Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Look, I know that I've been in a bad mood for the last... | Bak, son 20 yıldır kötü ruh hali içinde olduğumu biliyorum. | 17 Again-1 | 2009 | |
But if you let me, I swear, I will spend the rest of my life making it up to you. | Ama izin verirsen, yemin ederim, tüm hayatımı bunu telafi etmek için geçireceğim. | 17 Again-1 | 2009 | |
I thought I wanted a second chance at life... | Hayatta ikinci bir şansa ihtiyacım olduğunu düşünüyordum... | 17 Again-1 | 2009 | |
...but now I know I just want a second chance with y... | ...ama şimdi sadece seninle ikinci bir şansa ihtiyacım olduğunu biliyo... | 17 Again-1 | 2009 | |
I missed you. | Seni özledim. | 17 Again-1 | 2009 | |
Yeah, I'm gonna put you down because this was a lot easier before. | Evet, seni yere bırakacağım çünkü eskiden çok daha kolay oluyordu. | 17 Again-1 | 2009 | |
Yeah, you did have that six pack thing going. | Evet, o altılıların hala duruyordu. | 17 Again-1 | 2009 | |
Is there any chance I'll see that again? | Bunu bir daha görebilme şansım var mı? | 17 Again-1 | 2009 | |
I knew you were checking me out. | Beni kestiğini biliyordum. | 17 Again-1 | 2009 | |
[CHANTING] Go! Go! Go! | Haydi! Haydi! Haydi! | 17 Again-1 | 2009 | |
SCARLET: Adults can have that, though. | Halbuki yetişkinler de ona sahip olabilir. | 17 Again-1 | 2009 | |
MIKE: Well, I'll work on it. Maybe I'll jog home. | O zaman bunun üzerinde çalışırım. Belki daha çok koşarım. | 17 Again-1 | 2009 | |
Ned, hey. | Ned, selam. | 17 Again-1 | 2009 | |
I packed up all my stuff and I wanted to give your key back and say thanks. | Tüm eşyalarımı topladım da, anahtarını vermek ve teşekkür etmek istemiştim. | 17 Again-1 | 2009 | |
Hey, whoa. No. No. | Yok. Yok. | 17 Again-1 | 2009 | |
Wasn't expecting to see you there, Principal Masterson. | Sizi burada görmeyi beklemiyordum, Müdire Masterson? | 17 Again-1 | 2009 | |
You look very pretty. | Çok güzel görünüyorsunuz. | 17 Again-1 | 2009 | |
The Force is strong in this one. | Bundaki Kudret çok güçlüymüş. | 17 Again-1 | 2009 | |
So I guess I'll be seeing you at work, boss. | O zaman sanırım işte görüşürüz, patron. | 17 Again-1 | 2009 | |
Oh, yes, uh, Coach O'Donnell. | Tabii, Koç O'Donnell. | 17 Again-1 | 2009 | |
And, um, we are very happy to have you aboard. | Ve sizi aramızda gördüğümüze çok memnunuz. | 17 Again-1 | 2009 | |
Buddy, I got you a little something for your first day at your new job. | Dostum, yeni işindeki ilk günün için sana küçük bir şey aldım. | 17 Again-1 | 2009 | |
Don't think about how much it cost, it's not much. | Ne kadar olduğunu kafana takma, çok değil. | 17 Again-1 | 2009 | |
Hey, you got me a whistle. | Bana bir düdük almışsın. | 17 Again-1 | 2009 | |
Don't blow it. | Üfleme. | 17 Again-1 | 2009 | |
Play big. | Büyük oyna. | 17 Again-1 | 2009 | |
You too. | Sen de. | 17 Again-1 | 2009 | |
JANE: Good luck. NED: Love you! | İyi şanslar. Seni seviyorum! | 17 Again-1 | 2009 | |
MIKE: Love you! | Ben de seni! | 17 Again-1 | 2009 | |
O'Donnell, save something for the game. | O'Donnell, biraz da oyuna sakla. O'Donnell, enerjini maça sakla. | 17 Again-2 | 2009 | |
he's prepared to offer you a full scholarship. | Sana tam burslu eğitim teklif etmeye geliyor. ...oynarsan sana tam burs vermeye hazır. | 17 Again-2 | 2009 | |
Yeah. Let's do it. 3, 2, 1. | Evet, hadi yapalım şunu. Üç, iki, bir. Evet. Haydi yapalım şu işi. Üç, iki, bir. | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, man, over there. | Dostum, işte orada. | 17 Again-2 | 2009 | |
Take no prisoners, bro. | Dağıt ortalığı ahbap. | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, hey, there's my girl. Hey. | Hey, işte benim kızım. Selam. Selam, işte benim kızım. Selam. | 17 Again-2 | 2009 | |
I just feel like my whole future's riding on this game. | Sanki bütün geleceğim bu maça bağlıymış gibi hissediyorum. | 17 Again-2 | 2009 | |
Yeah. Yeah, I know how you feel. | Evet, nasıl hissettiğini biliyorum. | 17 Again-2 | 2009 | |
Yeah? is everything? Everything's cool, right? | Öyle mi? Herşey yolunda değil mi? Öyle mi? Her şey?... Her şey yolunda, değil mi? | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, yeah. Everything's totally copasetic. | Evet, herşey tamamen harika. | 17 Again-2 | 2009 | |
O'Donnell, | O'Donnell. | 17 Again-2 | 2009 | |
Yu okay? | Sen iyi misin? Sen iyi misin? | 17 Again-2 | 2009 | |
it's your big night. Go enjoy it. | Hayır bu senin gecen. Git tadını çıkar. Bu senin büyük gecen. Keyfini çıkart. | 17 Again-2 | 2009 | |
Scar! Scar, hey. | Scar! Scar, hey. | 17 Again-2 | 2009 | |
But the game. That's your future. No, the baby's my future. | Ama bu maç senin geleceğin. Hayır, "bebek" benim geleceğim. | 17 Again-2 | 2009 | |
I can't let you throw this all away. I won't let you. | Onca şeyi kenara atmana izin veremem, izin vermeyeceğim. | 17 Again-2 | 2009 | |
Thank you for letting me stay here, Ned. | Burada kalmama izin verdiğin için sağol Ned. | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, yeah. No problem. | Hiç sorun değil. | 17 Again-2 | 2009 | |
and the kids wanting nothing to do with you as a negative, when in fact.... | ...ve çocuklar olumsuz olarak bile dönüp yüzüne bakmıyor. Aslına bakarsan... ...yapmak istememesine olumsuz olarak bakıyor olabilirsin. | 17 Again-2 | 2009 | |
I had no upside for that. | Değişseydi şaşardım zaten. | 17 Again-2 | 2009 | |
Hey! You're getting that big promotion today, right? | Hey! Bugün o büyük terfiyi alacaksın, değil mi? | 17 Again-2 | 2009 | |
Knock them dead, | Hakla onları. | 17 Again-2 | 2009 | |
So anyway... | Pekâlâ her neyse... O yüzden her neyse... | 17 Again-2 | 2009 | |
the way corporate wants us to spin it... | ...şirketin bizden dikkat etmemizi istediği şey... ...şirket belli durumlarda belki dört saatlik... | 17 Again-2 | 2009 | |
is that maybe, in certain situations... | ...belki de bazı durumlarda... ...bir ereksiyonun çok da kötü bir şey olmadığını... | 17 Again-2 | 2009 | |
a 4 hour erection isn't such a terrible thing. | ...dört saatlik ereksiyonun o kadar kötü bir şey olmadığıdır. | 17 Again-2 | 2009 | |
Okay. Next up: | Pekâlâ, sıradaki mesele: | 17 Again-2 | 2009 | |
I've been in the pharmaceutical game for almost 2 years now... | ...neredeyse iki yıldan beri eczacılık sektöründeyim... | 17 Again-2 | 2009 | |
and people always ask me: "What's it take to be an RSM?" | ...ve insanlar sürekli bana soruyor: "Bölgesel satış müdürü olmak için ne gerekir?" ...ve insanlar sürekli bana "Bölgesel satış müdürü olmak ne gerektirir?" diye soruyor. | 17 Again-2 | 2009 | |
integrity. | Dürüstlük. Dürüstlük. | 17 Again-2 | 2009 | |
But most importantly, dedication to this company. | Ama hepsinden önemlisi, kendini bu şirkete adamak gerekir. | 17 Again-2 | 2009 | |
So congratulations. Mike. | O yüzden tebrikler, Mike. | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, my God. Oh, my God. | Aman tanrım. | 17 Again-2 | 2009 | |
Good job, baby! | İyi iş bebeğim! Aferin, bebeğim. | 17 Again-2 | 2009 | |
Bye bye.. thanks. | Hoşçakalın, sağolun. Güle güle, sağ ol. | 17 Again-2 | 2009 | |
See you at practice. | Alıştırmada görüşürüz. | 17 Again-2 | 2009 | |
Wendy's been here 2 months. I've been here 16 years. | Wendy daha 2 aydır burada. Bense 16 yıldır buradayım. | 17 Again-2 | 2009 | |
You should think of it as a compliment. | Bunu bir iltifat olarak düşünmelisin. 1 | 17 Again-2 | 2009 | |
You little Hello? | Seni küçük... Efendim? | 17 Again-2 | 2009 | |
Ha. I know, right? Look, listen, she was my doubles par 1 | Biliyorum herhalde. Bak dinle benim... | 17 Again-2 | 2009 | |
So many girls and only one promotion, but you guys are so supportive. | O kadar kız ve sadece bir terfi, ama sizler de çok destek oldunuz. | 17 Again-2 | 2009 | |
But, Wendy, you did it. Thank you. | Ama Wendy, başardın. Sağol. | 17 Again-2 | 2009 | |
Wendy! Wendy! Wendy! | Wendy! Wendy! Wendy! | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, and it gets better, because we are going to T.G.I. Friday's! | Daha da iyisi var, çünkü T.G.I. Fridays'e gidiyoruz! | 17 Again-2 | 2009 | |
Shut up! | Hadi ordan! | 17 Again-2 | 2009 | |
Mike O'Donnell. | Mike O'Donnell. | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, yeah? | Ya öyle mi? | 17 Again-2 | 2009 | |
Sooner or later you all come back to the old school. | Ama er ya da geç hepiniz eski okulunuza geliyorsunuz. | 17 Again-2 | 2009 | |
wondering what might have been. | ...ve neler olurdu bir düşün. | 17 Again-2 | 2009 | |
It was better there, | Oradayken daha iyiydi. | 17 Again-2 | 2009 | |
Huh. You got that right. | Doğru bildin. | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, yeah. | Evet. | 17 Again-2 | 2009 | |
Dad. Hi. Mr. O'Donnell. | Baba. Selam, Bay O'Donnell. | 17 Again-2 | 2009 | |
Ladies. What are you doing here? | Bayanlar. Burada ne arıyorsun? Bayanlar. Burada ne işin var? | 17 Again-2 | 2009 | |
Oh, I was just talking to... | Sadece şeyle konuşuyordum... | 17 Again-2 | 2009 | |
nobody. | ...hiç kimseyle. | 17 Again-2 | 2009 | |
Do you need anything else? | Başka bir şey ister misiniz? Başka bir şey ister misiniz? | 17 Again-2 | 2009 | |
What's the matter? This used to be your favorite place. | Sorun nedir? Burası senin favori yerindi. | 17 Again-2 | 2009 | |
We used to come here for your birthday. When I was, like, 8. | Doğumgününde buraya gelirdik. Evet, 7 8 yaşımdayken. | 17 Again-2 | 2009 | |
Been working on that outside shot? | Üçlüklere çalışıyor musun. Evet. | 17 Again-2 | 2009 | |
Passing? Good. | Paslaşma ne durumda? İyi. | 17 Again-2 | 2009 | |
Dribbling? Really good. | Top sürme? Gayet iyi. | 17 Again-2 | 2009 | |
I meant, it's great. it's great, Dad. it's great. | Yani harika demek istedim. Harika baba, mükemmel. | 17 Again-2 | 2009 | |
That's my boy. Remember, it's not how big you are. | İşte benim oğlum. Unutma, ne kadar büyük olduğun önemli değildir. | 17 Again-2 | 2009 | |
It's how big you play. | Ne kadar iyi oynadığın önemlidir. | 17 Again-2 | 2009 | |
Right up here. | Çak beşlik. | 17 Again-2 | 2009 | |
Uh, Maggie got into Georgetown. | Maggie, Georgetown'u kazandı. | 17 Again-2 | 2009 | |
Maggie, that's awesome. | Maggie bu harika. | 17 Again-2 | 2009 | |
Can you turn down the...? | Acaba müziği? | 17 Again-2 | 2009 | |
Okay, guys, see you soon. | Pekâlâ çocuklar, yakında görüşürüz. | 17 Again-2 | 2009 | |
Love you. Nice chatting with you. | Sizi seviyorum, sizinle sohbet etmek güzeldi. | 17 Again-2 | 2009 |