Search
English Turkish Sentence Translations Page 8818
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
It was a mistake to attack the ghostmen out of the darkness, Shaknar! | Hayalet Adamlar'a karanlıkta saldırmak bir hataydı, Shaknar! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I do not make mistakes! | Ben hata yapmam! Ben hata yapmam! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I go now to report your failer to Sauron at Dol Guldur. | Dol Guldur'da Sauron'a bu hatanı rapor edip bildirecem. Şimdi Dol Guldur'a gidip Sauron'a, sizin başarısızlığınızı bildireceğim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Increase your numbers if you must, but send out your spies. | Sayınızı arttırmanız gerekiyorsa arttırın, ancak her tarafa casuslar gönderin. Gerekiyorsa sayınızı arttırın. Ama casusları da gönderin. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
When I return I want to know where he is! | Dönüşünüzde ne zaman, nerede olduğunu bilmek istiyorum! Döndüğümde, O'nun nerede olduğunu bilmek istiyorum! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
What is it? | Nedir bu? Ne oldu? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I smell manflesh. | İnsan kokusu alıyorum. İnsan eti kokusu alıyorum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
That's impossible. | Bu imkansız. İmkansız! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Can't you smell it? | Sen alamıyor musun? Sen de almıyor musun? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Arathorn! You're back! | Arathorn! döndün! Arathorn! Dönmüşsün! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You should not come this far into the forest alone! | Ormanın derinliklerine tek başına çıkmamalısın! Tek başına ormanın bu kadar derinine inmemelisin! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I know. LÂ… | Biliyorum. Biliyorum. Ben... Şşş | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Rangers. Will you not go to them? | Korucular. Onlara gitmek istemez misin? Kolcular. Yanlarına gitmeyecek misin? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
They'll find us soon enough. | Yakında bizi bulacaklardır. Nasıl olsa yakında bizi bulurlar. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
So, I must hurry, | Acele etmeliyiz, Bu yüzden acele etmeliyim,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
or miss my chance. | yoksa şansımı kaçıracağım. ...yoksa fırsatı kaçıracağım. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I hope they take their time. | Umarım onlar onların zamanını alabilir. Umarım acele etmezler. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I train them too well. | Onları çok iyi yetiştirdim. Onları fazla iyi eğitmişim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
My lord? | Lordum? Efendim? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I wandered too far from the village. | Köyden çok uzaklarda gezindim. Köyden fazlaca uzaklaşmışım. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
But your captain found me. | Ama reisiniz beni buldu. Ama komutanınız beni buldu. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I am at your service, my lord. | Hizmetinizdeyim, Lordum. Hizmetinizdeyim efendim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I shall always be at yours. | Her zaman sizinle olacağım . Ben de sonsuza dek sizin hizmetinizde olacağım. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Halbaron, escort the Lady Gilraen back to the village. | Halbaron, Lady Gilraen'e köye kadar eşlik et. Halbaron, Leydi Gilraen'e köye kadar eşlik et. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
At once, my lord. | Memnuniyetle, lordum. Emredersiniz, efendim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Elgarain. A word. | Elgarain. Konuşmalıyız. Elgarain. Konuşabilir miyiz? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry, my lord. | Üzgünüm, Lordum. Özür dilerim Efendim, sizi bulamamıştık. Bilmiyorduk ki... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
We could not find you. I did not know... | Sizi bulamadık. Bilmiyordum... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
No apology necessary, my friend. | Özüre gerek yok, arkadaşım. Özür dilemeye gerek yok, dostum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Have you ever been in love? | Hiç aşık oldun mu? Sen hiç aşık oldun mu? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
It changes your world. | Dünyanı değiştirir. Aşk, insanın hayatını değiştiriyor, içini, asla sönmeyen bir ateşle dolduruyormuş. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Consumes it with a burning flame | Azalmayan bir alevin yanması | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
that does not abate. | gibi tüketir. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
A light as brilliant and piercing as Eärendil's star. | Earendil'in yıldızı kadar görkemli ve pırlanta kadar parlak. Eärendil'in yıldızı kadar parlak ve delip geçen bir ışıkla... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You have been in love. | Size aşık olmuştur. Demek aşık olmuşsun. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I have heard it talked of. | Ben de konuşurken duydum. Sadece bahsini duydum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
So you are in love? | Peki aşık mısın? Demek siz aşık oldunuz? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I am to be wed! | Evlenmek üzereyim, Evleneceğim! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Or I hope to be. | Ya da öyle umuyorum. En azından böyle umuyorum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
And soon if fortune is with me. | ve talihim yaver giderse. Tabii şansım da yaver giderse. Size mutluluklar dilerim Efendim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I wish you joy, my lord. | Mutluluklar diliyorum, Lordum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Your heart should be filled with joy, Arathorn. | Kalbin mutlulukla dolu olmalı, Arathorn. Kalbiniz neşeyle dolu olmalı, Arathorn. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Oh, it is... | Ya, evet öyle... Öyle zaten. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
yet I fear that Lord DÃrhael will not willingly give his blessing... | Henüz korkarak Darhael'e seve seve şükranlarımı sunmuyor olacağım... Lakin Lord Dirhael'in evlenmemize rıza göstermeyeceğinden korkuyorum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Gilraen is, like you, not yet of age. | Gilraen henüz sevecek yaşta değil. Gilraen de senin gibi, henüz reşit değil. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I may not have known love, | Aşkı bilmiyor olabilirim, Belki aşkı bilmiyor olabilirim ama,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
but I do know that when the heart would command the tongue | Ama şunu biliyorum ki kalp, dile emretmeye başlarsa... ...şunu biliyorum ki, kalbin hükmü, sözcüklere geçtiğinde... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
no man should stand in the way... | kimse onun karşısında duramaz. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
if you delay you may find that what should have been spoken | Eğer bunun neden konuşuluyor olması gerektiğini bulabilirseniz gecikmeden... Eğer gecikirseniz, söylenmesi gereken sözler,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
is forever locked in your heart, | sonsuza kadar kalbinizde kilitli kalır, ...sonsuza dek kalbinizde kilitli kalır,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and regret your only companion. | ve pişmanlık yoldaşınız olur. ...ve size arta kalan sadece pişmanlık olur. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Your words are wiseÂ… | Sözlerin bilgece Sözlerin bilgece... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
stillÂ… | Fakat ...yine de... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
The seasons are changing. | Mevsimler değişiyor. Mevsim değişiyor. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Maybe it will bring a change to his heart too. | Belki onun kalbine de bir değişiklik getirecektir. Belki Lord Dirhael'in kalbine de değişim getirir. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
If it changes with the seasons, | Mevsimler değişirse, Eğer değişim mevsimlerle aynı doğrultuda olacaksa,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
it can only grow colder. | Sadece soğukalgınlığı büyür. ...kalbi sadece daha da soğuyacaktır. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Just hold your ground and speak your heart. | Sadece dayanıklı ol ve bırak kalbin konuşsun. Sadece git ve içinden gelenleri söyle. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Thank you. | Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You're a good friend to me. | Bana iyi bir arkadaş oldun. Benim için iyi bir dostsun. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I would lay down my very life for you. | Hayatımı sizin için feda edebilirim. Sizin için hayatımı feda ederim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
And I for you. | Ve ben de senin için. Ben de senin için. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I am glad you're safe, my son. | İyi olduğuna sevindim, oğlum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You also father. | Bende sizin için baba. Ben de senin, baba. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Halbaron tells me that your campaign against | Halbaron bana sizin orgların karşısında Halbaron Orklarla olan mücadelenin başarıya ulaştığını söyledi. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
the orcs has been a success. | başarılı olduğunuzu söyledi. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Their numbers are indeed few now. | Şimdi onların sayıları gerçekten çok az. Sayıları artık oldukça az. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
They should not trouble us for some time. | Bir süre bize sorun çıkaramazlar. Bir süre bize sorun çıkaramazlar. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Yet your mind is not at ease. | Henüz kafam rahat değil. Yine de kafan rahat değil. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I now know what they're after, | Şimdi onların sonraki konumlarının ne olduğunu biliyorum, Artık peşinde oldukları şeyi,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and that they do not act alone. | ve tek başlarına hareket etmediklerini de. ...ve yalnız hareket etmediklerini biliyorum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
They are servants of Sauron, | Onlar Sauron'un hizmetkarları, Onlar Sauron'un uşakları,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and he seeks the Ring of Barahir. | ve o Barahir'in yüzüğünün peşinde. ...ve o da Barahir'in Yüzüğü'nü arıyor. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Father, they are hunting for you. | Baba, onlar seni arıyor, Baba, senin peşindeler. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
It is as I feared then. | Olacaklardan korkuyorum. Demek durum korktuğum gibi. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I beg you to hide the ring. | Sana yüzüğü gizlemen için yalvarıyorum. Yüzüğü saklaman için yalvarıyorum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Do not wear it! | Onu sakın takma! Onu takma! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
No. | Hayır. Olmaz. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
But it will lead them straight to you! | Ancak yüzük doğrudan onları sana yönlendirecek! Ama onları doğrudan sana yönlendirecek! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Let Sauron send all the armies in this world against us. | Bırak Sauron dünyadaki bütün orduları üstümüze göndersin. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I will not hide from who I am, | Kim olduğumu kimseden saklamayacağım, Ciğerlerimde nefes, elimde kılıç olduğu sürece, kim olduğumu saklamayacağım | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
while I have a breath in my body, | Bedenim nefes aldığı, | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and a sword in my hand. | ve elim kılıç tutabildiği müddetçe. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
There is nothing to forgive, my son. | Bağışlanacak bir şey yok oğlum. Affedilecek bir şey yok, oğlum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You have been of great service to me, and the Dúnedain. | Danedain'e ve bana harika hizmet ettin. Bana ve Dúnedain'e önemli hizmetlerde bulundun. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You are a true heir of kings! | Krallığın gerçek varisisin! Sen tam anlamıyla kralların varisisin! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Come now, do not be troubled. | Şimdi gel, Üzülme. Hadi artık, bunları düşünmeyi bırak. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Your mother used to remind me | Annen bana hatırlatırdı; Annen bana, halk rehberliğimize ihtiyaç duyduğunda,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
that the people look upon us for guidance, | Bu insanlar rehberlik etmemize bakıyorlar ki, ...ne olursa olsun, hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatırdı. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
that we had to stand fast, no matter what. | Ne olursa olsun ayakta durmak zorundayız. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Perhaps one day | Belki bir gün; Belki sen de bir gün... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
you will find someone with as much wisdom and beauty, | sana nasihat eden, çok güzel ve bilge ...sana yol gösterecek, annen kadar güzel, ve bilge birini bulursun. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
to counsel you. | birini bulacaksın. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You have my blessing, my children. | Sana şükranlarımı sunuyorum, oğlum. Rızam sizindir, evlatlarım. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
May your days be long and fruitful, | Günlerinin bol ve uzun olması, Günleriniz verimli, ve umut dolu olsun. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and filled with hope. | ve umut dolu olmasını ümit ediyorum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I go now to Rivendell, | Şimdi Rivendell'e gidiyorum, Ben Ayrıkvadi'ye gidiyorum,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
where Elrond Halfelven awaits me. | Beni Elrond Halfelven orada bekler. ...Yarı Elf Elrond orada beni beklemekte. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
When I return with his good counsel, | onun iyi nasihatlarıyla döndüğümde, O'nun tavsiyeleriyle döndüğüm zaman,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
then perhaps we shall have a wedding. | Belki de düğününüzü yaparız. ...siz de belki evlenirsiniz. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |