Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183773
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I presume the organization has a strategy now. | Örgütün belirleyeceği bir strateji vardır elbette. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
How are you Mr. Canturk? | Nasılsınız, sayın Cantürk? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
We've been observing your work with appreciation. | Efendim, çalışmalarınızı takdirle izledik bugüne kadar. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
We'd like to benefit from your knowledge... | Bilginizden, birikiminizden yeni dönemde de... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...and expertise in this new era. | ...yararlanmak isteriz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Minister of Trade. | Ticaret bakanı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You'll be the Minister of Trade. | Ticaret Bakanı olacaksınız. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
The Prime Minister is here with me. | Sayın Başbakan da yanımda. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Sir, nobody was thrilled about the matter... | Komutanım, başbakanlık konusunu sohbet arasında... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...when it came to the election of the Prime Minister. | ...yerli yabancı kime açtıysak dudak büktü. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
The council kicked all politicians out of the arena. | Konsey bütün siyasileri sahnenin dışına attı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
We will be criticized for making an exception. | Ama biri hariç diye eleştirileceğiz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
They are right. | Haklılar. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Yes they are. But we called Feyzioglu and talked to him. | Haklılar. Ama Feyzioğlu'nu da çağırdık, konuştuk. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
He thinks he is the Prime Minister and he is talking... | Çok ayıp olacak adama, başbakan oldum diye... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...to the candidate Ministers. It's a bad situation. | ...bakan adaylarıyla konuşuyor netekim. Kötü oldu ya. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Can't we assign Admiral Bulent Ulusu? | Görevi Bülent Ulusu Paşa'ma veremez miyiz? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Let's bring him in. | Çağır, konuşayım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Maybe they need to determine the files and create reports. | Belki de içerdeki evrakın tesbiti, tutanak tutulması gerekir. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Let's continue in another room. | Biz başka bir odada çalışalım isterseniz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
As far as I'm concerned... | Hamzakoy'da öyle ahım şahım bir akseri tesis olduğunu sanmıyorum. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Perhaps it's a recreation center. | Herhalde dinlenme tesisidir. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Let's get over with this. | Bir an önce gidelim, bitsin bu iş. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
What ever they want. | Ne yapacaklarsa. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I don't know about the military base but we were here last year... | Askeri tesisi bilmiyorum ama geçen seçimde... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...before the election. | ...gelmiştik buralara. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Yes we were here. But I can't remember much. | Geldik. Geldik de. Hatırlayamadım şimdi. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
This is it, Sir. Sorry it isn't the best. | Burası efendim. Kusura bakmayın, biraz aceleye geldi. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
The phone is working. If you need anything... | Telefon çalışıyor. Ayrıca gerek santrale gerekse... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...please let the operator or the guard know. | ...dışarıdaki nöbetçiye istediğiniz ne varsa aldırabilirsiniz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
So we are not allowed to get out of the room? | Yani odadan dışarı çıkmamıza izin yok öyle mi? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
It's a precaution for your safety sir. | Güvenliğiniz için bu tedbir efendim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
But you can use the balcony. | Ama verandaya çıkabilirsiniz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Doesn't matter. A prison is a prison. | Neyse fark etmez. Hapislik hapisliktir. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Sir, if you like to have some tea, I can take care of it. | Efendim. Şayet çay içmek isterseniz hemen yollatabilirim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Tell them to bring some tea. Do that. | Söyle çay göndersinler. Göndertin. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I guess there is no hot water. | Sıcak su da yok sanırım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Welcome. Thank you. | Hoş geldiniz, efendim. Hoş bulduk. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I just wanted to see if you need anything. | Bir ihtiyacınız var mı diye sormaya gelmiştim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
We were in a hurry getting the rooms ready. | Çok acele hazırladık odaları. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
They are not ready yet. We'll try to make it up to you. | Hayli eksik var ama telafi etmeye çalışacağız. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Is the phone working? Yes sir. | Telefon çalışıyor mu? Evet, efendim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Well, can I call Ankara? | Peki Ankara'yı arayabilir miyiz? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Yes sir. Just give your number to the operator. | Evet, efendim. Santraldeki arkadaşa numarayı vermeniz yeterli. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Anything else? No that'll do it, thank you. | Başka bir isteğiniz var mı? Kafi. Teşekkür ederim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Rahsan, come here. | Rahşan, gelsene. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Did you like it? | Canım, beğendin mi? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Lt'd be great with some lemonade. Waiter, a glass of lemonade. | Limonatayla iyi gider. Delikanlı bakar mısın? Bir limonata. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
How are you, Sedat? Hi. | Sedat, n'aber? Merhaba. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
My fianc�. And this is Mahmut from the police. | Nişanlım. Mahmut abi, emniyetten. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Thanks for the change. I talked to Aynur. | Jeton için sağ ol. Aynur'la konuştum. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
It's cold but everybody's happy. | Hava soğuk ama milletin keyfi yerinde. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Look at this, nobody cares about the coup. | Darbe kimsenin umurunda değil anlaşılan, baksana. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
What happened to the files about our guys? | İşe koştuğumuz çocuklarla ilgili evraklar ne oldu? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
They're here. I brought them all. | Bendekileri, arkadaşlardakileri topladım. Hepsi burada. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I talked to Kaya, and here is the note about him. | Kaya ile konuştum, onunla ilgili not da ekte. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Thank you Sedat. This is very important. | Sağ ol Sedat, önemli bu. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Addresses, contacts. | Adresler irtibatlar. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
What are we going to tell the boys? There will be trouble if we are late. | Bu çocuklara ne diyeceğiz şef, gecikirsek sıkıntı olur. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You're right. Le me think, we'll talk tomorrow. | Haklısın. Düşüneyim, yarın konuşuruz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
When he was saying the Capitol... | Başkent deyip durdu... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...obviously he was referring Washington, not Ankara. | ...Ankara değil Washington'muş meğer. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
How are you? | Abi, nasılsın? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I'm good. How is your wife? | İyiyim Yengem nasıl? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
She's good. I'm glad. | O da iyi. Sevindim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
If nothing changes, Bulent Ulusu Pasha is the name. | Değişiklik olmazsa Bülent Ulusu Paşa. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Prime Ministry, Ankara Good. | Başbakanlık, Ankara İyi. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
What is it? Yes. | Evet, abi? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Ulusu Pasha forced me into a situation. | Yalnız beni sıkıntılı bir durumda bıraktı Ulusu Paşa az önce. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Well, he wants me to be in the Cabinet. | Şöyle. Eeee... Kabinede görev almamı istiyor. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Yes. | Evet, abi. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Ulusu is a very nice person, and he respects you a lot. | Ulusu Paşa nezaketli bir insan. Ayrıca sana karşı saygısı var. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
They are waiting for my answer. What ever you say. | Cevap bekliyorlar benden. Ne emredersen? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
No need for my permission Turgut. | İzine ne hacet, Turgut? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
No, no I am very serious about this. | Estağfurullah abi. Samimi düşüncem bu. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I am not the type... | Ben devletime... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...to hold a grudge against my government. | ...küsecek insan değilim Turgut. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You, all of you should serve the government, as is required. | Senden, bütün arkadaşlarımdan ne hizmet istenirse vermelisiniz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You work for the Government, not for me. Therefore accept. | Benim değil, devletin memurusunuz. Onun için kabul edin. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
It is out of question for the ones in my political circle. It's not ethical. | Birlikte siyaset yaptığım kişiler için bu söz konusu olmaz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Let me make it clear. | Ahlaki bulmam. Gayet açık söyleyeyim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I wouldn't judge anybody who accepts. | Kabul edeni kınamam. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
But I will consider it as a departure from our cause. | Ama davadan kopmuş sayarım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Yes, sir. | Tamam, abi. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Let's not over think the Feyzioglu situation. | Feyzioğlu meselesine fazla takılmamak lazım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
As a matter of fact, the assignment of Ulusu is even better. | Hatta bence Ulusu Paşa'nın görevlendirilmesi daha iyi oldu. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Please Richard. | Aman Richard. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Let's not have any delays with the IMF and the World Bank. | IMF ve Dünya Bankası işi gecikmesin. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Keep your guys on their toes. | Sıkıla sizinkileri. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Don't you worry. I spoke with Washington. | Merak etme sen. Washington'la konuştum. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
The credits will be released within two days. | Kredileri bir iki güne kadar serbest bırakacaklar. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
And a message was sent to Riyadh. The oil issue will be solved. | Hem Riyad'la da görüştüm. Bu Petrol meselesi hallolacak. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Oh great, no phones. I'll sleep like a baby. | Oh be, telefon melefon yok. Bugün öyle rahat uyurum ki. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
What do you mean? | Nasıl nerede? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
That means we are done. | Bu işimiz bitti demek. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Mine. Yes? | Mine. Evet? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I am going to meet Mr. Cuneyt. Yes sir. | Cüneyt beyle görüşmeye gidiyorum. Peki, efendim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I'll come back later. I'll take notes if anybody calls. | Sonra gelirim. Arayan olursa not alırım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
All the reports coming from the police and martial law offices... | Terör olaylarında düşüş var. Sıkıyönetim komutanlıklarından... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...indicate a decrease in the terrorist activities. | ...ve polisten gelen asayiş raporları bu istikamette. | Zincirbozan-1 | 2007 |