Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 864
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I'd have to check him out. | Onu kontrol etmem gerek. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Oh, fuck it. I've gotta get back to work. | Siktir ya! İşe dönmem gerek. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Don't worry about it. Look, I'll meet you later. | Bu konu için endişelenme. Seninle sonra buluşurum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Yeah. Yeah. | Evet, evet. %4000 faiz alan şerefsizler. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| That's the ones. | Evet, onlar. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Now, most of it happens online | İşin büyük kısmı internet üzerinden oluyor... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| but the poorest people, the ones who really need these loans, | ...ama fakir insanların, paraya çok ihtiyacı olanların interneti yok. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| And if they have, it's probably been cut off. | Varsa bile büyük ihtimalle borcundan kesilmiş oluyor. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| They go into the stores and collect the cash. | Şirkete gidip paralarını nakit olarak alıyorlar. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What, a vault or something? | Kasa falan mı var? Küçük bir kasa var. Klasik 2 kilitli kasa. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Now, they have got a time delay. | Getir götür saatleri de var. Bunu nereden biliyorsun? 1 | 7 Cases-1 | 2015 | |
| They're only moving small amounts of cash at a time, just topping up the float. | Her seferinde az miktarda para taşıyorlar, içerideki parayı tamamlamak için sadece. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I've been asking around about this driver geezer. | Şu sürücüyü etrafta biraz sorup soruşturdum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| No one's got a clue about him. | Hiç kimsenin adamdan haberi yok. Sen onu nereden buldun? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Right? And the fact that he hasn't got a reputation | Şu da bir gerçek ki alemde bilinmemesi onun dikkatli olduğunu gösterir. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| All right. | Pekâlâ... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Assuming I'm in, | ...diyelim ki varım, ne zaman olacak? 2 hafta sonra. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You need to quit your job. | İşinden ayrılman gerek. O gün işe gitmediğin anlaşılırsa bu kötü görünür. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| In fact, get fired. | Aslına bakarsan kovul. Sorun çıkarmaya başla, bu çok daha iyi görünür. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Yeah, that's easy enough. | Tamam, orası kolay. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We got to get it right. No... | Bu işi adam akıllı yapmalıyız. Sıçıp... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Big one, Mitch. | Büyük an geldi Mitch. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You ready for this? | Hazır mısın? Sonuna kadar. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Let's have it. | Gidip alalım bakalım. Gidip paraları alalım. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Shut up, you fucker! | Kes sesini şerefsiz herif! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Put it down. Stay where you are. | İndir silahını. Kıpırdama. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Stay nice and calm. | Sakin sakin durun. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Right, who's in charge? | Burada yetkili kim? Orada, içerideki. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You! | Sen! Sen, buraya gel. Silahları çıkarın, buraya koyun. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Right, come on. | Evet, gel bakalım. Beni hemen aşağıya götür. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Go that way. | Bu taraftan. Sen onlara göz kulak ol. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Right, everyone, stay calm. | Herkes sakin olsun. Ellerinizi kaldırın. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Be back, first thing. Thank you. | Hemen döneriz. Teşekkürler. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Sit down. Shut the fuck up. | Otur yerine. Kes sesini. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Shut the fuck up! You! Oi! | Kes sesini dedim! Sen! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Keep moving. Keep moving! | Yürümeye devam et. Yürümeye devam et! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Do not even think about touching the phone. | Telefona dokunmayı aklından bile geçirme. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| All right, stop looking at me, just move. | Bana bakmayı kes, sadece yürü. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Come on. You know we all wanna go. Get it open. | Hepimiz buradan gitmek istiyoruz. O yüzden aç şunu hadi. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Look down, shall we? | Yere doğru bakalım olur mu? Amcık! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Half a million. Half a million. | Yarım milyon. Yarım milyon. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Nice one, mate. | Güzel işti dostum. Teşekkürler ahbap. Güzel işti. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What is this place? | Burası da neresi? Neden böyle bir yeri var ki? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We can trust him though, yeah? | Ona güvenebiliriz değil mi? Bize kazık atmaz, öyle değil mi? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| He's just got 10 grand. | Az önce 10 binini aldı. Neden bize kazık atsın ki? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Stop worrying. | Endişelenmeyi kes. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What did you do when you got out? Of prison, I mean. | Çıktığında ne yaptın? Hapisten çıktığında yani? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| How long before your next job? | Çıktıktan sonraki ilk işini ne zaman yaptın? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fifteen minutes. | 15 dakika sonra. 15 dakika mı? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You fucking nutter. | Delinin tekisin sen ya! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Eighty quid they gave me. | 80 sterlin verdiler bana. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Eighty quid to start your life over again. | Hayata yeniden başlaman için 80 sterlin veriyorlar. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What are you supposed to do with that? | Bununla ne yapacaktım ki? Ben de postaneyi soydum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Were you armed? | Silahlı mıydın? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I had a cucumber. | Salatalığım vardı. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| A fucking cucumber. | Siktiğimin salatalığı mı vardı? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Couldn't you find... Find a banana? | Muz bulamadın mı? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I had a banana but the cucumber was much more intimidating. | Muzum da vardı ama salatalık daha göz korkutucuydu. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Where's the fucking money? | Para nerede? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Where's the fucking money? | Siktiğimin parası nerede? Para nerede? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fuck! Ah. | Siktir! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What have you done with it? | Parayı ne yaptın? Ben de aynı soruyu sana sormak üzereydim! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I told you not to trust him. | Sana ona güvenmememiz gerektiğini söylemiştim. Siktiğimin sürücü almış olmalı! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fuck! Fuck! Fuck! | Siktir! Siktir! Siktir! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fuck it! | Sikeyim böyle işi! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| A long time ago, you ruined my life. | Uzun zaman önce hayatımı mahvettiniz. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| There's seven cases. | 7 tane çanta var. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| by the time I allow you. | ...bomba patlayacak. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Just get to the location | Mekana ulaştığınızda bombadaki zamanlayıcı duracak. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| There's no tricks, on that I promise. | Bunun bir numara olmadığına dair size söz veriyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You will need to decide | Neyin önemli olduğuna karar vermeniz gerekecek... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I'll know as soon as you leave | Siz çıkar çıkmaz haberim olacak ve zaman başlayacak... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| but don't leave it too long. | ...ama çok oyalanmayın. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| This is fucked up. | Bu çok sikik bir şey. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Who was he, on the tape? | Kasetteki kimdi? Lawson'dı. O olmalı. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I didn't recognize him. | Ben sesini çıkaramadım. Aradan 15 sene geçti. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What do we do now? | Ne yapıyoruz peki? Paramızı geri alacağız. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We play along, see where it goes. | Onun kurallarına göre oynayacağız ve ne olacağını göreceğiz. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Yeah, all right. | Tamam, peki. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Get hold of that driver again. We could use him. | Sürücüye ulaş. Onu kullanabiliriz. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| He'll want paying again. | Yeniden para ister. İsterse istesin. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| He's got a motor. We don't. | Onda araba var, bizde yok. O daha hızlı. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Here, use this phone. | Al bu telefonu kullan. Adres telefonun haritasında kayıtlı. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We need to get there. The key is speed. | Oraya gitmemiz gerek. Asıl önemli olan ise hızlı olması. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| The faster we get there, the better. | Oraya ne kadar hızlı gidersek o kadar iyi. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fast ain't a problem. Same rules as before, chaps. | Hız sorun değil. Daha öncekiyle aynı kurallar geçerli beyler. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What happens when we get there? | Oraya gittiğimizde ne olacak? Ne düşünüyorsun? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I've no fucking idea. | Hiçbir fikrim yok. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What I do know is that we have to be careful. | Bildiğim tek şey dikkatli olmamız gerektiği. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fuck! | Siktir! Bu Richie. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| He's... He's dead. | Öldü. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| He's showing us who's boss. | Bize patronun kim olduğunu gösteriyor. Baksana, bomba durmuş. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| How does he know we're here? | İçeri girdiğimizi nasıl bildi? Bilmiyorum... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| The case. | Çanta burada. Açsana. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "Well done. | 'Aferin, 7 çantadan ilkini aldınız.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "This one wasn't entirely fair. I know. | 'Bu çanta pek adil değildi, kabul ediyorum.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "I had to show you that I mean what I say. | 'Size ne kadar ciddi olduğumu göstermek zorundaydım.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "People you know and care about will die | 'Eğer bu mektuptaki kurallara uymazsanız tanıyıp değer verdiğiniz insanlar ölecek.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "Put these coordinates into the sat nav. | 'Bu koordinatları telefonun haritasına kaydedin.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "You have 17 minutes from now | 'Şu andan itibaren bir sonraki çantaya ulaşmanız için 17 dakikanız var.' | 7 Cases-1 | 2015 |