Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2865
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| How does it feel, | Dışarıda öleceğini bilmek nasıl bir his? | Air-1 | 2015 | |
| I made it, Abby. Everything's gonna be okay. | Başardım, Abby. Her şey yoluna girecek. | Air-1 | 2015 | |
| Everything's gonna be okay. | Her şey yoluna girecek. | Air-1 | 2015 | |
| Did I get you? | Yakaladım mı seni? | Air-1 | 2015 | |
| Vincent Bauer, you don't have to do this. | Vincent Bauer, bunu yapmana gerek yok. | Air-1 | 2015 | |
| We might be the only ones left alive. | Tek hayatta kalanlar biz olabiliriz. Öyle mi? | Air-1 | 2015 | |
| Is that what you were thinking when I was laying there dying? | Ben orada ölürken de bunu mu düşünüyordun? | Air-1 | 2015 | |
| When you were looking at your little photo? | Küçük fotoğrafına baktığında? | Air-1 | 2015 | |
| I'm sorry, I made a mistake. | Özür dilerim, bir hata yaptım. | Air-1 | 2015 | |
| Yeah, we both did. | Evet, ikimiz de yaptık. | Air-1 | 2015 | |
| All right, enough of this cat and mouse crap. | Pekâlâ, bu kadar kedi fare oyunu yeter. | Air-1 | 2015 | |
| You know I can't let this go, right? | Bunu boş veremeyeceğimi biliyorsun, değil mi? | Air-1 | 2015 | |
| Go lay back down in my tank, | Tankıma gidip yatayım... | Air-1 | 2015 | |
| see if my best friend's gonna kill me in my sleep? | ...en iyi arkadaşım beni uykumda öldürecek mi diye meraklanayım mı? | Air-1 | 2015 | |
| Cartwright! Don't make me hunt you like a goddamn animal! | Cartwright! Kendini bana bir hayvan gibi avlattırma! | Air-1 | 2015 | |
| If you don't do this, he'll kill you. | Bunu yapmazsan seni öldürecek. | Air-1 | 2015 | |
| It'll be quick. It'll be painless. | Çabuk olacak. Acısız olacak. | Air-1 | 2015 | |
| You have to do this for us. | Bunu bizim için yapmalısın. | Air-1 | 2015 | |
| You know how much this hurts me? Huh? | Bunun canını ne kadar acıttığını biliyor musun? | Air-1 | 2015 | |
| We're supposed to be family! | Aile olmalıydık! Aile! Evet, bana ihtiyacı var! | Air-1 | 2015 | |
| Look, look! Goddamn it! | Bak, bak! Lanet olsun! | Air-1 | 2015 | |
| She does. I promised her. | Bana ihtiyacı var. Ona söz verdim. | Air-1 | 2015 | |
| Look, look, listen, I can explain everything. | Bak, bak, dinle. Her şeyi açıklayabilirim. Dinle, lütfen anla. | Air-1 | 2015 | |
| Please, she needs me. I promised! | Lütfen, bana ihtiyacı var. Söz verdim! | Air-1 | 2015 | |
| Abby, honey, I promise I'll never leave you. | Abby, tatlım, seni bırakmayacağıma yemin ettim. | Air-1 | 2015 | |
| I promised I'd never leave you. Who are you talking to? | Seni bırakmayacağıma yemin ettim. Kiminle konuşuyorsun? | Air-1 | 2015 | |
| I'll never leave you, Abby. Who are you talking to? | Seni asla bırakmayacağım, Abby. Kiminle konuşuyorsun? | Air-1 | 2015 | |
| I'm sorry, Abby! There's nobody here! | Özür dilerim, Abby! Burada kimse yok! | Air-1 | 2015 | |
| I'll never leave you, I'm sorry! Nobody here! | Seni asla bırakmayacağım, üzgünüm! Burada kimse yok! | Air-1 | 2015 | |
| I know you're in here, buddy. | Burada olduğunu biliyorum, dostum. | Air-1 | 2015 | |
| You think I'm stupid? | Aptal mı sanıyorsun beni? | Air-1 | 2015 | |
| Think I wouldn't figure it out? | Öğrenemeyeceğimi mi sanıyorsun? | Air-1 | 2015 | |
| At least now I know why this stupid job | En azından bu aptal iş, senin için neden bu kadar önemli biliyorum. | Air-1 | 2015 | |
| She was here all along, huh? | O hep buradaydı, değil mi? | Air-1 | 2015 | |
| Your lovely wife? | Sevgili karın. | Air-1 | 2015 | |
| You didn't want to decide who lives and who dies? | Kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vermek istemedin. | Air-1 | 2015 | |
| Well, that's what it's come to. | İş o noktaya geldi ama. | Air-1 | 2015 | |
| Cartwright. | Cartwright. | Air-1 | 2015 | |
| Come out here right now, we'll end this. | Buraya gel ve bunu bitirelim. | Air-1 | 2015 | |
| I'll kill her. | Onu öldürürüm. | Air-1 | 2015 | |
| You don't think I'll do it? | Öldürmez miyim sanıyorsun? | Air-1 | 2015 | |
| I'll punch a hole right between her eyes. | Alnının çatına bir delik açarım. | Air-1 | 2015 | |
| You should see the look on your face right now. | Şu anda yüzündeki bakışı görmelisin. | Air-1 | 2015 | |
| My ticket to paradise, huh? | Cennet biletim demek. | Air-1 | 2015 | |
| Come on, man. No, no, no. | Hadi ama, dostum. Hayır, hayır. | Air-1 | 2015 | |
| Take care of your girl. | Kızına iyi bak. | Air-1 | 2015 | |
| Go on, man. The clock's ticking. | Devam et, dostum. Zaman işliyor. | Air-1 | 2015 | |
| I'm alive, Abby. | Hayattayım, Abby. | Air-1 | 2015 | |
| But it's just me now. | Ama artık sadece ben varım. | Air-1 | 2015 | |
| Keeping this place functional. | Burayı iş görür halde tutuyorum. | Air-1 | 2015 | |
| Talking to myself. | Kendimle konuşuyorum. | Air-1 | 2015 | |
| Sleeping in the bed of the man I killed. | Öldürdüğüm adamın yatağında yatıyorum. | Air-1 | 2015 | |
| Just me now. | Artık sadece ben varım. | Air-1 | 2015 | |
| And time. | Ve zaman. | Air-1 | 2015 | |
| Yes? Pool maintenance. | Evet? Havuz bakımı. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Where is the usual guy? At home, puking. Bad goulash. | Her zamanki adam nerede? Evde, kusuyor. Kötü gulaş. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Come back tomorrow. We're booked up all week man. | Yarın gel. Bütün hafta doluyuz, bayım. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Then come back next week. Alright. | O halde önümüzdeki hafta gel. Pekâlâ. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| They've spotted us. What do we do? | Bizi gördüler. Ne yapacağız? | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Good to go, back there? Yes, yes, yes. | Arkadakiler, gitmeye hazır mısınız? Evet, evet, evet. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| All units, we're go go go! | Tüm birimler, gidiyoruz! 1 | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| He's on the move! Hugo, follow me with the pick up. | Kaçıyor! Hugo, beni kamyonetle takip et. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Guys, we got company on the left. 1 | Beyler, solumuzda misafir var. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Shit! They're everywere. | Lanet olsun! Her yerdeler. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Hugo, ETA? We're outnumbered. | Hugo, tahmini varış? Sayıca fazlalar. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| ETA 20 seconds. | Tahmini varış 20 saniye. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| They are using decoy. Keep your eyes on the target. | Hedef şaşırtmaca yapıyorlar. Gözlerinizi ana hedeften ayırmayın. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Throwing pipe bombs. Take evasive action. | Boru bombası atıyorlar. Korunun. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Oh shit! | Oh, lanet olsun! | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Where is that lead to? It is an exit to the East. Eastern main highway. | Bu nereye gidiyor? Doğuya doğru. Doğu otoyoluna. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Back up, back up! | Geri, geri | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Drives East. Block them off. | Doğuya gidiyor. Engelleyin. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| The next one is for you, General. | İkincisi senin için, General. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| You guys might wanna look behind you. | Belki arkanıza bakmak isteyebilirsiniz. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Again with the bait in switch routine? How many times you think that was gonna work? | Yine yem değiştirme alışkanlığı mı? Bunun kaç kez işe yarayacağını sandın? | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Captain Markey, NATO's poodle! Always you have to get to my heels. You're not gonna kill me. You have to take me back alive. | Yüzbaşı Markey, NATO'nun fino köpeği. İllâ bileğimi ısıracaksın. Beni öldürmeyeceksin. Canlı götürmen gerek. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| They don't say you'll be able to walk. Pick a knee cap! | Yürüyebilirsin demiyorlar. Bir dizkapağı seç! | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Put your guns down. | Silahlarınızı indirin. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Put your hands behind your back. | Ellerini arkana koy. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Arkady Dragutin, I'm arresting you... Oo, yes yes yes. | Arkady Dragutin, Uluslararası mahkeme adına... Oo, evet evet evet. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Kill me now while you have the chance, so wish you had. Do you think I fear death? | Fırsatın varken beni öldür, yoksa pişman olursun. Ölümden korkuyor muyum sanıyorsun? | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| This is an outrage. | Bu bir rezalet. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| I am a soldier who did it duty to the Serbian nation. | Ben, Sırbistan ulusuna hizmet vermiş olan bir askerim. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| You will not be eligible for parole. NATO are the criminals. | Şartlı tahliyeye uygun nitelikte değilsiniz. Suçlu olan NATO'dur. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| They are the ones who bombed Belgrade! | Belgrad'ı bombardıman edenler onlar! | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| You are a puppy to NATO and the US, and the Catholic Church! | Sizler, NATO'nun, ve ABD'nin, ve de Katolik Kilisesinin köpeklerisiniz. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| The prisoner will be silenced! I will rip the heart of the Europe! The way NATO ripped the heart of Serbia. | Mahkum susturulsun! Avrupanın kalbini sökeceğim! Aynen NATO'nun Sırbistanın kalbini söktüğü gibi! | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| I, Dragutin, I pass the sentence on you! | Ben, Dragutin, bu cezayı size veriyorum! | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| That's the uniform that actually suits you. | Sana asıl uyan üniforma, bu! | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| You will be here because you need company? | Arkadaşa ihtiyacın olduğu için mi buradasın? | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| No, you're here to quote. Okay, too, for you have time. | Yo, vakit geçirmek için geldin, vaktin de var! | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| 55 years is plenty of time. | 55 yıl yeterince uzun. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| I am guilty of one thing, loving the people. | Tek bir şeyden suçluyum, halkımı sevmekten. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Right, and the thousands you've murdered. Many were sacrificed on both sides. | Doğru, ve öldürdüğün binlercesinden. Her iki taraftan da birçok kurban verildi. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| I just fight harder. Yeah. That's all bullshit. | Sadece daha sert savaşırım. Evet. Zırvala bakalım. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| You think you're a hero, you think you're a martyr? You're not. | Kendini bir kahraman, bir mağdur mu sanıyorsun? Değilsin. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| You know what you are? Tell me. | Sen nesin, biliyor musun? Söyle bana. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| You're a common thug. | Basit bir haydutsun. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| You enjoy your four walls. | Dört duvarının tadını çıkar. | Air Force One is Down-1 | 2013 | |
| Oh, well, your man Petrovic will be joining you shortly. | Oh, adamın Petrovic de yakında sana katılacak. | Air Force One is Down-1 | 2013 |