• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183249

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I bet no one went back to his parties a second time. İddiaya varım, kimse bir daha ona misafirliğe gitmemiştir! İddiaya varım, kimse bir daha ona misafirliÄŸe gitmemiÅŸtir! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I bet you can actually use the word "impressionism" in a sentence. İddiaya girerim içinde "Empresyonizm" kelimesi geçen bir cümle kurabilirsin. İddiaya girerim içinde "Empresyonizm" kelimesi geçen bir cümle kurabilirsin. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Listen Mr I will have you know... Bak bayım! Bilmeni isterim ki... Bak bayım! Bilmeni isterim ki... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Sounds of heated conversation in the background) That I was... Ay, hayır! Ama bu öyle değildi... Ay, hayır! Ama bu öyle deÄŸildi... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Puppies. what? Köpek yavruları! Nee? Köpek yavruları! Nee? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Err... Jenny Sue and I have decided that we going to adopt a puppy Şeyyy... Jenny Sue ve ben, yavru bir köpek almaya karar verdik. Şeyyy... Jenny Sue ve ben, yavru bir köpek almaya karar verdik. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
We did? Wow isn't that nice? Öyle mi yaptık? Ay, ne hoş değil mi? Öyle mi yaptık? Ay, ne hoÅŸ deÄŸil mi? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
As long as it is a big dog I hate those little yappy ones. Büyük köpekler çıkalı beri, eniklere asla tahammülüm yok! Büyük köpekler çıkalı beri, eniklere asla tahammülüm yok! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yes Buddy I know exactly what you mean. Seni çok iyi anlıyorum, Buddy. Seni çok iyi anlıyorum, Buddy. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I simply can't abide those little purse rats. O çantada taşıdıkları sıçan gibi köpeklere ben de tahammül edemiyorum. O çantada taşıdıkları sıçan gibi köpeklere ben de tahammül edemiyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I know.... what was Paris Hilton thinking? Ay evet! Şu Paris Hilton'un taşıdıklarından! Ay evet! ޞu Paris Hilton'un taşıdıklarından! Ay evet! Şu Paris Hilton'un taşıdıklarından! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Who said that bitch knew anything about fashion? O orospu ne anlarmış ki modadan? O orospu ne anlarmış ki modadan? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I don't know, I thought that top she wore to the emmy's was really cute Onu bilmem, ama Emmy Ödülleri gecesinde giydiği kıyafet gerçekten çok hoştu. Onu bilmem, ama Emmy Ödüllleri gecesinde giydiği kıyafet gerçekten çok hoştu. Onu bilmem, ama Emmy Ödülleri gecesinde giydiÄŸi kıyafet gerçekten çok hoÅŸtu. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
That thing with the ruffles you really liked that? Marul gibi fırfırları olan o elbiseyi beğendin mi gerçekten? Marul gibi fırfırları olan o elbiseyi beÄŸendin mi gerçekten? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well not on me, But maybe with someone with a little more cleavage.... Yani belki benim üzerimde güzel durmazdı, ama göğüs dekoltesi güzel olan birinde gayet hoş... Yani belki benim üzerimde güzel durmazdı, ama göğüs dekoltesi güzel olan birinde gayet hoÅŸ... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Jenny Sue... Jenny Sue! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
To much talking.... Çok konuşuyorsuuunn... Çok konuÅŸuyorsuuunn... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Sorry Momma Özür dilerim, anne. Özür dilerim, anne. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
So about that dog.... Şeyyy... Şu köpek diyordum... Şeyyy... ޞu köpek diyordum... Şeyyy... Şu köpek diyordum... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
We were thinking maybe a German Shepard perhaps a.... Belki bir Alman çoban köpeği de olabilir, yada... Belki bir Alman çoban köpeÄŸi de olabilir, yada... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Hey Rose... Hey Rose... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Rose speaks with a sexy voice) Hello I'm Rose. Merhaba, ben Rose. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Now there is a woman who knows how to make an entrance. İşte, kendini bilen bir kadın! İşte, kendini bilen bir kadın! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh you are just to cute for words. Ay vallahi, çok şirin olmuşsun! Ay vallahi, çok ÅŸirin olmuÅŸsun! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You like it? I thought the feathers might be a bit to much. Beğendin mi? Şu tüyler fazla abartılı durmamış değil mi? BeÄŸendin mi? Şu tüyler fazla abartılı durmamış deÄŸil mi? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
No Jenny sue is right it is adorable. Ay hayır, Jenny Sue çok haklı, hoş olmuş. Ay hayır, Jenny Sue çok haklı, hoÅŸ olmuÅŸ. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You know we are having a senior social at our church this Saturday, you should come. Bak ne diyorum; bu cumartesi BİZİM kilisede çok kaliteli insanların katılacağı "Bekarlar Tanışması" var. Sen de mutlaka gelmelisin. Bak ne diyorum; bu cumartesi BİZİM kilisede çok kaliteli insanların katılacağı "Bekarlar Tanışması" var. Sen de mutlaka gelmelisin. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Thank you so much But Saturday is when I see my boyfriends. Çok teşekür ederim, ama... Cumartesileri SEVGİLİLERİMLE buluşuyorum. Çok teÅŸekür ederim, ama... Cumartesileri SEVGİLİLERİMLE buluÅŸuyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Did you say.... "Boyfriends"? No I am sure she meant... Se... Sen... Sevgililerim mi dedin? Yok canım, öyle demek istememiş... Se... Sen... Sevgililerim mi dedin? Yok canım, öyle demek istememiÅŸ... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh yes every since Rose has discovered on line dating, Ay evet, Rose internetteki arkadaş sitelerini keşfettiğinden beri... Ay evet, Rose internetteki arkadaÅŸ sitelerini keÅŸfettiÄŸinden beri... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
she has been the belle of the ball. talip üstüne talip yağıyor. talip üstüne talip yağıyor. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Really? That is so very... Öyle mi? Bu çok... Öyle mi? Bu çok... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Rose, do you have your dollar bills ready? Rose, 1 dolarlıklarını hazırladın mı? Rose, 1 dolarlıklarını hazırladın mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yeah.. Oh aunt rose you certainly have... Blossomed? Evet... Oh Rose teyze, sen tam anlamıyla... Çiçek açtı, değil mi? Evet... Oh Rose teyze, sen tam anlamıyla... Çiçek açtı, deÄŸil mi? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
That's the word I was looking for. Evet, ben de tam öyle diyecektim. Evet, ben de tam öyle diyecektim. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Chase, would you come over here and show me that thing with the dollar bill again. Chase, yanıma gelip şu dolarla nasıl yapılıyordu, bana tekrar gösterir misin? Chase, yanıma gelip şu dolarla nasııl yapılıyordu, bana tekrar gösterir misin? Chase, yanıma gelip ÅŸu dolarla nasıl yapılıyordu, bana tekrar gösterir misin? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Simple... just fold it length ways... Çok basit... Sadece uzunlamasına katlıyorsun. Çok basit... Sadece uzunlamasına katlıyorsun. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You are such a flirt. Oh come on show me those hips. Ne kadar da fingirdeksin öyle. Ayy, göster bakayım şu kalçalarını... Ne kadar da fingirdeksin öyle. Ayy, göster bakayım ÅŸu kalçalarını... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh yes he dances at one of those clubs down town... Hey, ne... ne yapıyorsu... Ah evet! Şehirdeki şu kulüplerden birinde dans ediyor... Hey, ne... ne yapıyorsu... Ah evet! Şehirdeki ÅŸu kulüplerden birinde dans ediyor... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You should come and see him sometime. ...siz de birgün mutlaka gelip seyretmelisiniz. ...siz de birgün mutlaka gelip seyretmelisiniz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You mean your hanging out with male strippers? No just the one. Sen erkek striptizcileri seyretmeye mi gidiyorsun yani? Sadece bir kere gitmiştim. Sen erkek striptizcileri seyretmeye mi gidiyorsun yani? Sadece bir kere gitmiÅŸtim. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Edna stutters) Oh it is OK to look... Ay, yani bu striptizci mi... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
He is very easy on the eye's. Ne var ki, bak ne güzel sallıyor götünü. Ne var ki, bak ne güzel sallıyor götünü. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Are you two? Yoksa siz ikiniz birlikte misiniz?! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh what me and Chase? Goodness no. Ay, Chase'le ben mi? Tanrım, hayııır! Ay, Chase'le ben mi? Tanrım, hayııır! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
After all he is gay. What? Sonuçta o bir gey. Neee? Sonuçta o bir gey. Neee? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Rose and I went to a gay bar, Bir keresinde Rose'la bir gey bara gittik... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
and we met the nicest group of homosexuals. ve orada çok hoş geylerle tanıştık. ve orada çok hoÅŸ geylerle tanıştık. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Never... Really? well come along next time. Ay, ben asla... Gerçekten mi? Bir dahaki sefere siz de gelmelisiniz. Ay, ben asla... Gerçekten mi? Bir dahaki sefere siz de gelmelisiniz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
We are going back next Tuesday for karaoke night. Bu salı karaoke gecesi için tekrar gideceğiz. Bu salı karaoke gecesi için tekrar gideceÄŸiz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh god. Oh tanrım! Oh tanrım! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Brian, I thought you had renounced your sinful past? Brian, günah dolu geçmişini geride bıraktığını zannediyordum? Brian, günah dolu geçmiÅŸini geride bıraktığını zannediyordum? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I didn't mean to make any trouble. No... of course you didn't. Ay ben kimsenin canını sıkmak istememiştim aslında. Eminim istemedin! Ay ben kimsenin canını sıkmak istememiÅŸtim aslında. Eminim istemedin! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Just because Brian has given up all his gay friends... İyi de, Brian gey arkadaşlarıyla görüşmeyi kesti diye... İyi de, Brian gey arkadaÅŸlarıyla görüşmeyi kesti diye... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I don't see why I should have to right Jenny Sue? ...benim de görüşmemem için bir sebep göremiyorum, haksız mıyım Jenny Sue? ...benim de görüşmemem için bir sebep göremiyorum, haksız mıyım Jenny Sue? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well... I think... Yani... Bence... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I must draw the line at encouraging that kind of immorality. Bence bu kadar ahlaksızlık artık yeter!. Bence bu kadar ahlaksızlık artık yeter!. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
It says right there in the bible that homosexuality... Kutsal kitap eşcinselliğin... Kutsal kitap eÅŸcinselliÄŸin... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yes I do recall a pithy little verse on the subject. ...günah olduğunu... Ay evet, öyle kısacık bir ayet hatırlıyorum... ...günah olduÄŸunu... Ay evet, öyle kısacık bir ayet hatırlıyorum... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Right next to the one that forbids mixing different fibres. ...Şu yün ve ketenden yapılmış kıyafetlerden başka kıyafetler giymeyi yasaklayan ayetin hemen yanında. ...ÅŸu yün ve ketenden yapılmış kıyafetlerden baÅŸka kıyafetler giymeyi yasaklayan ayetin hemen yanında. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Nice suit by the way Buddy. Cotton Polyester is it? Bu arada, üstünüzdeki çok hoş bir takım, Buddy! Pamuk polyester mi, o? Bu arada, üstünüzdeki çok hoÅŸ bir takım, Buddy! Pamuk polyester mi, o? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
That is total irrelevant. Well if you say so... Bu konumuzla tamamen alakasız bir şey! Ay madem öyle diyorsunuz... Bu konumuzla tamamen alakasız bir ÅŸey! Ay madem öyle diyorsunuz... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh but I do think it is very forward of you to tell me, ...ama bana birazdan kendi evimde nasıl eğlenip eğlenemeyeceğim... ...ama bana birazdan kendi evimde nasıl eÄŸlenip eÄŸlenemeyeceÄŸim... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
who I may entertain in my own home. ...hakkında da vaaz verecekmişsiniz gibi geliyor doğrusu. ...hakkında da vaaz verecekmiÅŸsiniz gibi geliyor doÄŸrusu. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Now about that rumarki, I have some in the kitchen. Şimdiii... hazırladığım şu ordövler mutfakta... ޞimdiii... hazırladığım şu ordövler mutfakta... Şimdiii... hazırladığım ÅŸu ordövler mutfakta... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
would anyone like to...? (doorbell rings) ...arzu eden var mı? ...arzu eden var mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh who is that? How can I know till I open the door. Ah, yine kim geldi? Kapıyı açmadan nasıl bileyim ki? Ah, yine kim geldi? Kapıyı açmadan nasıl bileyim ki? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Both women sequels) It's so good of you to come. Ay ne iyi yaptınız da geldiniz! Ay ne iyi yaptınız da geldiniz! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Of course because we always have drag queens over for Sunday dinner. Tabii, çünkü her pazar akşam yemeğinde travestileri ağırlarız biz. Tabii, çünkü her pazar akÅŸam yemeÄŸinde travestileri ağırlarız biz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh them they offered to bake cookies for the youth group. Oh, onlar Gençler Grubu için kurabiye yapmaya geldiler. Oh, onlar Gençler Grubu için kurabiye yapmaya geldiler. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Youth group? Gençler Grubu mu? Gençler Grubu mu? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I have all this space, I don't see why I shouldn't put it to good use? Ay madem evde bu kadar boş yerim var, bari iyi bir iş için kullanayım dedim. Ay madem evde bu kadar boÅŸ yerim var, bari iyi bir iÅŸ için kullanayım dedim. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Everybody this is Kitty and Salsa. Bunlar Kitty ve Salsa, millet. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Brian would you take there rags? Of course. Brian, şu tüylü şeyi alır mısın? Elbette. Brian, ÅŸu tüylü ÅŸeyi alır mısın? Elbette. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
No ice. Buzsuz olsun! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Mom what are you doing? Anne, ne yapıyorsun böyle sen? Anne, ne yapıyorsun böyle sen? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I am being polite and saying hello to my friends. Nezaket gereği arkadaşlarıma hoşgeldiniz diyorum. Nezaket gereÄŸi arkadaÅŸlarıma hoÅŸgeldiniz diyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Buddy? Yes? Buddy? Evet? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh good lord. Ay yüce tanrım! Ay yüce tanrım! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
If I had known you were going to be here, Bu gece senin de burada olacağını bilseydim... Bu gece senin de burada olacağını bilseydim... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I would have slapped on a fresh coat of paint. ...suratıma daha iyi bi' makyaj yapardım. ...suratıma daha iyi bi' makyaj yapardım. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Now be a gentleman and take Miss Salsa's coat Of course. Şimdi bir centilmen gibi davran ve Miss Salsa'nın ceketini al. Elbette! ޞimdi bir centilmen gibi davran ve Miss Salsa'nın ceketini al. Elbette! Şimdi bir centilmen gibi davran ve Miss Salsa'nın ceketini al. Elbette! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Salsa? Do I take it you know this... person? Salsa? Yani sen tanıyor musun bu... ŞAHSI? Salsa? Yani sen tanıyor musun bu... ŞAHSI? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I have never seen her before in my life. Onu daha önce hiç GöR ME DİM! Onu daha önce hiç GÖR ME DİM! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I am assuming you know where the kitchen is? Sanırım mutfağın yerini biliyorsun. Sanırım mutfağın yerini biliyorsun. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Maybe you and I could cook up a little something later huh? Belki daha sonra seninle de bir şeyler pişiririz, ha? Belki daha sonra seninle de bir ÅŸeyler piÅŸiririz, ha? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Behave! Terbiyeni takın! Terbiyeni takın! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Does he still have that cute little mole on his ass? Bunun götünün üstündeki o şirin et beni hala duruyor mu? Bunun götünün üstündeki o ÅŸirin et beni hala duruyor mu? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
That looks like fun!! Mum, can I have a word? Ayyy, bu çok eğlenceli görünüyor! Anne, bir şey söyleyebilir miyim? İnan bana bu ŞAHSI hiç tanımıyorum. Ayyy, bu çok eÄŸlenceli görünüyor! Anne, bir ÅŸey söyleyebilir miyim? İnan bana bu ŞAHSI hiç tanımıyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
John I demand you... Oh my lord. John beni hemen buradan götür... Ay... ay, aman tanrım! John beni hemen buradan götür... Ay... ay, aman tanrım! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Jenny Sue... Jenny Sue... Jenny Sue... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
John... John Camble? John... John Camble? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Mom, we have to have a word now. Anne, hemen konuşmamız lazım! Anne, hemen konuÅŸmamız lazım! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Brian I am busy entertaining our guests. Brian, şu anda konuklarımı ağırlamakla meşgulüm... Brian, ÅŸu anda konuklarımı ağırlamakla meÅŸgulüm... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I am sure whatever it is can wait. Konuşacağın şey her neyse, eminim bekleyebilir. KonuÅŸacağın ÅŸey her neyse, eminim bekleyebilir. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well it can't. Brian whatever has gotten into you? Hayır, bekleyemez. Brian sana neler oluyor böyle? Hayır, bekleyemez. Brian sana neler oluyor böyle? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
What are you doing? Whatever do you mean? Ne yapmaya çalışıyorsun? Ne demek istiyorsun? Ne yapmaya çalışıyorsun? Ne demek istiyorsun? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Mom I am gay. Anne, ben geyim. Bu insanları sadece birkaç kez gördüm. Anne, ben geyim. Bu insanları sadece birkaç kez gördüm. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
So why are you trying to ruin this for me? Belki de yepyeni bir hayatım olacak. Bunu neden benim için zorlaştırıyorsun? Belki de yepyeni bir hayatım olacak. Bunu neden benim için zorlaÅŸtırıyorsun? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
because I want you to be happy. Çünkü... mutlu olmanı istiyorum. Çünkü... mutlu olmanı istiyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 183244
  • 183245
  • 183246
  • 183247
  • 183248
  • 183249
  • 183250
  • 183251
  • 183252
  • 183253
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim