Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2575
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| you run into her, do yourself a favor... | ...ona rastladığında kendine bir iyilik yap... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Start shooting... to kill. | ...ve öldürmek için ateş etmeye başla. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I can handle myself. Sousa... | Kendi başımın çaresine bakabilirim. Sousa. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I don't doubt that, | Bakacağını biliyorum ama Rusya'da bizi mahveden o küçük çocuğu görünce... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'd hate to tangle with one that's all grown up. | ...büyümüş olanla savaşmak zorunda kalmayı hiç istemem açıkçası. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You two, with me, now. What's happened? | Siz ikiniz. Derhal benimle geliyorsunuz. Ne oldu? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We can't talk here. There's ears everywhere. | Burada konuşamam. Her yerde dinliyorlar. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Have we been compromised? | Bizi bulmuşlar mı? Sokağın karşısında bir şey mi keşfetmişler? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Stop talking. | Konuşmayı kes. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Chief Dooley! Chief Dooley! | Amir Dooley! Amir Dooley! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Listen up, gentlemen. | Dinleyin beyler. Bu laboratuvarda bir güvenlik ihlali oluştu. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Some of you probably know that Agent Carter | Muhtemelen aranızdan bazıları Ajan Carter'ın... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| has betrayed this Agency and, in the process, | ...bu büroya ihanet ettiğini biliyordur ve o arada da... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| she managed to walk out of the building with this. | ...binadan bununla çıkmayı başardı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| God knows what could have happened | Yakalamayı başaramasak kim bilir ne olacaktı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Best case, we have negligence | En iyi ihtimalle hassas materyallerle uğraşırken bazı şeyleri ihmal ediyoruz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Worst case, espionage and treason. | En kötü ihtimalle casusluk ve ihanet. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| This lab is shut down until the inquiry is complete. | Bu laboratuvar soruşturma bitene dek kapalı kalacak. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Everyone is to report to holding room "B"... | Herkes bekleme odası B'ye... Amir Dooley, burada herkes için kefil olabilirim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Save it for the interrogation room. Move out now. | Soruşturma odasına sakla. Hadi hemen. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| That was impressive. | Bu oldukça etkileyiciydi. Oldukça hakim bir mevcudiyetiniz var. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Now I want one of Stark's inventions... | Stark'ın icatlarından birini istiyorum... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Item 17. | ...17. eşya. Lütfen odaklanın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Where would it be? | Nerede olabilirdi acaba? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| No. This is something I have heard whispers of. | Hayır. Bu daha önce hakkında konuşulduğunu duyduğum bir eşya. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| No, you must not touch it. | Hayır. Ellemeyin. Göründüğünden çok daha hassastır aslında. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I am looking for a crate. | Bir sandık arıyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Item 17... here it is. | 17. eşya. İşte burada. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| This is what I want. | Aradığım buydu. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Freeze! | Kıpırdama. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It's her! She's... | Bu o! Kendisi... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| She's coming down the stairs, and she's coming fast! | Merdivenlerden iniyor ve oldukça da hızlı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Thank you so much, Chief Dooley. You have been tremendous help. | Teşekkür ederim Amir Dooley. İnanılmaz yardımcı oldunuz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Now, my package. | Şimdi. Elinizdekini alayım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I feel like I should keep this. | Sanki bu bende kalmalıymış gibi hissediyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Just focus. | Yalnızca odaklanın. Fazla yolumuz kalmadı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Take this. | Şunu alın. Ne yapacağınızı biliyorsunuz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Your family is waiting. | Aileniz bekliyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You want what you deserve, don't you? | Arzuladığınız şeyi istiyorsunuz, değil mi? Elbette. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Then you must focus. | O halde odaklanmalısınız. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Because our work here is not yet done. | Çünkü buradaki işimiz daha bitmedi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Agent down! We have an agent down! | Ajan yaralandı. Yaralı bir ajanımız var. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We've been compromised. I know. | Bizi buldular. Biliyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It's irrelevant. | Durumumuzla alakasız. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Shall we proceed to the next phase? | Bir sonraki aşamaya geçelim mi? Daha değil. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It has been in storage for quite some time. | Uzun zamandır depodaydı. Test etmemiz gerek. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| But they know about us now. | Ama bizi biliyorlar artık. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| They will soon be far too busy to concentrate on us. | Yakında bize odaklanamayacak kadar meşgul olacaklar. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Please help! | Lütfen yardım edin. Burada rehin alındık. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| No one's coming. | Kimsenin geldiği yok. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I know you may be universally despised in this establishment, | Bu yerde inanılmaz tanınıyor olabilirsin... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| but they barely know me. | ...ama beni henüz tanımıyorlar. Lütfen yardım edin! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Mr. Jarvis, how would you feel | Bay Jarvis, bu masayla şuradaki camı kırmaya ne dersin? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I would feel splendid about it. | Kendimi harika hissederdim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| All right. We pick it up, and then on the count of three... | Tamam. O halde masayı alır ve üç sayınca cama vururuz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Battering ram. | Şahmerdan gibi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What if there are people behind this mirror that we're breaking? | Ya kırdığımız camın öteki tarafında birileri varsa? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Then they may get hurt. There will be a spray of glass. | Yaralanabilirler. Cam patlayacak zira. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| 1... 2... 1... 2... | 1...2... 1... 2... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What if these hypothetical people behind the mirror | Ya camın öteki tarafındaki farazi insanların silahları varsa? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Then we may get hurt. There will be a spray of bullets. | O zaman biz yaralanabiliriz. Mermi patlaması olur zira. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| 3! 3! | 3! 3! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| No people. Everybody wins. | Öteki tarafta insan yok. Herkes kazandı. Az önce aklıma bir şey geldi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We're still attached to a table. | Hâlâ masaya bağlıyız. Hâlâ masaya bağlıyız. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What the hell is going on in here? | Burada neler oluyor böyle? Amir Dooley nerede? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Your mother know you're using tools at her table? | Araç gereçlerini masada kullandığını annen biliyor mu bakalım? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I put newspaper down. | Altına gazete koydum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| If you scratch the finish, | Sonuna kadar dayanabilirsen senin için birkaç Hail Marys söylerim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| All hell's breaking loose. | Bizimki ortalığı dağıtıyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What are you doing here so early? | Neden bu kadar erken geldin? Beşte geleceğini söylemiştin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What are you up to, Roger? | Aklında ne var Roger? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Nothing. | Bir şey olmadı. Sadece seni görmek istedim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| So you just left? | Öylece gittin mi yani? Ne oldu? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I screwed up, Loretta. | Yüzüme gözüme bulaştırdım Loretta. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We had a guy in custody, and I let him go. | Birini yakalamıştık ama bırakmak zorunda kaldık. Binadan çıktı gitti. Öylece izledim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| W what are you gonna do? | Ne yapacaksın peki? Bilmiyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I feel like I should be angry, scared... | Sanki sinirlenmeli yada korkmalıymışım gibi hissediyorum... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Something, but I don't care. | Ya da herhangi bir şey. Ama umurumda değil. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I just want to come home. | Yalnızca eve dönmek istedim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Can I come home? | Eve gelebilir miyim? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Chief dooley! | Şey Dooley! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Chief! | Amir! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Very calmly now, everybody stand clear, please. | Herkes sakin olsun. Herkes önünü açsın lütfen. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Miss Carter, stand clear. | Bayan Carter önünü aç lütfen. Bay Thompson, geri çekilin lütfen. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| He's gone, isn't he? | Gitti değil mi? Ne o? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| That is the prototype for a new system of armor. | Yeni zırh sistemi için bir örnek. Üzerinden nasıl çıkaracağız? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'm afraid it's not that simple. Please don't touch. | Maalesef o kadar basit değil. Lütfen dokunmayın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It was intended to double as a heat source, | İcadın amacı Avrupa ön safhalarda vücuttaki ısı ölçümünü iki katına çıkarmasıydı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Locking the armor ignites a self sustaining battery. | Zırhı kilitlemek kendi kendini geçindiren bir pili düzene sokar. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| But there's always a catch to this stuff, isn't there? | Bu tarz şeylerde her zaman bir "ama" vardır ama değil mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'm afraid the energy source | Maalesef enerji kaynağı deneysel, güçlü ve inanılmaz defolu. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It invariably overheats with rather violent results. | Her zaman şiddetli sonuçlar doğurarak ısınır. Ne kadar şiddetli? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Explosive. | Patlanabilir bir şekilde. Bilim adamlarını çağırın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| How you feeling, chief? | Nasıl hissediyorsun Amir? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Burning up. | Yanıyorum. Aklıma girdi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| He made me steal something from the lab. | Laboratuvardan bir şey çalmamı sağladı. Seninle konuşmasına izin vermemelisin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| If he starts talking to you, he got you. | Konuşmaya başlarsa bittin. Kilitler... ...kilitlendiler. Daha önce dediğim gibi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It's what activates the system. | Sistemi aktif eden de bu. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Tampering with them trips a circuit to the battery | Onlarla sıkışınca pille olan devreyi aktif hale getirip reaksiyonu hızlandırıyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What is this thing made out of? | Bu neyden yapıldı? Bay Stark'ın bir icadının alaşımından. | Agent Carter-1 | 2015 |