• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1016

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
The more i realized that we were Farkettim ki biz sadece birlikteydik çünkü, 90210-1 2008 info-icon
Only together because i needed you. Sana ihtiyacim vardı. 90210-1 2008 info-icon
And that's not love. Ve bu aşk değil. 90210-1 2008 info-icon
So, yeah, i do feel completely different. O yüzden evet, tamamen farklı hissediyorum. 90210-1 2008 info-icon
It has nothing to do with drugs. Ama bunun uyusturucuyla hiç bir alakası yok. 90210-1 2008 info-icon
Wow, what is all this? Wow, nedir tüm bunlar? 90210-1 2008 info-icon
I stopped at the beverly center Yaban hayat teçhizatları için. 90210-1 2008 info-icon
For some wilderness accoutrements. Beverly Center'a uğradım. 90210-1 2008 info-icon
Oh, be warned though, i bought a knife Dikkat et çünkü bıçak da aldım. 90210-1 2008 info-icon
So powerful that i could butterfly you in 15 minutes. Öyle keskin ki seni 15 dakikada ortadan ikiye kesebilirim. 90210-1 2008 info-icon
Interesting. Enteresan. 90210-1 2008 info-icon
Oh, that is an air mattress. Bu bir şişme yatak. 90210-1 2008 info-icon
King size when inflated. Şişirildiğinde king size oluyor. 90210-1 2008 info-icon
But don't worry, i bought a pump. Ama endişelenme, pompa da aldım. 90210-1 2008 info-icon
What else do you have in here? Başka neler aldın? 90210-1 2008 info-icon
Oh, just a few, you know, small necessities: Az birşey, bilirsin, küçük ihtiyaçlar: 90210-1 2008 info-icon
A portable gps, Taşınabilir GPS, 90210-1 2008 info-icon
A burberry raincoat, a... Yağmurluk, bir... 90210-1 2008 info-icon
Jen, jen, we can't bring all this stuff. Jen, Jen, biz tüm bunları götüremeyiz. 90210-1 2008 info-icon
All right, the beauty of camping is that we don't need much. Kampın güzelliği, çok şeye ihtiyacımızın olmamasında. 90210-1 2008 info-icon
All right? listen, Tamam mı? Dinle, 90210-1 2008 info-icon
You don't have to worry, Endişelenmene gerek yok. 90210-1 2008 info-icon
'cause you're gonna be comfortable. trust me. Çünkü rahat edeceksin. Güven bana. 90210-1 2008 info-icon
Well, what about the fondue set? Peki ya fondü seti ne olacak? 90210-1 2008 info-icon
I think we can manage without it. Sanırım onsuz yapabiliriz. 90210-1 2008 info-icon
Do you want to help me bring this stuff inside? Bana bunları içeri taşımamda yardımcı olmak ister misin? 90210-1 2008 info-icon
Just the way you like it. Tam sevdiğin gibi. 90210-1 2008 info-icon
No cream, no sugar. Kremasız ve şekersiz. 90210-1 2008 info-icon
Ah, thank you. Teşekkür ederim. 90210-1 2008 info-icon
Thank you for everything. Herşey için teşekkür ederim. 90210-1 2008 info-icon
For staying late at the hospital Ama Jen bir piskopat. Hastanede geç saatlere kadar kaldığın için, 90210-1 2008 info-icon
And driving me home. Ve beni eve getirdiğin için. 90210-1 2008 info-icon
I'm glad you decided to stay here. Burda kalmaya karar verdiğin için memnunum. 90210-1 2008 info-icon
You want me to make you some eggs or something? Biliyorum. Sana yumurta veye başka birşey yapmamı ister misin? 90210-1 2008 info-icon
You always take such good care of me, kelly. Bana her zaman çok iyi baktın Kelly. 90210-1 2008 info-icon
Sometimes i... Bazen ben... 90210-1 2008 info-icon
I worry that no one's looking after you. Kimse senle böyle ilgilenmiyor diye üzülüyorum. 90210-1 2008 info-icon
Oh, i can take care of myself. Alo? Ben kendi kendime bakabilirim. 90210-1 2008 info-icon
See? one cream, two sugars. Bak bir kaşık krema iki kaşık şeker. 90210-1 2008 info-icon
Just the way i like it. Tam sevdiğim gibi. 90210-1 2008 info-icon
I really think that you should go see mom. Ben gerçekten gidip annemi görmen gerektiğini düşünüyorum. 90210-1 2008 info-icon
You're gonna regret it if you don't say good bye. Ona veda etmezsen pişmanlık duyacaksın. 90210-1 2008 info-icon
Silver, no. Silver, hayır. 90210-1 2008 info-icon
Mom and i really don't have a relationship anymore. Annemle bizim bir paylaşımımız kalmadı artık. 90210-1 2008 info-icon
And i'm okay with that. Ve benim bununla bir sorunum yok. 90210-1 2008 info-icon
That's what i used to think, too. Ben de öyle düşünüyordum. 90210-1 2008 info-icon
I can't tell you how much better i felt since we reconnected. Ama yeniden bir araya geldiğimizden beri kendimi ne kadar iyi hissettiğimi anlatamam. 90210-1 2008 info-icon
And i'm glad you did. Neden istemeyeyim ki? Senin adına seviniyorum. 90210-1 2008 info-icon
But it's different with her and me. Ama bizim durumumuz farklı. 90210-1 2008 info-icon
How is it different? Nasıl farklı? 90210-1 2008 info-icon
Um, because i have Çünkü benim senden 90210-1 2008 info-icon
20 more years of bad memories than you. Ve CU'ya seçilmedin. Evet, hayır. 20 yıl kadar daha fazla kötü anım var. 90210-1 2008 info-icon
And i'm not talking about Ve burda sözettiğim, 90210-1 2008 info-icon
Just, you know, your run of the mill, Sadece, bilirsin, alelade 90210-1 2008 info-icon
Falling down drunk memories. O çeşitli kokteyl partileri veriyor. Yere düşen sarhoş anıları değil. 90210-1 2008 info-icon
I'm talking about a lifetime of never being good enough. Ben bir ömür asla yeterince iyi olamamaktan sözediyorum. 90210-1 2008 info-icon
She's different now. O artık çok farklı. 90210-1 2008 info-icon
I mean, she's sober. Demek istediğim artık ayık. 90210-1 2008 info-icon
(chuckles) well, her sober Onun ayıklığı benim için, 90210-1 2008 info-icon
Wasn't much better for me. Daha iyi sayılmazdı. 90210-1 2008 info-icon
When she was sober, she'd remember to give me O ayıkken bana diyet haplarımı vermeyi, 90210-1 2008 info-icon
My diet pills and make my nose job appointment Burun estetiği randevumu yaptirmayı hatırlardı. 90210-1 2008 info-icon
And remind me of what a colossal disappointment i was. Uzun çoraplarının altında ayak bileğine bilezik takan Ve bana sürekli ne kadar büyük bir hayal kırıklığı olduğumu hatırlatırdı. 90210-1 2008 info-icon
So you know what? Bak demek istediğini, 90210-1 2008 info-icon
I got the message, loud and clear. Açık ve net bir şekilde anladım. 90210-1 2008 info-icon
Kelly, you have to forgive her. Kelly onu affetmelisin. 90210-1 2008 info-icon
For your own sake. Kendi iyiliğin için. 90210-1 2008 info-icon
No, i don't. Hayır affetmemeliyim. 90210-1 2008 info-icon
Look, i'm happy to Bak seni hastaneden almak, 90210-1 2008 info-icon
Pick you up at the hospital, drop you off, whatever you need. Birakmak veya neye ihtiyacin varsa yapmaktan memnunum. 90210-1 2008 info-icon
But that's it. Ama bundan fazlasını yapamam. 90210-1 2008 info-icon
Um, jamie's at football practice. Jamie futbol antrenmanında. 90210-1 2008 info-icon
I came to see you. ben seni görmeye geldim. 90210-1 2008 info-icon
Can i come in? İçeri girebilir miyim? 90210-1 2008 info-icon
I need to apologize to you. Senden özür dilemeliyim. 90210-1 2008 info-icon
For a lot. Pek çok şey için. 90210-1 2008 info-icon
It's fine. Önemli değil. 90210-1 2008 info-icon
You liked jamie more; it happens. Jimmy'den daha çok hoşlandın, bu olabilecek birşey. 90210-1 2008 info-icon
I was just surprised, you know? Ben sadece şaşırdım, biliyorsun, 90210-1 2008 info-icon
I thought you and i were really connecting. Ben cidden bağlandığımızı sanıyordum. 90210-1 2008 info-icon
Richard, i was dishonest with you from the start. Richard sana karşı en başından beri dürüst olmadım. 90210-1 2008 info-icon
I'm not really into the whole environment thing. Çevre işleriyle çok ilgili değilim. 90210-1 2008 info-icon
Watching that movie on industrial meat production Seninle o endüstriyel et üretimi filmini izlemek sadece canımın, 90210-1 2008 info-icon
Just gave me a craving for kobe sliders. Deli gibi minik hamburgerlerden çekmesine sebep oldu. 90210-1 2008 info-icon
Why didn't you say something? Neden hiç birşey söylemedin? 90210-1 2008 info-icon
Because... i wanted to date you. Çünkü... Seninle çıkmak istiyordum. 90210-1 2008 info-icon
But... the whole reason i wanted to date you, Ama... Seninle çıkmak istememin tek sebebi, 90210-1 2008 info-icon
The reason i hired you as my tutor even, Hatta seni özel hocam olarak tutmamın sebebi bile, 90210-1 2008 info-icon
Was so i could meet your mom. Annenle tanışabilmek içindi. 90210-1 2008 info-icon
I'm sorry, what? Pardon, efendim? 90210-1 2008 info-icon
I've always wanted to go to cu. Her zaman California Üniversitesine gitmek istemişimdir. 90210-1 2008 info-icon
And i guess i thought if i dated the dean's son, Ve ben düşündüm ki eğer dekanın oğluyla çıkarsam, Bu doğru değil. 90210-1 2008 info-icon
Then that would guarantee that i'd get in. Okula girmeyi garantilemiş olurum. 90210-1 2008 info-icon
I i'm really sorry. Ben.. Ben gerçekten çok özür dilerim. 90210-1 2008 info-icon
I realize how awful that is. Bunun ne kadar berbat birşey oldugunu şimdi anlıyorum. 90210-1 2008 info-icon
What were you, um, Neyi... Öyle mi? Hiçbirşey yapmak zorunda değildin, Liam. 90210-1 2008 info-icon
Planning to do? Planlıyordun? 90210-1 2008 info-icon
Just lead me on until you got your acceptance letter? Kabul mektubunu alıncaya dek beni kandırmayı mı? 90210-1 2008 info-icon
I would take it all back if i could. Elimde olsaydı hepsini geri alırdım. 90210-1 2008 info-icon
Stop. Kes. 90210-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 1011
  • 1012
  • 1013
  • 1014
  • 1015
  • 1016
  • 1017
  • 1018
  • 1019
  • 1020
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim