Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155009
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
This could be the missing link in terms of generating the kind of energy | Hiperuzay penceresi açmak, ya da Goa'uld gemilerindeki enerji kalkanlarını oluşturmak için gerekli... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I believe is necessary to create a hyperspace window, | ...olduğuna inadığım miktarda enerji üretebilmemizi sağlayacak kayıp halka bu olabilir. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
or to generate the kind of shields the Goa'uld have used to protect their ships. | Ç.N: Daniel ölüyor sen hala hiperdesin uzaydasın :) Bilim insanı olmak böyle birşey galiba. E.N: Ölenle ölünmez :) | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Sir, we have to get some of this element. | Efendim, bu elementten bir miktar edinmek zorundayız. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Their government believes Dr Jackson was trying to sabotage their research. | Şu anda, hükümetleri, Dr Jackson'ın araştırmayı sabote etmeye çalıştığını düşünüyorlar. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
It's a lie. They're using Daniel as a scapegoat. | Bu bir yalan. Daniel'ı günah keçisi olarak kullanıyorlar. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
You said he was vocal in his disapproval of their project before the accident. | Yine de, onun proje hakkındaki karşıt görüşlerini kazadan önce dile getirdiğini söyledin. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
None of it bodes well for diplomatic relations. | Bunlardan hiçbiri diplomatik ilişkiler için iyiyi işaret etmiyor. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Why are you talking about diplomatic relations? This is Daniel's life! | Diplomatik ilişkilerden neden bahsediyorsunuz? Burada Daniel'ın hayatı söz konusu. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Sir, I know how you feel because I feel the same way. | Efendim, nasıl hissettiğinizi biliyorum, çünkü ben de aynı şekilde hissediyorum. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
But I cannot stress enough how valuable this element could be. | Ama, bu elementin ne kadar değerli olabileceğini yeterince vurgulayamıyorum. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I will draft a letter to the Kelownan leaders. | Kelownalı liderlere bir mektup yazacağım. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
General, you cannot capitulate to these people. They are lying bastards! | General, bu kişilere teslim olamazsınız. Yalan söyleyen herifler onlar! | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Their government doesn't know the truth. | Hükümetleri gerçeği bilmiyor. Öyleyse anlatırız! | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
They will have little reason to believe us, | Kendi insanlarına karşı bize inanmaları için çok az gerekçeleri var,... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
when what we're forcing them to admit would be a major embarrassment. | ...özellikle, onları kabul etmeye zorladığımız şey büyük bir utanç kaynağı olacağı zaman. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
It will put them at too great a disadvantage in further negotiations. | Bu onları ilerleyen görüşmelerde dezavantaja sokacak. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
you cannot admit Daniel is guilty. | ...Daniel'ın suçlu olduğunu kabul edemezsiniz. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Give me some credit, Jack. I will tell them that we did not order any such action, | Bana biraz itimat et, Jack. Onlara bizim böyle bir eylemi emretmediğimizi söyleyeceğim,... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
and do not condone its obvious intentions, both of which are true. | ...ve bunun açık maksadına göz yummuyacağımızı da, bunların ikisi de doğru. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Hopefully we can lay the groundwork for further diplomatic negotiations, | Umarım naquadria için dostane bir pazarlıkla sonuçlanacak... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
which will eventually result in an amicable trade for the naquadria. | ...ileriki diplomatik görüşmelerin temelini atarız. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I'm ordering you to deliver the letter. | Mektubu iletmeyi sana emrediyorum. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Fine... sir. | Tamam... efendim. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I'm surprised to see you. | Sizi gördüğüme şaşırdım. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I brought a letter from my superior to your leaders. | Generalden liderlerinize bir mektup getirdim. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
That's, uh... an apology. | Bu... bir özür. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Yeah, hardly. You see, we know you're lying through your teeth. | Evet, zorlukla. Yalan söylediğinizi biliyoruz. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
How is Dr Jackson? Not good. | Dr Jackson nasıl? İyi değil. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Two of the scientists are already dead. The other two will be shortly. | Odada bulunan iki bilim çoktan öldü, diğer ikisi de kısa bir süre sonra ölecek. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Their deaths were... horrific. | Ölümleri... dehşet vericiydi. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
My superior thinks that denying the allegations against Daniel | Komutanım Daniel'a karşı olan iddiaları reddetmenin vakit kaybı olacağını düşünüyor. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Would be a waste of time. He's a wise man. | Mantıklı bir kişiymiş. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Why is your government even trying to maintain a relationship with us? | Anlamadığım şey ise şu: neden hükümetiniz bizle bir ilişki kurma çabasında? | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
We want some of that stuff you're experimenting with. | Çünkü deney yaptığınız maddeden bir miktar istiyoruz. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
My government still thinks they can negotiate for it. | Hükümetim hala bunun için anlaşabileceğimizi düşünüyor. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
The naquadria is very spare and extremely valuable to us. | Naquadria çok az ve bizim için çok değerli. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I doubt that my government would ever agree to that. | Hükümetimin bunu kabul edeceğini zannetmiyorum. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Yeah, I figured. | Evet, ben de öyle düşünmüştüm. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
That's why I'm here. I don't understand. | Bunun için burdayım. Anlamadım. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I only agreed to bring that letter so I could see you. | Bu mektubu getirmeyi seni görebilmek için kabul ettim. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Why? Because Daniel is dying. | Neden? Çünkü Daniel ölüyor. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
And you're looking for someone to blame, or...? | Ve sen suçlayacak birini mi arıyorsun, ya da...? | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I'm not gonna let you tarnish his name. | Onun ismini lekelemene izin vermeyeceğim. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
See, I don't care what that stuff is worth to anyone. | Bu maddenin ne kadar değerli olduğu umrumda değil. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
My government will admit Daniel is guilty over my dead body. | Hükümetim, Daniel'ın suçlu olduğunu ancak benim cesedimi çiğneyerek kabul edebilir. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
What do you want from me? Just tell the truth. | Benden ne istiyorsun? Sadece doğruyu söyle. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Even if I wanted to, without the support of... | Yapmayı istesem bile, diğer bilimadamlarının desteği olmadan... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
We're in this mess because you and your buddies are lying cowards, | Bu pisliğe kendi becereriksizliğinizi örtbas etmek için uğraşan... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Trying to cover your own incompetence. Colonel. | ...siz yalancı ödlekler yüzünden bulaştık. Albay. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
We desperately need the weapon we're developing. | Geliştirmekte olduğumuz silaha umutsuzca ihtiyacımız var. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Without it, the Kelownan people could fall to our rival nations, | O olmadan, Kelownalılar kolaylıkla düşmanlarına yenik düşebilirler,... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
who are developing their own powerful weapons as we speak. | ...şu an bile kendi güçlü silahlarını geliştiren düşmanlarımıza. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
We will do whatever's necessary to ensure our freedom and a lasting peace. | Özgürlüğümüzü garanti altına almak ve bu gezegen üstünde kalıcı barışı sağlamak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
All right, let me be clear about something. | Tamam, bir konuyu açığa kavuşturmama izin ver. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I think this is the point Daniel was trying to make. | Daniel da galiba bunu anlatmaya çalışıyordu. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
A weapon of mass destruction can only be used for one thing. | Kitle imha silahları tek birşey için kullanılabilir. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
You might think it'll ensure peace and freedom, but I guarantee you, | Bunun barış ve özgürlüğü temin edeceğini düşünebilirsin, ama sana garanti ederim ki,... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
it'll never have the effect you're hoping for until you use it, | ...umduğunuz etkiyi asla yaratmayacak, ta ki onu kullanıncaya kadar,... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
at least once. | ...en azından bir kere. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Now, just for the record, the reason we want that stuff | Kayda geçsin diye söylüyorum, o maddeyi istememizin sebebi... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
is because we think it could be used to create defence shields. | ...koruma kalkanlarını yaratabileceğimizi düşünmemiz. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
But you just go ahead. | Ama siz devam edin. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Blow yourselves to hell with it. | Kendinizi onla havaya uçurun. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
He looks awful. | Çok kötü görünüyor. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
It's gonna get a lot worse, and it's gonna happen fast. | Daha kötü olacak, ve hızlı olacak. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I'm sure you're doing everything you can. | Yapabileceğin herşeyi yaptığına eminim. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Sedatives and painkillers. That's all we can really do. | Yatıştırıcı ve ağrı kesici. Onun için yapabileceğimiz tek şey bunlar. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
You have no idea how painful this is going to get. | Bunun ne kadar ağrı verici olacağını tahmin edemezsin. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I'd not normally say this it goes against everything I've been trained to do | Bunu normalde söylememem lazım, yapmak için eğitildiğim herşeye ters düşüyor,... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
but the truth is, he'd be a lot better off if I... | ...ama gerçek şu ki, o daha iyi olurdu eğer ben... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I didn't suggest this before because, um... | Bunu daha önce önermedim çünkü... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Well, the truth is, I'm not really sure what I'm doing with this thing. | ...bununla ne yaptığımdan pek emin değilim. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I could make things worse. | İşleri daha da kötüleştirebilirim. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
He's seizing. Give me five of Valium. | Kötüleşiyor. 5 birim valium verin. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Help me get him on his side. | Yan yatırmama yardımcı ol. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Valium's in. Stand by with the Ambu bag. | Valium verildi. Suni teneffüs cihazını hazır tutun. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Draw two grams of magnesium sulphate. Ease him back. | İki gram magnezyum sülfat enjekte edin. Rahat yatırın. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Your fate is in your hands. | Kaderin kendi ellerinde. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I just wanted to... | Ben sadece şey istemiştim... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I'm really bad at this. | Bunda gerçekten kötüyüm. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I hear that Sam thinks, uh... | Sam'in şey düşündüğünü duydum... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
naquadria might be an important discovery. | ...naquadria önemli bi keşif olabilirmiş. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Yeah... apparently. If we can get some. | Evet... Öyle görünüyor. Eğer biraz edinebilirsek. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
For what it's worth, I... | Neye değerse değsin, ben... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
tried to get your point across to Jonas. | ...Jonas'a senin ne demek istediğini anlatmaya çalıştım. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
He's in a tough position. | O zor bir konumda. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
You're not gonna take the fall for this. I don't care what's at stake. | Bununla lekelenmeyeceksin. Neye mal olacağı umrumda değil. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Because despite the fact | Çünkü, her ne kadar son beş yılda... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
that you've been a terrific pain in the ass for the last five years, | ...feci bir karın ağrısı olduysan da,... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I may have... | ...ben... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
might have, um... | ...biraz... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
grown to admire you a little... | ...sana biraz hayranlık beslemiş olabilirim... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
That's touching. | Bu dokunaklı. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
This will not be your last act on official record. | Bu senin kayıtlara geçen son olayın olmayacak. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Oma... | Oma... | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Oma Desala. | Oma Desala. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
I felt like I knew you, like we had met before, but... you look different. | Seni tanıdığımı hissettim, daha önce karşılaşmış gibiyiz ama... farklı görünüyorsun. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
Lightning flashes, sparks shower. | Şimşek çakar, kıvılcımlar yağar. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |
In one blink of your eyes, you have missed seeing. | Bir göz kırpmasında, görmeyi kaçırırsın. | Stargate SG-1 Meridian-1 | 2002 | ![]() |