• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 4826

English Turkish Film Name Film Year Details
I just did what I thought I had to. Ben sadece yapmam gerektiğini düşündüğüm şeyi yaptım. Arrow-1 2012 info-icon
Just like I'm doing what I have to. Tıpkı yapmam gereken şeyi yapmam gibi. Arrow-1 2012 info-icon
The only thing you have to stop me Bu kapıdan çıkmamı önlemek için yapman gereken tek şey bana bir ok saplamak. Arrow-1 2012 info-icon
Where's he going? Nereye gidiyor? Asla. Arrow-1 2012 info-icon
So how did our Robin Hood do? Pekala, Robin Hood'umuz nasıl gidiyor? Arrow-1 2012 info-icon
As expected? Beklendiği gibi mi? Arrow-1 2012 info-icon
So back to the drawing board we go. Yani yine sil baştan yapıyoruz. Arrow-1 2012 info-icon
Yao Fei! Yao Fei! Baba! Arrow-1 2012 info-icon
How did you escape? Nasıl kaçtın? Kaçmadım. Arrow-1 2012 info-icon
You son of a bitch... Seni orospu çocuğu. Arrow-1 2012 info-icon
Your time on this island is at an end. Bu adadaki zamanın doldu. Arrow-1 2012 info-icon
I was stranded on an island with only one goal Cehennemde beş yıl geçirdikten sonra evime tek bir amaçla döndüm. Arrow-1 2012 info-icon
I must become something else. 1 Bunu yapabilmek için, başka birine dönüşmem gerekti. Arrow-1 2012 info-icon
Felicity, I want you to find out all you can about that notebook. Felicity, bu defter hakkında bulabileceğin her şeyi bulmanı istiyorum. Arrow-1 2012 info-icon
I'll be driving your mother around for a few days. Birkaç gün için anneni ben götürüp getireceğim. Arrow-1 2012 info-icon
She's not a suspect. O bir şüpheli değil. Arrow-1 2012 info-icon
Oliver, something's going on in this city. You know it. Oliver bu şehirde bir şeyler oluyor. Bunu biliyorsun. Arrow-1 2012 info-icon
Walter, please. You've got to stop looking into this. Walter, lütfen. Bunu araştırmayı bir kenara bırakmalısın. Güvenli değil. Arrow-1 2012 info-icon
Well, accidents tend to befall people Kazalar çok meraklı kişilerin başına gelmeye meyillidir. Arrow-1 2012 info-icon
And he won't be harmed? It's done. Halloldu. Ve ona zarar gelmeyecek? Arrow-1 2012 info-icon
Nor will ever discover your involvement. You have my word. Ne de senin işe karıştığından haberi olacak. Söz veriyorum. Arrow-1 2012 info-icon
I'm not sure I'm ready for the kind of commitment Aradığın türden bir bağlılığa hazır olduğumdan emin değilim. Arrow-1 2012 info-icon
You can't be serious. Ciddi olamazsın. Bu benim ciddi halim Laurel. Arrow-1 2012 info-icon
Call Cayman Fidelity. Cayman Fidelity'yi ara. Onlara en gözde muhasebecilerinin... Arrow-1 2012 info-icon
That elevator's supposed to be on a key. O asansörün bir kartla çalışması gerekiyordu. Git, kontrol et. Arrow-1 2012 info-icon
Harold Backman, Harold Backman bu şehri hayal kırıklığına uğrattın. Arrow-1 2012 info-icon
I'm only an accountant. Ben muhasebeciyim sadece. Be sadece parayla ilgileniyorum. Arrow-1 2012 info-icon
The money that leads to extortion, Para dolandırma, adam kaçırma ve uyuşturucuya uzanan para. Arrow-1 2012 info-icon
It's the destruction of innocent lives! Masum insanların mahvı bu! Arrow-1 2012 info-icon
You think you scare me more than the people I work for? Beni yanında çalıştığım insanlardan daha fazla korkuttuğunu mu sanıyorsun? Arrow-1 2012 info-icon
No. Hayır. Seninle başa çıkabilirler. Arrow-1 2012 info-icon
Hmm. Let me guess. Tahmin edeyim. Arrow-1 2012 info-icon
Some bad guy missing his fancy new laptop. Kötü bir adam fiyakalı yeni laptopunu kaybetti. Arrow-1 2012 info-icon
Harold Backman. He's who Starling City's worst call Harold Backman. Parayı Cayman Adaları’nda aklamak istediklerinde... Arrow-1 2012 info-icon
when they want to launder money in the Caymans. ...Starling City'nin en beter adamıdır. Arrow-1 2012 info-icon
Shouldn't we just turn this over to, Onu, ne bileyim, Maliye'ye filan ihbar etmemiz gerekmiyor mu? Arrow-1 2012 info-icon
We will. Just as soon as you return the money Edeceğiz. Sen parayı asıl sahiplerine iade eder etmez. Arrow-1 2012 info-icon
Well, it sounds like a very nice idea. Gayet iyi bir fikre benziyor. Arrow-1 2012 info-icon
Backman's files are all protected Backman'ın tüm dosyaları asimetrik bir şifreleme algoritması ile korunuyor. Arrow-1 2012 info-icon
Really? So it's gonna take a while to break in. Sahi mi? O halde dosyalara girmek biraz zaman alacak. Arrow-1 2012 info-icon
Days, at least. Günlerce, en az. Bir an önce işe koyul o halde. Arrow-1 2012 info-icon
At the risk of ending up with an arrow in my eye, Sonunda gözüme bir ok saplama riskini göze alarak, sorabilir miyim acaba... Arrow-1 2012 info-icon
When are you planning on making peace with Diggle? ...Diggle'la ne zaman barışmayı planlıyorsun? Arrow-1 2012 info-icon
He's the one who left, Felicity. Çekip giden o Felicity. Onu durdurmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Arrow-1 2012 info-icon
Except apologize. Özür dilemek hariç. Arrow-1 2012 info-icon
You promised you'd help him track down Floyd Lawton and then you Ona Floyd Lawton'un izini bulmada yardım edeceğine söz verdin ve sonra... Arrow-1 2012 info-icon
Made a choice that I can life with. Sonucuna katlanabileceğim bir seçim yaptım. Arrow-1 2012 info-icon
If he can't, then I don't need him. Eğer o katlanamıyorsa bu durumda ona ihtiyacım yok. Arrow-1 2012 info-icon
I need to get back to the club. Oliver Oliver... Kulübe geri dönmem lazım. Arrow-1 2012 info-icon
Let me know when you break in. Dosyalara girdiğinde haber ver. Arrow-1 2012 info-icon
I wish someone would send me off to the Caymans. Keşke biri de beni Cayman Adalarına gönderse. Arrow-1 2012 info-icon
Yes, I know it's been 6 months. But Evet, 6 ay geçtiğini biliyorum. Ama... Arrow-1 2012 info-icon
I am very well aware of the statistics. İstatistiklerin gayet iyi farkındayım. Arrow-1 2012 info-icon
But I haven't given up hope and neither should you. Ancak ben umut etmekten vazgeçmedim ve sizin de vazgeçmemeniz gerek. Arrow-1 2012 info-icon
That didn't sound too good. Bu kulağa hiç hoş gelmedi. Bir şey yok. Arrow-1 2012 info-icon
Who were you talking to? Kiminle konuşuyordun? Sigorta şirketiyle sadece. Arrow-1 2012 info-icon
They insist on paying out Walter's life insurance policy. Walter'ın hayat sigortasını ödemekte ısrar ediyorlar. Arrow-1 2012 info-icon
I know we haven't talked about Walter in a while, Bir süredir Walter hakkında konuşmadığımızı biliyorum... Arrow-1 2012 info-icon
but I I miss him, too. ...ama...ama onu ben de özledim. Arrow-1 2012 info-icon
It's like losing dad all over again. Bu sanki babamı tekrar kaybetmek gibi. Arrow-1 2012 info-icon
You look radiant. Işıldıyorsun. Yağcı. Arrow-1 2012 info-icon
I think you're the last to arrive. Sanırım son gelen sensin. Tommy nasıl? Arrow-1 2012 info-icon
Tommy is Tommy. How's Oliver? Tommy, Tommy işte. Oliver nasıl? Arrow-1 2012 info-icon
Still in bed. It's only noon. Hâlâ yatakta. Daha öğle saati. Arrow-1 2012 info-icon
Well, look who I just found. Dinle, Oliver. Tek demek istediğim, o defterde yazmayanları devirerek de... Bakın demin kimi buldum. Evi ararken yolunu mu kaybettin? Arrow-1 2012 info-icon
You say that as if your driveway's Bunu sanki araç yolun çoğu caddeden daha uzun değilmiş gibi söylüyorsun. Arrow-1 2012 info-icon
Can I get anyone anything else? Frank? Başka bir şey getirmemi isteyen var mı? Frank? Arrow-1 2012 info-icon
We're fine, dear, thank you. Böyle iyiyiz canım, teşekkür ederiz. Müsaadenizle. Arrow-1 2012 info-icon
Oh, excuse me. Sağol ama ağaçlar hareket etmiyor... Arrow-1 2012 info-icon
Hello, Mrs. Queen. I'm sorry to bother you at home. Merhaba Bayan Queen. Sizi evde rahatsız ettiğim için özür dilerim. Arrow-1 2012 info-icon
Oh, no, no. Don't be silly, Walter. Come in, please. Hayır, hayır. Aptal olma Walter. İçeri buyur lütfen. Arrow-1 2012 info-icon
You're here to see Robert. Robert'ı görmek için mi geldin? Arrow-1 2012 info-icon
Yes. There's just some papers he needs to sign Hisse arzı için imzalaması gereken bazı evraklar var da. Arrow-1 2012 info-icon
Well, he's in some private meeting right now, Şu anda özel bir toplantıda ama dilersen onu çalışma odasında bekleyebilirsin. Arrow-1 2012 info-icon
Thank you. Teşekkür ederim. Çocuklarımı evden çıkarmama... Arrow-1 2012 info-icon
get my children out of the house. ...yardım etmek istemediğin sürece tabii. Arrow-1 2012 info-icon
You don't have children, do you, Walter? Çocukların yok, değil mi Walter? Henüz değil maalesef. Arrow-1 2012 info-icon
Well, save yourself the trouble and don't. O zaman başına bela alıp çocuk yapma. Arrow-1 2012 info-icon
They eventually all turn into teenagers. Eninde sonunda hepsi ergen oluyor. Arrow-1 2012 info-icon
Adam Hunt was reluctant at first, Adam Hunt başta tereddüt ediyordu ama... Arrow-1 2012 info-icon
but was more cooperative upon being informed ...zimmet suçundan haberdar olduğumuz kendisine bildirildiğinde... Arrow-1 2012 info-icon
we knew about his embezzlement. ...işbirliğine daha çok yanaşır oldu. Arrow-1 2012 info-icon
Police communication system could use an upgrade. Polis haberleşme sistemi için bir sistem yükseltme fena olmaz. Arrow-1 2012 info-icon
I think Mr. Hunt can be persuaded Sanırım Bay Hunt isimsiz bir bağış yapması için ikna edilebilir. Arrow-1 2012 info-icon
Well, that will certainly cure what ails this city. Bu, bu şehri hasta eden şeyi kesinlikle tedavi eder. Arrow-1 2012 info-icon
What's that, Malcolm? Nedir o Malcolm? Arrow-1 2012 info-icon
We're emptying the Atlantic with a tablespoon. Atlantik okyanusunu kaşıkla boşaltmaya kalkıyoruz. Arrow-1 2012 info-icon
For years we've been forcing the city's worst to do what is best, Yıllardır şehrin en kötülerini en iyiyi yapmaya zorluyor... Arrow-1 2012 info-icon
leverage them to help us save the city. ...şehri kurtarmamıza yardım etmeleri için önlerine koz sürüyoruz. Arrow-1 2012 info-icon
But it's...not working. Ama...işe yaramıyor. Glades'teki suçlar artıyor. Arrow-1 2012 info-icon
The cancer is spreading. Kanser yayılıyor. Biraz daha zamana ihtiyacımız var sadece. Arrow-1 2012 info-icon
Did Rebecca get more time? Did the man who raped Frank's daughter Rebecca'nın daha fazla zamanı oldu mu? Frank'in kızına tecavüz eden adam... Arrow-1 2012 info-icon
give her any quarter? ...ona aman verdi mi? Arrow-1 2012 info-icon
Everyone in this room has lost something or someone to the Glades. Bu odada buluna herkes bir şeyi ya da birini Glades'e kurban verdi. Arrow-1 2012 info-icon
And we have committed ourselves to fixing it. Ve biz de kendimizi bunu düzeltmeye adadık. Arrow-1 2012 info-icon
But what have we truly accomplished? Ama gerçekte ne başardık? Hiçbir şey. Arrow-1 2012 info-icon
Maybe it's because the Glades can't be fixed. Belki de Glades düzeltilemeyeceği içindir. Arrow-1 2012 info-icon
You're saying we should abandon the project? Projeden vazgeçmemiz gerektiğini mi söylüyorsun? Arrow-1 2012 info-icon
Yes. Evet. Yeni bir girişim yararına. Arrow-1 2012 info-icon
Like Ben Tre in Vietnam. Vietnam'daki Ben Tre gibi. Arrow-1 2012 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4821
  • 4822
  • 4823
  • 4824
  • 4825
  • 4826
  • 4827
  • 4828
  • 4829
  • 4830
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact