Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2292
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| If I give it to you, then you would just give it to your underlings. | Ben bunu sana versem sen de astlarına verirsin. | Aenggeurimam-1 | 2015 |  |
| Only I will see it. And I will give you my ID for LOL (League of Legends, an online game). My level is Diamond 1. | Tek ben bakacağım. Sana LOL'deki kimliğimi de veririm. Diamond 1 seviyesindeyim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| You can't do it, huh? | Yapamazsın, ha? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Then go. | Git o zaman. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| I will do it. | Yapacağım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Then try it now. | Dene o zaman. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| What are you doing here? | Ne yapıyorsunuz burada. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| A kid who's sick, why are you here... | Hasta çocuk, sen neden burada... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| What is it? Give it to me. | Bu ne? Ver bakayım bana. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Don't touch my body, Jo Bang Wool. | Vücuduma dokunma Jo Bang Wool. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Hey! Hwang Min Joo, if you react like that, it makes you even more suspicious. What are you hiding? Give it here. | Hwang Min Joo, böyle tepki verirsen daha da şüpheli duruma düşersin. Ne saklıyorsun? Ver hadi. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| It has nothing to do with you. | Seninle alakalı bir şey değil. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Do you have your weakness caught by them? | Zayıf noktanı mı yakaladılar? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| It won't help if the likes of you would know. | Senin gibilerin bilmesi işe yaramaz. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| 2015 The First Examination for 11th Grade English | 11. Sınıfların 2015 Yılı İlk Sınavı İngilizce | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Hey! Hong Sang Tae! Is this the study guide that you were talking about? | Hong Sang Tae! Bahsettiğin çalışma rehberi bu mu? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| You found out. | Öğrendin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| You all really won't do. | Bunu yapmayacaksınız. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Give it to me. | Ver bana. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Who are you for me to give it to you cause you said so? | Kimsin ki söyledin diye bunları sana vereceğim? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Hey! Wang Jeong Hee, you get that. If we get caught we're dead. | Wang Jeong Hee, bununla sen ilgilen. Yakalanırsak öldük. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Wang Jeong Hee. | Wang Jeong Hee. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| 2015 The First Examination Writing an essay ; About Genovese syndrome | 2015 Yılı İlk Sınavı Cenovalı Sendromu ile alakalı bir makale yazın. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Jo Bang Wool! During the exam period, students can't come in the teacher's office | Jo Bang Wool! Sınav süresince öğrenciler, öğretmenler odasına giremez... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The test has been leaked. | Sınav kağıdı sızdırılmış. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| 2015 The First... | 2015 Yılı İlk... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Who were there? | Kimler vardı? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| That... I can't tell you that. | Bunu... Bunu söyleyemem. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| I don't know from where it went wrong. | Nerede sorun oldu hiç bilmiyorum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| It feels as if I'm sitting inside a kaleidoscope. | Çiçek dürbününün içinde oturuyorum sanki. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| This mirror reflects that mirror, and that mirror reflects the other one again. | Buradaki ayna diğerine, o ayna da bir diğerine yansıtıp duruyor. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The same pattern just keeps on repeating. | Aynı şablon tekrarlıyor sürekli. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The parents, teachers, students... | Aileler, öğretmenler, öğrenciler... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Everyone is taking after each other while reflecting each other. | Birbirlerine yansıtırken peşi sıra geliyor her biri. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Honestly, what's in there | Aslında içinde olan şey... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| It was only just a small piece of colored paper. | ...bir parça renkli kağıttan başkası değil. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Well anyway, I don't know about those difficult words. | Böyle zor kelimelerden anlamam ben. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| At least I'm sure that there is a monster at school. | En azında emin olduğum bir şey varsa o da okulda bir canavar olduğu. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Monster? | Canavar mı? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Tomorrow is the test, but what do I do? | Baba ne dolaplar çeviriyorsun? Ne dedin? Dolap çevirmek mi? Sınav yarın, ne yapacağız? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| First of all, tomorrow, with the original copy of the test | Yarın ilk olarak orijinal sınav kağıdıyla... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| It's the midterm examination sheet for sure. I saw it. | Dönem ortası sınavının kağıdıydı kesinlikle. Gözlerimle gördüm. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| After the administration meeting, the test will be postponed. | İdari toplantıdan sonra sınav ertelenecek. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Even if you want to cover it up, Bang Wool, | O olmaz! Arkadaşım o! Arkadaş mı? Üstünü örtmek istesen de Bang Wool... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| all the kids who were involved will be revealed, | ...buna dahil olan bütün çocuklar ortaya çıkacak... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Ah Ran, come here. | Ah Ran gel buraya. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Your mother is telling you to come here. Why are you talking back? Quickly come here. | Annen gelmeni söylüyor. Neden laf çeviriyorsun? Gel hemen. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Go to sleep. You need to sleep. | Uyu hadi. Uyuman lazım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Is sleeping the problem? Tomorrow is the test. | Uyumak mı sorun yani? Yarın sınav var. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| This is high quality information, but | Birinci el bir bilgi... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| I'm telling this specially to you because you're my daughter. | ...ama kızım olduğundan bilhassa sana söylüyorum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| You won't be taking the exam tomorrow. You can get a good night's sleep. | Yarın sınava girmeyeceksin. Güzel bir gece uykusu çekebilirsin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| I'm not in the mood to joke around right now. | Şakalaşacak havamda değilim hiç. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The test paper was leaked. | Sınav kağıdı sızmış. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The test paper was leaked for real? | Cidden sınav kağıdı mı sızmış? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| That's not something that happens usually. | Genelde olan bir şey değildir aslında. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| That's why you just need to have a good sleep. | Bu yüzden güzel bir uyku çekmelisin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Tomorrow there won't be a test. | Yoksa o öğretmen sen misin? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Everyone knows that he gets first place because of his Father's support. | Babasının desteği sayesinde birinci olduğunu herkes biliyor. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| But mom why is your face like that? | Ama neden yüzün bu halde? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Did you fight with someone again? | Biriyle mi kavga ettin yine? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Anyway, you need to have a good sleep tonight. Quickly go to sleep. | Neyse, bu gece güzelce uyu. Hemen uyu hadi. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| No, no. This is the chance for me to become1. | Hayır, hayır. Birinci olma şansım bu benim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Sheesh, you're such an over achieving girl. | Ne aşırı başarılı bir kızsın sen. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| If you need anything, tell me. | Bir şeye ihtiyacın olursa söylersin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The most respected politician whom the citizens have chosen | Vatandaşların en saygı duyduğu siyasetçilerin başında gelen... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| To him who put forward the reformation of education as his key policy, the citizens are responding fervently. | Anahtar politikası olarak eğitimde reformu öne çıkarmasına vatandaşlar coşkuyla karşılık veriyor. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Ha, you're a mother of a student, but how could you not know the Minister of Education? | Öğrenci annesisin. Nasıl oluyor da Eğitim Bakanını tanımıyorsun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| That man is on a different level than the politicians who talk continuously. | Bu adam durmadan konuşan siyasetçilerden farklı seviyede. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| and he was never once involved in things like corruption or scandal. | ...ve hiçbir zaman rüşvet ya da skandallara karışmamış. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| A country where students can safely | Öğrencilerin güven içerisinde... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| means a brighter future. | ...daha aydınlık bir gelecek demek. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| So that many kids can go to school with piece of mind, | Böylece bir çok çocuk gönül rahatlığıyla okula gidebilir... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Okay, pass the paper back. | Tamam, kağıtları arkaya uzatın. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| What..? | Ne? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The test will be cancelled. | Sınav iptal edilecek. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Oh Ah Ran! Look forward and solve the problems. | Oh Ah Ran! Önüne bak ve soruları çöz. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Teacher, wasn't the test being postponed? | Hocam sınav ertelenmeyecek miydi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The students who don't study ask those kinds of questions! | Dersine çalışmayan öğrenciler böyle sorular sorarlar! | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Hey Jo Bang Wool! Where are you going during testing? | Jo Bang Wool! Sınav vakti nereye gidiyorsun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| If you leave now, then you're getting a zero on your test! | Gidersen sınavdan sıfır alırsın! | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Quickly solve the problems. | Hemen soruları çöz. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Look at this. | Şuna baksana. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| The original copy of the test and this copy has the same questions. How is this not the case of leaking? | Sınavın orijinal kopyasıyla bu kopyadaki sorular aynı. Nasıl yani sızmış sayılmıyor? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Anyway, in an incident where a test is leaked, even if there's a suspicious situation, postponing the exam is the rule. | Sınavın sızması gibi bir durumda, şüpheli bir durum varsa dahi kural sınavın ertelenmesidir. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| haven't you thought about the emotional wounds to the "innocent kids under suspicion"? | ..."zan altındaki masum çocukların" alacağı duygusal yaraları düşünmedin mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Why is there no crime commited? | Neden işlenmiş bir suç yokmuş? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Here is the evidence, and I am the witness. | İşte kanıtı, ben de şahidim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| If you investigate the kids who were at the scene, it will all be revealed. | Olay yerindeki çocukları soruşturursanız hepsi açığa çıkar. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| This doesn't count as evidence, | Bu kanıt olarak sayılmaz... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| and you do not have the right to be a witness. | ...ve senin şahit olmak gibi bir hakkın yok. Neden? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Because I don't do well in school do you ignore my words? | Okulda iyi iş çıkarmadığım için sözlerimi görmezden mi geliyorsun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Don't you know that during a testing period, you are not allowed to come into the teacher's office? | Sınav haftası boyunca öğretmenler odasına girmenizin yasak olduğunu bilmiyor musun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Jo Bang Wool, you're the biggest prime suspect right now! | Başkanım bir kerelik affedin. Aslında o benim eşim. ...şu anki en büyük şüpheli sensin Jo Bang Wool! | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| If the two of you, teacher and student, planned everything, | Ya öğretmen ve öğrenci olarak her şeyi siz planladıysanız... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Then call in all the kids who were at the scene. | O zaman olay yerindeki çocukları çağırın. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Wang Jeong Hee. | ...Wang Jeong Hee. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| It was a sample question from last year. | Geçen senenin soru örneğiydi. | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Even though I stood in that spot and explained, | Şurada durup açıklamama rağmen... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
| Jeong Hee, | Jeong Hee... | Aenggeurimam-1 | 2015 | |
