Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1018
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I know. i know. | Biliyorum, biliyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(quietly): sorry. | Özür dilerim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Jasper: it's okay. you're right. | Hala yapabiliyorken bir anne olmaya çalışıyorum. Sorun değil. Haklısın. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Well, i bet dinner is | Eminim yemek neredeyse hazırdır. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Almost ready i'm gonna check on that. | ben gidip bir kontrol edeyim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Oh, no, no, please. | Yo, yo hayır lütfen. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You sit, we we've got this, | Sen otur biz hallederiz. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(sighs) | Film mi yapıyorsun? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I feel like i'm totally blowing it. | Önemli olan sahnede hep beraber olmamız. Yüzüme gözüme bulaştırıyormuşum gibi hissediyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Did i do something wrong? | Yanlış birşey mi yaptım? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No. no, you are... you're perfect. | Hayır, hayır, sen... Sen mükemmelsin. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
It's them. | Sorun onlarda. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Look, um, right before you got here, | Bak, sen buraya gelmeden hemen önce, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Dixon told them that stupid rumor | Dixon onlara şu saçma dedikoduyu anlattı. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
About you being a drug dealer or whatever. | Şu senin uyuşturucu satıcısı olmanla ilgili olanı. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Debbie: dinner's ready. | Yemek hazır. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
We'll talk about it later. | Bunu sonra konuşuruz. Çok da önemli değil. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I hope you like mahi mahi. | Umarım mahi mahi yemeğini seviyorsundur. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Look, i know that you think i'm a drug dealer. | Bakın beni uyuşturucu satıcısı zannettiğinizi biliyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
It's not true. w well, obviously. | Bu gerçek değil Elbette ki! | 90210-1 | 2008 | ![]() |
It's been hard for me | Bu liseye ayak uydurmam, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
To fit in at west bev. | Benim için zor oldu. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I mean, people, they're always talking about me behind my back, | İnsanlar sürekli arkamdan konuşuyorlar. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
And i never... used to care | Ve ben asla.. Umursamazdım kimin, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What anyone even thought about me. | Benimle ilgili ne düşündüğünü. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
But now... that i'm with annie, | Ama şimdi Annie ile birlikteyim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I mean, everything has changed. | Demek istediğim, herşey değişti. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
'cause when i'm with her, | Çünkü onunla birlikteyken, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I feel like i have a place in the world. | Dünyada bir yerşm varmış gibi hissediyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I care about her so much, and i just know | Onu çok önemsiyorum, ve biliyorum ki, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
That if you... | Eğer siz... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Just give me a chance, | Bana bir şans verirseniz, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You'll see that all i want is what's best for your daughter. | Göreceksiniz ki, tek istediğimin kızınız için herşeyin en iyisi. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Well, i'm glad to hear you say that, | Bunu duyduğuma sevindim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Because that's all that we want, too. | Çünkü bizim tek istediğimiz şey de bu. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Great. all right, why don't you try some of that. here. | Harika, pekala, neden biraz şundan denemiyorsun, işte... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Sounds good. | Kulağa iyi geliyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Annie? yes, please! dig in. | Annie? Evet lütfen. Yumul. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(sighs): navid, i'm here to unpack your crap. | Navid, ıvır zıvırının paketlerini açmaya geldim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Hey, | Hey. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Could you give me a hand? | Bir el atabilir misin? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Please, i'm gonna drop it. | Lütfen, düşürmek üzereyim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
All right, um, | Pekala. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Let's just set it over there. all right. | Şuraya koyuverelim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Oh! oh, god! | Oh Tanrım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I tried to find the crushed ice. | Ezilmiş buz bulmaya çalıştım, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
All they had was cubed. | Ama sadece buz kupleri varmış. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, i'm fine. | Evet, iyiyim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
If i could take back what happened last year, i would. | Eğer geçen sene olanları geri alabilseydim alırdım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I think about it every single day. | Bunu her gün düşünüyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Well, well, well, she finally showed up. | Vay, vay, vay, Nihayet gelebildin. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I'm sorry, i, uh... | Özür dilerim. Ben.. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Let's get back to work, huh? | Hadi işe geri koyulalım? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, uh, let's get back to work. | Evet, işe geri koyulalım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
kelly: hey, silver. | Hey, Silver. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
It's your ride calling. | büyük bir egoya sahip Şoförün arıyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I was waiting outside for you; you never came out. | Dışarıda seni bekliyordum ama gelmedin. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
So now i'm here in the hall outside mom's room. | O yüzden şimdi ben içeride annemin odasının hemen önündeyim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Only i don't see you anywhere, so... | Ama seni hiç bir yerde göremiyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Hope everything's okay. | Umarım herşey yolundadır. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Call me when you get this or just come find me. | Bu mesajı aldığında ara veya gelip beni bul. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What what happened? where is she? | Ne, ne oldu? Annem nerede? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I just clean the room. | Ben sadece oda temizlerim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Great. so, can we go home now? | Harika, şimdi eve gidebilir miyiz? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
It'll let up soon. | Yakında diner. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Oh, come on, the car's all packed up. | Hadi ama hazır toplanmışız. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(laughs): let's... cut our losses here. | Haydi... Zararın neresinden dönersek kardır. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(sighs): wow. | Wow. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
This was clearly a huge mistake. | Belli ki bu büyük bir hataymış. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What are you talking about? oh, i don't know, | Ne diyorsun sen öyle? Bilemiyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
i just thought maybe once we could do something that i wanted to do | Ben düşünmüştüm ki sürekli senin istediğin şeyleri yapmak yerine, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Instead of always doing what you want to do, but i guess i'm the one | bir kereliğine de olsa benim istediğim bir şeyi yapacağız. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Who makes sacrifices in the relationship. | Ama sanırım bu ilişkide fedakarlık yapan taraf benim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Sacrifices? | Fedakarlık? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What, you don't enjoy... | Ne yani sen keyif almıyor muydun... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
The extravagant auctions, | Müsrif açık arttırmalardan, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
The, uh, lavish night clubs, | Aşırı pahalı gece kluplerinden, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
The charities where people don't even know | Neye hayır yaptığını bilmeyen... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What charity they're supporting? | ...insanlarla dolu hayır kurumlardan mı? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No, actually, i don't. | Hayır, aslında keyif almıyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
But i go, anyways. | Ama yine de gidiyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You know, and i let you tell me who i have to impress, | Biliyorsun, ve bana kimi etkilemem gerektiğini söylemene, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
And squeeze my elbow whenever i do something wrong, | Ve bir yanlış yaptığım anda dirseğimi sıkmana izin veriyorum, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Which is all the time. | Ki bu herzaman oluyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I walk around on egg shells, and it's not fun. | Sürekli temkinli davranıyorum ve bu keyifli değil. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
But i put up with it... | Ama katlanıyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Because it's what you want to do. | Çünkü bunlar senin yapmak istediğin şeyler. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(sighs): i... | Ben... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I had no idea. | Benim böyle olduğundan hiç bir fikrim yoktu. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I thought you were enjoying yourself. | Ben eğlendiğini sanıyordum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, i know you did. oh. | Evet öyle sandığını biliyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Look, we can't drive down the mountain | Bak hava böyleyken | 90210-1 | 2008 | ![]() |
In this weather, all right? | Arabayla dağdan aşağı inemeyiz tamam mı? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
As soon as it lets up, i'll take you home. | Yağmur diner dinmez seni evine götürürüm. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Kelly? | Tamam. Kelly? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(crying): yeah, you were right. | Evet, haklıydın. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You said i should say good bye, and i didn't. | Sen ona veda etmem gerektiğini söyledin ve ben veda etmedim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Now it's too late. | Şimdi artık çok geç. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No, it... it's not too late. | Hayır... Hayır çok geç değil. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
(sniffles): what? | Ne? | 90210-1 | 2008 | ![]() |