Search
English Turkish Sentence Translations Page 8105
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
She told you that one of Lowry's guys was after Danny. | ...sana yaşattıklarım için gerçekten çok özür dilerim. Lowry'nin adamlarından birinin Danny'nin peşinde olduğunu söyledi sana. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
And she was right. | Haklıymış da. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
So you went there, you looked for him, but you couldn't find him, right? | Sen de oraya gittin, onu aradın ama bulamadın, öyle mi? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Lowry's guy did, and so did whoever helped Danny kill Lowry's guy. | Lowry'nin adamı buldu, Danny'nin Lowry'nin adamını öldürmesine yardım eden de öyle. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Where you going with this theory, Marco? | Bu varsayımla nereye varmaya çalışıyorsun Marco? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
This is me talking about that feeling in my gut. | İçgüdülerimden yola çıkarak konuşuyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
And it also kind of sounds like I helped Danny kill someone. | Aynı zamanda Danny'nin birisini öldürmesine yardım etmişim gibi konuşuyorsun. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
He wasn't there when I got to the motel, I left. | Motele gittiğimde orada değildi, ben de oradan ayrıldım. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I call you and I tell you that there's a murder at the Red Reef Motel. | Seni arayıp Red Reef Motelde cinayet işlendiğini haber veriyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You know Danny is staying there. | Danny'nin orada kaldığını biliyorsun. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You know Lowry sent somebody there to kill Danny. | Lowry'nin Danny'yi öldürmek için oraya adam yolladığını biliyorsun. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
How the fuck don't you ask me, "Hey, Marco... | Nasıl olur da şu soruyu sormazsın... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
It doesn't add up. | Hiç mantıklı gelmiyor. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You know what doesn't add up, Marco? | Mantıklı gelmeyen ne biliyor musun Marco? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Why you let Aguirre beat the shit out of his wife. | Neden Aguirre'in karısını öldüresiye dövmesine izin verdin? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You were the responding officer, weren't you? | Olay yerine intikal eden memur sendin, değil mi? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You buried that incident report. One month after that... | Olay yeri tutanağını hasır altı ettin. Bir ay sonra da... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Aguirre gave you a job. | ...Aguirre seni işe aldı. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You're fucking brushing me back. | Bana gözdağı veriyorsun demek. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
And let me tell you something, that story, it's out there. | Sana şunu söyleyeyim, bu hikâye biliniyor. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
People want me to use that to win an election. I haven't touched it. | İnsanlar bana seçimi kazanmak için bunu kullanmamı söylüyor ama yapmadım. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Because I've been protecting you. Yeah? | Çünkü seni koruyordum. Demek öyle? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
So, when you sit in here and you try to spin Aguirre's political agenda | Yani sen burada oturmuş Aguirre'in politik amaçlarını... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
into some bullshit theory, I don't have to sit here and take it. | ...saçma teorinle desteklemeye çalışırken oturup bunları dinlemek zorunda değilim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Let me tell you something, my family needs this to end now. | Sana şunu söyleyeyim, ailemin ihtiyacı olan şey, bu konunun derhâl kapanması. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Then your family should start telling the truth now. | Öyleyse ailen derhâl gerçekleri anlatmaya başlasa iyi olur. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Meg told me... | Meg bana... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
how your mom made all three of you lie to the police | ...baban Danny'yi dövüp hastanelik ettiğinde... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
when your dad beat the fuck out of Danny. | ...annenin nasıl üçünüze de polise yalan söylettiğini anlattı. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Lying to police to protect your family, is that what you're doing now, John? | Aileni korumak için polise yalan söylemek, şu an yaptığın da bu mu John? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Don't go there. What is it with you people? | O konuya girme. Neyiniz var sizin? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You guys think you could fucking lie. You think that you could cheat. | Yalanı kendinize hak mı görüyorsunuz? Aldatmayı kendinize hak mı görüyorsunuz? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You think you could fuck people over and get away with it? | İnsanların hayatlarını altüst edip yanınıza kâr kalmasını mı bekliyorsunuz? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Is that what this is about? Meg hurt your feelings? | Mesele bu mu yani? Meg duygularını mı incitti? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Listen, I'm really sorry you can't stop Meg from fucking around on you. | Dinle, Meg'in senden başkalarıyla düşüp kalkmasına engel olamamana üzüldüm. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Don't fucking twist this. | Sözlerimi çarpıtma. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
But you come in here with Aguirre's story that he handed you, to cram full of facts. | Ama karşıma geçmiş Aguirre'in eline verdiği hikâyeyi gerçekmiş gibi bana okuyorsun. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
But the problem is, Marco... | Sorun şu ki Marco... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
the facts don't fit. They just don't. | ...anlattıkların gerçeklerle uyuşmuyor. Uyuşmuyor işte. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Know what? Know who the fuck killed your brother? | Neyi bilmek istemiyor muyum? Kardeşini kimin öldürdüğünü. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Wayne Lowry killed my brother. | Kardeşimi Wayne Lowry öldürdü. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You and I both know that Wayne Lowry didn't pull that trigger. | İkimiz de o tetiği Wayne Lowry'nin çekmediğini biliyoruz. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
And whoever he hired is out there. | Kime yaptırdıysa da şu anda serbest. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
The John Rayburn that I know would wanna know the truth. | Benim tanıdığım John Rayburn gerçeği bilmek isterdi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
The John Rayburn I know would hunt his brother's killer to the ends of the earth. | Benim tanıdığım John Rayburn dünyanın öbür ucuna da gitse... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Unless... | Tabii eğer... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Marco, if you've got a case, go ahead and fucking make it. | Marco, elinde kanıtın varsa hiç durma kullan. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Otherwise, you're gonna stay away from me and my family. | Aksi hâlde benden ve ailemden uzak dur. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
♪ It won't save you, it won't save you ♪ | Hayır. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
What do I do? | Ne yapıyorum? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Cough. 1 | Öksür. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
And repeat. | Sonra tekrar. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'm leaving. | Ben gideceğim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
After I graduate, I'm... I'm out of here. | Mezun olduktan sonra gideceğim buralardan. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
If I stay... | Kalırsam... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
nothing's gonna change. | ...hiçbir şey değişmeyecek. 1 | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'm always gonna be what they think I am. | Hiç bir şey eskisi gibi değil artık. 1 Onların gözünde daima olduğumu sandıkları kişi olacağım. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You should leave, too. | Sen de gitmelisin. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You gotta be careful, John. | İyi düşün John. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
We can never be what we want if we stay here. | Burada kalırsak asla istediğimiz kişiler olamayız. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Where are you gonna go? | 99'lardaki partiler gibi. Umarım öyle olur. Kız arkadaşıyla bir yerlere gitti. Aferin ona. Nereye gideceksin? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Just gonna get in Dad's old truck and... | Babamın eski kamyonetine atlayıp... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
just drive. | ...basıp gideceğim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'm taking him. | Onu götürüyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
It's time he came with me, you know? | Yanıma taşınmasının zamanı geldi artık. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Hey, thanks for letting me stay here. | Burada kalmama izin verdiğin için sağ ol. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. You take care of yourself. | Kendine iyi bak. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Hey, come on. | Hadi gidelim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I shouldn't be here. | Buraya gelmemem lazım aslında. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'm not gonna pretend like I'm sorry about the other night. | Geçen gece için pişmanmış gibi davranmayacağım. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
But I do know you're seeing someone, so I don't wanna screw things up for you. | Ama biliyorum, görüştüğün birisi var, o yüzden hayatını altüst etmek istemiyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
That's not what I'm talking about. | Ondan bahsetmiyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
What are you talking about, then? | Neden bahsediyorsun peki? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Alec Moros wasn't in this house that night. | Alec Moros o gece bu evde değildi. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Yes, he was. Meg, he was in New York. | Evet, buradaydı. Meg, New York'taymış. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I spoke to him. He was in New York. | Onunla konuştum. New York'taymış. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I mean, well, maybe I got the nights confused. | Geceleri karıştırmışımdır belki. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Hear me out. | Beni iyi dinle. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Don't speak, and hear me out. | Konuşma, sadece beni dinle. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You lied to me... | Bana yalan söyledin... | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
and I think John lied to me, too, and maybe you're protecting your brother. | ...bence John da bana yalan söyledi, belki kardeşini korumaya çalışıyorsun. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Now, that's not a very smart thing for you to be doing right now. | Bu yaptığın hiç akıllıca bir hareket değil. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'm... I probably got the nights confused, Marco, but I didn't lie to you. | Muhtemelen geceleri karıştırdım Marco ama sana yalan söylemedim ben. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Meg. | Meg. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I'm giving you a chance to get out in front of it, | Neye bulaştıysan, çok geç olmadan kendini kurtarman için sana bir şans veriyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
And come in and talk to me again. Please. | Evet. Gel ve benimle tekrar konuş. Lütfen. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I don't know anything, Marco. | Hiçbir şey bilmiyorum Marco. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I know John's family, but you need to look out for yourself. | Biliyorum, John senin kardeşin ama kendini düşünmen gerek. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Mom, you have to keep track of these. | Anne, ilaçlarını takip etmen lazım. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
It's too fucking complicated. | Çok karmaşık. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I laid them out for you. | Senin için sıraya dizdim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Where's your pill schedule? | İlaç çizelgesi nerede? | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
The sheet I gave her. The laminated one. | Biliyorum. Ona verdiğim sayfa. PVC kaplı olan. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I don't know. Jesus Christ, Eric. | Bilmiyorum. Hayret bir şeysin Eric. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
You gotta help me out with this. | Bana biraz yardımcı ol. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
She can't keep half the pills down. I toss that shit right up. | İlaçların yarısını midesinde tutamıyor. Anında çıkarıyorum. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
Well, I can give you something for nausea. | Bulantın için sana ilaç verebilirim. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
What I need is groceries. Lemon Cremes and the Fudgies with the little stripes. | Bana lazım olan market alışverişi. Limonlu kek ve o çizgili çikolatalardan. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
It's called "Heavenly Protection." | Onun adı "İlahî Koruma". | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |
I can't fucking believe this. You can't afford to keep buying this crap. | Sana inanamıyorum. Bu süprüntülere para harcayamayız. | Bloodline-1 | 2015 | ![]() |