• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178287

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Well, I do not like. Bu hoşuma gitmez ama. Uninhabited-1 2010 info-icon
Someone who looks at us while we sleep... Biri bizi uyurken izliyormuş. Uninhabited-1 2010 info-icon
It's probably 'just a baby. Come on, will be 'fun. Muhtemelen bir çocuktur. Gel hadi, eğlenceli olacak. Uninhabited-1 2010 info-icon
Let us follow his path... O piç kurularını bulacağım. Uninhabited-1 2010 info-icon
and then tell him 'four. Sonra donlarını başlarına geçireceğim. Uninhabited-1 2010 info-icon
Come on, you will not. Just kidding. Hayır, yapmayacaksın. Sadece şaka yapıyorum. Uninhabited-1 2010 info-icon
Where are they? They stop here. Ayak izleri nerede? Burada bitiyor. Uninhabited-1 2010 info-icon
How strange. Ok, let's take a look around. Bu çok garip. Pekâlâ, etrafa bakalım. Uninhabited-1 2010 info-icon
Ok. Let's go... Pekâlâ. Gel hadi. Uninhabited-1 2010 info-icon
Hello there '?! Kimse yok mu? Uninhabited-1 2010 info-icon
You should take this beautiful island. Baksana, benim yerime adayı çekmen gerekmez mi? Uninhabited-1 2010 info-icon
It ', but I wanted to take because you are wonderful... Evet, ama ben muhteşem seni çekmek istiyorum. Uninhabited-1 2010 info-icon
I had a nice idea to come here, no? Harika bir fikir değil mi? Uninhabited-1 2010 info-icon
It ', great idea, Harry. You did not want to go to Fiji? Evet, harika bir fikir Harry. Fiji'ye gitmek istemiyor muydun? Uninhabited-1 2010 info-icon
Fiji? With five star hotels? No. Fiji mi? Beş yıldızlı otellere mi? Hayır. Uninhabited-1 2010 info-icon
Hey, that and 'pretty cool! Bu harika. Uninhabited-1 2010 info-icon
What 'that? There 'someone will'? Bu da ne? Burada biri mi var? Uninhabited-1 2010 info-icon
A stone... but There are just shells. Taş. Sadece deniz kabukları var. Uninhabited-1 2010 info-icon
Really? On a beach? Gerçekten mi? Sahilde hem de? Uninhabited-1 2010 info-icon
Hey... This resume. Çek şunu. Uninhabited-1 2010 info-icon
Spectacular! Olağanüstü. Uninhabited-1 2010 info-icon
Hey, paparazzi! Selam paparazi! Uninhabited-1 2010 info-icon
Legs, legs let me see, so '... and now the eyes... Bacak, bacağını göster. Hadi, gözlere bakayım. Uninhabited-1 2010 info-icon
Hey... Treasure... Bebeğim. Uninhabited-1 2010 info-icon
And 'beautiful here... Sence de burası güzel değil mi? Uninhabited-1 2010 info-icon
From a whole. Look here. Bak, birlikteyiz. Bak. Uninhabited-1 2010 info-icon
My hair! Saçım. Uninhabited-1 2010 info-icon
Harry, come on! The two of us together. Harry, hadi, ikimizi alayım. Uninhabited-1 2010 info-icon
This place and 'incredible. There 'no noise of machines. Burası büyüleyici. Mekanik seslerden eser yok. Uninhabited-1 2010 info-icon
And 'indescribable. I have never heard such a thing. Hiçbir şeye benzemiyor. Bunu daha önce hiç duymadım. Uninhabited-1 2010 info-icon
It 's so' primitive... Here, look here. Çok sade. Hey, şuna baksana. Uninhabited-1 2010 info-icon
The leaves algae appear. Yapraklar bile yosuna benziyor. Uninhabited-1 2010 info-icon
Let us take a little ', so 'we'll make a soup leaves. Yaprak çorbası için biraz toplayalım. Uninhabited-1 2010 info-icon
Like a lot here, right? You look so 'happy. Buraya gerçekten bayıldın, değil mi? Çok mutlu görünüyorsun. Uninhabited-1 2010 info-icon
I am happy, really. You, Me, the island. Çok mutluyum. Sen, ben ve ada. Uninhabited-1 2010 info-icon
I have not seen anyone. Hâlâ kimseyi görmedim. Uninhabited-1 2010 info-icon
Should be more 'inside. İç tarafta olmalılar. Uninhabited-1 2010 info-icon
We started from here? Başladığımız yer burası mı? Uninhabited-1 2010 info-icon
We should check. Forget it. Bence bakmalıyız. Salla gitsin. Uninhabited-1 2010 info-icon
I will not get the 'inside. İçeri girmeyeceğim. Uninhabited-1 2010 info-icon
Come on, let's go back to the field, it's getting dark. Hadi, kampı kuralım. Hava kararıyor. Uninhabited-1 2010 info-icon
Do you already have 'mounted a tent before? Daha önce hiç çadır kurdun mu? Uninhabited-1 2010 info-icon
Sure... Evet. Uninhabited-1 2010 info-icon
Himalayas... were not there too? Himalayalar'da, sen yok muydun? Uninhabited-1 2010 info-icon
No, you have me confused with some other girl. Hayır, kız arkadaşlarını karıştırmış olmalısın. Uninhabited-1 2010 info-icon
It ', can' be. Evet, öyle olmalı. Uninhabited-1 2010 info-icon
Here first, and then This slide here... Önce burası. Sonra buraya... Uninhabited-1 2010 info-icon
It ', and this goes here, and such is the '... and then so '... Evet, bu şuraya ve bu da buraya. Hoşuna gidecek. Uninhabited-1 2010 info-icon
And this is coming down '... Come here! Ve bu da buraya. Uninhabited-1 2010 info-icon
It comes out here and This goes here... Şu da buradan çıkacak. Uninhabited-1 2010 info-icon
You have the book? The book of the tents? Şu kitabı biliyor musun? Hani çadırlar üzerine olanı? Uninhabited-1 2010 info-icon
What you write? It '. Sen yazdın, ha? Elbette. Uninhabited-1 2010 info-icon
My God, how 'nice here... Tanrım, burası ne güzel böyle! Uninhabited-1 2010 info-icon
This island is' very similar to that usually where I go for my courses. Bu ada, saha çalışmalarımda çıktığım adalara çok benziyor. Uninhabited-1 2010 info-icon
I mean, the barrier coral, trees, birds. Resifin yapısı, ağaçlar, kuşlar. Uninhabited-1 2010 info-icon
It 'wonderful. Bu olağanüstü. Uninhabited-1 2010 info-icon
You're not going to work, right? No, I'm on vacation. Burada iş yapmayacaksın, değil mi? Hayır, tatildeyiz. Uninhabited-1 2010 info-icon
It 'a promise, right? Bu bir söz, değil mi? Uninhabited-1 2010 info-icon
Not a lot of work. Çok fazla iş sayılmaz. Uninhabited-1 2010 info-icon
But since I'm here, Lighthouse 'still something. Yani madem buradayım, belki. Uninhabited-1 2010 info-icon
No work. Tell! İş yok. Söyle hadi. Uninhabited-1 2010 info-icon
No work. İş yok. Uninhabited-1 2010 info-icon
Good. Only we, I promise. Güzel. Sadece ikimiz, söz. Uninhabited-1 2010 info-icon
Want to help me finish? Bitirmeme yardım edecek misin? Uninhabited-1 2010 info-icon
It '. Come here and then here... Evet, edeceğim. Bu önce buraya, sonra da buraya... Uninhabited-1 2010 info-icon
Out! Kalk üstümden! Uninhabited-1 2010 info-icon
Go get some 'wood. Git biraz odun topla. Uninhabited-1 2010 info-icon
Can I help you. Come on! No. Burak yardım edeyim. Hadi. Yardım etmek istiyorum. Hayır. Uninhabited-1 2010 info-icon
Go away! I want to help! Git başımdan! Yardım etmek istiyorum. Uninhabited-1 2010 info-icon
Then after we play to "How to bring down the curtain"! Çadırcılık oyununu sonra oynarız. Uninhabited-1 2010 info-icon
Go to write another book on the curtains! Git çadırlar üzerine bir kitap daha yaz. Uninhabited-1 2010 info-icon
Preview Hoşuna gitti mi? Uninhabited-1 2010 info-icon
It 'very good. Güzel. Uninhabited-1 2010 info-icon
And the music? Preview Müzik nasıl? Hoşuna gitti mi? Uninhabited-1 2010 info-icon
And 'strong... Harika. Uninhabited-1 2010 info-icon
Really? It 'and' beautiful. Gerçekten mi? Evet, güzel. Uninhabited-1 2010 info-icon
It 'a small group of Kaiman which 'came to town' the other night. Geçen gece kasabaya gelen küçük bir grup. Uninhabited-1 2010 info-icon
It ', I like it. Evet, hoşuma gitti. Uninhabited-1 2010 info-icon
Not as much as I like this pasta. It 'very good indeed. Bu, makarna kadar harika. Harika. Gerçekten harika. Uninhabited-1 2010 info-icon
Excellent. That's' cause you need me more 'often during your travels. Harika, böyle gezilerde bana daha çok ihtiyacın olacak. Uninhabited-1 2010 info-icon
It 'true. I have to bring more 'often. Var zaten. Seni yanımda daha sık getirmeliyim. Uninhabited-1 2010 info-icon
No beans with toast... Fırında fasulyesiz tost. Uninhabited-1 2010 info-icon
Decent meals... Uygun yemekler. Uninhabited-1 2010 info-icon
Excellent... well. Harika. Güzel. Uninhabited-1 2010 info-icon
Maybe tomorrow we could go fishing... Belki yarın balık tutmaya gitsek nasıl olur? Uninhabited-1 2010 info-icon
Take a few coral trout... perhaps lobster. Resif alabalığı, belki bir ıstakoz. Uninhabited-1 2010 info-icon
Maybe some echinoderm... We are the lobsters? Trepang deneyebiliriz. Burada ıstakoz var mı? Uninhabited-1 2010 info-icon
Cool. What 'an echinoderm? Harika. Trepang nedir? Uninhabited-1 2010 info-icon
A sea cucumber... Denizhıyarı... Uninhabited-1 2010 info-icon
You know the kind of large snail we've seen? Şu gördüğümüz büyük sümüklü böcek gibi şeyi hatırlıyor musun? Uninhabited-1 2010 info-icon
They want to eat? Onları mı yemek istiyorsun? Uninhabited-1 2010 info-icon
The people here burn them usually by 20 years. 1920'lerde, insanlar buradaki tüm adalarda onları avlarlardı. Uninhabited-1 2010 info-icon
Really? It '. Sahi mi? Evet. Uninhabited-1 2010 info-icon
Apparently, and 'an aphrodisiac. Görünüşe göre, bir afrodizyak. Uninhabited-1 2010 info-icon
What do you mean? Bunun anlamı nedir? Uninhabited-1 2010 info-icon
I'll show you What 'aphrodisiac. Afrodizyak ne sana göstereceğim. Uninhabited-1 2010 info-icon
Perhaps we could put a little 'in the dough. Belki biraz makarna koymalısın. Uninhabited-1 2010 info-icon
I do not know why ', I do not think is necessary. Bir şekilde bunun gerekli olduğunu düşünmüyorum. Uninhabited-1 2010 info-icon
Listen here... What are they? Şunu dinle. Onlar nedir? Uninhabited-1 2010 info-icon
Old bones. Eski kemikler. Uninhabited-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 178282
  • 178283
  • 178284
  • 178285
  • 178286
  • 178287
  • 178288
  • 178289
  • 178290
  • 178291
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim