Search
English Turkish Sentence Translations Page 4807
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Tonight your first night? | Bu ilk gecen mi? | Arrow-1 | 2012 | |
| First, and last. | İlk ve son. Gus. | Arrow-1 | 2012 | |
| Helena! | Helena! Babamı arıyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| I figure if anybody knows where he is, | Onun yerini bilen biri varsa bu ancak avukatı olabilir diye düşündüm. | Arrow-1 | 2012 | |
| Ohh! Helena, I swear... | Helena, yemin ederim... | Arrow-1 | 2012 | |
| I'd tell you where the FBI's keeping Frank, | Sana FBI'ın Frank'i nerede tuttuğunu söyleyebilirdim... | Arrow-1 | 2012 | |
| but after your father and I made his plea deal to testify, | ...ancak baban ve ben ifade vermek için itiraf pazarlığı yaptıktan sonra... | Arrow-1 | 2012 | |
| the Feds, they stopped telling me anything. | ...Federaller bana hiçbir şey anlatmamaya başladı. | Arrow-1 | 2012 | |
| Please. | Lütfen. Bana inanmalısın. | Arrow-1 | 2012 | |
| Hey, Gus, song's over, man. You still in there? | Hey, Gus. Şarkı bitti dostum. Hâlâ içeride misin? | Arrow-1 | 2012 | |
| Oh, my gosh! | Aman Tanrım! Muhteşem görünüyor! Hepsi bu kadar mı? Biriyle... Hepsi bu kadar mı? Biriyle... | Arrow-1 | 2012 | |
| Yeah. | Evet. DJ'liği Steve Aoki yapacak. Hemen orada. | Arrow-1 | 2012 | |
| What? How did you get Steve Aoki? | Ne? Steve Aoki'yi nasıl getirttin? | Arrow-1 | 2012 | |
| I dated his sister. | Kız kardeşiyle çıkmıştım. Milyon yıl önce. Milyon yıl önce. Kafayı bulduktan sonra çıktım oraya... Kafayı bulduktan sonra çıktım oraya... | Arrow-1 | 2012 | |
| Is a club opening a proper date? | Bir kulüp açılışı uygun bir randevu mu? Kesinlikle öyle olmasını umuyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| Is that a "yes?" | Bu bir "evet" mi? Hayır. | Arrow-1 | 2012 | |
| That's a "yes." | Bu bir "evet". | Arrow-1 | 2012 | |
| Laurel. | Laurel. Aramana çok sevindim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Too much... It's too long | Çok fazla... ikimiz konuşmayalı çok uzun zaman oldu. | Arrow-1 | 2012 | |
| Dad, I have to tell you | Baba, sana bir şey söylemem... | Arrow-1 | 2012 | |
| No, no, listen, before you say anything, | Hayır, hayır. Dinle, sen bir şey söylemeden önce özür dilemem gerek. | Arrow-1 | 2012 | |
| I should never have used you | Okçu'yu yakalamak için seni hiç kullanmamalıydım ve özür dilerim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Laurel, I'm just I'm sorry. | Laurel ben...çok üzgünüm. Teşekkür ederim. | Arrow-1 | 2012 | |
| I owe you an apology, too. | Benim de sana bir özür borcum var. Ne için? | Arrow-1 | 2012 | |
| Hello, Quentin. | Merhaba Quentin. | Arrow-1 | 2012 | |
| How are you? | Nasılsın? İyi görünüyorsun? | Arrow-1 | 2012 | |
| What are you doing here? | Burada ne arıyorsun sen? Neden...neden buradasın? | Arrow-1 | 2012 | |
| I'm here because I believe Sarah's still alive. | Buradayım çünkü Sarah'nın hâlâ yaşadığına inanıyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| Dad. Sit What is going on? | Baba. Otur... Neler oluyor? | Arrow-1 | 2012 | |
| Just hear mom out. Sit. | Annemi dinle bir. Otur. Neler oluyor? | Arrow-1 | 2012 | |
| Start from the beginning. | Başından başla. | Arrow-1 | 2012 | |
| Oliver was found on an island | Oliver, Kuzey Çin Denizinde... | Arrow-1 | 2012 | |
| called Lian Yu in the North China Sea. | ...Lian Yu denen bir adada bulundu. | Arrow-1 | 2012 | |
| There are hundreds; | Bu zincir içerisinde yüzlerce, binlerce ıssız var. | Arrow-1 | 2012 | |
| What if Sarah had survived, too? | Ya Sarah da kurtulduysa? | Arrow-1 | 2012 | |
| And nobody would know if she'd washed up in any one of those. | Bu adalardan birine sürüklenmişse bunu kimse bilemez. | Arrow-1 | 2012 | |
| So you don't actually have any proof that she's alive? | Yani aslında Sarah'nın sağ olduğuna dair herhangi bir kanıtın yok? | Arrow-1 | 2012 | |
| I have proof. | Kanıtım var. | Arrow-1 | 2012 | |
| A tourist took this. | Bir turist bunu çekmiş. | Arrow-1 | 2012 | |
| Could be anybody. | Herhangi biri olabilir. Tıpkı Sarah'a benzemiyor mu? | Arrow-1 | 2012 | |
| Our daughter's a survivor, Quentin. | Kızımız bir kazazede Quentin. | Arrow-1 | 2012 | |
| Ah, you have some nerve. | Gerçekten yüzsüzsün. | Arrow-1 | 2012 | |
| You just show up with an old photo | Eski bir resimle çıkageliyorsun... Baba, lütfen. | Arrow-1 | 2012 | |
| Why | Neden... | Arrow-1 | 2012 | |
| why are you making me re live this? | ...neden bana bunu tekrar yaşatıyorsunuz? | Arrow-1 | 2012 | |
| Dad... | Baba... Hayır. | Arrow-1 | 2012 | |
| So I told Chris and Shane they could be our plus ones tonight | Ben de Chris ile Shane'e bu gece Oliver'ın kulübüne... | Arrow-1 | 2012 | |
| to Oliver's club if they're lucky. | ...bizimle gelebileceklerini söyledim, tabii şanslılarsa. | Arrow-1 | 2012 | |
| We both have plus ones, right? | Her ikimiz de yanımızda birini getirebiliriz, değil mi? | Arrow-1 | 2012 | |
| Uh, I I don't know. | Bilmiyorum. Bir saniye beklesene. | Arrow-1 | 2012 | |
| I didn't know purse snatchers took coffee breaks. | Kapkaççıların kahve arası verdiğini bilmiyordum. | Arrow-1 | 2012 | |
| You know, for a stuck up, rich bitch, | Biliyor musun, burnu havada, zengin bir şıllık olarak Glades'te fazla dolanıyorsun. | Arrow-1 | 2012 | |
| Instead of hanging out on a street corner, | Bir köşe başında takılıp, birinin çantasını aşırmayı beklemektense. | Arrow-1 | 2012 | |
| Sounds good. | Kulağa hoş geliyor. Birkaç vukuatı, şiddet geçmişi olup... | Arrow-1 | 2012 | |
| with a couple of priors, no references | ...hiçbir referansı olmayan lise terkleri işe alan birini tanıyor musun? | Arrow-1 | 2012 | |
| Actually, I might. | Aslında tanıyor olabilirim. | Arrow-1 | 2012 | |
| You know that new club opening in the Glades? | Glades'teki şu yeni kulüp açılışını biliyor musun? | Arrow-1 | 2012 | |
| I think he might be hiring valet attendants. | Sanırım işe vale görevlileri alabilir. | Arrow-1 | 2012 | |
| Do you think it's a good idea? | Bu iyi fikir mi sence? Ben, yabancıların arabalarının anahtarlarını alacağım? | Arrow-1 | 2012 | |
| I think it's time you put up or shut up. | Bence senin için konuşmayı bırakıp icraata geçmenin zamanı geldi. Kaynaklarınızı koruyabiliriz. | Arrow-1 | 2012 | |
| Talk to your brother. | Ağabeyinle konuş. | Arrow-1 | 2012 | |
| Yo. | Selam. Selam. | Arrow-1 | 2012 | |
| Where you been? | Neredeydin? 1 Maaşımı aldım. Ama yeterince güzel olmadığını düşünürsen... | Arrow-1 | 2012 | |
| Oh, I thought I'd give myself a rare morning in. | Bir sabah keyfi yapabilirim diye düşünmüştüm. | Arrow-1 | 2012 | |
| Don't look at me like that. The club is opening, finally. | Bana öyle bakma. Kulüp açılıyor, nihayet. | Arrow-1 | 2012 | |
| McKenna and I are going on date number six tonight, | Bu gece McKenna ile 6. randevumuza çıkıyor ki bu çok önemli. | Arrow-1 | 2012 | |
| And, uh, I don't know. | Ve, nasıl desem, kötü adamlara bir gün izin vermek için güzel bir gün gibi göründü. | Arrow-1 | 2012 | |
| Well, it's the bad girls that I'm worried about. | Ben asıl kötü kızlar için endişeleniyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| Helena. | Helena. Evet ya da benim deyimimle... | Arrow-1 | 2012 | |
| your psycho ex girlfriend. | ...senin psikopat eski kız arkadaşın. | Arrow-1 | 2012 | |
| This was taken at Alley Cats, | Bu Alley Cats'de, striptiz kulübünde çekilmiş. Polis tutanakları... | Arrow-1 | 2012 | |
| lists the stiff's name as Gus Sabatoni. | ...cesedin adını Gus Sabatoni diye geçirmiş. | Arrow-1 | 2012 | |
| That's Bertinelli's lawyer. | Bu Bertinelli'nin avukatı. Neden onun için Starling City'ye geri dönsün? | Arrow-1 | 2012 | |
| It's not like he did a good job. | Adam iyi bir iş çıkarmış filan değil. | Arrow-1 | 2012 | |
| Her father's serving consecutive life sentences without parole. | Babası şartlı tahliye olmaksızın mükerrer müebbet cezası çekiyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| Come on, Oliver, we both knew this was just a matter of time. | Hadi ama Oliver, bunun sadece an meselesi olduğunu ikimiz de biliyorduk. | Arrow-1 | 2012 | |
| You tried to help her, you couldn't. | Ona yardım etmeye çalıştın, edemedin. | Arrow-1 | 2012 | |
| Now the only question is, | Şimdi asıl soru seni, beni, tüm bu operasyonu... | Arrow-1 | 2012 | |
| me, this whole operation. | ...satması ne kadar sürecek? | Arrow-1 | 2012 | |
| Look, I want you to get in touch with her contacts in the Bratva. | Bak, onun Bratva'daki bağlantılarıyla temasa geçmeni istiyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| Talk to anyone on the street, figure out where Helena is, | Sokaktaki herkesle konuş, Helena'nın yerini, neden geri döndüğünü öğren. | Arrow-1 | 2012 | |
| Ok. But Oliver | Tamam ama Oliver... Dig, buradaysa bir nedeni vardır. | Arrow-1 | 2012 | |
| If that's not Frank Bertinelli, | Bu neden Frank Bertinelli değilse ne planladığını bilmeliyiz. | Arrow-1 | 2012 | |
| Speedy? Oh, we're in here. | Speedy? Buradayız. | Arrow-1 | 2012 | |
| Look who's back. | Bak kimler dönmüş. | Arrow-1 | 2012 | |
| She was just telling me about your guys' first date | Sizin Russo'daki ilk randevunuzu anlatıyordu bana. | Arrow-1 | 2012 | |
| Hello, Oliver. | Merhaba Oliver. | Arrow-1 | 2012 | |
| Oh, Ollie, I kind of have this pseudo friend | Ollie, iş arayan arkadaşımsı sayılan biri var. | Arrow-1 | 2012 | |
| I was wondering if the club's still hiring? | Kulüp hâlâ eleman arıyor mu diye merak ediyordum. | Arrow-1 | 2012 | |
| Yes. Of course. Talk to Tommy. | Evet. Elbette. Tommy'yle konuş. | Arrow-1 | 2012 | |
| As a matter of fact, you can go upstairs and call Tommy, right now. | Aslına bakarsan yukarı çıkıp Tommy'yi hemen arayabilirsin. | Arrow-1 | 2012 | |
| Great. | Muhteşem. Sen bir harikasın. | Arrow-1 | 2012 | |
| Monaco, Budapest. | Monako, Budapeşte. | Arrow-1 | 2012 | |
| I just needed to forget who I was. | Kim olduğumu ve seni ne kadar özlediğimi... | Arrow-1 | 2012 | |
| And how much I missed you. | ...unutmaya ihtiyacım vardı sadece. | Arrow-1 | 2012 | |
| Do you mean like you missed Gus Sabatoni? | Gus Sabatoni'yi özlediğin gibi mi yani? | Arrow-1 | 2012 | |
| I thought you were done | Babanın örgütüyle işinin bittiğini sanıyordum Helena. | Arrow-1 | 2012 | |
| Because he's serving consecutive life sentences | Çünkü Iron Heights cezaevinde mükerrer müebbet cezasını çekiyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| You got your revenge. | İntikamını aldın. Adalet Bakanlığı ile... | Arrow-1 | 2012 | |
| with the Justice Department to testify | ...Doğu Sahili ailesi aleyhinde ifade vermek üzere anlaşma yaptı. | Arrow-1 | 2012 |