• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 4369

English Turkish Film Name Film Year Details
Josef Jozef. Beyler... Josef. Anthropoid-1 2016 info-icon
Gentlemen. Beyler, bunlar Švarc, Bublîk ve Hruby. Anthropoid-1 2016 info-icon
They are from the airdrop this spring. Bu bahar paraşütle atlayan gruptan. Anthropoid-1 2016 info-icon
Boredom may be the biggest enemy we have here. Buradaki en büyük düşmanımız can sıkıntısı olabilir. Buradaki en büyük düşmanınız sıkıntı olabilir. Anthropoid-1 2016 info-icon
I'm suggesting three men on guard duty Üç adamın kilisenin nef kısmında her zaman nöbette olmasını öneriyorum. Kilise balkonunda üç adamın her dâim korumalık yapmasını öneriyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
We rotate every six hours. Her altı saatte nöbet değişimi yaparız. 6 saatte bir değişim yapacağız. Anthropoid-1 2016 info-icon
These three take first watch. İlk nöbeti bu üçlü tutar. İlk gözetimi bu üçü yapacak. Anthropoid-1 2016 info-icon
I'm sorry it wasn't the outcome we all hoped for. Hepimizin ümit ettiği şey gerçekleşmediği için üzgünüm. Hepimizin umduğu sonucu alamadığımız için üzgünüm. Anthropoid-1 2016 info-icon
None more than us. Bizden üzgün olamazsın. Bizden üzgün olamazsın. Anthropoid-1 2016 info-icon
Reinhard Heydrich has died in hospital. Saldırıda aldığı yaralar sonucu... Reinhard Heydrich hastanede ölmüş. Anthropoid-1 2016 info-icon
A direct result of the injuries sustained in the attack. ...Reinhard Heydrich hastanede öldü. Saldırı sırasında aldığı yaraların sonucuymuş. Anthropoid-1 2016 info-icon
Yesterday, the Germans went to a village, Lidice, Almanlar dün Lidice adında bir köye gidip... Dün Almanlar Lidice adında bir kasabaya girmiş... Anthropoid-1 2016 info-icon
and shot every man over the age of 16. ...16 yaşını geçen bütün erkekleri vurmuş. ...ve 16 yaşından büyük her erkeği vurmuşlar. Anthropoid-1 2016 info-icon
The women and children have been taken to camps, Kadınlar ve çocuklar kampa götürülmüş. Binalar yerle bir edilmiş. Kadınlar ve çocuklar kamplara götürülmüş. Anthropoid-1 2016 info-icon
and the buildings were razed to the ground. Taş üstünde taş bırakmamışlar. Anthropoid-1 2016 info-icon
There has been talk that the village aided you somehow. Köyün size bir şekilde yardım ettiği söylentisi var. Kasabanın size bir şekilde yardım ettiği dedikodusu çıkmış. Anthropoid-1 2016 info-icon
I've never even been to Lidice. Lidice'ye bir kez bile gitmedim. Lidice'e adımımı dahi atmadım. Anthropoid-1 2016 info-icon
These are dangerous times. Bunlar tehlikeli zamanlar. Tehlikeli zamanlardayız. Anthropoid-1 2016 info-icon
Mere gossip wipes a whole village from the face of the Earth. Önemsiz söylentiler bile bir köyün yeryüzünden silinmesine yeter. Küçücük bir dedikodu bile koca bir kasabayı yerle bir edebilir. Anthropoid-1 2016 info-icon
Today Karl Frank issued an amnesty broadcast. Karl Frank bugün genel af çıkardı. Karl Frank bugün genel af yayını yapmış. Anthropoid-1 2016 info-icon
A full pardon for any person and their family Daha önce ortaya çıkmasalar bile... Suikastçılar hakkında verilecek her türlü bilgi... Anthropoid-1 2016 info-icon
in exchange for any information about the assassins, ...suikastçılar hakkında bilgi paylaşacak... ...karşılığında o kişiye ve ailesine tam af çıkacakmış. Anthropoid-1 2016 info-icon
even if they did not come forward before. ...kişiler ve aileleri için genel bir af. Daha önce susmuş olsalar bile. Anthropoid-1 2016 info-icon
But there is a deadline of five days. Ancak af beş günle sınırlı. Ama beş günlük bir mühlet tanınmış. Anthropoid-1 2016 info-icon
After that, they plan to execute 30,000 Czechs. Bunun ardından 30.000 Çek'i idam etmeyi planlıyorlar. 5 günün sonunda, 30 bin Çek'i idam etmeyi planlıyorlar. Anthropoid-1 2016 info-icon
This must stop. What do you propose? Bu durdurulmalı. Önerin nedir? Bu son bulmalı. Önerin nedir? Anthropoid-1 2016 info-icon
Me and Josef will go to a park, Jozef ve ben bir parka gideriz. Ben ve Josef parka gideriz. Anthropoid-1 2016 info-icon
place placards around our necks saying that we killed Heydrich Boynumuza Heydrich'i biz öldürdük, cinayet işledik yazan bir pankart asarız. Boynumuza Heydrich'i öldürdüğümüzü yazan bir pankart asar... Anthropoid-1 2016 info-icon
Jan. Stupid talk. Jan. Aptalca konuşma. Anthropoid-1 2016 info-icon
This is stupid talk. Bu laflar aptalca. Bir asker olarak... Saçma sapan konuşma! Anthropoid-1 2016 info-icon
As a soldier, Bir asker olarak, hayatta kalmak ve mücâdele etmek sizin göreviniz. Anthropoid-1 2016 info-icon
it is your duty to stay alive and continue fighting. ...görevin hayatta kalmak ve savaşmaya devam etmek. Anthropoid-1 2016 info-icon
Do you understand that, Warrant Officer KubiÅ¡? Anlıyor musun Kıdemli Subay Kubiš? Anladınız mı Kıdemli Subay Kubiš? Anthropoid-1 2016 info-icon
The responsibility does not rest with you. Sorumluluk size kalmaz. Kimin sorumlu olduğunu hepimiz biliyoruz. Sorumluluk size ait değil. Anthropoid-1 2016 info-icon
We know who is responsible. Kimin sorumlu olduğunu biliyoruz. Anthropoid-1 2016 info-icon
They will have to answer eventually, and they will. Sonunda yaptıklarını ödemek zorunda kalacaklar ve ödeyecekler de. Nasılsa cevap vermek zorunda kalacaklar ve cevaplayacaklar da. Anthropoid-1 2016 info-icon
If I didn't believe that, I would not be here now. Buna inanmasaydım şu anda burada olmazdım. Eğer buna inancım olmasaydı, şu an burada olmazdım. Anthropoid-1 2016 info-icon
Thank you, Father. Sağ olun Peder. Sağ olun peder. Anthropoid-1 2016 info-icon
Ata. Ata. At'a. Anthropoid-1 2016 info-icon
Have you seen Marie? Marie'yi gördün mü? Marie'yi gördün mü? Anthropoid-1 2016 info-icon
Is she well? İyi mi? İyi mi? Anthropoid-1 2016 info-icon
Beyond this brickwork and masonry, Bu tuğla ve taş duvarın ardında nehre giden büyük bir kanalizasyon var. Bu tuğla duvarın ardında nehre dökülen büyük bir ana kanalizasyon var. Anthropoid-1 2016 info-icon
How do you know? Nereden biliyorsun? Peder Petrek'in ofisinde planları buldum. Nerden biliyorsun? Anthropoid-1 2016 info-icon
I found some plans in Father Petrek's office. Peder Petrek'in ofisinde planlar buldum. Anthropoid-1 2016 info-icon
Now, if we can chisel through this, we have a means of escape. Duvarı delersek kaçma şansımız olabilir. Duvarı yontabilirsek kaçma şansımız olur. Anthropoid-1 2016 info-icon
Escape to where? Nereye kaçacağız? Nereye kaçacağız? Anthropoid-1 2016 info-icon
Well, until the British send plans for our rescue, İngilizler bizi kurtarmak için plan yollayıncaya kadar buradayız. Britanyalılar kaçış planı yollayana dek buraya tıkılı kalacağız. Anthropoid-1 2016 info-icon
But should we be discovered, there is no way out. Ancak olur da bizi bulurlarsa asla kaçamayız. Ama biz bir yolunu bulana kadar çıkış yok. Anthropoid-1 2016 info-icon
I would like us at least to have this option. Hiç değilse böyle bir seçeneğin varlığını bilin istedim. En azından kaçma şansımız olsun isterim. Anthropoid-1 2016 info-icon
We would then take our chances in the streets. Daha sonra sokaklarda şansımızı deneriz. Sonra şansımızı bir de sokakta deneriz. Anthropoid-1 2016 info-icon
Two men should be working here at all times. İki adam her zaman burada çalışmalı. İki kişi sürekli bunun üzerinde çalışmalı. Anthropoid-1 2016 info-icon
What's her name? Adı ne? Adı ne? Anthropoid-1 2016 info-icon
Lenka. Lenka. Lenka. Anthropoid-1 2016 info-icon
Earlier, what Jan said... Jan az önce söylediklerinde... Geçende Jan'ın dedikleri... Anthropoid-1 2016 info-icon
About taking your own lives. ...kendi hayatlarınızı almaktan bahsederken... İntihar etmekle ilgili dediklerinde... Anthropoid-1 2016 info-icon
Was he serious? ...ciddi miydi? ...ciddi miydi? Anthropoid-1 2016 info-icon
"Cowards die many times before their deaths. "Can verirken korkak binlerce ölümle... "Korkaklar bin defa ölür." Anthropoid-1 2016 info-icon
"The valiant never taste death but once." ...tadar yiğit ölümü yalnızca bir kere." "Yiğitlerse ölümü yalnızca bir kez tadar." Anthropoid-1 2016 info-icon
Shakespeare. Shakespeare. Shakespeare. Anthropoid-1 2016 info-icon
You say you know the men Demek Reichsprotektor Reinhard Heydrich 'e... Ülkenin koruyucusu Reinhard Heydrich'e... Anthropoid-1 2016 info-icon
Reichsprotektor Reinhard Heydrich, ...suikast düzenleyenleri tanıdığını ama suikasta karışmadığını söylüyorsun. ...suikast yapanları tanıdığını ama bu eylemde... Anthropoid-1 2016 info-icon
but you didn't take part in it. ...yer almadığını söyledin. Anthropoid-1 2016 info-icon
You say you don't know where they are, Nerede olduklarını bilmediğini söylüyorsun ama onlara yataklık yapan aileyi tanıyorsun. Yerlerini bilmediğini ama onlara yataklık eden aileyi bildiğini söyledin. Anthropoid-1 2016 info-icon
No, please... Please, no. Hayır, lütfen. Lütfen yapmayın. Hayır, lütfen! Lütfen yapmayın! Anthropoid-1 2016 info-icon
You walked in here on your own accord to give us this statement. Bize ifade vermek için kendi isteğinle buraya gelmişsin. Bize bu ifadeyi vermek için kendi rızanla geldin. Anthropoid-1 2016 info-icon
You say you are a true patriot and the reason for doing that Gerçek bir vatansever olduğunu, aileni korumak ve... Gerçek bir vatansever olduğunu ve bunu yapma sebebinin... Anthropoid-1 2016 info-icon
is because you want to protect your family ...masum Çeklerin ölümünü durdurmak için bunu yaptığını söylüyorsun. ...aileni korumak ve masum Çeklerin katlinin... Anthropoid-1 2016 info-icon
and for the killing of innocent Czechs to stop. ...son bulmasını istemek olduğunu söyledin. Anthropoid-1 2016 info-icon
And you say your name is... Ve diyorsun ki adım... Ve isminin de... Anthropoid-1 2016 info-icon
Karel Curda. ...Karel Curda. ...Karel Curda olduğunu beyan ettin. Anthropoid-1 2016 info-icon
Chalupský. Chalupsky. Chalupsky! Anthropoid-1 2016 info-icon
Where are the parachutists? Paraşütçüler nerede? Paraşütçüler nerede? Anthropoid-1 2016 info-icon
I know nothing. Hiçbir şey bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum. Anthropoid-1 2016 info-icon
You must be confusing us with other Moravecs. Bizi Moraveclilerle karıştırıyor olmalısınız. Bizi başka bir Moravec ailesiyle karıştırmış olmalısınız. Anthropoid-1 2016 info-icon
Please, let me clean myself up before I leave. İzin verin de gitmeden temizleneyim. Lütfen, gitmeden evvel üstümü başımı temizleyeyim. Anthropoid-1 2016 info-icon
Go on, then. Git hadi. Git hadi. Anthropoid-1 2016 info-icon
My son is a violinist. Oğlum viyolonisttir. Oğlum bir kemânî. Anthropoid-1 2016 info-icon
Tell them he knows nothing of this. Please. Onlara oğlumun bu konuda bir şey bilmediğini söyler misiniz? Bunlarla hiç ilgisi olmadığını onlara söyle, lütfen. Anthropoid-1 2016 info-icon
In the toilet. Banyoda. Tuvalette. Anthropoid-1 2016 info-icon
Something triggered it. Buna bir şeyler neden olmuş. Belki kilisenin diğer üyeleri öğrenmiştir. Bir şey tetiklemiş olmalı. Belki diğer din adamları öğrendi. Anthropoid-1 2016 info-icon
Opâlka. What did I miss? Neyi kaçırdım Opálka? Opâlka. Ne kaçırdım? Anthropoid-1 2016 info-icon
Bishop Gorazd has talked to Father Petrek. Piskopos Gorazd, Peder Petrek'le konuşmuş. Piskopos Gorazd, Peder Petrek ile konuştu. Anthropoid-1 2016 info-icon
Apparently our presence here is endangering the church. Görünüşe bakılırsa buradaki varlığımız kiliseyi tehlikeye attığından... Varlığımız kiliseyi tehlikeye sokuyormuş. Gitmemizi istiyor. Anthropoid-1 2016 info-icon
He wants us to leave. ...gitmemizi istiyor. Anthropoid-1 2016 info-icon
But Petrek has talked to Hajsky Ancak Petrek, Hajsky ile konuşmuş. Bizi dışarı çıkaracak bir plan varmış. Ama Petrek, Hajsky ile konuşmuş. Hepimizi çıkarma planı yapmışlar. Anthropoid-1 2016 info-icon
When? Ne zaman? Ne zaman? Anthropoid-1 2016 info-icon
Two in the coffins, İkisi tabutlarda, ikisi sahte zeminin altında... İki kişi tabutlarda... Anthropoid-1 2016 info-icon
two under the dummy floors ...iki kişi gizli bölmede saklanarak... Anthropoid-1 2016 info-icon
and the other three disguised as pall bearers. ...diğer üçü de kılık değiştirmiş tabut taşıyıcısı. ...ve diğer üçü tabutu taşıyarak çıkabilir. Anthropoid-1 2016 info-icon
That's the seven. Yedi etti. Toplam 7 kişi. Anthropoid-1 2016 info-icon
How soon can you be ready? Ne zamana hazır olursun? En yakın ne zaman hazır olabilirsin? Anthropoid-1 2016 info-icon
You like to play the violin. Keman çalmayı seviyorsun. Keman çalmayı seviyormuşsun. Anthropoid-1 2016 info-icon
Maybe you would like to see your mother again. Belki anneni tekrar görmek istersin. Belki anneni tekrar görmek istiyorsundur. Anthropoid-1 2016 info-icon
Yes, we managed to save her. Evet, onu kurtarmayı başardık. Evet, onu kurtarabildik. Anthropoid-1 2016 info-icon
No. No. Hayır, hayır. Hayır, hayır. Anthropoid-1 2016 info-icon
No. We saved her head. Hayır. Kafasını kurtarmayı başardık. Olamaz! Kafasını kurtardık. Anthropoid-1 2016 info-icon
Where are the assassins? Suikastçılar nerede? Suikastçılar nerde? Anthropoid-1 2016 info-icon
Where are they hiding? Nerede saklanıyorlar? Lütfen durun. Nerde saklanıyorlar? Anthropoid-1 2016 info-icon
Where are the assassins? Where are they hiding? Suikastçılar nerede? Nerede saklanıyorlar? Suikastçılar nerde? Nerde saklanıyorlar? Anthropoid-1 2016 info-icon
Stop. Where are they? Yapmayın. Neredeler? Durun. Nerdeler? Anthropoid-1 2016 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4364
  • 4365
  • 4366
  • 4367
  • 4368
  • 4369
  • 4370
  • 4371
  • 4372
  • 4373
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact