Search
English Turkish Sentence Translations Page 9001
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
The Council offered me a position as the tenth Judge. | Konsey bana onuncu yargıç olmamı önerdi. Konsey bana onuncu yargıç olma görevini teklif etti. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
They needed someone on the inside who knew all the players, | İçeride tüm oyuncuları tanıyan birine ihtiyaçları vardı, Onlara içerdeki tüm insanları tanıyan biri lazımdı... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
but I refused. | ama ben reddettim. ...ama ben red ettim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I spent enough time behind a desk. | Masa başında yeteri kadar zaman kaybetmiştim. Bir masa arkasında çok zaman geçirmiştim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I needed to get my hands dirty. | Ellerimi kirletmem gerekiyordu. Ellerimi kirletmem lazımdı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
So I became the first bounty killer. | ve böylece ilk ödül avcısı oldum. Bende ilk Kelle Avcısı oldum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It's all over. | Herşey biti. Her şey bitti. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
The Council's dead. | Konsey öldürüldü. Konsey öldü. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
People's hope will die with them. | insanların umutlarıda onlarla beraber öldü. İnsanların umutları öldü. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
No, it's not all over. | Hayır, henüz bitmedi. Hayır, her şey bitmedi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
We've still got one more job to do. | Hala yapacak bir işimiz var. Daha yapacak bir işimiz var. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
The Second Sun. | İkinci güneş. İkinci Güneş. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Ah, shit. | Ah, kahretsin. Lanet olsun! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Francis. | Francis. Francis. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Hello, Catherine. | Merhaba, Catherine. Merhaba, Catherine. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
What, you know her? | Ne, onu tanıyormusun? Onu tanıyor musun? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
CATHERINE: It's a shame you didn't stick around | Bizimle takılmıyor olman ne kadar utanç verici İkinci Güneş ile birleştiğimiz zaman, şirketinin tüm... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
to watch your company fulfill its potential | İkinci güneşle birleştiğimizde | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
when we merged with Second Sun. | Åirketinin potansiyelini görmeye nail olamadın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Oh, I've been watching you for some time and hunting you. | Bir süredir seni izliyor ve avlamaya çalışıyordum. Seni bir zamandır izliyordum ve avlıyordum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And I am sorry about putting the bounty on your head. | ve başına ödül koyduğum için özür dilerim. Ve kellene bir ödül koyduğum için çok üzgünüm. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It wasn't very nice, I know, | Çok hoş değildi, Biliyorum, Pek hoş değildi, biliyorum... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
but it was necessary. | ama gerekliydi. ...ama bu gerekliydi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Oh, you're not sorry. | Oh, üzgün falan değilsin. Hiç üzgün değilsin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You'd stab your own mother in the back | Kar haneni artırmak için Kârını artırmak için anneni bile sırtından bıçaklarsın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
to increase your bottom line. | anneni bile sırtından bıçaklarsın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Or husband. | Ya da kocamı. Ya da kocamı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Ex husband. | Eski kocanı. Eski kocanı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Are you disturbed by the fact that every woman | Tanıdığın her kadının Tanıdığın bütün kadınların seni öldürmek istediği gerçeğini farkında mısın? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
you've ever been involved with wants to kill you? | seni öldürmek istemesi seni rahatsız etmiyor mu? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, well, I try not to think about it. | Bunu düşünmemeye çalışıyorum. Düşünmemeye çalıştım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Dick head. You should have told me. | sik kafalı. bana söylemeliydin. Pis herif, bana söylemeliydin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
So you're Francis' new little whore. | Francis'in yeni sürtüğü sen misin? Demek Francis'in yeni küçük fahişesi sensin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Mary Death, everyone's favorite bounty killer. | Mary Death, Herkesin en favori ödül avcısı. Mary Death, herkesin en sevdiği Kelle Avcısı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You know, I had other plans, | Biliyormusun, Başka planlarım vardı, Aslında farklı planlarım vardı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
but seeing you here today, | Fakat seni burada görünce, Sizi burada görmekse,... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
well [ laughs ] | evet | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That changes everything. | Bu herşeyi değiştirir. ...her şeyi değiştirdi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'll blame the death of the Council on you. | Konseyin ölümünü size yıkarım. Konseyin ölümünü üstünüze atacağım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
The people will lose their faith in bounty killers. | İnsanlar ödül avcılarına olan inançlarını kaybeder. İnsanlar, Kelle Avcılarına güvenini kaybedecek. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
The system crumbles, and then | Sistem çöker, ve sonra Sistem çökecek ve sonra... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Second Sun moves in promising a better life. | ikinci güneş daha iyi bir hayat vaat etmeye başlar. İkinci Güneş daha iyi bir hayat önerecek. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Exactly. | Kesinlikle. Kesinlikle. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Honey, you are smarter than you look. | Tatlım, sen göründüğünden daha akıllısın. Tatlım, sen göründüğüden daha akıllısın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It's a shame we didn't meet under different circumstances. | başka şartlar altında tanışmamamız utanç verici. Farklı şartlar altında tanışmamamız çok yazık olmuş. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
We might have gotten along. | iyi anlaşabilirdik. İyi anlaşabilirdik. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
If circumstances were different, | başka şatlar altında olsaydık, Şartlar farklı olsaydı... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
you would already be dead. | çoktan ölmüş olurdun. ...çoktan ölmüş olurdun. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Maybe. | Belkide. Belki. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Or maybe not. | Belki değil. Belki de hayır. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Get your damn hands off her! | Elerini çek ondan! Çek ellerini onun üstünden! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Button your lip, short dick. | Ağzını düğmele, kısa yarak. Sakin ol, aptal herif. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
The boss doesn't like it when people interrupt her. | Patron sözünün kesilmesinden hiç hoşlanmaz. Patronum sözünün kesilmesinden hoşlanmaz. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I got you covered, Catherine. | Seni koruyorum, Catherine. Seni koruyorum, Catherine. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Raah! | Raah! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Gypsies! | Çingeneler! Çingeneler! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You need to get out of here. | Buradan çıkmalısınız. Buradan gitmen gerek. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And where's the fun in that? | eğlence bunun neresinde? Bütün eğlenceyi kaçırırım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I didn't think they'd follow me across the Badlands. | Beni buraya kadar takip edeceklerini sanmıyordum. Beni kötü arazide takip etmezler sanmıştım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
They're here for me, aren't they? | Benim için buradalar, değil mi? Benim için geldiler, değil mi? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Come on, listen. We can let 'em kill each other, | Hadi, Dinle. Bırakalım birbirlerini öldürsünler, Beni dinle. Bırak birbirlerini öldürsünler. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and I can get you out of here. | ve bende seni buradan çıkarayım. Seni buradan çıkarmamız gerek. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
No. This ends right here, | Hayır. Bu iş burada bitecek, Hayır, bu iş burada bitecek. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
all of it. | Hepsi. Hem de hepsi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Stop getting shot! | Vurulup durmayı bırak! Vurmayı kesermisin artık! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Sorry to do this to you, Jimbo. | Bunu yaptığım için üzgünüm, Jimbo. Bunun için çok üzgünüm, Jimbo. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
But it's better than you getting shot a third time. | Ama üçüncü kez vurulmandan iyidir. Üçüncü defa vurulmandan korkuyorum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Great job, Jack. | harikasın, Jack. Aferin, Jack. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Get me bullets, guns, whatever you got. | Bana, silah,mermi, neyin varsa ver. Bana kurşun, silah, ne bulursan gönder. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'm out. | Mermi bitti. Bitti. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
DRIFTER: Jack, I'm out. | Jack, mermim bitti. Jack, bitti. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You're doing great, kid. | Çok iyi gidiyorsun,çocuk. İyi gidiyorsun, evlat. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Thanks! | Sağol! Sağol! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Just stay by my left, and we'll get through this. | sadece solumda dur, ve bu işi tamamlayalım. Solumda kalırsan, bunu atlatırız. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Yeah. | evet. Tabii. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I can get that guy. | Åu adamı yakalayabilirim. Onu ben alırum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Reload! Shit. | doldur! Bok. Doldur! Lanet olsun. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Living among the outsiders has made you weak. | Dışarıdakilerle yaşamak seni zayıf biri yapmış. Yabancıların arasında yaşamak seni zayıflatmış. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You used to be great. | Eskiden harikaydın. Eskiden harikaydın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That's why the king picked you. | kral da seni bunun için seçmişti. Kral seni bu yüzden seçmişti. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
He actually thought you were better than me. | aslında senin benden daha iyi olduğunu düşünüyordu. Aslında seni benden iyi sandı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
They all did. | hepsi öyle düşünüyordu. 1 Hepsi öyle sandılar. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Now that my king will be avenged, | Åimdi kralımın öcünü alacağım, Şimdi kralımın intikamı alınacak,... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'll return with your head | Senin kafanla geri döneceğim ...kellenle dönüp... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and show them all why I've always been the true queen. | ve onlara neden benim her zaman gerçek kraliçe olduğumu göstereceğim. ...onlara kraliçenin ben olduğumu göstereceğim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And this is how you die... | ve işte böyle öleceksin... İşte böyle öleceksin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
as a whore for the Council. | Konseyin fahişesi olarak. Konseyin bir fahişesi olarak. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
[ groans ] I'd rather die a whore. | Fahişe olarak ölmeye razıyım. Fahişe olarak ölürüm daha iyi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: No! | Hayır! Hayır! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Whoa! Whoa, whoa, whoa! Stop! Stop! | Whoa! Whoa, whoa, whoa! Dur! Dur! Dur! Dur! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Relax. Mary, let go. | Sakin. Mary, bırak. Sakin ol, Mary. Bırak onu. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Let go. It's okay. | Bırak. Herşey yolunda. Bırak, sorun yok. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
They're not gonna hurt you, okay? | Sana zarar vermeyecekler tamam mı? Sana zarar vermeyecekler, tamam mı? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
[ laughs ] You okay? | Se iyi misin? Sen iyi misin? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Oh. | Oh. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
These guys actually aren't all that bad, | Bunlar aslında o kadar kötü değilmiş, Bu adamlar o kadarda kötü değilmiş. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
especially since you killed their queen. They're like | Özellikle sen kraliçelerini öldürdükten sonra. Onlar Hem de kraliçeyi öldürdün. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Where's Drifter? | Drifter nerede? Drifter nerede? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
He's gone. | Gitti. O gitti. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
They, uh They took him. | Onlar, ah Onu götürdüler. Yani onu aldılar. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |