• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 4367

English Turkish Film Name Film Year Details
Then a couple of days for London to transmit back the answer. Londra'dan cevap gelmesi de birkaç günü bulur. Londra'dan cevap gelmesi bir iki gün sürer. Anthropoid-1 2016 info-icon
Happy birthday. Doğum günün kutlu olsun! Mutlu yıllar! Anthropoid-1 2016 info-icon
Happy birthday. Happy birthday. Doğum günün kutlu olsun! Mutlu yıllar! Mutlu yıllar! Anthropoid-1 2016 info-icon
Happy birthday, Ata. Thank you. Doğum günün kutlu olsun Ata. Teşekkürler. Mutlu yıllar At'a. Teşekkürler. Anthropoid-1 2016 info-icon
Cheers. Cheers. Sağlığınıza! Sağlığınıza! Şerefe. Şerefe. Anthropoid-1 2016 info-icon
Cheers. Şerefe! Şerefe. Anthropoid-1 2016 info-icon
It's beautiful. Thank you. Çok güzel. Teşekkürler. Çok güzel görünüyor. Teşekkürler. Anthropoid-1 2016 info-icon
Ata, I know this is your party, Ata, bunun doğum günü partin olduğunu biliyorum ama... At'a, bu senin partin biliyorum... Anthropoid-1 2016 info-icon
but we have a little announcement to make. ...küçük bir duyuru yapacağız. ...ama ufak bir duyuru yapacağız. Anthropoid-1 2016 info-icon
I have asked Marie to marry me and she has said yes. Marie'ye benimle evlenir misin diye sordum ve o da evet dedi. Marie'ye evlenme teklif ettim ve o da kabul etti. Anthropoid-1 2016 info-icon
Congratulations. Thank you. Tebrikler. Sağ olun. Tebrikler. Sağ ol. Anthropoid-1 2016 info-icon
Thank you. Teşekkürler. Sağ olun. Anthropoid-1 2016 info-icon
Why are we here? Niye buradayız? Niye buradayız? Anthropoid-1 2016 info-icon
Who's to say it won't happen? Olacağı ne malum? Londra iptal eder belki. Olmayacağını kim söyleyebilir? Anthropoid-1 2016 info-icon
London calls it off. Londra iptal edebilir. Kendine yalan söylüyorsun dostum. Anthropoid-1 2016 info-icon
You're lying to yourself, my friend. Kendine yalan söylüyorsun dostum. Anthropoid-1 2016 info-icon
Because it is easier. Çünkü bu daha kolay. Çünkü yalan söylemek daha kolay. Anthropoid-1 2016 info-icon
I have to believe there is a way through this. Bunun üstesinden gelmek için bir yol olduğuna... Bu işten sağ salim kurtulabileceğimize inanmalıyım. Anthropoid-1 2016 info-icon
That there is a normal life waiting for us. ...bizi bekleyen normal bir hayat olduğuna... Önümüzde normal bir hayatın olduğuna inanmalıyım. Anthropoid-1 2016 info-icon
The way things used to be. ...eskisi gibi olacağına inanmalıyım. Eskiden olduğu gibi! Anthropoid-1 2016 info-icon
Marie makes me feel that there is hope. Marie beni umut olduğuna inandırıyor. Marie beni umutlandırıyor. Anthropoid-1 2016 info-icon
I love her. Onu seviyorum. Onu seviyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
I do. I love her. Onu gerçekten seviyorum. Seviyorum. Ona âşığım. Anthropoid-1 2016 info-icon
I had the idea to transfer the 73 Aklıma 73'ü daha kolay taşımak için... Aklıma şöyle bir fikir geldi; tüfek bombasını... Anthropoid-1 2016 info-icon
into a water canteen for better mobility. ...su matarasına dönüştürme fikri geldi. ...kolay taşımak için mataraya aktarabiliriz. Anthropoid-1 2016 info-icon
Rigged for impact detonation. Düzeneği tesirli infilak için yapıldı. Sakın düşürme öyleyse. Teçhizat daha etkili infilâk eder. Anthropoid-1 2016 info-icon
Don't drop them, eh? Yere düşürme, olur mu? Anthropoid-1 2016 info-icon
That was the empty one. O boştu. O boş olandı. Anthropoid-1 2016 info-icon
No, not funny, Jan. Hiç komik değil Jan. Hiç komik değil, Jan. Anthropoid-1 2016 info-icon
Not funny. Hiç komik değil. Hiç komik değil. Anthropoid-1 2016 info-icon
"Anthropoid proceed. "Antropoit devam etsin. Tamam." "Anthropoid devam etsin." Anthropoid-1 2016 info-icon
"Stop. "Tamam." Anthropoid-1 2016 info-icon
"Upmost importance." "Önceliği çok büyük." "Âzamî öncelik." Anthropoid-1 2016 info-icon
Nothing about getting us out afterwards. Sonrasında nasıl kurtulacağımıza dair hiç bilgi yok. Bizi çıkarmakla ilgili tek kelime yok. Anthropoid-1 2016 info-icon
There's a problem. Sorunumuz var. Bir sorun var. Anthropoid-1 2016 info-icon
One of our contacts inside the castle has seen correspondence Kaledeki adamlarımızdan biri... Kalenin içindeki bir irtibâtımız, Heydrich'i Berlin'e... Anthropoid-1 2016 info-icon
ordering Heydrich back to Berlin. ...geri çağıran bir yazışma görmüş. Anthropoid-1 2016 info-icon
And there have been conversations in the household Ayrıca ev içinde... Evde de Paris'e gidecek yeni birliğin... Anthropoid-1 2016 info-icon
about a new posting to Paris. ...lâfı geçmiş. Anthropoid-1 2016 info-icon
It means that once he goes to Berlin, Bu da demek oluyor ki Berlin'e giderse geri gelmeyebilir. Yani Berlin'e giderse... Anthropoid-1 2016 info-icon
he may not be back. ...geri dönmeyebilir. Anthropoid-1 2016 info-icon
When does he leave? Ne zaman gidiyor? Yarından sonra. Ne zaman gidecek? Anthropoid-1 2016 info-icon
Then we have no choice. Öyleyse başka seçeneğimiz yok. O zaman başka şansımız yok. Anthropoid-1 2016 info-icon
We do it tomorrow. Yarın yapıyoruz. Suikastı yarın düzenliyoruz. Yarın yapacağız. Anthropoid-1 2016 info-icon
We do it tomorrow. Yarın yapacağız. Anthropoid-1 2016 info-icon
What? What is it? Ne? Sorun ne? Ne var? Ne oldu? Anthropoid-1 2016 info-icon
Ladislav has received a new transmission from London. Ladislav'a Londra'dan yeni bir haber gelmiş. Ladislav, Londra'dan yeni bir haber aldı. Anthropoid-1 2016 info-icon
And? Ve? Ee? Anthropoid-1 2016 info-icon
They agreed with my request to stand down the mission. Görevden çekilme isteğimi kabul ettiler. Görevi iptâl etmeyi benim ricamla kabul ettiler. Anthropoid-1 2016 info-icon
We believe we see the situation clearly, "Durumu açıkça anladığımıza inanıyoruz. Bu sebeple sözü geçen durumda... "Vaziyeti net gördüğümüz kanâatindeyiz." Anthropoid-1 2016 info-icon
therefore, given the situation, "Mevcut vaziyete bakıldığında... Anthropoid-1 2016 info-icon
any actions against officials of the German Reich ...Alman devletinin askerine karşı herhangi bir saldırı düşünülmemelidir. ...Alman hükümetine karşı yapılacak herhangi bir eylem... Anthropoid-1 2016 info-icon
do not come into consideration. ...düşünce dâhilinde olmayacaktır." Anthropoid-1 2016 info-icon
Let the Jindra group know. Bunu Jindra Teşkilâtı'na bildirin." "Jindra grubuna bildirin." Anthropoid-1 2016 info-icon
No. Hayır. Olamaz. Anthropoid-1 2016 info-icon
Ladislav, Ladislav... Ladislav... Anthropoid-1 2016 info-icon
I've just decoded a message from London. ...az önce Londra'dan gelen... ...az evvel Londra'dan bir mesajı deşifre ettim. Anthropoid-1 2016 info-icon
"Proceed. Upmost importance." "Devam edin. Âzamî öncelik." diyordu. Anthropoid-1 2016 info-icon
But this clearly states you must stand down. Ancak bu geri çekilmenizi açıkça gösteriyor. Fakat bu, net bir şekilde çekilmenizi söylüyor. Anthropoid-1 2016 info-icon
You are deluded. This is for Jindra. Sen kandırılmışsın. Bu Jindra için. Peki bunu nasıl kabul edebiliriz? Kandırılıyorsun! Bu, Jindra için! Anthropoid-1 2016 info-icon
So how can we recognize this? Bu emri nasıl uygularız? En azından doğrulamamızı bekleyin. Anthropoid-1 2016 info-icon
Then at least wait for us to clarify it. O zaman hiç değilse bizim için açıklığa kavuşuncaya kadar bekleyelim. Anthropoid-1 2016 info-icon
It may have superseded your order. Belki de aldığın emri iptal eder. Zamanımız yok. Siz gelen emri geçersiz kılabilir. Anthropoid-1 2016 info-icon
We have no time. Vakit kalmadı. Anthropoid-1 2016 info-icon
After tomorrow Heydrich will be gone. Heydrich yarından sonra gidecek. Yarından sonra Heydrich gitmiş olacak. Anthropoid-1 2016 info-icon
I agree with Josef. Jozef'e katılıyorum. Josef'e katılıyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
I don't think this is a direct command. Bunun doğrudan bir emir olduğunu sanmıyorum. Bu bir direkt emir değil bence. Anthropoid-1 2016 info-icon
I believe its purpose is to calm the nerves in Jindra. Jindra içindeki sinirleri yatıştırma amacı taşıdığını düşünüyorum. Asıl amacının, Jindra'yı sakinleştirmek olduğuna inanıyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
I know you all doubt me. Hepinizin benden şüphelendiğini biliyorum. Hepiniz benden şüphe duyuyorsunuz. Anthropoid-1 2016 info-icon
No, Ladislav... Please stop. Hayır, Ladislav... Lütfen kesin. Hayır, Ladislav. Kes artık, lütfen. Anthropoid-1 2016 info-icon
Suspect me of collaboration. İşbirliği yaptığımdan şüpheleniyorsunuz. Beni takip ettiğinizi biliyorum. İşbirliği yaptığımdan şüpheleniyorsunuz. Anthropoid-1 2016 info-icon
I know you've had me followed. Beni takip ettirdiğinizi biliyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
I understand you don't trust me, but, Bana güvenmemenizi anlarım fakat Gestapo için muhbirlik yapsaydım... Bana güvenmemenizi anlarım, ama... Anthropoid-1 2016 info-icon
do you think you would still be here? ...sizce hâlâ burada olur muydum? Anthropoid-1 2016 info-icon
Then you tell me, Ladislav. O zaman söyle bakalım Ladislav. O zaman sen söyle, Ladislav. Anthropoid-1 2016 info-icon
What are you afraid of? Neden korkuyorsun? Neden korkuyorsun? Anthropoid-1 2016 info-icon
I fear Czechoslovakia will be wiped from the map. Çekoslovakya'nın haritadan silinmesinden korkuyorum. Çekoslovakya haritadan silinecek diye korkuyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
You ask me if I'm afraid? Korkuyor musun diye soruyorsan evet, korkuyorum. Korkuyor musun diye soruyorsan evet, korkuyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
Jan, Uncle, we do it tomorrow. Jan, Amca, yarın yapıyoruz. Jan, Amca, yarın yapıyoruz. Anthropoid-1 2016 info-icon
As planned. Planlandığı gibi. Plânladığımız gibi. Anthropoid-1 2016 info-icon
May God be with you. Tanrı sizinle olsun. Tanrı yardımcınız olsun. Anthropoid-1 2016 info-icon
Jan. Jan. Jan. Anthropoid-1 2016 info-icon
I've shot at men in the field. Never killed one up close. Savaş alanında adamları vurdum ama daha önce kimseyi yakından vurmadım. Uzaktan adam vurduğum oldu ama yakından hiç vurmadım. Anthropoid-1 2016 info-icon
Give me the gun. Give me the gun. Silahı ver. Ver hadi. Tabancayı bana ver. Tabancayı ver. Anthropoid-1 2016 info-icon
I don't want to die tomorrow. Give me the gun. Yarın ölmek istemiyorum. Silahı ver bana. Yarın ölmek istemiyorum. Tabancayı bana ver. Anthropoid-1 2016 info-icon
Breathe. Breathe. Nefes al. Nefes al. Şimdi... Nefes al. Nefes al. Anthropoid-1 2016 info-icon
Thank you, Mrs. Moravec. Thank you. Teşekkürler Bayan Moravec. Teşekkürler. Gerek yok, Bayan Moravec. Sağ olun. Anthropoid-1 2016 info-icon
Okay. Breathe. Breathe. Tamam. Nefes al, nefes al. Tamam. Nefes al. Nefes al. Anthropoid-1 2016 info-icon
Breathe. Breathe, Jan. Nefes al, nefes al Jan. Güzel. Nefes al. Nefes al, Jan. Anthropoid-1 2016 info-icon
Now, as we were trained. Şimdi bizi eğittikleri gibi... Şimdi, eğitildiğimiz gibi yap. Anthropoid-1 2016 info-icon
As we were trained. Concentrate on the detail. ...eğitildiğimiz gibi tüm dikkatini detaya ver. Eğitildiğimiz gibi. Detaya odaklan. Anthropoid-1 2016 info-icon
Good. Güzel. Güzel! Güzel. Anthropoid-1 2016 info-icon
Good. Aferin. Anthropoid-1 2016 info-icon
Good. Güzel. Aferin. Anthropoid-1 2016 info-icon
We are not afraid. Korkmuyoruz. Korkmuyoruz Jan. Korkmuyoruz. Anthropoid-1 2016 info-icon
Jan, we are not afraid. Jan, korkmuyoruz. Anthropoid-1 2016 info-icon
Czechoslovakia is not afraid. Çekoslovakya korkmuyor. Çekoslovakya korkmuyor. Anthropoid-1 2016 info-icon
I will wait for you up the street. Caddenin yukarısında seni bekleyeceğim. Sokağın yukarısında seni bekliyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
Uncle said we weren't needed for a while. Amca bize bir süre ihtiyaç olmadığını söyledi. Amca, bir müddet size ihtiyaç olmayacak demişti. Anthropoid-1 2016 info-icon
Is it today? Gün, bugün mü? Bugün mü yapacaksınız? Anthropoid-1 2016 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4362
  • 4363
  • 4364
  • 4365
  • 4366
  • 4367
  • 4368
  • 4369
  • 4370
  • 4371
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact