Search
English Turkish Sentence Translations Page 840
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| And, uh, | ...ve gecenin sonunda da Martini içiyordun. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| What's wrong? | O alandan alınan toprak örneğindeki... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Who I am my life, my values Jane is a part of that. | Kim olduğum, hayatım, değerlerim... Jane bunların bir parçası. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| He'd bring your box, | O senin kutunu getirecek sen de ona 10 milyon dolarlık senet verecektin. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| not a version of the truth, not what you think I wanna hear. | Ne gerçeğin değiştirilmiş versiyonunu ne de benim duymak istediğimi düşündüğün şeklini. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| The Drake had an uninvited guest | Cadılar Bayramı gecesinde Drake'in davetsiz bir misafiri vardı. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| He knocked you out, | Kasayı açmak için seni bayıltarak benim dikkatimi dağıttı. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| This... whole charade | Tüm bu maskaralıklar senetler ve mücevherler için miydi? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Not the safe in the closet. | Dolaptaki kasayı değil. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| He was trying to use me to hurt you. | Beni seni incitmek için kullanmaya çalışıyordu. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I just thought he was a creep. | Bir yaltakçı olduğunu düşünmüştüm. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| He knew you weren't telling me what had happened. | Olanları bana anlatmadığını biliyordu. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Sam betrayed us? | Sam bize ihanet mi etti? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| What happened in 1929 | Anlattıkların 1929'da olanlarla neredeyse aynı. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| You left quite an impression on her at lunch. | Yemekte onu çok etkilemişsin. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Oh, I don't return things once they're in my possession. | Bir kez sahip olduğum şeyi bir daha geri vermem. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| That's why I secured my leverage first. | Başarılı bir arama yapamadınız. Lütfen tekrar deneyin. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I think you're bluffing. | Bence blöf yapıyorsun. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| You know, things were... | Orada işler daha kolaydı. Jane. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I do. I wanna be with you, but I can't be here. | Gerçekten. Seninle olmak istiyorum ama burada kalamam. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| If I stay here if I stay here, I'm gonna go crazy | Burada kalırsam kafayı yiyeceğim... | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I do! | Gerçekten, tamam mı? Buraya doğru gelen bir kötülük var Henry. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Peter Kramer tried to kill me. | Peter Kramer beni öldürmeye çalıştı. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| And I know that that means he was a ghost, | Bunun, onun bir hayalet olduğu anlamına geldiğini biliyorum. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| How would you like to come and work for me? | Benimle çalışmak ister misiniz? | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| One small problem. | Küçük bir sorun var. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| I'm not killing a patient, | Eğer bahsettiğiniz buysa bir hastayı öldürecek değilim. | 666 Park Avenue-4 | 2012 | |
| Melanie. | Melanie. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Your mother is one of my favorite residents. | Annen en sevdiğim kiracılardan biridir. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| How'd you know I was having a little girl? | Kızım olacağını nereden biliyorsun? İsabetli bir tahmin. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Melanie! What are you doing here? | Melanie! Ne arıyorsun burada? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Why not? | Mavi çoraplarımı gördünmü? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| And don't come back until after this baby is born. | Bebek doğuncaya kadar da geri gelme. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Go on. | Git. Anne, dur. Hayır. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Is anyone there? | Kimse var mı? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Please. Please, please. | Lütfen, lütfen, lütfen. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Okay. Great. | Tamam. Güzel. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Babe, you're not excited? | Bebeğim, hiç heyecanlı değil misin? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| You know what the weird thing is? | Garip olan ne biliyor musun? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I mean, I remember the gun, | Silahı hatırlıyorum. Kandinsky'nin müdüre doğru geldiğini hatırlıyorum. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Everything's going so well for you, Henry. | Her şey senin için iyi gidiyor Henry. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I I'm proud of you, but... | Seninle gurur duyuyorum ama burada kalamam. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| not after what happened on Halloween night. | Cadılar Bayramı gecesinde olanlardan sonra olmaz. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I wanna go home. | Eve dönmek istiyorum. Sana bir şeyler olduğunu biliyorum. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Henry, I don't feel safe here. | Henry, burada kendimi güvende hissetmiyorum. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Do you understand? | Anlıyor musun? Korkuyorum. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| You convinced me to come to New York, all right? | New York'a gelmemiz için beni sen ikna ettin, tamam mı? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Us, not just me, Jane. | Bizim için. Sadece benim için değil Jane. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| We should go. | Çıkmamız gerek. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Acting with courage and without regard for his own safety, | Cesaretli davranıp kendi güvenliğini önemsemeden... | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Aristotle said that the greatest quality of the mind, | Aristotle, "Cesaret ve onur en yüce iki erdemdir" demiş. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Henry Martin exemplifies both of these qualities. | Henry Martin bu iki erdemi de gösteriyor. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| The whole time, I was imagining you behind that podium. | Tüm konuşma boyunca seni o kürsüdeyken hayal ettim. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| A friend of mine on the symphony board | Bir arkadaşımın senfoni komitesindeki bir arkadaşı... | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| She's looking for an architect, so I thought of you. | Mimar arıyor, benim de aklıma sen geldin. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Oh. Olivia, uh, thank you. | Olivia, teşekkür ederim. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I've decided to leave New York. | Ben New York'tan ayrılmaya karar verdim. Neden? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I'm just not sure I really belong here, | Buraya ait olup olmadığım konusunda emin değilim. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| You're running away? | Kaçıyorsun yani. 1 | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Well, I wouldn't exactly call it running way. | Ben buna kaçmak demezdim. Anlıyorum. Sadece kötü oldu bu. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Lou? | Lou? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Oh, my God, Brian. You scared me. | Tanrım. Brian, ödümü kopardın. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| And look, it it's been building for a while. | Ayrıca ne zamandır sorunlarımız vardı. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I can't remember the last time | Louise'le en son ne zaman mutlu olduğumuzu hatırlayamıyorum bile. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| And for what it's worth, | Hem onu o adamla sen yatırmadın ya. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| She did that on her own. | Bunu kendisi yaptı. Brian, bir mesaj gördün sadece. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| You don't know if she cheated. | Seni aldatıp aldatmadığını bilmiyorsun. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| So, Henry, what's going on? | Söyle bakalım Henry, neler oluyor? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Things have been a little weird for Jane at the Drake. | Jane için Drake'te işler biraz tuhaflaşıyor. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| She's... seeing things. | Bir şeyler görüyor. Bu yerin | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I wouldn't be asking your advice if this were an easy decision. | Bu kolay bir karar olsaydı senin tavsiyeni istemezdim. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| The best part of who we are is the women who love us. | Bizi biz yapan şeylerin en önemlisi bize aşık olan kadınlardır. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| We're weak without them. | Onlar olmadan zayıf durumdayız. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I remember you told me | Bana, Jane'e evlenme teklif etmek istediğini söylediğini hatırlıyorum. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Oh, Gavin, I, uh... | Gavin, bunun doğru bir zaman olduğunu sanmıyorum. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| You're a hero now, | Şu anda bir kahramansın ama hafıza solar. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| If I were you, I would do whatever I could | Yerinde olsam Jane'i burada tutmak için elimden gelen her şeyi yapardım. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| So you think if I propose to Jane, | Yani Jane'e evlenme teklif edersem onun New York'ta kalacağını mı düşünüyorsun? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| And if you're really serious about doing it, Henry, | Eğer bu konuda ciddiysen Henry, danışman gereken kişi Olivia. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Ask me what? | Ne konuda danışmak için? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Well, if... | Diyelim ki şey almak isteseydim... | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Meet me here tomorrow at 3:00. | Yarın saat 3'te burada buluşalım. Seni Judith Ripka'ya götüreceğim. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Gavin, I, um, I appreciate the advice. | Gavin, tavsiyen için çok teşekkür ederim. Her zaman Henry. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Uh, Jane told me that she's leaving New York today. | Jane bugün bana New York'tan gideceğini söylemişti. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| The situation is being dealt with even as we speak. | Biz şu anda konuşurken bile o konu hallediliyor. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Gotta make sure you're clean, Doc. | Temiz olduğundan emin olmam gerek Doktor. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Can I please see my patient now? | Artık hastamı görebilir miyim lütfen? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Grandma? | Büyükanne? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Are you out here? | Burada mısın? | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| How are you even standing? | Listeye eklemek istediğim... | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Don't... | Jane'nin gitmesine... | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Jane... | ...izin verme. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Walt, could you do me a favor and, | Walt, bana bir iyilik yapıp bu mektubu üst kata... | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Jane? | Jane? Nona, merhaba. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Actually, I was gonna tell people later this week. | Aslında size bu hafta söyleyecektim. Evet, ben... | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| I'm moving back to Indiana. | Indiana'ya geri dönüyorum. Hayır, yapamazsın. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| My grandma said I can't let you leave, Jane. | Büyükannem gitmene izin vermememi söyledi Jane. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Okay. | Pekâlâ. Büyükannenle hiç tanışmadım... | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| You run away, | Sen kaçıyorsun, ben de Drake'te güvenebileceğim tek kişiyi kaybediyorum. | 666 Park Avenue-5 | 2012 | |
| Nona, it... | Nona... | 666 Park Avenue-5 | 2012 |