Search
English Turkish Sentence Translations Page 839
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Mr. Wallace couldn't follow simple instructions. | Bay Wallace basit talimatları izleyememiş. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Don't open the box, Charlie. | Kutuyu açma Charlie. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Torch it. | Yak gitsin. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I'm in the mood for pancakes. You want some? | Canım krep çekiyor. Sen de ister misin? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Your blood test was pretty conclusive. | Kan testi sonuçlarınız beklediğim gibi çıktı. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Too much alcohol, not enough hors d'oeuvres, | Yanında yeterince bir şeyler yemeden aldığınız çok fazla alkol... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| and that combination put your glycemic number in the basement. | ...kan değerlerinizi alt seviyelere düşürmüş. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Sometimes I forget to eat when I get busy. | Çok yoğun olduğumda da yemek yemeyi unutuyorum bazen. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Sorry for the trouble, doc. | Seni yorduğumuz için özür dileriz doktor. Hiç sorun değil. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Honey? No, thank you. | Sen tatlım? Hayır, sağ ol. Tamam. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Look, Mr. Doran, | Bakın Bay Doran, karınızla paylaşmadığım bazı bilgiler var. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Her tests showed a powerful anesthetic in the blood. | Kanında uyuşturucu ilaç çıktı. Aslına bakarsanız kloroform. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Olivia was the victim of some foul play at the party. | Olivia parti sırasında saldırıya uğradı. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I'm handling the situation, | Bu konuyu hallediyorum ama duyarlılığın için teşekkürler. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Well, I figured, we're helping each other out, right? | Birbirimize yardım ediyoruz, öyle değil mi? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| That's right. | Evet. Para hesabına yatmış mı? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Detective Cooper. | Dedektif Cooper. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Oh, Mr. Martin. What can I do for you? | Bay Martin, sizin için ne yapabilirim? Bir gelişme var mı diye merak ettim. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Any leads on the guy who attacked Jane? | Jane'e saldıran kişiden herhangi bir iz var mı? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Jane is ready to move because that psycho is still out there. | O psikopat hâlâ dışarıda olduğu için Jane taşınmayı düşünüyor. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Have there been any... problems between you two lately? | Son zamanlarda aranızda herhangi bir sorun oldu mu? Ne? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Not at all. What does that have to do with anything? | Hayır. Konunun bununla ne ilgisi var? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Well, being upset can manifest itself in negative ways. | Kızgınlık kendini olumsuz şekillerde gösterebilir. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Sometimes people see things that aren't there. | Bazen insanlar olmayan şeyler görmeye başlar. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| What the hell are you getting at, detective? | Ne demek istiyorsunuz dedektif? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I mean, if you could've seen the look in her eyes | Onu bulduğum zamanki bakışlarını görseydiniz... Korkudan çılgına dönmüştü. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| She's not making that up. | Bunu uydurmuyor. Size bir soru soracağım Bay Martin. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Is there any history of mental illness in Jane's family? | Jane'nin ailesinde akıl hastası olan biri var mı? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Why would you ask me that? | Neden soruyorsunuz bunu? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| You and I both know | İkimiz de apartmanda, söylediği şeyleri kanıtlayacak bir şey olmadığını biliyoruz. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| We didn't find a body or single drop of blood | Ceset ya da herhangi bir saldırı olduğuna dair tek bir damla kan bulamadık. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Should I keep going, Mr. Martin? | Devam edeyim mi Bay Martin? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| We're gonna keep working things on our end, okay? | Bu işi araştırmaya devam edeceğiz, tamam mı? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| But if this is a more personal issue with Jane, | Ama eğer bu Jane'le ilgili kişisel bir sorunsa... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| maybe maybe you're better suited to deal with it. | ...bununla sizin ilgilenmeniz daha iyi olabilir. Teşekkürler. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Laurel? | Laurel? Evet. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Okay, here's the deal. | Tamam, bak ne diyeceğim: | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| You have lunch in an hour with people | Bir saat sonra politikaya atılma hayalini... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| who can turn your political aspirations into reality. | ...gerçeğe dönüştürebilecek insanlarla yemek yiyeceksin. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| When the opportunity of a lifetime comes knocking, | Hayatının fırsatı ayağına geldiği zaman bunu geri tepmemelisin. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Where am I meeting them? | Nerede buluşacağım? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Well, uh, thank you for taking me to lunch, Olivia. | Beni yemeğe çıkardığın için sağ ol Olivia. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I definitely needed to get out. | Dışarı çıkmaya çok ihtiyacım vardı. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Oh, it's the least I could do. | En azından bunu yapabiliyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I I feel awful about what you went through. | Yaşadıkların için kendimi çok kötü hissediyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| God forbid you'd gotten hurt. | Tanrı korusun yaralanabilirdin de. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| So y you spoke to the police. Do do they have any leads? | Polislerle konuştun. Herhangi bir şey bulabildiler mi? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I doubt they're gonna catch this guy. | Onu yakalayabileceklerini sanmıyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Well, Jane, I don't want you to feel unsafe at the Drake. | Jane, Drake'te güvende olmadığını düşünmeni istemiyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I'm just... | Ben... Buraya ait olmadığımı düşünmeye başlıyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Would you excuse me for a second? Sure. | Bana biraz izin verir misin? Tabii. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Enjoying your lunch, Mrs. Doran? | Yemeğinizi beğendiniz mi Bayan Doran? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I take it you're not the sommelier. | Şarap garsonu olduğunuzu sanmıyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| No, but you might want a drink after we speak. | Hayır ama konuşmamızdan sonra içmek isteyebilirsiniz. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Your husband isn't who you think he is. | Kocanız sandığınız gibi biri değil. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Underneath those impeccably tailored suits is a monster. | O kusursuz ısmarlama takım elbiselerin altında bir canavar yatıyor. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| What do you want, mister... | Ne istiyorsunuz Bay... Shaw. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I'm here to give you the opportunity | Ben kocanızı parçalara ayırmadan önce... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| to distance yourself from your husband | ...kendinizi ondan uzaklaştırmanız için bir fırsat vermeye geldim size. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| You think you're the first person | Böyle bir şansı olduğunu düşünen ilk kişinin siz olduğunu mu sanıyorsunuz? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Your husband excels at hurting people | Kocanız insanları incitmede... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| and taking everything from them. | ...ve her şeylerini ellerinden almakta çok başarılı. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| He took something from me, | Benden bir şey aldı ve şimdi onu geri alma fırsatım var. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Well, I'm sorry, Mr. Shaw. | Üzgünüm Bay Shaw. Ben Gavin'ın işlerine karışmıyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| You should start, | Karışmaya başlamalısın. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| 'cause while he gives you the life that | Çünkü sana sunduğu... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| and makes you feel special and makes you feel safe, | ...kendini özel ve güvende hissettiğin bu yaşamın... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| you should know | ...kulağına fısıldadığı küçük bir yalandan ibaret olduğunu bilmen gerekiyor. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Or you're lying to me now. | Ya da sen yalan söylüyorsun. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Get a blood test | Kocanın parmağında oynatmadığı bir doktora gidip kan testi yaptır bakalım. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Gavin, this is really not my thing. | Gavin, bu hiç bana göre bir şey değil. Hayır Sam, dikkatini ver. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| We're gonna find out who betrayed us. | Bize ihanet eden kişiyi bulacağız. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Hey, hey, I I I don't know what you think I did, | Ne yaptığımı düşündüğünüzü bilmiyorum ama yanlış adamı yakaladınız. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I know exactly what you did, Mr. Trent. | Ne yaptığınızı çok iyi biliyorum Bay Trent. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Oh, that? That was nothin'. | Bu mu? Bu bir şey değil ki. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Mm. Well, I've been known to scare a few people myself. | Benim de insanları korkutmak konusunda ünüm vardır. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Luckily for you, I'm more interested in who hired you. | Şanslısın çünkü seni kiralayan kişiyle daha çok ilgileniyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| So give me a name and you can go. | O yüzden bana bir isim verdikten sonra gidebilirsin. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| A name, Mr. Trent, if you want to ever leave the Drake. | Eğer Drake'ten çıkmak istiyorsanız bir isim verin Bay Trent. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I'm sorry, Gavin, but I really shouldn't be here right now. | Özür dilerim Gavin ama gerçekten de burada olmamalıyım. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Sam. Hey, Sam. | Sam. Sam. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| No stomach for the rough stuff, Sam? | Sertlikleri miden kaldırmıyor mu Sam? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Gavin, please. You think you can get that guy to talk? | Gavin, lütfen. O adamı konuşturabileceğini mi sanıyorsun? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Sam, you of all people | Sam, sen ve adamlarının... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| should know how persuasive I can be. | ...benim ne kadar ikna edici biri olabileceğimi biliyor olması gerek. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| What are you gonna do to him? | Ne yapacaksın ona? Sana yapacağımın aynısını. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Hey, somebody help me! | Biri yardım etsin! Kimse yok mu? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Somebody! | Yardım edin! | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Sorry. I didn't mean to frighten you. | Özür dilerim. Sizi korkutmak istememiştim. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Your, uh, doorman said you'd be up on the fifth floor. | Kapıcınız beşinci katta olduğunuzu söyledi. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| You here to point out more inconsistencies in my story? | Hikâyemdeki tutarsızlıkları söylemek için mi geldiniz yine? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I'm here | Bu adamı sormak için geldim. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| If you did, | Ama eğer öyleyse bunu şimdi söyleseniz iyi olur. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| When I said before | Bana saldıran adamın yüzünü görmediğimi söylediğimde... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| That's not true. | Yalan söyledim. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| and he pulls out this box of cigars from behind the vent, | Hayır. Onunla evlenmeyi çok istiyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| and he tells me this is what I've been smelling, | ...kokusunu aldığım şeyin bu olduğunu... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| And now... | O yüzden açık fikirli olmayı seviyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Jarvis. I gotta go. | Jarvis. Gitmem gerek. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Hey, I'm sorry I'm late. I was on a call. | Özür dilerim, geciktim. Nöbetçiydim de. | 666 Park Avenue-4 | 2012 |