Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 863
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Hold it! | Kımıldama! | 7 cajas-1 | 2012 | |
| C'mon! I'm not scared! | Gel hadi! Korkmuyorum! | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Come on, imbeciles. | Gelin hadi embesiller. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Step back! Get the fuck out of here! | Yaklaşmayın! Siktirin gidin buradan! | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Drop your gun! You're sorrounded. | İndir silahını! Etrafın sarıldı. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Stay there, you bastards, | Orada kalın piçler, | 7 cajas-1 | 2012 | |
| or I'll shoot this little shit. | yoksa bu küçük ibneyi vururum. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Holdit holdit holdit... | Vay vay vay... | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Where do you think you're going with this money? | Bu parayla nereye gittiğini sanıyorsun? | 7 cajas-1 | 2012 | |
| You're not planning to fool anyone, are you? | Kimseyi aptal yerine koymak gibi bir düşüncen yok değil mi? | 7 cajas-1 | 2012 | |
| This is life, papa. Those who live, live out the stupid. | Hayat böyle baba. Aptallar olmazsa biz nasıl yaşarız. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Want it? | Bunu mu istiyorsun? | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Get back or I'll fucking shoot this motherfucker. | Geri çekilin yoksa bu orospu çocuğunu vururum. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| What is it that you want? Victor! | Ne istiyorsun? Victor! | 7 cajas-1 | 2012 | |
| There's my fucking money, understand? | Paramı istiyorum tamam mı? | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Get back, don't you understand? | Geri çekilin, anlamıyor musunuz? | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Release him and take your crates. | Onu bırak ve kasalarını al. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| This is my money and I'm taking it with me. | Paramla birlikte onu da yanımda götüreceğim. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Don Dario's Butcher | Kasap Don Dario | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Another news, perhaps the most remarkable of today's edition. | Bir başka haber, büyük ihtimalle bugünün en dikkat çekici haberi. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| It's about a horrific discovery of a body of a woman | 4 kişinin hayatına mal olan şiddetli bir çatışmadan sonra | 7 cajas-1 | 2012 | |
| dismembered and packed into seven crates, found by the police at dawn, | şafak vakti polis tarafından parçalanmış ve 7 kasaya konmuş bir halde bulunan, | 7 cajas-1 | 2012 | |
| after a violent confrontation that cost four people their lives. | bir kadının korkunç hikayesi. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| The quartered corpse belongs to Jamili Adda de Nasul, | Parçalanmış ceset Jamili Adda de Nasul'a ait. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| who had been forcefully abducted in a kidnap conducted by her own husband, | Kocasının da kaçırma işinde olduğu zorla alıkoyulan bu kadının, | 7 cajas-1 | 2012 | |
| and for whom the ransom had been paid a day before, | çok yüksek miktardaki fidyesi bir gün önce ödenmişti, | 7 cajas-1 | 2012 | |
| The ransom money belonged to the victim's father, | Fidyenin parası kurbanın babası, | 7 cajas-1 | 2012 | |
| a Syrian Lebanese shopkeeper Jaliv Adda. | Suriye Lübnan kökenli mağaza sahibi Jaliv Adda'ya ait. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| For the first time in the Paraguayan television, | Paraguay televizyonlarında ilk kez, | 7 cajas-1 | 2012 | |
| you can yourself be a spectator of the real confrontation | 4. Bölge'nin merkezinde polis ile suçlular arasında yaşanan | 7 cajas-1 | 2012 | |
| between the police and the criminales at the very heart of the market 4. | gerçek bir çatışmanın tanıkları olacaksınız. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Those exclusive images were captured by a witness | Bu özel görüntüler bir tanık tarafından çekilmiş | 7 cajas-1 | 2012 | |
| and therefore we present them to you. | ve biz de bunları sizlere sunuyoruz. | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Shooting Market 4 | Kayıt 4. Bölge | 7 cajas-1 | 2012 | |
| This is my money! | Bu benim param! | 7 cajas-1 | 2012 | |
| Police. Stop. | Polis! Dur! Siktir git! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Sometimes 1 | Bazen hayat size kötü bir el dağıtır. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| This game we all play turns ugly | Hepimizin oynadığı bu oyun çirkinleşir ve insanlar zarar görür. 1 | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fifteen years ago, | 15 yıl önce insanlar zarar gördü. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| And it was down to us, | Ve bu bizim yüzümüzden oldu... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| down to me. | ...benim yüzümden oldu. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| When you're the wrong side of 45, | 45 yaş sınırının yanlış tarafında olup... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| and you've done time, | ...hapisten çıktığında... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| life's not easy. | ...hayat kolay değildir. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You don't live, | Yaşamazsın, hayatta kalmaya çalışırsın. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| But survival is not enough for me. | Ama hayatta kalmaya çalışmak benim için yeterli değil. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| When you've felt the highs | Zirveyi gördüysen ve ödüllerin tadına vardıysan... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| everything else just feels like treading water. | ...geri kalan her şey suda amansızca çırpınmaya benzer. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I may not have ever earned an honest living | Daha önce dürüst bir yaşamla hiç para kazanmamış olabilirim... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| and money isn't the key to happiness. | ...para da mutluluğun anahtarı değildir zaten. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| But when you've got nothing, | Ama hiçbir şeyin yoksa... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| you crave like a junkie craves a hit. | ...bir keşin uyuşturucu için kıvrandığı gibi kıvranırsın paraya. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| It just takes guts | Bu cesaret ister... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| and an opportunity. | ...ve fırsat gerekir. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Mitchell was my right hand man. | Mitchell benim sağ kolumdu. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| My partner in crime, literally. | Suç ortağımdı, gerçek anlamda. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We grew up on the same estate, | Aynı yerde büyüdük, aynı okula gittik... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| stole our first car together. | ...ilk arabamızı beraber çaldık. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Mitchell, to the register, please. Mitchell, to the register. | Mitchell, kasaya lütfen. Mitchell, kasaya lütfen. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I haven't seen him since we went down. | Yakalandığımızdan beri onu görmedim. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| From what I've heard, | Duyduğuma göre o da benim gibi boku yemiş haldeymiş. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We haven't got a hope | Hiç umudumuz yok... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| and hope is all we need. | ...ve bize gereken tek şey umut. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Pint, please, mate. | Arjantin bardakta bira lütfen. Bira 2 olsun lütfen. Ben öderim. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I came to find you, dickhead. | Seni bulmak için geldim sik kafalı. Nasılsın? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Yeah, fine. Yeah. | İyiyim işte. İyi. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Why are you really here? | Gerçekten neden buradasın? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We haven't spoken in what... 10 years? | Kaç yıldır konuşmuyoruz, 10 yıl oldu mu? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| It's 15. | 15 yıl oldu. Dinle, mutlu musun? Rahat mısın? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You're having a laugh. | Güldürdün beni. Ucuzluk mağazasında çalışıyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I've got fuck all. | Bir tek bu işi bulabildim. Olanlar yüzünden 7 yıl ceza aldım. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I only did four. | Ben sadece 4 yıl aldım. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Mitch, | Mitch, bu bizim hatamız değildi. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We may have caused it, | Buna biz sebep olmuş olabiliriz ama bunu biz planlamadık. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You've done your time, it's over. | Cezanı çektin, bitti artık. Evet, belki de öyle. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| But we've burnt our bridges. There's no turning back, Mitch. | Ama biz köprülerimizi yaktık. Artık geri dönüş yok Mitch. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We can't just start again. | Yeniden başlayamayız. Yeni işlere giremeyiz çünkü nasıl yapılacağını bilmiyoruz. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Banks are the only places who got cash. | Nakit paranın olduğu tek yer bankalar. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| And the security systems are so sophisticated, | Güvenlik sistemleri de öyle karmaşık ki nereden başlayacağımı bile bilemem. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What if I've found somewhere? | Ya bir yer bulduysam? Bizim yapabileceğimiz bir yer. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Where? | Nerede? Bu şehirde. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| It's a shit load of cash | İçerisi ağzına kadar para dolu ve güvenlik sistemleri çok kötü. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What? Guns and masks? | Silah ve maskeyle mi gireceğiz? Aynen öyle, eski usûl. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We can do it. | Bunu yapabiliriz. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Well? | Ne diyorsun? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We don't do this anymore. | Bunu artık yapamayız. Artık birbirimizi bile tanımıyoruz. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I get up every... Every morning. | Her sabah uyandığımda yarım saatim tutulan sırtıma küfretmekle geçiyor. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I don't want to live like this. | Bu şekilde yaşamak istemiyorum. O zaman yardım et bana. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We can do this together. | Bunu beraber yapabiliriz. Son bir iş... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Then we can just get the fuck out of here. | ...sonra buradan siktirip gideriz. İspanya'ya, Florida'ya, adını sen koy. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What, you're off? | Ne yani, gidecek misin? Gitmek zorundayız. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I've got no one to stay here for. Have you? | Burada kalmamı gerektirecek biri yok. Senin var mı? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| No. No one. | Hayır. Kimse yok. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| How much? | Ne kadar? Kaldıracağımız para mı? Evet. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Half a mil. | Yarım milyon. 500 bin. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| 250 each? | Kişi başı 250 mi yani? Sürücüye de ödememiz gerek. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I'm not cutting anyone else in. | Başka kimseyi dahil etmeyeceğim. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You know someone? | Tanıdığın biri var mı? Bu işi 10 bine yapacak birini tanıyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Where'd you find him? | Nereden buldun? Tavsiye edildi. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| He's good. | Güvenilir biri. | 7 Cases-1 | 2015 |