımından öldü. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Is this true? Yes. | Doğru mu bu? Evet. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| And is it true you believe your uncles were responsible for this? | Bundan dayılarının sorumlu olduğuna da inandığın doğru mu? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Yes. How? | Evet. Neden? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| They injected her. | İğneyi onlar yaptı. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Maybe don't rush your answers. | Cevaplarını hemen vermesen iyi olur. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| The more hesitant you are, the more uncertain you'll appear, OK? | Ne kadar tereddütlü davranırsan o kadar belirsiz olursun. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| How's he gonna remember all this? | Bunların hepsini nasıl hatırlayacak? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| He doesn't need to. It's better if he doesn't. | Hatırlamasına gerek yok. Hatırlamasa iyi olur. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| We don't want him reciting lines. | Replik söyler gibi konuşmasını istemeyiz. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| He just needs to get into the swing of it, | Sadece ağzı alışsın, kafasının bir köşesine yazsın yeter. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| So you're saying they forcibly injected her | Yani ona zorla "altın vuruş" denen iğneden yaptıklarını söylüyorsun. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| with what's known as a 'hot shot'. | Joshua Daniel Cody. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Did you see them do it? No. | Onları yaparken gördün mü? Hayır. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Was she known to you to be a user of heroin? | Kız arkadaşın eroin kullanır mıydı? | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Sometimes, yeah. | Ara sıra. | Animal Kingdom-1 | 2010 | |
| Was she? This is me talking now. | Kullanır mıydı gerçekten? Ben konuşuyorum şimdi. | Animal Kingdom-1 | 2010 |