Search
English Turkish Sentence Translations Page 8411
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Sorry. Sorry. | Üzgünüm, özür dilerim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
As you wish. | İstediğin gibi olsun. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
There is one more thing. This is as your mother now, not your boss. | Bir şey daha var. Annen olarak buradayım, patronun olarak değil. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
You need to get some help. | Biraz yardıma ihtiyacın var. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I want you to see a therapist. Someone who | Bir terapiste görünmeni istiyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I was thinking I'd go. | Artık gitsem iyi olur diyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Here you go. | İşte al. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Are you kidding? She's a child. | Dalga mı geçiyorsun? O daha bir çocuk. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
What? She's twenty...two. | Ne? O 22 yaşında. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Old enough to drink. She can take care of herself. | Yaşı içmek için yeterli. Kendi başının çaresine bakabilir. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Okay. I'm back to being the boss. | Pekâlâ. Patron olmaya devam ediyorum o halde. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Therapy is not requested. It's required. | Terapi artık bir teklif değil, şart koşuyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
You can see anyone you like, provided she's a woman. | Kadın olmak şartıyla istediğin kişiyle görüşebilirsin. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
You have got to let go of Theresa and get on with your life. | Artık Theresa'dan kurtulmak ve hayatınla barışmak zorundasın. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
What? Hold on? What? You want me to be more up and up? | Ne? Bekle bir saniye? Ne yani? Hayatımı düzene koymamı mı istiyorsun? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Uh, fine. Watch my mouth, punch the clock, whatever. | Harika. Çenemi kapatayım, işime gidip geleyim, oh ne güzel. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Sky's the limit. But a shrink? | Tek rakibim hava yolları. Ama psikiyatriste gitme işi? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
[Bob] People will talk. | İnsanlar bundan bahsedecek. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Take it or leave it. | Kabul et ya da işi bırak. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Can I keep my office at least? | Hiç değilse ofisimi geri alabilir miyim? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Machines, clothing, family, | Makineler, giyim, aile... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
flavor, pleasure it all wears out, Smiley. | ...lezzet, memnuniyet. Hepsi tükeniyor artık, Smiley. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
It's entropy. | Buna entropi deniyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
The logic of decay. | Azalma düşüncesi. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
There's no man for whom pleasure has ever been continuous. | Memnuniyeti daim olan hiç kimse yoktur. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Not even as a child? | Çocukken bile mi? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I had no childhood, Bob. | Benim hiç çocukluğum olmadı, Bob. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And hello to you. | Size de merhaba. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I don't know you. Chardonnay. | Sizi tanımıyorum. Chardonnay lütfen. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
This has been a good, good day. | Bu gerçekten güzel bir gün oldu. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
What? What is that? [sniffs] That smell? | Nedir bu? Bu koku? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Potpourri? Yeah. Yeah. | Kurutulmuş çiçek kokusu mu? Evet, tabi ya. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Gotta say, not fooled. | Söylemek zorundayım, pek benzetemedim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Lemony zest, misty vanilla morning, whatever. | Limoni tat, puslu vanilya sabahı, her neyse artık. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Makes me think of public toilets. | Bana umumi tuvaletleri düşündürüyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Which is not to say that it smells like ass in here. | Tabi bu onun kıç gibi koktuğu anlamına gelmez. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
It does not. It smells like potpourri. | Yani gelmez çünkü çiçek kurusu gibi kokuyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And that makes me think that you're hiding something. | Ve bu bana sizin bir şeyler sakladığınızı düşündürüyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Because you know what it is? I'll tell you. | Çünkü ne biliyor musunuz? Size söyleyeyim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Psychiatry is like alchemy. | Psikiyatri aynı Simya gibidir. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Trying to define human behavior is like trying to turn lead into gold, | İnsan davranışlarını tanımlamaya çalışmak, dönüştürülemeyeceğini bildiğimiz halde... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
which we now know cannot be done. | ...metalleri altına dönüştürmeye çalışmakla aynı şey. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I'm only here as part of a deal I made, | Buraya sadece yaptığım bir anlaşma gereği geldim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
which we're not discussing because that's personal. | Bu yüzden tartışmıyoruz, çünkü bu kişisel bir mesele. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I don't need some woman to Oop. | Bana ne yapmam gerektiğini söyleyecek kadınlara... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Pardon my French. | Pardon, kabalığımı bağışlayın. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I mean, I don't need some person hmm? | Yani, annem kendimi idare etmeyi doğru dürüst öğretmedi diye... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
to tell me that just because my mother didn't teach me to wipe myself correctly, | ...bana ne yapmam gerektiğini söyleyecek kişilere ihtiyacım yok. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I'm suddenly dysfunctional. | Bazen aniden dengesizleşirim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And I have quirks. That makes me human. | Ve tuhaf davranırım, kabul. Ama bu beni insan yapar. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
But if being human makes you crazy, | Ama insan olmak beni deli yapıyor diyorsanız... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
then get out your straitjacket and lock me away. | ...o zaman deli gömleğinizi çıkarın ve beni kliniğe kapatın. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Do you everyone who sees a therapist is crazy? | Sizce terapiste görünen herkes deli midir? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
No. I never said that. | Hayır, öyle bir şey demedim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
It's Hey. Therapy? | Yani terapi... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Just not something I need. | Benim ihtiyacım olan şey değil. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I think everyone, no matter how well adjusted, | Bence ne kadar dengeli olursa olsun... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
can benefit from a little therapy. | ...herkes küçük bir terapinin faydasını görebilir. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Yes, well, of course you'd think that. You're a therapist. | Evet, tabi ki öyle düşünürsünüz. Siz bir terapistsiniz. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
That's like a baker saying everyone needs to eat cake, | Bu, bir fırıncının herkesin pasta yemesi gerektiğini söylemesiyle aynı şey... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
which is not true, because some people are fat. | ...ki bu doğru da değil, bazı insanlar zaten şişmandır. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
The Japanese have slept on these for over 10,000 years. | Japonlar 10.000 yıldır bunun üzerinde uyuyorlar. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Not this exact futon, mind you. | Bu döşek üzerinde değil, dikkatini çekerim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
[Sonny laughing] Oh, no! | tabi ki hayır. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
[Jean] Not this one. | Bunun üzerinde değil. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Although we do have one in the back | Arka tarafta zaten Japonların uyuduğu... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
that the Japanese have slept on for a | ...bir tane yatağımız var. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
almost, uh how long, Sonny? | Neredeyse, kaç yıldan beriydi Sonny? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
That one's relatively new. | Normale göre yeni sayılır. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I think that one's only been slept on for maybe fourteen fifteen hundred years. | Sanırım üzerinde yaklaşık 1400 1500 yıldır uyunuyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Wow! Yeah. | Evet. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Now, the Osaka mat. Oh, the Osaka. | Artık, Osaka hasrı oldu. Evet, Osaka hasrı. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Hey, were you here when we had the Osaka? | Hey, Osaka'yı aldığımızda siz burada mıydınız? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Is that the one Ms. Funk gave to the Smithsonian? | Bayan Funk'ın Smithsonian Müzesine bağışladığı mı? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And then it goes back to Peking. Peking? | Ardından da Pekin'e geri gidecek. Pekin'e mi? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Because of the post Maoist Cultural Heritage Laws... | Çünkü post maoist kültürel miras yasaları... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
regarding Japanese antiquities. | ...Japon antikalarına büyük önem veriyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
The point is, I think we have something | Sözün kısası, sanırım elimizde... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
that will easily last until you get married again. | ...siz tekrar evlenene kadar kolayca eskiyecek bir şeyimiz var. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
You have a problem with Rorschach? | Size "Rorschach Testi" yapsam sorun olur mu? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Not per se, but I was hoping for something a little more up to date | Hayır, olmaz, ama psikoanatilik tedavi yolları içinde... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
in the way of psychoanalytic tools. | ...daha güncel bir yolla karşılaşmayı umuyordum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
But what do I know? Give me your best spot. | Ama ne yapalım, en iyi atışınızı yapın bakalım. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Like ink spot? It's a joke? | Mürekkep resmi gösterin yani, şakaydı. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Yes, I got it. | Evet, anladım. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And no, I don't think everything has to be a joke. | Ama hayır, her şey şaka olmak zorunda değil. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Okay. Hit me. | Pekâlâ, başlayın. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
That? It's a small penis. | Bu mu? Bu küçük bir penis. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Large cave of some sort. | Büyükçe bir mağara. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
It's a small penis. | Bu... küçük bir penis. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Small penis. | Küçük penis. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Oh. That's a squirrel... | Bu çok küçük bir penisin etrafında... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
running up the side of a very small penis. | ...koşuşturan bir sincap. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Hey, I was kidding. Wait a minute, wait a minute. | Şaka yapıyordum. Dur bir dakika, dur bir dakika. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I was kidding about the penises, Dr. Day. | Penisler konusunda şaka yapıyordum, Dr. Day. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
You know that, right? What are you writing? | Bunu biliyorsunuz değil mi? Ne yazıyorsunuz? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Are you writing that he was kidding about the penises? | Penisler konusunda şaka yapıyordu diye mi yazıyorsunuz? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Rorschach isn't a method, Ron. It's a parlor trick. | Rorschach Testi bir yöntem değil, Ron. Ucuz bir numara sadece. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
It's like I went in for a shot of penicillin, | Sanki ben penisilin iğnesi olmaya gitmişim... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
and she threw a bunch of leeches on my back. | ...ve o sırtıma bir deste sülük koymuş gibi. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |