Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 159855
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
but please come down | ...ama lütfen aşağı in... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
from that cloud you're sitting on | ...üstünde oturduğun buluttan. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I don't expect you to admit | Senden hatalı olduğunu... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
it don't make me feel bad | Hala arkadaş oluşumuz... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
mulling it over in my bed | Yatağımda düşünüyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I hope that you see through your big yard | Umarım görüyorsundur... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and white picket fence | ...büyük ve beyaz çitli bahçenden... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
We would like to do a full expose on Arlen Faber. | Arlen Faber hakkındaki bütün gerçekleri ortaya çıkarmak istiyoruz. Arlen Faber hakkındaki tüm gerçekleri ortaya çıkarmak istiyoruz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It would coincide with the release | "Ben ve Tanrı"nın 20. yıldönümü "Ben ve Tanrı"nın 20. yıl dönümüyle... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
of the 20th anniversary of "Me and God." | baskısıyla aynı ana denk gelirdi. ...aynı ana denk gelir. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
People want to read this story. | İnsanlar bu hikayeyi okumak istiyor. İnsanlar bu hikâyeyi okumak istiyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I've red "Me and God" 12 times, for Chrissake. | "Ben ve Tanrı"yı 12 kez okudum, İsa aşkına! Ben, "Ben ve Tanrı"yı 12 kere okudum Tanrı aşkına! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Sorry. He listens to you, Terry. | Üzgünüm. Seni dinler, Terry. Üzgünüm. O seni dinler, Terry. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
it would mean everything. | her şeyi ifade edebilirdim. ...bu her şeye değer. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He redefined spirituality for an entire generation. | Bütün bir nesile maneviyatı yeniden tanımladı. O bütün bir nesil için maneviyatı yeniden tanımladı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
This year or any year. | Ne bu yıl ne de başka bir yıl. ...seninle konuşmayacak. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He has turned down millions in appearance fees. | Ortaya çıkması için teklif edilen milyonlarca doları reddetti. Görünme ücreti olarak milyonları geri çeviriyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Because Arlen Faber came in direct contact | Çünkü Arlen Faber, yaratanın kendisiyle Çünkü Arlen Faber, Yaratıcı'nın kendisiyle... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
With the creator himself. | doğrudan bağlantı içinde. ...direkt temasta bulundu. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He isn't even like us anymore. | O artık bizim gibi biri bile değil. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
which is "Me and God." (doorbell rings) | ki o da "Ben ve Tanrı"dır. ...ki bu da "Tanrı ve Ben". | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Fuck! Shit! Motherfucker! | Siktir! Bok herif! Aşağılık herif! Kahretsin, şerefsiz! Kahretsin! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Fucking cock. | Götveren! Hıyar! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Fucking goddamn. Fuck. Fuck. | Lanet herif! Hay sikeyim! Siktir! Kahretsin. Kahretsin! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Oh, terrific. | Oh, mükemmel. Harika! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It might be important. | Önemli olabilir. Önemli olabilirdi. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You never know who might snatch it. | Kimin kapıp kaçacağını asla bilemezsiniz. Kimin çalacağını bilemezsiniz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Mr. Faber sure gets a lot of mail. | Bay Faber şüphesiz ki çok fazla mektup alıyor. Bay Faber çok fazla posta alıyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Is he here to sign for this today? | İmzalamak için kendisi burada mı bugün? Bunu imzalamak için burada mı kendisi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
No, he isn't. | Hayır, değil. Hayır değil. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Ever since I took this job, I've been hoping to meet him. | Bu işe girdiğim günden beri onunla tanışmayı umuyorum. Bu işe girdiğimden beri onunla karşılaşmayı umuyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
My hands are shaking. I apologize. | Ellerim titriyor. Özür dilerim. Ellerim titriyor. Kusura bakmayın. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
What is Mr. Faber like? | Bay Faber nasıl biri? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You'd hate him. | Ondan nefret ederdin. Ondan nefret edersin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It's for your life. It's delicious, | Senin sağlığın için. Çok lezzetli... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
tastes just like bacon except... | tadı tıpkı domuz pastırmasına benziyor. ...pastırma tadında yalnız... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Exactly, and yummy egg whites | Çok doğru, ve nefis yumurta akları Kesinlikle, ve nefis yumurta beyazı... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Scrambled just the way you like them, | sevdiğin şekilde çırpıldı. Sevdiğin şekilde, çırpılmış... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
All out who's getting out. | Dışarı çıkmak için elinden geleni yapan kim? Herkes, dışarı. Kim dışarı çıkıyor? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Bye. | Güle güle. Öpücük. Hoşça kal. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Be careful. Have fun. | Dikkatli ol. İyi eğlenceler. Dikkatli ol! Eğlen! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Or face everything and relax. | Veya her şeyle yüzleş ve gevşe. Ya da her şeyle yüzleş ve rahat ol. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Remember, when you get out of here, the first thing you want to do... | Unutma, buradan çıktığında yapmak istediğin ilk şey... Unutma, buradan çıkınca yapmak isteyeceğin ilk şey... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Tv announcer: free unlimited texting and of course | free unlimited texting and of course... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Dad. | Baba. Baba? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm back. | Eve döndüm. Ben döndüm! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Don't be mad! Hey, Kris, don't be mad. | Sinirlenme! Hey, Kris! Sinirlenme! Sakın kızma! Kris, sakın kızma. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Okay, it's not a big deal, but don't be mad. | Tamam, büyütülecek bir şey değil ama sinirlenme. Tamam, büyütülecek bir şey değil ama sakın kızma. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Just... okay, just don't be mad, okay? | Tamam. Sinirlenme sadece, tamam mı? Sadece sakın kızma, tamam mı? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
The store was closed for 27 days. | Yani, 27 gün dükkan kapalı kaldı. Dükkân 27 gün boyunca kapalıydı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Released? | Tahliye olmak mı? Tahliye mi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I wasn't released. I'm not a criminal. | Ben tahliye olmadım. Ben bir suçlu değilim. Tahliye edilmedim. Ben bir suçlu değilim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I was having a problem with alcohol. | Alkolle ilgili bir problemim vardı. Alkol sorunum vardı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You attacked my umbrella. | Şemsiyeme saldırmıştın. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You did. You were screaming at me | Saldırdın. Bana bağırıyordun. Evet saldırdın. Bana bağırıyordun... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and you were really drunk. And it was scary. | Ve gerçekten sarhoştun. Ve bu ürkütücüydü. ...ve çok sarhoştun. Ve çok korkutucuydu. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry I scared you, Dahlia. | Seni korkuttuğum için üzgünüm, Dahlia. Seni korkuttuğum için özür dilerim, Dahlia. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry I lost the keys | Anahtarları kaybettiğim... Anahtarı kaybettiğim ve... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and the store was closed, Kris. | ...ve dükkan kapalı kaldığı için üzgünüm, Kris. ...dükkân kapalı kaldığı için özür dilerim, Kris. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I actually sat in his presence. | Ben aslında onun varoluşuna iştirak etmiştim. Gerçekten onun huzurunda bulundum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He actually said to me, "Dominica, you are awake." | O bana aslında "Dominica, sen erdin" dedi. Bana gerçekten dedi ki, "Dominica, sen erdin". | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
so I actually wasn't sure." That is, like... | Bu yüzden aslında emin değildim" dedim. Bu, şey gibi... ...o yüzden tereddüde düştüm. Bu, şey gibi... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'd love a shot at being a customer in this place. | bu mekanda bir müşteri olarak şansımı denemek isterdim. ...buranın müşterisi gibi davranmak isterim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
If my conscience would allow it, I'd burn them, | Eğer vicdanım el verseydi, onları yakardım. Vicdanım el verse yakardım... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Yep, and it still lacked. | Evet, ve hala cilalı. Evet ve hala kapalı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Oh, well, I'm afraid I can't keep these in my house right now, so... | Öyle mi? Korkarım ki şu anda bunları evimde tutamam. Bu yüz... Ben de üzgünüm çünkü şu anda bunları evimde tutamam. O yüzden... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
So if you could just come back next month... | Bu nedenle, eğer önümüzdeki ay tekrar gelebilirseniz... Yani, eğer gelecek ay gelebilirseniz... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I can't afford it. It's been a tough couple of months. | Bunları ödeyemem. Son birkaç ay zor geçti. Bunların parasını veremem. Son birkaç ay zor geçti. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Fine. That's just fine. | Sorun değil. Hiç sorun değil. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You can have them free of charge... my gift to you. | Onları bedava alabilirsin. Hediyem olsun. Bunları ücretsiz alabilirsin, hediyem olsun. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm not supposed to owe anyone anything right now. | Şu an için hiç kimseye hiçbir şey borçlu olmama gerek yok. Kimseye borçlu kalmak istemiyorum şu sıralar. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Let me guess... you were off | Dur tahmin edeyim. Piercing festivalinde Tahmin edeyim. Piercing Festivali'nde... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
giving lap dances at the piercing festival. | kucak dansı partileri verdiğinizden kapalıydınız. ...kucak dansı yapmaya gitmiştin? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
(muttering) God grant me the serenity | Değiştiremeyeceğim bu korkunç saçmalığı kabul etmem için Tanrım bana sakinlik ver... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
(normal voice) I'm sorry. | Üzgünüm. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Maybe next month. | Belki önümüzdeki ay. Belki gelecek ay. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Fine. | Sorun değil. Çok güzel. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
All right, well, | Pekala, tamam. Pekala, şey... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You are gonna take these books. | Sen bu kitapları alacaksın. Sen, bu kitapları alacaksın! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I did not go through four years of doubt and terror | Daha ilk aydan şüphe ve korku doldurarak 4 yıldır şüpheye ve korkuya ilk aydan... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
to tank in the first month. Everything is gonna be fine. | 4 yıl boyunca zaman geçirmedim. Her şey çok güzel olacak. ...çuvallamak için katlanmadım. Her şey çok güzel olacak. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Fine. | Güzel. Tamam. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Well, a great day, huh? | Ee, harika bir gün, ha? Ne harika bir gün değil mi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Isn't it romantic? | Romantik değil mi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
No, I do not accept this. | Hayır, bunu kabullenmiyorum. Hayır. Bunu kabul etmiyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
This is bullshit. I do not accept it. | Saçmalık bu. Bunu kabul etmiyorum. Bu saçmalık. Bunu kabul etmiyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
the oldest magic word... | büyülü kelimeyi yazması... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I hear the breezes playing | Rüzgarların müziğini duyuyorum... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
isn't it romantic? | Romantik değil mi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
music in the night | Gecenin içindeki müzik... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
(Arlen chuckling) a dream that can be heard | ...kulağa gelen bir rüya. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry? No, I'm not ready. | Pardon? Hayır, hazır değilim. Anlamadım? Hayır, yokum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Is there something wrong? | Yanlış bir şey mi var? Yanlış bir şey mi yaptım? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
For me to have someone in my life, | güçlü bir sebebim varsa, ...güçlü bir neden olursa... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'll fight for them. | onlar için savaşırım. ...onun için savaşırım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I know. Sad. | Biliyorum. Ne acı! Biliyorum. Acıklı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
When you were gone. | ...izlemeyi özlemiştim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Maybe it might be good if you and I | Belki de sen ve ben birlikte Belki seninle beraber bir seyahate... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
took a trip together, you know, | bir geziye çıksak iyi olabilir, anlarsın ya. ...çıksak güzel olurdu, anlarsın... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
just get the heck out of here, huh? | Siktir olup gidelim yalnızca, ha? ...sırf buralardan uzaklaşmak için. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |