Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1283
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Good idea. Graham. | İyi fikir. Graham! | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
He's alive! He's alive! | Yaşıyor! Yaşıyor! | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Blown it, we've blown it, Graham. | Nefes nefese kaldık Graham. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Alright, alright. | Peki, peki. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Luke, I want my friend back. | Luke, ben arkadaşımı geri istiyorum. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
I saw a sheep... once. | Ben gördüm...bir seferinde. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Feel like I'm gonna be sick. Not yet. | Hasta olacağım gibime geliyor. Daha değil. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Fuck! Go! Go! | Siktir! Yürü! Yürü! | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Shotgun Ramsy, shotgun Ramsy. | Götün kokuyor Ramsy. Götün kokuyor Ramsy. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
We didn't plan any of this. | Bunların hiçbiri planda yoktu. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
I'm really sorry, David. | Gerçekten çok üzgünüm David. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
I actually got some really good therapists specialized in this area. | Aslında, bu alanda uzmanlaşan çok iyi terapist tanıdıklarım var. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Bigger one. | Daha büyüğünü. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Big one. Bigger one. | Büyük olanı. Daha büyüğünü. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
She's really fallen for him. | Harbiden aklını çelmiş kızın. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Oh... David! | David! | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Sorry I almost fucked up your wedding. | Özür dilerim, neredeyse düğününü batırıyordum. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
My wedding? How about my life? | Düğünüm mü? Hayatıma ne dersin? | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
And a massive phone bill. | Ve de koca bir telefon faturası. | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Oh, shit. | Hadi be! | A Few Best Men-2 | 2011 | ![]() |
Congressmen, we're now flying over the heart of Berlin. | Milletvekilleri, şu anda Berlin'in kalbinin üzerinde uçmaktayız. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Over 75,000 tons of explosives were dropped here. | Havadan bu kente 75 bin tondan fazla patlayıcı bırakılmıştı. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
British Lancasters by night, American Fortresses by day. | Geceleri İngiliz Lancaster'leri, gündüzleri Amerikan Fortress'leri. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I heard Russian artillery had a little part in it too, if you don't mind. | Affedersin ama, Rus topçularının da katkısı olduğunu duymuştum. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Hey, quit juggling. Film like this is good stuff around election time. | Hey, hokkabazlığı bırakın. Seçim zamanı bu tür filmler çok işe yarar. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Pennecot, don't you want to see it? Look at it. 1 | Pennecot, bakmak istemez misin? Bak şuna. 1 | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Like pack rats been gnawing at a hunk of old mouldy Roquefort cheese. | Sanki iri fareler küflü Rokfor peynirini kemirmişler gibi görünüyor. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Miss Frost? Congresswoman Frost? | Bayan Frost? Milletvekili Frost? | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Present. We're flying over Berlin. | Buyrun. Berlin'in üzerinde uçuyoruz. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
15 minutes ahead of schedule. | Tasarladığımızdan 15 dakika erken. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
You got quite a sight coming. Looks like chicken innards at frying time. | Çok çarpıcı bir manzara geliyor. Tavuk sakatatı pişiyor sanki. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Golly. | Vay canına! | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Well, that's rough doing. That sure is rough doing. | Bu iş çok zor. Kesinlikle çok ağır koşullar. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
They ought to put in grass and move in a herd of longhorn. | Etrafa ot bırakıp, boynuzlu bir hayvan sürüsünü salmaları şart. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Build up their industries. Get those smokestacks belching again. | Sanayilerini ayağa kaldırmak. Fabrika bacalarını yeniden tüttürmek. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
But you don't mind sending food. There's a difference. | Ama yiyecek göndermede sakınca görmüyorsun. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
We're here to investigate the morale of American occupation troops, | Amerikan işgal güçlerinin ahlakını teftiş için burada bulunuyoruz... | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
to fumigate that place with all the insecticides at our disposal. | ...emrimizdeki tüm haşerat ilacını kullanarak burayı dezenfekte etmek. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Oh, God, if they haven't got a reception out for us. | Tanrım, karşılama töreni hazırlamış olmasınlar! | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
They'll be glad to see home folks. | Memleketten birilerini görünce sevinecekler. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Men, once more it is our honour and privilege to welcome a visiting committee. | Askerler, heyeti karşılama onuru ve ayrıcalığı bir kez daha bize nasip oldu. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Some Congressional committee to investigate our morale. | Bir Parlamento Heyeti, ahlakımızı teftişe geliyor. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Seems back home, they've got an idea this here is one great big picnic, | Anlaşılan eve şu düşünceyle dönecekler: burası büyük bir piknik alanı... | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Some of you do go overboard once in a while. | Kimileriniz ara sıra gemiden denize düşersiniz. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Maybe some of you are working too hard to enlighten the civilian population | Sivil nüfusu bilgilendirmek için kimileriniz haddinden fazla çalışıyor olabilir... | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
and, by and large, I think we're handling it darn well. | ...şöyle bir baktığımızda, bence bayağı iyi idare ediyoruz. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Most of us, anyway... most of the time. | En azından bir çoğumuz...genellikle. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
What they've got to realise is you can't pin sergeant's stripes on an archangel. | Heyetin farkına varması gereken, çavuş pırpırlarınızı melek kanadı üzerine... | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I'm counting on you men to behave, period. | Yakışır şekilde davranacağınıza güveniyorum, nokta. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Morale. Maybe some day we can send a little committee of our own | Ahlakmış! Bakarsın bir gün de biz kendi heyetimizi yollarız... | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Hey, look what I picked up at the Brandenburg Gate. | Hey, bak Brandenburg Kapısı'nda ne kaptım! | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
How much? A dozen candy bars. | Kaça? Bir düzine çubuk şekere. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
They've still got some nine and a halfs. | Ellerinde hala uygun bedende kadın çorapları var. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I got no one to give them to. How about Trudy? | Verecek kimsem yok ki! Trudy'ye ne oldu? | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I lost her. Russian sergeant came along with a pound of rancid butter. | Onu kaybettim. Rus çavuş, yarım kilo acı tereyağıyla gelince. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I wouldn't be afraid of a Russian general with a ton of caviar. | Bir Rus generali, bir ton havyarla çıkıp gelse de, korkmam ben. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
The best. | En iyisi. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
We're here, Congressman. Ready to unload? | Geldik, milletvekilim. İnmeye hazır mısınız? | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Present... arms! | Hazır ol...tüfekler! | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Hello, Colonel. Nice to see you, General. | Merhaba, Albay. Sizi gördüğüme sevindim, General. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Mr Giffin from Texas, General Finney, General McAndrew, Colonel Plummer. | Teksas'tan Bay Giffin, General Finney, General McAndrew, Albay Plummer. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
The Bronx. Nobody's going to think you're Wall Street. | Bronx. Kimse Wall Street'li olduğunuzu düşünmez. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Mr Yandell, Congressman from Virginia. Mr Kraus, Congressman from Illinois. | Bay Yandell, Virginia milletvekili. Bay Kraus, Illinois milletvekili. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Thank you. I have to apologise for the band. | Teşekkür ederim. Orkestra için özür dilemem gerek. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
You should indeed. We're half strength today. | Dileyin tabii. Bugün ancak yarısı burada. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
We sent the others to the British sector for a parade. It's Empire Day. | Kalanları bir geçit töreni için İngiliz bölgesine yolladık. İmparatorluk Günü bugün. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
What's terrible is I came hoping to find an army taking its task with seriousness. | Bense görevini ciddiye alan bir ordu bulurum umuduyla gelmiştim. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
General Finney, General McAndrew and Colonel Plummer. | General Finney, General McAndrew ve Albay Plummer. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
May I suggest here and now that we dispense with all the soft soap. | Şu yağcılığı hemen şimdi bıraksak desem! | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
This genial reception augurs well for the success of our mission. | Bu güler yüzlü karşılama, görevimizin başarılı olacağının iyi bir alametidir. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I sincerely hope so. And now let us proceed to a luncheon we have prepared for you. | Bunu gönülden umuyorum. Şimdi izninizle yiyecek bir şeyler atıştıralım. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Can I carry that for you? No, thank you. | Ben taşıyayım mı bunu? Hayır, teşekkür ederim. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I undertook to deliver it in person to a Captain John Pringle, | Yüzbaşı John Pringle'a şahsen teslim etmem için verildi... | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Could you tell me how to go about it? I could try. | Nasıl verebilirim, söyler misiniz? Tabii. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Captain Pringle! | Yüzbaşı Pringle! | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Captain Pringle reporting, sir. | Buyrun, Yüzbaşı Pringle, efendim. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Congresswoman Frost, this is Captain Pringle. | Milletvekili Frost, bu Yüzbaşı Pringle. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Thank you. This is for you, Captain Pringle. Happy birthday. | Teşekkür ederim. Bu size Yüzbaşı. Doğum gününüz kutlu olsun. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Or happy birthday yesterday. I thought I could deliver it on time | Dünkü doğum gününüz. Zamanında teslim edebilirim sanmıştım ama... | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I was entrusted with this by a constituent, or rather, his daughter. | Teslim etme işini bir seçmenim verdi, daha doğrusu onun kızı. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Well, what do you know? Little Dusty. | Şuna bakın hele! Dusty'cik. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I didn't know it was so personal. | Bu kadar özel bir şey olduğunu bilmiyordum. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Her name is really Pauline Rose but we call her Dusty. Some joke. | Adı aslında Pauline Rose ama biz ona Dusty, Pasaklı, deriz. Şakadan. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Don't these boys ever get home? Can't they be given a short leave? | Bu çocuklar evlerine gitmiyor mu hiç? Kısa bir izne çıkmıyorlar mı? | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
We're all homesick but personal feelings don't matter. | Hepimizde yurt özlemi var, ama kişisel duygular önemli değildir. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Now that we've won the war, we mustn't lose the peace. | Madem savaşı kazandık, barışı kaybetmemeliyiz. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
I won't have the cake on my knees. I won't be alone. | Pasta kucağımda olmayacak. Yalnız da olmayacağım. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
We'll open up a case of root beer, light the candles, | Bir kasa bira açarız, mumları yakarız... | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Some old songs. Why, it'll be like back home... almost. | Eski şarkılar. Bize evdeymişiz duygusu verecek...neredeyse. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
General Finney wants you to go in his car. | General Finney arabasına davet ediyor. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
If you're a sample of the spirit prevailing in Berlin, I feel better already. | Sizin bu ruh haliniz, Berlin'deki genel durumu yansıtıyorsa, çok sevinirim. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
You're losing something, Captain Pringle. | Bir şey düşürüyorsun, Yüzbaşı Pringle. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
You blow your nose in nylon nowadays? | Bu günlerde burnunu naylon çoraba mı siliyorsun? | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
What do you know? There must have been a mistake at the laundry. | Bakın şu işe! Çamaşırhanede bir yanlışlık olmuş herhalde. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
Ask her how much. | Sor kadına, kaç paraymış! | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
800 cigarettes, or coffee. | 800 sigara ya da kahve. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
No. This watch gold. Gold for teeth. | Hayır. Bu saat altından. Diş altını. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
No, want round watch, very big, nice face. | Hayır, yuvarlak saat istiyorum, çok büyük, güzel görünsün. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
You're tough. All right, let's look in the other drawer. | Seninle işimiz var! Peki, öteki kolumuza bakalım. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |
You got three like this watch, maybe? We'll see. | Bundan üç tane vardır sende, ha? Bakarız. | A Foreign Affair-1 | 1948 | ![]() |