Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2863
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I don't even know what that means. | Bu ne demek bilmiyorum bile. | Air-1 | 2015 | ![]() |
We can't just open one of the tanks and put me inside. | Bu tankların öylesine birini açıp beni içine koyamayız. Neden koyamayız? | Air-1 | 2015 | ![]() |
What about the person who's already in the tank? | Zaten tankta olan adama ne olacak? Onu çıkardığımızda ne olacak? | Air-1 | 2015 | ![]() |
Well, I guess we kill him. What? | Öldüreceğiz sanırım. Ne? | Air-1 | 2015 | ![]() |
The only reason why we're here is to keep these people alive. | Burada olmamızın tek sebebi, insanları hayatta tutmak. | Air-1 | 2015 | ![]() |
They're the last remnants of human civilization. | Onlar insan uygarlığının son kalıntıları. Amına koyayım onların. | Air-1 | 2015 | ![]() |
We can't just decide who lives and who dies! | Kimin ölüm kimin yaşayacağına biz karar veremeyiz! | Air-1 | 2015 | ![]() |
You know what we can do? Take care of ourselves. | Ama ne yapabiliriz biliyor musun? Başımızın çaresine bakabiliriz. | Air-1 | 2015 | ![]() |
No, you know what? Take care of each other. | Aslında, birbirimizin başının çaresine bakabiliriz. | Air-1 | 2015 | ![]() |
That's what families do. | Aileler böyle yapar. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Now, you need to pick one right now. | Şimdi bir tane seçmen lazım. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Morphine, good idea. Ticket to paradise. | Morfin, iyi fikir. Cennet bileti. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Give him a heavy dose while he's still inside. | Hala içindeyken yüksek doz ver. | Air-1 | 2015 | ![]() |
What choice do I have? | Başka ne şansım var? | Air-1 | 2015 | ![]() |
There's another way. We don't have time. | Başka bir yolu var. Zamanımız yok. | Air-1 | 2015 | ![]() |
It's as simple as ABC. | ABC kadar basit. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Hey, what's the matter with you? | Derdin ne senin? | Air-1 | 2015 | ![]() |
I can't do this. Yes, you can. | Yapamam bunu. Hayır, yapabilirsin. | Air-1 | 2015 | ![]() |
No, I'm not doing this. | Hayır. Yapmıyorum. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Fine. Give me the needle, I'll do it myself. | Tamam, iğneyi ver bana. Ben yaparım. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Listen, listen, listen, there's another way. | Dinle, dinle, dinle. Başka bir yolu var. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Look, I know this breaks your soft little heart... | Bak, bu senin yumuşak ufak kalbini kırıyor, biliyorum ama bazen oyunda kalmak... | Air-1 | 2015 | ![]() |
to stay in the game. | ...için bir piyonunu feda etmelisin. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Don't let him. I said, I'm not doing this. | İzin verme. Yapmıyorum dedim. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Don't you wanna live? It's murder. | Yaşamak istemiyor musun? Cinayet bu. | Air-1 | 2015 | ![]() |
We're techs, Bauer, not murderers! | Biz teknisyeniz, Bauer, katil değiliz. Hadi ama. | Air-1 | 2015 | ![]() |
What happens if they find out through the next facilities? | Ya diğer tesisler yoluyla öğrenirlerse? Etrafına bir bak, dostum. Tek biz varız. | Air-1 | 2015 | ![]() |
It's not murder, it's survival. | Cinayet değil bu, hayatta kalma. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Listen, we have an obligation to keep these people alive. | Dinle, buradaki insanları hayatta tutma görevimiz var. | Air-1 | 2015 | ![]() |
You're a piece of work, man, you know that? | Sen tam görev adamısın, biliyor musun bunu? | Air-1 | 2015 | ![]() |
Did you feel that? | Hissettin mi bunu? | Air-1 | 2015 | ![]() |
That's what it's going to feel like | Buradaki hava tükendiğinde de böyle hissedeceksin. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Your lungs starving for oxygen and there isn't any. | Ciğerlerin oksijen arıyor ama hiç yok. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Look, someone's gonna die, I'm sorry. | Bak, birileri ölecek. Üzgünüm. | Air-1 | 2015 | ![]() |
But you are not leaving me here alone. | Ama beni burada yalnız bırakmayacaksın. Lütfen, yapma. | Air-1 | 2015 | ![]() |
You'll thank me later. | Sonra teşekkür edersin. | Air-1 | 2015 | ![]() |
That's enough. What are you gonna do with that? | Bu kadar yeter. Ne yapacaksın onunla? | Air-1 | 2015 | ![]() |
You gonna stab me with it? Go ahead, cut my throat. | Kesecek misin beni? Hadi, kes boğazımı. Tüm sorunlarını çöz. Dinle. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Try to save a guy's life and he kicks you right in the nuts. | Adamın hayatını kurtarmaya çalış sonra adam taşaklarını tekmelesin. | Air-1 | 2015 | ![]() |
You don't understand. Listen. No, you don't understand. | Anlamıyorsun. Dinle. Hayır, sen anlamıyorsun. | Air-1 | 2015 | ![]() |
These people, they got their ticket to the future | Bu adamlar, geleceğe olan biletlerini senin benim gibilere basarak aldı! | Air-1 | 2015 | ![]() |
You wanna trade your life for one of theirs? | Onlardan biri için hayatını vermek mi istiyorsun? | Air-1 | 2015 | ![]() |
I told you, I have an idea. | Sana söyledim ya, bir fikrim var. Şimdi, benimle misin değil misin? | Air-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. Yeah, I'm with you. | Evet, evet, seninleyim. | Air-1 | 2015 | ![]() |
What are friends for, right? | Arkadaşlar ne içindir, değil mi? | Air-1 | 2015 | ![]() |
Man, I don't know. | Dostum, bilmiyorum. | Air-1 | 2015 | ![]() |
But the codes match. | Ama kodlar eşleşiyor. | Air-1 | 2015 | ![]() |
ABC 108 here. | ABC 108 burada. | Air-1 | 2015 | ![]() |
And ABC 108. | Ve ABC 108. | Air-1 | 2015 | ![]() |
I'm telling you, there's another facility, | Sana diyorum bak, hemen yanımızda bir tesis daha var. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Maybe. Come on. | Olabilir. Hadi ama. | Air-1 | 2015 | ![]() |
It's too dangerous, man. | Çok tehlikeli, dostum. Dışarıda ne var bilmiyoruz bile. | Air-1 | 2015 | ![]() |
They checked in. Look at the monitor. | Kayır girmişler, ekrana bak! | Air-1 | 2015 | ![]() |
There are people in that facility with spare parts. | O tesiste yedek parçaları olan insanlar var. | Air-1 | 2015 | ![]() |
You're gonna have to break the red seal. | Kırmızı mührü kırman gerekecek. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Okay. It's a risk. It's a huge risk. | Tamam. Bu bir risk. Büyük bir risk. | Air-1 | 2015 | ![]() |
This facility's a fragile bubble. | Bu tesis kırılgan bir balon. | Air-1 | 2015 | ![]() |
One wrong thing and this whole place | Ters giden bir şey olursa burası kirli havayla dolar. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Then instead of just killing one of them, we all die. | Sonra da onlardan birini öldürmek yerine, ikimiz de ölürüz. | Air-1 | 2015 | ![]() |
We'll just have to make sure nothing happens. | Hiçbir şey olmayacağından emin olmalıyız sadece. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Can you hear me? | Duyabiliyor musun beni? | Air-1 | 2015 | ![]() |
Bauer... | Bauer... | Air-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, yeah, yeah. Hugs and kisses. | Tamam, tamam. Sarılmalar öpüşmeler falan. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Good luck, all that. | İyi şanslar. | Air-1 | 2015 | ![]() |
What? What is it? | Ne? Ne oldu? | Air-1 | 2015 | ![]() |
A dead body. A soldier. | Bir asker cesedi. Bizden mi onlardan mı? | Air-1 | 2015 | ![]() |
I can't tell. | Ayırt edemiyorum. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Lucky he didn't shoot out the airlock door. | Hava valfi kapısında çatışmamış iyi ki. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Better luck in the next life. | Sonraki hayatta iyi şanslar. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Come on, buddy, you're wasting air. | Hadi dostum, havanı boşa harcıyorsun. | Air-1 | 2015 | ![]() |
I'm waiting on the air filters. | Hava filtrelerinin üstünde bekliyorum. Pekâlâ. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Find anything good out there? | İyi bir şey buldun mu orada? | Air-1 | 2015 | ![]() |
Just dust. Blue dust. It's everywhere. | Toz sadece. Mavi toz. Her yerde. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, that's the airborne contaminant. | Evet, uçucu madde kirlenmesi o. | Air-1 | 2015 | ![]() |
You got 31 minutes left, buddy. | 31 dakikan kaldı, dostum. | Air-1 | 2015 | ![]() |
If you're not back soon, I'll see you in six months. | Yakında dönmezsen, 6 ay sonra görüşürüz. | Air-1 | 2015 | ![]() |
...Trying to move people as quickly as possible, | ...insanları mümkün olduğunca çabuk taşımaya çalışıyor... | Air-1 | 2015 | ![]() |
but there are rumors that these public shelters are not safe | ...ama halk sığınaklarının, bu kimyasal silahlara karşı güvenli olmadığına... | Air-1 | 2015 | ![]() |
against these chemical weapons. | ...dair dedikodular var. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Oh, hey. I got you. | Yakaladım seni. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, I see you on one of the monitors. | Evet, seni ekranların birinde görüyorum. | Air-1 | 2015 | ![]() |
You're right, those old cameras still work. | Haklısın, o eski kameralar hala çalışıyor. Başparmağını kaldır bakayım. | Air-1 | 2015 | ![]() |
All right, cool, keep moving. | Pekâlâ, güzel, yürümeye devam et. | Air-1 | 2015 | ![]() |
All right, I'm just trying to figure out | Tamam, ben de hangi cehenneme gittiğini çözmeye çalışayım. | Air-1 | 2015 | ![]() |
I think I've found it. | Buldum sanırım. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Oh, you were right. | Haklıymışsın. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Come on, you big sissy. Give it a push. | Hadi be koca karı. İt biraz. | Air-1 | 2015 | ![]() |
I'm in. | İçerideyim. | Air-1 | 2015 | ![]() |
All right, say hi to the ABC people for me. | ABC insanlarına selamımı söyle. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Bauer? Yeah. | Bauer? Efendim? | Air-1 | 2015 | ![]() |
I think we got a problem. | Sanırım bir sorunumuz var. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Did the green light come on? | Yeşil ışık geldi mi? | Air-1 | 2015 | ![]() |
No, nothing's working. | Hayır, çalışan bir şey yok. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Looks like you're locked out, buddy. | Kapıda kaldın sanırım, dostum. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Hello! Hey! | Merhaba! | Air-1 | 2015 | ![]() |
Hey, stop, stop. You're wasting air. | Dur, dur. Havayı tüketiyorsun. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Well, I was hoping somebody could hear me. | Birinin beni duyabileceğini umuyordum. | Air-1 | 2015 | ![]() |
Oh shit. What do we do now? | Lanet olsun. Şimdi ne yapacağız? | Air-1 | 2015 | ![]() |
Sit tight, buddy. I'm working on it. | Bekle, dostum. Uğraşıyorum. | Air-1 | 2015 | ![]() |
What if he's right? What if there's no future? | Ya haklıysa? Ya gelecek yoksa? | Air-1 | 2015 | ![]() |