Search
English Turkish Sentence Translations Page 8414
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
And to be fair to him, thinking isn't a crime. | Ve ona karşı adil olmak gerekirse, birini düşünmek suç değil. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I'd be on death row, you know what I mean? | Öyle olsaydı kendimi asardım biliyor musun? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Oh, I know. I just didn't laugh. | Biliyorum, sadece gülmedim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Thinking may not be a crime, but... wishes can be dangerous things. | Düşünmek suç olmayabilir ama istekler tehlikeli şeyler olabilir. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
What do you wish for that's so dangerous? | O kadar tehlikeli ne isterdin ki? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
That I didn't talk so much. You? | Keşke çenemi tutabilseydim, ya sen? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Oh, that I didn't break everything. | Keşke önüme gelen her şeyi kırmasaydım. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Remind me never to give you my heart. | Sana kalbimi vermemem gerektiğini bana hatırlat. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry. That was wrong. I shouldn't have said that. | Özür dilerim bu hataydı. Böyle söylememeliydim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
No. No, no, no, no. | Hayır, hayır, hayır. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I'm gonna go. Yeah. | Ben gidiyorum. Tamam. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
But, uh You? No, I'm gonna stay here. | Ama ya sen? Hayır, ben burada kalacağım biraz. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Okay. Good night. | Pekâlâ, iyi geceler. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. Ms. Thorne? | Bayan Thorne? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Do you think we could ever be friends? | Sence biz de arkadaş olabilir miyiz? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Oh, well... | Aslına bakarsan... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
stranger things have happened. | Bayağı tuhaf olurdu. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Then when I was 14, I dated a girl named Lisa. | Sonra 14 yaşındayken, Lisa diye bir kızla çıktım. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
She was full through the hips. | Kalçaları çok dolgundu. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Cute overbite. | Bayağı da dişlekti. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I broke up with her. I don't remember why. | Sonra onunla ayrıldım. Nedenini hatırlamıyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Later, she was absent from school a great deal. | Daha sonra o büyük bir reklam anlaşmasıyla okuldan ayrıldı. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I believe the two are unrelated. | Biliyorum bu iki durum çok alakasız. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Then I lost the weight and started dating the "pretty" girls. | Sonra ben de kilo verdim ve güzel kızlarla çıkmaya başladım. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Jeez, I almost said the "normal" girls. | Tanrım, neredeyse normal kızlarla diyecektim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I'm a sick man. | Ben hasta bir adamım. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Just trying to find that thread that ties it all together. | Sadece her şeyi birbirine bağlayacak şeyi aradım hayatım boyunca. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
One minute I'm losing my mind, the next, | Bir dakika için aklımı kaybediyorum, bir dakika sonrasında ise... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
God is looking right at me, but... | Tanrı yüzüme bakıyor, ama... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
just a glance. | Sadece bir bakış. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
That's the nature of God, Bob. | Bu Tanrı'nın doğası, Bob. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Chardonnay. | Şarap lütfen. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Feel a powerful mojo comin' on. | Güçlü içkinin tadına bak bakalım, işte geliyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Suppose it'd kill you to be a little sweeter? | Umarım seni nazikçe öldürür? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Go fuck your mother. | Kaybol, lanet olası. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
It's like they forget we can beat them up. | Sanki kabalık konusunda onları alt edeceğimizi bilmiyorlarmış gibi. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Okay, come on. | Pekâlâ, hadi ama. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Would it kill you to just talk to me? | Benimle konuşsan ölür müsün? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
[Smiley] Enough. | Yeter. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry. I'm sorry, Smiley. | affedersin, üzgünüm Smiley. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Weird fuckin' world, huh? | Yalan dünya ha? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Hey, sister, you wanna buy a ticket to this weird fuckin' world? | Hey kardeş, bu yalan dünyaya bilet mi almak istiyorsun? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
You wanna drop dead? | Ya sen, gebermek mi istiyorsun? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
So I'm at the hot dog cart today and I'm thinking about my crappy sales | Bugün hotdog arabasındaydım ve satışlarımın ne kadar boktan olduğunu düşündüm. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
and how I'm not getting any younger. | Ve neden gençleşemediğimi. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I don't want to end up one of those sad sacks, | Elinde sabahtan kalma hamburger ve kahve ile... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
sitting in a diner with an early bird hamburger and a free senior coffee. | ...akşam yemeğine oturan o miskin herifler gibi olmak istemiyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And here's the what. | Ve asıl mesele şu. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I used to think that drinking coffee with a hamburger was bizarre. | Eskiden hamburgerle birlikte kahve içmenin garip olduğunu düşünürdüm. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Now I don't mind it. | Şimdi ise umursamıyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Which all goes to say that aging is mystifying and a horror. | Bunların hepsi yaşlanmanın şaşırtıcı ve korku verici olduğunu gösteriyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Anyway, there I am in line, ruminating on my mounting failures | Neyse kuyruktayım, yaptığım hataları... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
and my imminent decline, | ...ve yakında düşeceğim durumu düşünüyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
when the Arab guy goes, "Who's next?" | Arap adam "sıradaki kim?" dediğinde... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And I go, "I am," you know, because I am, | Ben de "benim" diyorum, bilirsin işte, çünkü sırada ben varım... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
when this bike messenger says, "Gimme an orange drink." | Bisikletli haberci "bana bir portakal suyu ver" diyor. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Just blurts it out like that. "Gimme an orange drink." | Aynen böyle söyleyiveriyor; "Bana bir portakal suyu ver." | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And the Arab Israeli, Persian, whatever | Ve Arap, İsrailli, İranlı her kim olursa olsun. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
he gets it for him. | Onun için alıp getiriyorlar. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Then he takes my order. | Sonra benim siparişimi alıyorlar. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Me, I want two hot dogs. Onions, relish, no mustard. | Ben de, soğanlı baharatlı ve hardalsız iki hotdog istiyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I fuckin' hate mustard. Except with ham. | Jambon dışında hardaldan nefret ederim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And then only if it's honey mustard, | O da ancak bal hardalı olursa. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
but believe me, Mr. Saheem Sahbip | Ama inan bana, Bay Saheem Sahbip'in... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
doesn't have any honey mustard, you know what I mean? | ...hiç bal hardalı yok, demek istediğimi anlıyor musunuz? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Am I boring you? | Sizi sıkıyor muyum? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Bob No, no, no. Please, please. | Hayır, hayır, hayır, lütfen. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Feel free to stretch right out and go to sleep, | Rahat olun, uzanıp uyuyabilirsiniz. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
and old boring Uncle Bob will tell you a nice "sweepy wittle" bedtime story | Yaşlı Bob amca size sıkıcı hayatından... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
from his ho hum life. | ...güzel bir uyku masalı daha anlatır. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Bob, it's not that. | Bob, bu şekilde değil. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Staring at me with those big, sleepy green eyes, | O büyük uykulu yeşil gözlerle bana bakıp duruyorsunuz... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
begging me, "Oh, God, Bob, be interesting. | "Tanrım Bob, biraz ilginç ol... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Please, God. Bob, tell me something good for once." | ...Tanrım, lütfen Bob, bana bir kere olsun iyi bir şey söyle" diye yalvarıyorsunuz. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
It's nothing personal, I promise. | Bu kişisel değil yemin ederim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
No, no. That was a suppressed yawn of boredom. | Hayır, hayır, bu resmen bastırılmış can sıkıntısı esnemesiydi. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I saw it with my own two eyes. | Kendi gözlerimle gördüm. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I pay you, okay? You work for me, Dr. Freud. | Size ödeme yapıyorum tamam mı? Benim için çalışıyorsunuz Dr. Freud. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Bottom line! | Net gelir! | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Feel better? | Mutlu musunuz? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Anyway, after the hot dog incident | Her neyse, hotdog olayından sonra... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
let's refer to it from now on as the "hot dog incident," | Buna bundan sonra "hotdog olayı" diyelim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
because I don't wanna plumb the depths of the | Çünkü daha fazla anlam çıkarmaya çalışmak istemiyorum... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Anyway, I see this guy today. Old guy. Yes? | Her neyse adamı bugün gördüm. Şu yaşlı adam. Evet? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
He's dancing out in the middle of Parthenia Avenue | Dışarıda Parthenia Bulvarı'nın ortasında göğsünde "İsa seni seviyorum" diye yazan... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
with a big piece of cardboard on his chest that says, "Jesus, I love you." | ...bir tabelayla dans ediyordu. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
And I'm like, "Hello! Hello in there! | Ben de ona "Selam! Selam oradaki! | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
He apparently doesn't love you, you yammerin' fuck!" | Görünüşe bakılırsa o seni sevmiyor, seni lanet olası yaygaracı!" dedim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I mean, why would I be wandering the streets like some kind of dunce | Yani, İsa onu sevse niye aptallar gibi... | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
if Jesus loved him? | ...sokaklarda dolaşayım ki? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Why did you feel like it was you? | Neden kendinmiş gibi düşündün? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
What? Why did I think who was me? | Ne? Kimi kendim gibi düşünmüşüm? | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Well, you said, "Why would I be wandering the streets | "İsa onu sevse niye aptallar gibi sokaklarda dolaşayım ki" dedin. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
like You know, of dunce if Jeperhaps you heard that. | Belki duymuşsundur. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Perhaps you nodded off there briefly and dreamt it, | Belki de kısa bir süre için uyuklamış ve rüya görmüşsündür. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
but I did not say that I | Ama ben öyle bir şey demedim. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Let's talk instead for a minute about listening. | Onun yerine bir dakika için dinlemekten konuşalım. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
Okay? Let's talk about respect. | Tamam mı? Saygıdan konuşalım. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry, Bob, it it is time. | Üzgünüm Bob, süre doldu. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |
I know. I know. | Biliyorum biliyorum. | Bob Funk-1 | 2009 | ![]() |