Search
English Turkish Sentence Translations Page 8110
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Number two, it's a fucked up thing to say. | İkincisi, bu söylediğin iğrenç bir şey. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You're gonna have to go find somebody else to save. | Kurtaracak başka birini bulursunuz artık. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Just make sure that they're a real failure so that you can come in and rescue them. | Ama dikkat edin kurtaracağınız kişi gerçekten âciz biri olsun. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'm not having this conversation with you. | Bu konuşmayı daha fazla devam ettirmeyeceğim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
If you wanna do this, Kevin, you go ahead and do it. | Bu işi yapmak istiyorsan Kevin, buyur yap. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
The paperwork is fine. | Evraklarda sıkıntı yok. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Okay. Well, thank you for your legal advice, | Yasal danışmanlığın için teşekkürler... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
but if I need any more, I'll be sure to look elsewhere. | ...ama tekrar yardıma ihtiyacım olursa başka birini bakarım. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Your mama has a very pretty voice. | Annenin sesi güzelmiş. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I guess. | Öyledir herhâlde. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
He just hates it when I sing. | Şarkı söylememden nefret eder. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
How could you hate that? | Nasıl nefret edersin? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
He used to like it. | Eskiden severdi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
He wanted me to sing all the time when he was a little boy. | Küçükken hep şarkı söylememi isterdi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, okay. I'm going to bed. | Tabii tabii. Ben yatmaya gidiyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You're leaving? Just like that? Yep. | Öylece gidiyor musun? Evet. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Robert used to sing that song for the kids, all the time. | Bunun için ölmeye değer mi? Robert çocuklara hep o şarkıyı söylerdi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Danny told me. | Danny söylemişti. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
That's why I learned it. | Ben de onun için öğrendim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
And Danny used to sing it to Nolan when he was a baby. | Danny de bebekken Nolan'a söylerdi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Danny couldn't sing. | Danny şarkı söyleyemezdi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, but he did it anyway. | Öyle ama yine de söylerdi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Miss Ortiz, thank you very much for seeing me again. | Bayan Ortiz, benimle tekrar görüşmeyi kabul ettiğiniz için çok teşekkürler. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'm glad you called. | Aradığınıza sevindim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I think it's very important that we get your story out there. | Bence yaşadıklarınızı herkesin öğrenmesi çok önemli. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Please, come in. | Lütfen içeri gelin. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Clay, what was that all about? | Clay, o neydi öyle? Haberiniz yok mu? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Reporters got some dirt on Diaz and IA is following up. | Gazeteciler Diaz'la ilgili iddialar ortaya attı, İç İşleri de inceleme başlattı. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
It's our responsibility to inform you we're opening up an investigation. | Sorumluluğumuz gereği hakkınızda soruşturma başlattığımızı size bildirmek durumundayız. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Since when does IA take orders from the local paper? | Ne zamandan beri İç İşleri yerel gazetelerden talimat alıyor? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
A report like this has to be looked into. You understand. It's a serious allegation. | Böyle bir haberin araştırılması gerekiyor. Anlamanız gerek. İddialar ciddi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Do you understand that that's all that this is? | Ortada bundan başka bir şey olmadığının farkında mısınız? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
It's just an allegation. | Bunlar sadece iddia. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You'll get a chance to explain your side of the story, Detective. | Olanları kendi açınızdan anlatmaya fırsatınız olacak Dedektif. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
If there's been no misconduct... | Herhangi bir usulsüzlük olmadıysa... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
you have nothing to worry about. | ...endişe etmenize gerek yok. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
No. No. | Veya hiçbir zaman ciddi değildi. Bilirsin, sinirlendiğinde bir şeyler söyler. Hayır. Hayır. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
No, no. I don't care if it's Barbara fucking Walters, | Hayır, hayır. Barbara Walters bile olsa fark etmez, cevabım değişmeyecek. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
There's gonna be an official inquiry. | Resmî soruşturma başlatacaklar. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Rayburn. | Rayburn. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
All right, first thing: don't say a word to anyone. | Pekâlâ, öncelikle, kimseye tek kelime etme. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
And call the union lawyer. | Sendikanın avukatını ara. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
It's only gonna be a matter of days | Birkaç güne kalmaz kıçımıza bile mikroskop sokmaya başlarlar. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
What about the case? | Soruşturma ne olacak? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Full steam ahead. Tell O'Bannon he's got immunity. | Tam gaz devam. O'Bannon'a dokunulmazlığı vereceğimizi söyle. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
DA's gonna need more than that. Draw up the paperwork. | Sağ ol. Bölge Savcısı gerekçe isteyecektir. Sen evrak işlerini hallet. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
If O'Bannon's got the goods, I wanna be ready to roll. | O'Bannon'ın elinde sağlam delil varsa harekete geçmeye hazır olmak istiyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Listen, O'Bannon. | Dinle O'Bannon. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I haven't heard back from you. I think you're full of shit. | Senden haber alamadım. Palavra sıktığını düşünmeye başlıyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You want immunity, you gotta give me something before you run out of time. | Dokunulmazlık istiyorsan, vaktin dolmadan bana somut bir şeyler vermen gerek. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You know the number. I'm waiting for your call, okay? | Numaramı biliyorsun. Aramanı bekliyorum, tamam mı? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You want immunity, | Dokunulmazlık istiyorsan... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
you gotta give me something before you run out of time. | ...vaktin dolmadan bana somut bir şeyler vermen gerek. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You know, you better split. | Sen yavaştan uza. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
He's gonna be here soon. | Birazdan gelir. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'll get finished here with John, and I'll swing by your place. | Eskiden durumum gayet iyidi. John'la burada hesabımı göreyim, sonra sana uğrarım. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
See you, man. | Görüşürüz dostum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Good luck, bro. | Hepimiz zor dönemlerden geçeriz. İyi şanslar kardeşim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Dan o. | Dan o. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Oh, hey, Mr. Gilbert. Hey, | Merhaba Bay Gilbert. ...sana para göndermeye başlayacağım, tamam mı? Al şunu. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I thought I'd stop by and check out my investment. | Merhaba, uğrayıp yatırımıma bir göz atayım dedim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Uh... Okay. | Peki. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
If I still have an investment. | Hâlâ bir yatırımım varsa tabii. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Meg said she left the papers with you. | Meg evrakları sana bıraktığını söyledi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. Sorry about that. I got... Have you signed? We got a deal? | Evet. Kusura bakmayın. İmzaladın mı? Anlaşma tamam mı? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I can give you another day or two. No, no. No, I got them right here. | Bir iki gün daha verebilirim istersen. Yok, yok. Şurada olacaktı. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Uh huh. Everything check out? Yeah. | İyice inceledin mi? Evet. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
No questions? Issues? No. | Soracağın bir şey var mı? Kafana takılan? Hayır. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
No, not really. | Hayır, pek yok. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
"Not really"? | "Pek yok"? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Is that the sound of second thoughts I hear? | Sesinde tereddüt mü seziyorum? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Just me and you here, Kevin. | Burada biz bizeyiz Kevin. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
No need beating around the buttonwood. If you need more time to go over it... | Lafı dolandırmana gerek yok. Düşünmek için biraz daha zamana ihtiyacın varsa... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
No, no. I don't need any more time. | Hayır, hayır. Daha fazla zamana ihtiyacım yok. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Oh. Okay, then. | Oldu o zaman. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Got anything to drink around here to toast our new partnership? | Ortaklığımızın şerefine kadeh kaldırmak için içecek bir şeyler var mı burada? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Uh, actually, I don't drink, | Aslında, içki içmiyorum... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
but I have a large assortment of juices and sodas if... | ...ama çeşit çeşit meyve sularım ve gazozlarım var eğer... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Well, we'll skip it, then. We'll celebrate another time. | Tanığın ifadesini nasıl değiştirttiniz ve bu kimin fikriydi? Kalsın o zaman. Başka zaman kutlarız. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'll take you and the wife out to dinner. Sounds good. | Karınla seni bir akşam yemeğe götürürüm. İyi fikir. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. You'll hear from me soon. Okay. | Yakın zamanda ararım ben seni. Tamam. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Thanks for coming down. | Uğradığınız için teşekkürler. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Where the hell you been, huh? | Nerelerdeydin sen bakayım? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I was starting to think that you'd forgotten all about me. | Beni hepten unuttuğunu düşünmeye başlamıştım. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I got a little surprise for you. | Senin için ufak bir sürprizim var. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Yeah? Oh, yeah. | Sahi mi? Sahi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Holy shit. How much is this? | Vay anasını. Ne kadar var burada? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I got a lot more back at the motel, so why don't you say we go back, | Motelde çok daha fazlası var. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
She invited me to stay. | Kalmam için beni davet etti. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
"She" who? | Kim davet etti? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Sally Rayburn. | Sally Rayburn. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
me and Nolan are at the inn now. | ...Nolan ve ben artık otelde kalıyoruz. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Like you're living there? | Yani orada mı yaşıyorsunuz? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I don't know. We'll see. | Bilmiyorum. Bakacağız. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Uh, I think she realized she made a mistake shutting me out, you know... | Sanırım beni dışlamakla hata ettiğinin farkına vardı... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
and she's got a hole in her life without Danny. | ...bir de Danny'nin yokluğunda hayatında bir boşluk oluştu. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Hm. Wow, you really worked that situation, didn't you? | Fırsatı iyi değerlendirmişsin bakıyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I didn't work anything. | Bir şeyi değerlendirdiğim yok. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
But they're not. | Ama değiller. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
So, let me come and see it. Let me come and check your situation. | Gelip bir bakayım o zaman. Geleyim de vaziyetini bir göreyim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |