Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2426
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I don't work for an agency. | Bir ajans için filan çalışmıyoruım | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
What? | Ne? Kime çalışıyorsun peki? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Who do you work for? | Kime çalışıyorsun? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I'm a whore. | Ben bir fahişeyim. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
What did she just say? | Ne dedi şimdi bu? Dur bi. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
She knows. | O biliyor. Ona kucak dansı yapmıştım. O biliyor | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
He bought me for her. | Kocası beni onun için almıştı. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
He came and paid me. | Geldi ve bana para verdi. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Like I was a present. | Bir hediyeymişim gibi. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
We've gone out of our way to try and help you. | Sana yardım edebilmek için işimizden gücümüzden olduk. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
McKenna, you needed a place to stay. | Kalacak bir yere ihtiyacın vardı. McKenna kalacak yere ihtiyacın vardı | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You will never see your children ever again. | Bir daha çocuklarını göremeyeceksin. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Do you understand that? | Anladın mı? Bunu anlyıor musun? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Don't fucking say that to me? | Ağzından çıkanı kulağın duysun. Bunu bana sakın söyleme | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Stop. | Dur. Bekler misin biraz? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Can we please leave this room? | Bu odadan çıkabilir miyiz? Çok üzgünüm, Jeff. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I'm so sorry, Jeff. | Çok üzgünüm Jeff | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Fuck off, Jeff. | Siktir git, Jeff. Siktir Jeff | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You, I am done with. | Seninle işim yok artık. Kız sana birşey yapmadı. Seninle işim bitti! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Oh, I bet you are. | Kesin öyledir. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Do you have somewhere to go? | Gidecek yerin var mı? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, I have like a million places to go. | Evet gidecek tonla yerim var. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
OK. | Peki. Tamam | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Goodbye. | Güle güle. Güle güle | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
If we're late for Shabbat, uh, you could just put your | Seremoniye geç gelirsek gitarı kendi bölmene koy. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
guitar in your cubby, and then we'll take it home at the end | Sonra biz gelip onu alırız, tamam mı? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
of the day, OK? | bir alırız tamam | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
If you're upset about somebody else playing it, then | Gitarını başkası kullanır diye endişe ediyorsan | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I can just take it home and put it right away. | şimdi de götürebilirim. Tamam mı? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I don't want anyone else playing it. | Başkası kullansın istemiyorum. Tamam o zaman eve götüreyim. Başkasının oynamasını istemiyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Fine, then we'll just... | Tamam öyleyse | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You told me to go. | Bana gitmemi söylemiştin. Bırak ben giderim demiştim. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Are you OK? | İyi misin? İyi falan değilim lan. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I told you to stop for a second so I could cross. | Yürüyüş yapacağım, biraz bekle demiştim. Geçeyim diye bir saniye durmanı söyledim! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I misread your signal. | Yanlış anlamışım. Bugünlerde herşeyi unutuyorsun. Yanlış anlamışım | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I just... | Ben... şey dedin sandım... Ben sadece... | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I thought you had said I should... | Şey diyorsun sanmıştım... | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
What was she doing in our house? | O kızın evimizde ne işi vardı? O evimizde ne halt ediyordu? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I worked so hard to buy us a beautiful house, and you... | Bu güzel evi almak için neler çektim ben, ama sen... | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Did you want me to fuck her? | Onunla sevişmemi mi istiyordun? Dürüst ol. Onu becermemi mi istemiştin? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Is that your ide... | Bu... bu muydu aklındaki? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Was that your idea? | Aklına gelen bu muydu? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Then what? | Ne öyleyse? Sen mi sevişecektin? Öyleyse ne? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Did you want to fuck her? | Sen mi onu becermek istedin? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Are you a lesbian? | Lezbiyen misin? Doğru söyle. Kızmayacağım. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I am a mother. | Ben bir anneyim, bir eşim, ben... Ben bir anneyim | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I am a wife. | Bir eşim | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Open the door! | Yalan söylüyorsun! Kapıyı açın! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
What, you were curious? | Merak mı ettin? Babacım! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
What, you... | Sen bir yalancısın! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You thought you would learn something from a damaged | Bozulmuş bir seks makinasından | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
fucking sex... | birşeyler öğrenirim mi sandın? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Tell me what you learned. | Ne öğrendin söyle bana. Söyle! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Tell me what you learned! | Ne öğrendiğini söyle bana! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I was just trying to help her. | Ona yardım etmeye çalıştım. Ne yapacağını bilmiyordu. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You were trying to help her? | Kıza yardım mı etmeye çalışıyordun? Yardıma muhtaç olan sensin. O değil. Ona yardım mı etmeye çalışıyordun? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Well, so help me! | Yardım et o zaman! Bu benim işim değil! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
It's not my job to fucking help you. | Sana yardım etmek benim işim değil lan. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Take it easy. | Sakin ol. Sakin ol | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Just take it easy. | Sadece sakin ol | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Listen, Rachel. | Dinle beni. Annen ve baban biraz konuşuyor, Logan. Bekle. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You need something. | Sana birşey lazım ve bunun ne olduğunu bulman gerekiyor. Bir şeye ihtiyacın var | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You need to figure out what it is. | Ne olduğunu çözmen lazım | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You said you didn't want another kid? | Bir çocuk daha istemem dememiş miydin? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I was so bored that I thought I was dying. | Sıkıntıdan ölecektim. Herkes mutlu olamıyor! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Not everyone gets to be happy! | Herkes mutlu olamaz! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Well, then quit! | İsifa et o zaman! Ben mi dedim Happy Farm' ı sat diye. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I never told you to stay. | İşinde kal da demedim. İstifa etmeyeceğim! Sana kalmanı hiç söylemedim | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Because I am now in a situation where people are | Bana güvenen insanlar var ve bu benim için önemli. İnsanların bana bağlı olduğu bir durumdayım | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I want out. | Terketmek. Çıkmak istiyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Not out of this marriage, Jeff. | Seni değil Jeff. Bu evlilikten değil Jeff | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I want out of this head! | Bu kafayı terketmeyi, bu hayattan kurtulmayı istiyorum! | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I want out of this life. | Bu hayattan çıkmak istiyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I get it. | Anladım. Sorun değil. Anlıyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Your wish is granted. | Dileğin gerçekleşecek. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I am leaving. | Ben gidiyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Come here. | Gel buraya. Yapma böyle. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
So, I'm glad I saw you, I really wanted to reach out, | Seni gördüğüme sevindim, ulaşmaya çalıştım | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
but I also just wanted to give you your space. | ama aynı zamanda biraz rahat kalmanı istedim. ama biraz yer açmak ta istedim | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Also, tell you I'm so sorry. | Ayrıca, senden özür dilemeyi. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You know what, Rachel, I haven't really been living in | Biliyor musun Rachel, bu civarda yaşayalı belki çok olmadı ama | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I think that's why I thought that I could help her. | Sanırım ben de bu yüzden ona yardım ederim diye düşündüm. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
OK, Rach, but you had to know better. | Elbette ama daha iyi düşünmen gerekirdi. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
your family. | ailen için | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I'm giving it to Amanda's family because, you know, it's | Yerinizi Amanda' nın ailesine vereceğim. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
gonna be awkward for the boy's this time at the lake without | Babaları yokken çocuklarım için biraz tuhaf olacak. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
them, and I can't really do that if you're there, so. | sen ordayken bunu yapamam. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I know I got really drunk the other night and I know I said | Geçen gece gerçekten sarhoş olmuştum Geçen gece kötü sarhoş oldum ve | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I didn't mean to call you... | Sana şey demek istememiştim... Amanda kaşarı. Sana şey demek istememiştim | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I'm actually not kosher. | Kaşar değilim aslında. Ben öyle sanmışım demek. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Sam keeps kosher, but I love to cook. | Sam kaşarı saklar ama ben yemek yapmayı seviyorum ve | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
And there are so many things to cook that are not kosher. | içinde kaşar olmadan pişirilen bir sürü yemek var. ve kosher olmayan pişilecek bir dolu şey var | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
But I do light the candles on Friday nights. | Ama cuma geceleri mumları yakıyorum. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I don't know why that gives me such a bad rap around here. | Neden bunun yüzünden buralarda kötü tanınıyorum bilmiyorum. Bunun neden bana buralarda bu kadar kötü bir itibar verdiğini anlayamadım | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Anyway. | Herneyse. Herneyse | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
So, I'll see you. | Sonra görüşürüz. Çok üzgünüm. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
You've reached Jeff. | Jeff' i aradınız. Mesajınızı bırakın. | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
I miss you so much. | Seni çok özledim. Seni çok özledim | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Please come home. | Lütfen eve dön. Lütfen eve gel | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |
Did that feel better? | Daha mı iyi oldu? Daha iyi hissettirdi mi? | Afternoon Delight-1 | 2013 | ![]() |