Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8928
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
i'm not on the streets, | Sokaklarda yaşamıyorum, | Boss-1 | 2011 | ![]() |
it's a little easier. | böylesi daha kolay. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
But it's still a day by day process, you know? | Fakat her gün aynı süreç, değil mi? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You miss me or you miss using? | Beni mi özledin yoksa kullanmayı mı? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
What? You have no idea how hard this is for me. | Ne? Benim için ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
It's all I got. | Hepsi bu. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You're a fucking drug dealer. | Lanet olası bir satıcısı değil misin? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I I'm sorry. | Özür dilerim. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry. I don't even know what I'm saying. | Özür dilerim. Ne dediğimi bile bilmiyorum. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry. I'm a mess. Look, look... | Özür dilerim. Dağılmış haldeyim. Bak, bak... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry. I'll get more, all right? | Özür dilerim. Daha fazla getireceğim, tamam mı? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I I just want to be in control of it. | Kontrolü kaybetmek istemiyorum. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
So is that it? | Bu kadar mıydı yani? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
No, of course not. | Hayır, değildi tabi. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You're the only good thing in my life. | Hayatımdaki tek iyi şey sensin. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
All right, hey, everybody, | Merhaba çocuklar, | Boss-1 | 2011 | ![]() |
listen up real quick. | ...buraya bakın. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Half a million dollars. | Yarım milyon dolar. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Hello, statewide media blitz. | Eyalet çapında reklamlara merhaba deyin. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
So what's the catch? I give up my firstborn? | Bir bityeniği var. Ne istiyor? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
The mayor found it important to show his support at this time. | Başkan bu zor zamanda desteğini göstermenin önemli olduğunu düşündü. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Really? While simultaneously throwing a rock | Gerçekten mi? Seçim... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
into my get out the vote operation? | ...kampanyamı baltalarken mi? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Whatever, | Neyse, | Boss-1 | 2011 | ![]() |
as long as it doesn't bounce. | ...karşılıksız çıkmadığı sürece sorun yok. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
So any talking points | Akşamki konuşma hakkında... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
for tonight, about the sweep business? | ...gündem maddeniz var mı? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Applaud his anti corruption efforts. | Başkan'ın yozlaşma karşıtı çabalarını takdir edeceksiniz. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Beyond that, it's just skirting the issue. | Takdirden öte, gündem değişikliği... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Well, you want to at least clue me in on his long game | Yani, Başkan'ın o uzun oyunu hakkında bana ufacık bir ipucu veriyorsun... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
so I can skirt the issue intelligently? | ...ve akıllıca bir şekilde gündemi değiştirmemi mi bekliyorsun? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I think your focus should be on family, | Bence; Senatör'ün bir ailesi olmadığından, | Boss-1 | 2011 | ![]() |
in light of the senator's lack thereof. | ...aile konusuna yoğunlaşmalısınız. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
So what you're saying is you have no idea. Do you? | Yani hiçbir şey bilmediğini söylüyorsun. Doğru mu? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
The mayor doesn't really owe me or anyone an explanation, does he? | Sayın Başkan bana veya bir başkasına açıklama borçu değil. Sizce de öyle değil mi? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Let our office know how these funds will be distributed. | Bu fonların nasıl kullanılacağı hakkında ofisimizi de bilgilendirirseniz iyi olur. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I will. | Bilgilendiririz. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Are you feeling anxious at all? | Kaygılanmalar hissettiğiniz oluyor mu? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Not anxious. | Kaygı değil. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Impatient. | Tahammülsüzlük. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Time is proving elusive. | Zaman, anlaşılması güç olanı anlatıyor. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
And the hallucinations? | Halisünasyon? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Manageable, | Sinirlendirmediği sürece... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
if irritating. | ...kontrol edilebilir. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
That hurts my feelings, Tom. | Duygularımı incitiyorsun, Tom. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Are they in the form of people? | İnsanlar mı görüyorsunuz? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Primarily, yes. | Çoğunlukla, evet. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Living or dead? | Canlı mı yoksa ölü mü? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
And your judgment? | Muhakemeniz? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Keen. | Keen. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
There's a clarity, | Bir doğruluk, | Boss-1 | 2011 | ![]() |
a righteousness. | dürüstlük var. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
My path is clear. | Benim yolum temiz. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
There are occasions with Lewy Body | Lewy Cisimciği, insanı çılgınca... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
in which one's behavior can skew manic. | ...davranışların içine sokabilir. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Is that something you feel you'd be able to recognize in yourself? | Böyle bir durumda, kendinize hakim olabileceğinizi düşünüyor musunuz? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
If you are feeling bad, as I suspect you might be, | Eğer benim de kuşkulandığım gibi... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
we should seriously consider the use | ...kendinizi kötü hissediyorsanız, gerçekten | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I have not experienced tremors. I do not intend to. | Sarsıntı geçirmedim. Niyetim de yok. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
They're only gonna get worse these delusions. | Bu sanrılar... Daha da kötü olacaklar. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
There is a clinic in Toronto | Toronto'da alternatif tedavi... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
experimenting in alternative treatments. | ...deneyen bir klinik var. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Alternative. | Alternatif. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Their work is untested and unproven, | O çalışmalar test edilmemiş, kanıtlanmamış... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
the risks undocumented. | ...ve riskleri de belirsiz. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You don't have to go to Canada to mitigate all this. | Bütün bunları azaltmak için Canada'ya gitmenize gerek yok. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Aricept it's a cholinesterase inhibitor. | Aricept... Bir çeşit kolinesteraz önleyici. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
At a certain point, it's better to shake | Şu durumda, ellerinizin titremesi... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
than to go mad. | ...akıl sağlığınızı kaybetmenizden iyidir. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Too late, Tom. | Artık çok geç, Tom. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Where are we with evictions? | Tahliyeler konusunda neredeyiz? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Nowhere. Condemnations? | Hiçbir yerde. Kamulaştırma? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Notices can be placed right away, but without housing | Tebliğleri anında gönderebiliriz, ama toplu konut olmadan | Boss-1 | 2011 | ![]() |
We'll find it. We had it. | Bul o zaman. Aslında bulmuştuk. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
All Scanlon wanted was your help | Scanlon, Temyiz Mahkemesi'ne terifisi için... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
in positioning him for the appellate court. | ...sizden yardım istemişti. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I don't understand why you didn't capitulate, | Geçici bir süreliğine bile olsa neden tahammül edemediğinizi, | Boss-1 | 2011 | ![]() |
even temporarily, why you had to insult him. | ...neden hakaret ettiğinizi anlayamıyorum. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Honestly, it was a huge mistake. | Dürüst olmak gerekirse, gerçekten büyük bir hataydı. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
A mistake? | Hata mı? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
We could be posting eviction notices right now | Şu an tahliyeler için tebliğ gönderiyor olabilirdik. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Was it a mistake to hand you a job | Sana iş verip, kendi insanlarına hizmet... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
that allowed you to actually serve your community? | ...etmene yardımcı olmak mı hataydı? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I don't intend any disrespect. | Saygısızlık yapmak istememiştim. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Your unwavering appreciation where is it? | Minnettarlığını bu şekilde mi gösteriyorsun? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I I just | Ben Ben sadece | Boss-1 | 2011 | ![]() |
This is my thanks? | Aldığım teşekkür bu mu? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
What do you think I did this for? For world fucking peace? | Bunu ne için yaptığımı düşünüyorsun? Siktiğim dünya barışı için mi? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'm fairly certain | Kendiniz için yaptığınızdan... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
you did it for yourself. | ...gayet eminim. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Sir, we have to prep this room for the debate. | Efendim, bu odayı münazara için hazırlamalıyız. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Will you be watching with the staff? | Çalışanlarla beraber izleyecek misiniz? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You said you could help with Scanlon. | Scanlon konusunda yardım edebileceğini söylemiştin. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Do so. | Yap o zaman. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Strangled, asphyxiated, or both? | Boğazlanmış mı, boğulmuş mu? Yoksa ikisi de mi? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Definitely strangled. | Kesinlikle boğazlanmış. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
So what's in his mouth? | Ağzındaki ne peki? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
A map. | Harita. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You're losing friends, Tom. | Arkadaşlarını kaybediyorsun, Tom. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
There are others. | Başkaları var. | Boss-1 | 2011 | ![]() |