Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 865
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| "As with all the cases, | 'Bütün çantalarda istediğiniz an vazgeçebilirsiniz... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "but if you don't get to the location in time, | ...ama zamanında oraya ulaşamazsanız bomba patlayacak.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "Good luck." | 'İyi şanslar.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| This is just the beginning, Mitch. It's gonna get worse. | Bu sadece başlangıç Mitch. Gittikçe daha kötü olacak. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Okay, here's the new sat nav coordinates. | Pekâlâ, işte yeni koordinatlar, tamam mı? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| How long we got? | Ne kadar vaktimiz var? 14 dakika. Sakın geçirme. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| See what we just fucking done to Richie? | Az önce Richie'ye yaptığımızı gördün mü? Siktiğimin psikopatı! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Just take it easy, Mitch. | Sakin ol Mitch. Sakin ol. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I think he might be smarter than that. | Bence o bu konuda çok daha akıllıca davranabilir. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| did you mean there's no one to leave, | ...geride bırakacak kimsen yok mu demek istemiştin yoksa özleyecek kimsen yok mu? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| No. | Hayır. Hiç kimse yok. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| What are you doing? | Ne yapıyorsun? Birisi olmalı. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Someone who can help us. | Bize yardım edecek birisi olmalı. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Ed, it's Floyd. | Ed, ben Floyd. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Ed, I need a big favor. | Ed, büyük bir iyiliğe ihtiyacım var. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Ta, mate. Speak soon. | Tamam dostum. Konuşuruz tekrar. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| He's gonna help then? | Yardım edecek mi? Umarım. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| All right, same as before. | Pekâlâ, daha öncekinin aynısı. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "Only another five more to go. | 'Sadece 5 tane kaldı.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "How soon before it's someone you do care about? | 'Birini umursayana kadar kaç çanta daha geçecek?' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| "You have 26 minutes to get to the next location." | 'Bir sonraki mekana gitmek için 26 dakikan var.' | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Do you fucking know her? | Onu tanıyor musun? Sana bakıyor dostum. Seni tanımıyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fuck! | Siktir! Floyd, çıkar beni buradan! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fucking help me! | Yardım etsene! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| It's me, Kelly. | Benim, Kelly. Kelly mi? Seni tanımıyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Let me go! | Çıkar beni buradan! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You're... You're little Kelly? | Sen o küçük Kelly misin? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| No, no! She's your niece. | Olamaz! Olamaz! Senin yeğenin. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| That's how I know. | Bu şekilde biliyorum. Sizi izliyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| We've got to go | Gitmemiz gerek ve çantayı da almak zorundayız. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I'm sorry! Floyd, over here. Now. | Özür dilerim! Floyd, buraya gel. Hemen. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Floyd! | Floyd! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Are you just going to take it? | Çantayı mı alacaksın? Kızı öldüreceksin! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| She might be my niece, | Yeğenim olabilir ama bence bunu yapmalıyız. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I'm out of ideas, Mitch. | Aklıma başka fikir gelmiyor Mitch. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| This is the best thing I've seen in years. | Bu yıllardır izlediğim en iyi şey. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I've got no choice. | Başka çarem yok. Hayır! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| It's me. Kelly. | Benim, Kelly. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| How much do we need? | Ne kadara ihtiyacımız var? Bir şeyler düşünmeliyiz. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Anything less than half a mil is not enough. | Yarım milyondan az olan hiçbir tutar yeterli değil. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You've always were a man of small ambition, Mitch. | Hep küçük hırsların adamı oldun Mitch. Büyük düşünmen gerek. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I've got plans, mate. | Benim planlarım var dostum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| with the sea... | Denize de birkaç mil uzakta olacak bir yer. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I've got a little fishing boat and a pick up. | Balıkçı teknem ve kamyonetim olacak. Bütün vaktimi balık tutarak, | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Sounds good. | Kulağa güzel geliyor. Sen ne yapacaksın Mitch? Planın var mı? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| You must have plans. You can't just go home, you know. | Planın vardır mutlaka. Öylece evinden çıkıp gidemezsin yani. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| All right, then, what, drive to France. | Tamam, Fransa'ya doğru sürerim. Birkaç hafta orada geçiririm. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Explore a bit. | Biraz orayı keşfederim işte. Sonra da giderim işte bir yere, bilmiyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| France isn't going to be far enough, Mitch. | Fransa yeteri kadar uzak değil Mitch. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Yeah. Let's do that. | Tamam, öyle olsun. Halledelim şu işi. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Do you know how unlucky we were that day, Mitch? | O gün ne kadar şanssız olduğumuzu biliyorsun değil mi Mitch? Hangi gün? | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I try not to think about it. | Bunu düşünmemeye çalışıyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Yeah. But it did. | Evet ama oldu işte. Çünkü biz arabaya çarptık ve çok da şiddetli çarptık. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| There's no point trying to avoid it, mate. | Bundan kaçmanın bir anlamı yok dostum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| If we hadn't lost control of the car on that corner, | Eğer biz o virajda arabanın kontrolünü kaybetmeseydik... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| they'd still be alive. | ...hala yaşıyor olacaklardı. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| It was our fault, Floyd. | Bizim hatamız Floyd. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| It fucking was. | Resmen bizim hatamızdı ve sen de bunu gayet iyi biliyorsun. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Yeah. I know. | Evet, biliyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Okay, let's get... Okay, let's get on with it. | Pekâlâ, şu işe dönelim artık. Aynı şeyi yapacağız. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Just hang in the car. | Arabada bekle. Gitmeye hazır ol. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Oh, no. Ed. | Olamaz! Ed! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Oh, shit. | Siktir! Her şey düzelecek. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Your mate? | Dostun mu? Arabada aradığın kişi mi? Evet. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Oh, that's right. | Aynen öyle. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| I've only known him for a few weeks, | Hiç kimse bilmiyor. Onu sadece birkaç haftadır tanıyorum... | 7 Cases-1 | 2015 | |
| No. | Alamaz. Bu sadece su değil. Ona ilaç verilmiş. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Look, there. | Şuraya bak, kamera. Siktir! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fucking hell. | Cehennemi yaşıyorum sanki! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| and it's gonna kill you, Ed. | ...ve seni öldürecek Ed. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| But it's too late for you now. | Ama şu an bunun için çok geç. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| It's so easy. | Çok kolay oldu. O kadar tahmin edilebilirsiniz ki. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| He's done his research. | Araştırmasını yapmış. Çok korkuyorum ve bunu söylemekten hiç çekinmiyorum. | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Fucking relax. Course. | Çok sakinim, hiç sorma! Sakin olmayacak ne var? Amcık! | 7 Cases-1 | 2015 | |
| Just listen to me, and no one will get hurt. | Beni dinleyin ve kimseye bir şey olmasın. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Wake up, sleepy head. | Uyansana uykucu. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Hi. 1 | Merhaba. Merhaba. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Hey, are you OK? | İyi misin sen? Evet. Neden? | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| I don't know. | Bilmem, son günlerde garip görünüyorsun biraz. 1 | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Look, we're going to make this work. | Bak, yürüteceğiz bunu. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| We're going to get on our feet. | Kendi ayaklarımız üstünde duracağız, buradan gideceğiz. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| We're never going to look back. | Arkamıza bile bakmayacağız. Asla. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| This whole county was Indians. | Bu tüm şehir Hintlilerindi. Görebildiğin kadar açık araziydi. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| You know how the settlers took over? | Buradakiler toprağı nasıl kazandı biliyor musun? Pokerde kazanmışlar diye duydum. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| They had superior fire power? | Daha güçlü silahları mı varmış? Yok. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| More complicated than that. | Ondan daha karışık. Silahlarla giremezler. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| They were hopelessly outnumbered. | Sayıları daha azmış. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| What they did was they pitted the tribes against each other | Kabileleri birbirlerine düşürmüşler ve... | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| and they stirred up a whole bloody Indian war. | ...Hint savaşını başlatmışlar. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| After the dust settled and the tribes had just about wiped | Etraf toz duman olduğunda ve kabileler birbirini yediğinde... | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| just waltzed in and took it for themselves. | ...eski generaller gelmiş ve toprağı almış. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| At least they got to keep the casinos. | Gazinoları kapatmamışlar en azından. Diyorum sana, o zamandan beri lanetliyiz. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Cursed? | Lanetli mi? Hayır, ben lanetli değilim. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| You're cursed. | Sen lanetlisin. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| You guys ready? | Hazır mısınız? Evet. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| You OK? | Sen iyi misin? Evet. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Usually I'm the jittery one. | Genelde gergin olan benimdir. | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Everyone down. | Herkes yere yatsın. Yere yatın! Yere yatın! | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Just do as we say, and you can get back | Dediğimizi yapın, sonra milleti soymaya devam edersiniz, anladın mı? | 7 Minutes-1 | 2014 | |
| Stay down. | Yat yere. Kapıyı kilitleyin. | 7 Minutes-1 | 2014 |