Search
English Turkish Sentence Translations Page 7734
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
All this stuff down here stopped working a long time ago. | Aşağıdaki tüm eşyalar uzun bir süreliğini kapandı. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh. All right. | Pekala. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. Now I know why they call it "junk." Okay. | Evet. Artık ona neden ıvır zıvır dediklerini biliyorum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I think that, uh, meatloaf is chasing that burger to the exit, | Sanırım köfte burgeri çıkışa doğru kovalıyor... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
if you know what I'm talking about. | ...eğer neden bahsettiğimi biliyorsan tabii. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You know what I'm saying. I do now. | Ne dediğimi biliyorsun. Artık biliyorum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Um, which bathroom is no one using for the rest of the night? | Gecenin geri kalanı boyunca kimsenin kullanmayacağı banyo hangisi? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Whichever one you use. | Senin kullandığın. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, yeah. Top of the stairs, to the left. | Evet, evet. Merdivenlerin sonunda solda. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Top of the steps? I'll find it. | Medivenlerin sonu? Bulurum ben. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
If I don't, y'all got a problem, right? | Eğer bulamazsam... sorunu anladınız, değil mi? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
So, your friend seems nice. | Arkadaşın iyi gözüküyor. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Okay, babe, Charlie isn't for everybody. | Tamam tatlım, Charlie herkeslik değil. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Charlie isn't for anybody. | Charlie hiç kimselik değil. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Not only were we verbally accosted, he has no boundaries. | Desteklediğimizden değil, adamda sınır yok. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
He showed us jpegs of his rectal polyps. | Rektal poliplerinin fotoğrafını gösterdi. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Which were benign. | Ki yumuşak huyluydular. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Babe... | Tatlım... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Showing empathy towards Charlie is a part of the struggle. | Charlie'ye empati yapmak çabalamanın bir parçası. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I'm tired of the struggle. | Çabalamaktan yoruldum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Look, babe, Charlie may have some idiosyncrasies, | Bak hayatım, Charlie'nin mizaçı olmayabilir... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
but if this is what it takes | ...ama ufaklığa zenci arkadaş bulmanın... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
to get Junior a new black friend, so be it. | ...karşılığı buysa ayak uydur. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Okay, fine. | Tamam iyi. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Dre! Dre! | Dre! Dre! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hmm? Look what I found in your closet. | Bak klozette ne buldum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
O.G. Air 1s! | O.G. Air 1! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh... no. | Olamaz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Please take my shoes off. | Lütfen ayakkabılarımı çıkar. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And they feel like you ain't never wore these before. | Kendini daha önce giymemişsin gibi hissettiriyor. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And guess what. Please take my shoes off. | Tahmin et n'oldu. Lütfen ayakkabılarımı çıkar. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Just guess! | Tahmin et işte! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And you're not wearing socks? | Bir de çorap giymiyor musun? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And we wear the same size! | Aynı numara giyiyormuşuz! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey. Eustace. It's time to go. | Eustace. Gitme zamanı. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Your dad is ready to go right now. Come on. Immediately! | Baban çoktan hazırlandı. Hadi bakalım. Acilen! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hang on, dad. We're on the verge of a breakthrough. | Bekle baba. Sonuca ramak kaldı. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Ain't nobody got time for that! | Kimsenin buna vakti yok! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You ain't got no more black friends at my house! | Bundan sonra evimde zenci arkadaş istemiyorum! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Let's go, Eustace! | Hadi bakalım Eustace! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
What were you gonna say? | Ne diyecektin? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Just, we should coat the bridge with moss to slick it up. | Köprüyü onarmak için yosunla kaplamalıyız. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
That way, the orcs can't cross into Rivendell. | Bu şekilde orklar Ayrıkvadi'ye geçemez. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
How did I not think of that? | Nasıl oldu da aklıma gelmedi? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Give me some! | Çak buraya. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Yass, gaga, yass! | Evet çılgın evet! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And it was at that moment I realized | O an fark ettim ki... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
that struggle comes in a lot of different forms. | ...çabalama farklı şekillerde ortaya çıkabilir. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Junior's was just different than mine. | Ufaklığınki benimkinden farklıydı. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
But no matter what your fight, you still need your community. | Neyle uğraştığın fark etmeksizin topluluğuna ihtiyacın var. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And you need to let them know, "I see you, bruh." | Onların bilmesine izin vermen gerek, "Seni görüyorum kardeşim." | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And for Junior, nerd is the new black. | Ve ufaklık için inekler yeni zencilerdi. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Sorry, Orange. | Üzgünüm turuncu*. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
There you go. Scrunch, son. Ooh. Scrunch it. | İşte orada. Buruştur evlat. Buruştur. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
All right... hey, no, no, no, no, no. | Tamam, hey, hayır, hayır, hayır. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Just do what comes natural. | Akışına bırak sadece. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Just lighten up a little bit. | Biraz parlat. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You're not scared. You're not scared. | Korkmuyorsun. Korkmuyorsun. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh. Here comes another one. | Bir tane daha geliyor. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Lock and load, son. Lock... | Kitle ve yükle evlat. Kitle... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Okay. Okay. Oh, yeah. Good form. Good form, Junior. | Tamam. Tamam. İşte budur. Görgü kuralları ufaklık. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Yeah! He's a natural! | Evet! O doğal! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Is it okay if I cuss? | Küfretmem sıkıntı olur mu? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Damn. | Oha. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
That's exactly what I said when I met your mama. | Annenle tanıştığımda annen böyle demiştim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, come to think of it, me too. | Evet, işe bak, ben de öyle dediydim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
She's at it again! | Yine çalmaya başladı. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Hear that? | Duyuyor musunuz? | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
This may sound silly and have no bearing on the case... | Saçma ve konuyla alakasız gelebilir... | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
but she's always playing with drums. | ...ama durmadan tamtam çalıyor. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Not toy drums, but native drums from the island of San Christopher. | Oyuncak da değil, San Christopher adasındaki yerlilerin kullandığından üstelik. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
...and a couple of thousand blacks. | Kalanı da iki üç bin siyahi tabii. 1 | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
A few days ago I made arrangements to make this trip. 1 | Birkaç gün önce bu yolculuk için işlerimi sıraya koydum. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
I suggested it to her, but she would have no part of it. | Lakin beraber gidelim önerime pek sıcak bakmadı. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
And that's why at Dr. Linden's suggestion... | Bu yüzden Dr. Linden'ın tavsiyesiyle... | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
I'm consulting you as a psychiatrist. | ...sizin psikiyatr olarak fikrinizi alayım dedim. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Linden says there's not a thing wrong with her...physically. | Linden, karınızın fiziksel anlamda bir kusuru olmadığını söyledi. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Nervously, she's been in bad shape. | Sinirsel anlamda ise durum o kadar iyi değil. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
She seems to be suffering a neurosis. As if there's something she's afraid of. | Şu anda bir nevrozdan muzdarip gibi. Bir şeylerden korkuyor sanki. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Then why doesn't she want me with her? | Niye beni yanında istemiyor o zaman? Bilmenizi istemediği bir şeyden ötürü. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
My advice is to let her face whatever it is...by herself! | Bana soracak olursanız bırakın yüzleşeceği şeyle tek başına yüzleşsin. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
And fight it out in her own way? Exactly! | Sorunlarına kendi mi çözüm bulsun yani? Aynen öyle! | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
I see. Thank you, Doctor. | Anladım. Teşekkür ederim doktor. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Mind if I interrupt? | Bölmemde sakınca var mı? | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Stephen! I thought you left for your office! | Stephen! Ofise gittin sanıyordum. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Come on, honey! | Gel buraya tatlım! | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
You run along. I want to talk to your Mother. | Azıcık çık bakalım odadan, annenle konuşacaklarım var. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
You go downstairs and help Anna pack. | Aşağı inip Anna'ya bavul hazırlamada yardım et istersen, ne dersin? | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
I'll be a little late for the office this morning. | Ofise biraz geç gideyim diye düşündüm. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
It's our last day together. Last day? | Birlikte geçireceğimiz son gün nasılsa. Son gün mü? | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Something's important come up and I can't sail with you tomorrow. | İşle alakalı önemli gelişmeler oldu, o yüzden yarın seninle gelemeyeceğim. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
You don't know what this means to me! | Benim için o kadar mühim bir olay ki bu! | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Ever since I left the island, I wanted to go back! | Adadan ayrıldığımdan beri geri dönmek istiyorum. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
When I come back, you won't know me. | Buraya döndüğümde beni tanıyamayacaksın. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
I'll be mild, placid. Positively meek! | Sessiz sakin biri olacağım. Fazlasıyla uysallaşacağım. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Don't change too much! I love you the way you are! | Çok da fazla değişme yahu, seni olduğun gibi seviyorum ben. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
What is it, Anna? I want to pack Nancy's dolls. | Ne oldu, Anna? Nancy'nin bebeklerini toplayacaktım. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Don't forget Gus! | Gus'ı unutmayalım sakın. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
Now darling, you can't take the whole family, there's not room! | Bütün bebeklerini koyacak kadar yer yok ki, tatlım. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |
But I promised Gus he could go! | Gus'a gidebileceğine dair söz verdim ama. | Black Moon-1 | 1934 | ![]() |