English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 3609
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You're not Bob. | Sen Bob değilsin. | American Odyssey-1 | 2015 |  |
| I'm... I'm sorry. | Ben... Özür dilerim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I I didn't mean to wake you. | Seni uyandırmak istemedim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm a friend of Bob's. | Bob'un bir arkadaşıyım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm Harrison. | Adım Harrison. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harrison. | Harrison. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I know that name. | Bu ismi biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is Bob here? Oh... Ah... | Bob burda mı? Oh... Ah... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're that Harrison. | Sen şu Harrison'sun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Bob always talks about you. | Bob hep senden bahseder. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do you know where he is? | Onun nerde olduğunu biliyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Busy. | Meşgul. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's always busy, my Bob. | O her zaman meşguldür, benim Bob'um. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| When was the last time that you saw him? | Onu en son ne zaman gördün? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Let me think. | Bir düşüneyim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do you... Do you want me to make you something to eat? | Sana... sana bir şeyler hazırlamamı ister misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I don't want to trouble you. | Sana zahmet vermek istemem. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Bob will be home soon. | Bob yakında evde olur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's no trouble at all. | Hiç sorun değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Uyanın Tuaregler! Donunuza sıçma zamanı! | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| Neden bizi takip ediyorlar? Geleceğin, çok karmaşık bir şey. | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| Bizi taciz etmek için. Ansar Dine, Tuareg'lerden nefret eder. | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| Mavi kuvvetler ve kırmızı kuvvetler gibi. Biz buna alışığız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| What's so important about that? | Onu bu kadar önemli kılan nedir? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's all I've got. | Hepsine sahip olması. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Amerikan askerleri seni neden öldürmek istiyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| Ve neden benim arkadaşlarımı öldürdüler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| There's a part that's encrypted. | Bunda şifreli bir bölüm var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sanırım anahtarını elimde tutuyorum... | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| Bunun içinde... | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| Colonel, we've heard the press briefings. | Albay, basın brifinglerini duyduk. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The bodies of these American heroes were recovered | Amerikalı bu kahramanların cesetleri bulundu... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and are now being brought home. | ve şimdi eve getirildiler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And yet, the story behind the story, | Ve henüz, hikayenin arkasındaki hikayenin... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's not going anywhere. | bir yere gittiği yok. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle Ballard. | Odelle Ballard. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Can you tell us here and now | Şimdi burda bize söyleyebilir misiniz | American Odyssey-1 | 2015 | |
| whether the Pentagon's gonna provide | Pentagon onun | American Odyssey-1 | 2015 | |
| proof of her death | öldürüldüğünü açıklamışken, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| now that this infamous photo of her | şimdi onun bu rezil fotoğrafıyla | American Odyssey-1 | 2015 | |
| is taken after she is reportedly killed, | sonradan açıklamanın geri alındığı | American Odyssey-1 | 2015 | |
| is spreading like wildfire? | haberi orman yangını gibi yayılıyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's a cruel hoax, Joe. | Acımasız bir aldatmaca, Joe. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| As we've repeatedly said, | Biz defalarca söyledik, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| all of the members of that special forces team | özel kuvvetler ekibinin tüm üyeleri | American Odyssey-1 | 2015 | |
| were killed in the attack. | yapılan saldırıda öldürüldü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That includes Sergeant Ballard. | Bu Çavuş Ballard'ı da kapsıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She was my friend. | O arkadaşımdı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She made the ultimate sacrifice. | O büyük bir fedakarlık yaptı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Here you go, Caillou. | Al bakalım, Caillou. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do you remember how to feed them? | Onları nasıl beslendiğini hatırlıyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Gentle. | Nazik. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Caillou? | Caillou mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You haven't watched that since you were four. | Dört yaşından beri izlemiyordun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know, it's all right for you to watch the news. | Bilirsin, haberleri izlemen sorun değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I just want us to be able to talk about it. | Ben sadece bizim hakkımızda konuşmak istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| People are saying Mom's alive. | İnsanlar Annemin yaşadığını söylüyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| People who don't even know her. | Hatta onu tanımayan insanlar bile. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why don't you believe them? | Neden onlara inanmıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I want to, more than anything. | Ben her şeyden daha fazlasını istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But, Dolly, they told us... | Ama, Dolly, onlar bize anlattı... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your mom was so much better at this stuff. | Annen bu nedenle bu şeylerde çok daha iyiydi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Stop talking about her like she's dead. | Ondan bahsederken ölmüş gibi konuşma. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She's not. | O ölmedi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know, this morning when I woke up, | Bilirsin, Bu sabah, uyandığımda | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I almost forgot that she... | Neredeyse onu unutmuştum... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Aslam. | Aslam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| İlaç. | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| Onu al. | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| Ağzına at. | American Odyssey-1 | 2015 | |
|
| What's going on? G8 protest. | Neler oluyor? G8 protestosu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| These people sleep outside, never wash. | Bu insanlar dışarıda yatıyor, asla yıkanmıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They should get job. | Onlar işe alınmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This arrival seems to be causing quite a commotion | Bu geliş Bowling Green ile birlikte tamamen | American Odyssey-1 | 2015 | |
| with Bowling Green. | bir kargaşaya neden olacak gibi görünüyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Again, it's her entire motorcade stopping. | Yine, onun tüm konvoyu durduruluyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just take a look. | Sadece bir göz atın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We have the live images right here. | Burada canlı görüntülerimiz var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is Sophia Tsaldari's motorcade. | Bu Sofya Tsaldari'nin konvoyu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Craig Woodhouse, let me start with you. | Craig Woodhouse, seninle başlayalım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who is Sophia Tsaldari? | Sophia Tsaldari kimdir? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And why is she causing such an uproar? | Ve neden o böyle bir kargaşaya neden oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She's frustrating a lot of people, Thomas, | Sadece ABD ve Avrupada değil, Thomas, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| not only in Europe but in the U.S. as well. | O bir çok insanı hüsrana uğrattı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She's an extremely popular choice for Greek prime minister, | O, Yunan başbakanlığı için son derece popüler bir seçim yürütüyor, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| riding high on this "Greece for the Greeks" platform. | platformda "Yunanlılar için Yunanistan" tezini ileri sürüyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I am sorry, but it's so cold. | Üzgünüm, ama çok soğuk. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ms. Tsaldari. | Bayan Tsaldari. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ms. Tsaldari! I hope it gets better. | Bayan Tsaldari! Umarım daha iyi olur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ms. Tsaldari. I hope it gets better. | Bn. Tsaldari. Umarım daha iyi olur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I... You... | Ben... Siz... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're going to change the world. | Dünyayı değiştirmeye gidiyorsunuz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I certainly hope so. | Ben de öyle umuyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's up? Hey, hey, hey. | Ne oldu? Hey, hey, hey. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| OdelleLives is trending. | Odelleyasiyor trend oluyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Over 200,000 new followers. | 200,000'den fazla yeni takipçisi var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Really? That's great. | Gerçekten mi? Bu harika bir şey. Odelle Ballard'ın NYT'ye konuşacağının son derece farkındayız, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Let's see if we can get some old media play as well. | Biz de bazı eski medya oyunlarından yapabilir miyiz görelim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I got a buddy who PAs at FXN. | FXN de PAs yapan bir dostum var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| All right, good. | Tamam, iyi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
