Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1009
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Yeah, cool. | Tamam. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Fancy meeting you here. | Burada buluşmak güzel. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I want the same stuff I got last time, | Geçen sefer aldığımdan istiyorum, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
but I only have 20. | Ancak sadece 20 dolarım var. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
So, could you just sell me a few pills now | Birkaç hap şimdi verirsin, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
and then I'll buy the rest later, or something? | Geri kalanını daha sonra alırım tamam mı? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Sorry, this isn't an a la carte service. | Üzgünüm. Ayrı ayrı satmıyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you call me when you have the money? | Neden paran olunca tekrar gelmiyorsun? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No, Wait, wait. Um... | Hayır. Bekle, bekle.. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
That's more like it. | Böyle daha iyi. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You know where to find me. | Beni nerede bulacağını biliyorsun. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
JACKIE: Really? Oh, so you don't like it. | Gerçekten mi? Beğenmedin yani. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
TEDDY: Not this time. You going to take it? | Bu sefer değil. Alacak mısın? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(laughing) I think I will take my chances on lady luck. | Sanırım şansımı lady luck'ta deneyeceğim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Oh, and it's a good thing I did. | Yaptığım iyi oldu o zaman. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Ooh. Oh, careful there. Your suits are showing. | Dikkat et. Takımların yakıyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You're throwing down a six? | 6 mı atıyorsun? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Ooh, bad move. | Kötü hamle. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Next hand, double or nothing. | Bir dahaki el, hep ya da hiç. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You are on, sucker. Hey. | Tam kan emicisin. Selam. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Hey, you. Hey, your mom is going down. | Sanada selam. Selam. Anneni yeniyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Oh, boom! | İşteee! | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No way! | İmkansız! | 90210-1 | 2008 | ![]() |
TEDDY: How's that for bringing it, hmm? | Selam tatlım. Ne atacaksın bakalım şimdi? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What you got now? | Neyin var görelim? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Hey, it's, uh... | Selam, şey... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Oh, I know. | Biliyorum. Sizlerle tanışmayı gerçekten iple çekiyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Right. | Tabii. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I didn't think you'd be calling. | Arayacağını düşünmüyordum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
But I'm glad. | Ama aradığına sevindim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Ade, I saw you buying drugs today. | Ade, seni bugün uyuşturucu satın alırken gördüm. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Why would you start using again? | Neden tekrar kullanmaya başladın? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I'm not. | Kullanmıyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I saw you in your car with Jasper. | Seni arabanda Jasper ile gördüm. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Okay, look. Whatever you think you saw, you were wrong. | Bak. Ne düşünüyorsan, yanılıyorsun. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Ade, are you serious right now? | Ade, sen ciddi misin şu an? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Why are you even calling? | Hem neden arıyorsun ki? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I thought I wasn't your problem anymore. | Senin sorunun olmadığını düşünüyordum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(sighs) | Peki. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Come on. I still care about you, okay? | Yapma. Seni hala önemsiyorum, tamam mı? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(phone beeps off) | Bu çok güzel Dixon. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Hey, uh, I'll be back in about an hour. | Ben 1 saat içinde dönerim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I got to go run by Sasha's. What? | Sasha ile görüşmem gerek. Ne? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I just want to go over there and make sure she's okay. | Sadece iyi olduğundan emin olmak istiyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You know, apologize face to face. | Yüzüne karşı özür dileyeceğim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Uh, Dixon, | Dixon, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I don't... I don't think that's a good idea. | Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You know, it may not be, | Olmayabilir, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
but I still got to try. | Ama hala deniyorum işte. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You know, I got to let her know that I'm here for her. | Onun yanında olduğumu göstermem gerek. Ne yazıkki Richard istediklerime ulaşmak için, kısa süreli bir şekerleme gibi olucak | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Well, that's all well and good, | Adrianna'yı gören oldu mu? İyi güzel, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
but I think it's obvious | Ama gayet açık ki, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
that Sasha doesn't want to see you right now. | Sasha şu an seni görmek istemiyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, because I was being a jerk and I made her feel | Evet, adi olduğumdan ve onu yalnız hissettirdiğim için, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
like she was alone, which is why I have to go apologize. | Zaten bu yüzden özür dilemeliyim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, but now is not the time. | Evet ama şimdi zamanı değil. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
We're about to sit down for dinner. | Akşam yemeğine oturmak üzereyiz. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Okay, fine. Then I'll go after. | Tamam. Daha sonra giderim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Honey... | Tatlım... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What? Why are you guys making such a big deal out of this? | Efendim? Neden bu işi Bu kadar büyütüyorsunuz? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Dixon, sit down. | Dixon, otur. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I have something to tell you. | Sana söylemem gereken bir şey var. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Sasha didn't have a miscarriage. | Sasha çocuğunu düşürmedi. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
She wasn't pregnant. | Hamile bile değildi. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Well... I I I don't understand. | Ben, ben anlamadım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What What are you talking about? | Bugün derse odaklanamadım. Sen neden bahsediyorsun? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I had some suspicions. | Bazı şüphelerim vardı. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
A lot of what she said didn't add up, | Ve para gibi aptal bir şey... Söylediklerinden emin olamadığım için, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
so I went to see her and I caught her in some lies. | Onu görmeye gittim ve yalanını yakaladım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I guess she said she had a miscarriage to save face. | Sanırım itibarını korumak için çocuk düşürdüğünü söyledi. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
So, she wasn't really pregnant? | Yani gerçekten hamile değil miymiş? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No, she wasn't. | Hayır. Değilmiş. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Wait. And you guys knew about this all along? | Ve siz bunca zamandır bunu biliyor muydunuz? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Look, your father wanted to tell you, | Burada ne yapıyorsun, Annie? Baban sana söylemek istedi, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
but I... I wanted to protect you. | Ama ben... Ben seni korumak istedim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I didn't want you | Kalbinin kırılmasını ve kadınlara karşı | 90210-1 | 2008 | ![]() |
to get your heart broken and not trust women. | Güvensiz olmanı istemedim. Polonius bıçaklanmıyor muydu? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
now I know one woman I can't trust. | Şimdi güvenemeyeceğim bir kadın tanıyorum işte. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
ANNIE: No, it doesn't hurt. | Hayır, acımadı. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Why should it? Go, go, have a great time. | Neden acıtsın ki? Git, güzel vakit geçir. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I couldn't care less. | Umrumda değil. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
That was great. | Harikaydı. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You are incredible. | Mükemmelsin. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
That's a lie. I know I'm not great. | Yalancı. İyi olmadığımı biliyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I wish you could see yourself | Keşke kendini benim | 90210-1 | 2008 | ![]() |
the way that I see you. | Gözümle görebilsen. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You'd never have a moment of self doubt ever. | Kendinden bir saniye bile şüphe etmezdin. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No, I'm serious. | Uh... iyi misin? Hayır, ciddiyim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You're beautiful, talented, soulful. | Güzelsin, yeteneklisin, duygulusun. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Sometimes I just, | Bazen seni bulduğum için, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I can't believe how lucky I am to have found you. | Ne kadar şanslı olduğuma inanamıyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Okay, back to work. | Tamam, işimize bakalım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Um, "But I won't have a great time without you. | "Ama sensiz mutlu olamam'. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
"Don't you understand? | Pekala, "Anlamıyor musun'? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I'm asking you to come with me." | Benimle gelmeni istiyorum." | 90210-1 | 2008 | ![]() |
That's not your line. | Repliğin bu değil. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I know. | Biliyorum. Geri alıyorum, o berbat şeylerden, üç tanesini yemeye çalışmam | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Oh, I I'm sorry. I I shouldn't have said anything. | Pardon. Bunu söylememeliydim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Clearly, you don't feel the same way. | Görüyorum ki, sen aynı şekilde hissetmiyorsun. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No, Annie... | Biliyorum. Hayır, Annie... | 90210-1 | 2008 | ![]() |