Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178832
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'm Gethin. Hi, Gethin, I'm Taj, | Ben Gethin. Merhaba Gethin, ben Taj, Ben Gethin. Merhaba, Gethin. Ben Taj, | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I feel so ashamed. | Kendimi çok mahçup hissediyorum. Çok utandım ben. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Please stop. Don't call me sir and don't be formal. | Lütfen dur. Beni efendim diye çağırma ve düzgün ol. Lütfen dur. Bana efendim deme ve resmi konuşma. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
This is a very informal setting and, Gethin, stand up straight. | Bu çok labali düzenleme ve, Gethin, kalk ve dik ol. Bu çok gayri resmi bir ortam ve, Gethin, dik dur. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
A man always looks more confident when he's erect. | Bir adam herzaman kendine güvenli olmalıdır ereksiyon halinde olduğu zaman. Erkekler dik durduklarında daha kendinden emin görünürler. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Now, what's all this? | Şimdi, tüm bu şeyler nedir? Bunlar nedir? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I'm a dual major. | Ben çift branşlıyım. Ben, ben iki dalda okuyorum. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Maths/quantum physics. | Matematik/kuantum fiziği. Matematik ve kuantum fiziği. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Following the tradition of the great Stephen Hawking, huh? | Takip ediyorsun geleneksel muhteşem Stephen Hawking, huh? Büyük Stephen Hawking'in geleneğini mi izliyorsun? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Not exactly. Numbers geeks don't have the hottest social life, | Hayır tam olarak. Numaralar garabet sahip değiller en sıcak sosyal yaşamada. Tam sayılmaz. Matematik dehalarının sosyal hayatları hareketli olmuyor. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
so I did a sexual statistics compatibility survey with all the colleges in England. | Bu yüzden ben bütün üniversiterin ingilterede seksüel istatistikler uyumunu inceledim. Ben de İngiltere'deki bütün üniversitelerin cinsel uygunluk istatistiklerini hesapladım. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Camford came up with the highest nerd per willing chick probability ratio. | Camfordda en yüksek inek öğrenci başına düşen kız ihtimali oranı var. Camford, inek olarak piliç düşürme olasılığının en yüksek olduğu yer çıktı. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Gethin, I think you and I are kindred spirits in the search for the vertical smile. | Gethin, bence sen ve ben benzer ruhlarız araştırma içindeki düşey gülümsede. Gethin, dikey gülümseme yolunda ikimiz de arayış içindeyiz sanırım. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
The what, sir? The vertical smile. | Ne, efendim? Düşey gülümseme. Ne, ne efendim? Dikey gülümseme. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
You know, the scrambled eggs between the legs... | Sen bilirsin, güçlükle mücadele eden yumurtalar bacakların arasında... Bilirsin bacaklarının arasındaki çırpılmış yumurta. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Hello. What's your name? | Merhaba. Adın ne? Merhaba. Senin adın ne? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Hello? Simon doesn't like to talk. | Merhaba? Simon konuşmayı sevmez. Merhaba. Simon konuşmaktan hiç hoşlanmaz. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
It's a pleasure to meet you regardless, | Memnun oldum tanışmamızdaki senin aldırışsızlına, Yine de tanıştığıma sevindim. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
and I look forward to hearing from you | ve ben senden duymayı sabırsızlıkla bekliyorum Söyleyecek bir şeyin olduğunda | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
when you have something that you would like to say. | ne zaman bişey varsa söylemekten hoşlandığın. seni dinlemeyi için sabırsızlıkla bekliyorum. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
How about you, Balzac? | Senden naber, Balzac? Sen ne dersin, Balzac? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Looks like it's dragging a pair of soccer balls. | Futbol toplarının bir çiftini sürüklemiş gibi görünüyor. Arkasına futbol topu bağlanmış gibi duruyor. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
He's a purebred English bulldog. | O safkan İngiliz bulldogu. O safkan bir İngiliz Bulldog'u. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
It's English, is it? That's why it's such an ugly little bastard. | O İngiliz, değil mi? Bu yüzden o bir çirkin küçük piç. İngiliz demek, öyle mi? Böyle çirkin olması bu yüzden demek! | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
He can hear you. I don't care. | O duyabilir seni. Banane. Seni duyabilir. Umurumda değil. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Why do you have all that pent up aggression? | Niçin bu kadar bastırılmış agrasifliğin var? Neden bu kadar saldırgansın? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I'm Irish and the English have been giving us the shaft | Ben İrlandalıyım ve İngiliz bize slang kazığı veriyor Ben İrlandalıyım ve İngilizler 500 yıldır canımızı sıkıyor | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Well, time out for a second. I'm Indian. | İyi, mola bir saniye için. Ben Hintliyim. Bir saniye mola ver. Ben Hintliyim. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
And England invaded India in the 1700s, | Ve İngiltere istila etti Hindistanı 1700lerde, İngiltere, Hindistan'ı 1700ler'de işgal etti, | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
and didn't leave until less than 60 years ago. | ve bırakmadı 60 yıl kadar öncesine kadar. ve gideli daha 60 yıl bile olmadı. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Until then, we were just another one of its colonies, not unlike your Northern Ireland. | Ona kadar biz kolonilerden biriydik, senin kuzey İrlandanın aksine değil. O zamana kadar onların kolonilerinden biriydik. Senin Kuzey İrlanda'na benzemez. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Really? Yeah. | Gerçekten? Evet. Gerçekten mi? Evet. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
So I assume those are real. | Bu yüzden farzediyorum bunlar gerçek. Ve bunların gerçek olmasını umut ediyorum. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I'm sorry I lobbed you in the face, mate. | Üzgünüm ben yüzüne vurdum, arkadaşım. Yüzüne çaktığım için üzgünüm dostum. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Sadie, this is Taj Badalandabad, our new head of house. | Sadie, bu Taj Badalandabad, bizim yeni başkanımız. Sadie. Bu, Taj Badalandabad. Yeni ev sorumlumuz. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
All right, me old mucker. Have a shake, then, I ain't got the clap or nothing. | Tamam, ben yaşlı ayak takımdan biri. El sıkışalım ben almıyorum alkış yada hiçbişey. Memnun oldum. O zaman ver de kuyruğunu bir sallayayım. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
What? She means handshake. | Ne? O el sıkışması demek istiyor. Ne? El sıkışalım diyor. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Yeah, it's all right. Blokes are a bit stuffy here, though. | Evet, tamamen doğru. Adamlar biraz kendini beğenmiş burda, aslında. Evet idare eder. Ama erkekler biraz inatçılar. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I mean, I never thought it would be so hard | Demek istedeğim, ben için hiçbir zaman çok zor olmadı Yani patlayacak birini bulmanın | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
to find someone worth slurping the old panhandle. | birini bulmak. bu kadar zor olacağı aklıma hiç gelmezdi. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
You know, giving a blow job. | Bilirsin, yalamak. Oral seksi diyorum. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Nothing like getting your tongue around a nice fat one. | Hiçbirşeye benzemez dilinin çevresinde büyük bir tane almaya. Hani dilinin üzerine yapıştırırsın ya. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Sliding it in and out. | Kaydırsın onu içeri ver dışarı. Sonra emersin. İçeri dışarı. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Milking it like a cow until it explodes into the back of your mouth. | İnek sağmak gibi patlamasına kadar ağzının içinde. Damağına patlayana kadar, inek memesi gibi emersin. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I must have an amazing ear for dialects. | Ben muhteşem kulak sahibiyim lehçeler için. Aksanlara kulağım çok açık olmalı, | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I understood everything that she said perfectly. | Anladım herşey böyle o mükemmelce söyledi. söylediklerinin hepsini çok iyi anladım. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
So, how long will you be staying with us before you move to a better house, then, | Neyse, ne kadar zaman bizimle kalacaksın daha iyi eve taşınmadan önce, Peki daha iyi bir yere taşınmadan önce bizimle ne kadar kalacaksınız | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Mr. Badalandabad? | Bay Badalandabad? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I don't follow. It's all right, sir. | Takip etmiyordum. Önemli değil efendim. Anlayamadım. Sorun değil efendim. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
We all know we're losers. | Hepimiz biliyoruz biz kaybedenleriz. Bizi kimse istemez. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
SADIE: Well, round here in this campus | İyi, burası kampsun ortasında Evet, bu yerleşke de bizim evimiz. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
we're like crusty brown sheep dung off an old work boot. | Botun üstündeki kahverengi koyun gübresi gibiyiz. Bir aylık kurumuş inek dışkısı gibi duruyor değil mi? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
You know, a few years ago, I was exactly where you guys were. | Biliyorsunuz, birkaç yıl önce, ben kesinlikle siz nerdeyseniz ordaydım. Bakın, bir kaç yıl önce ben de tam sizin gibiydim. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Not really at all, actually. | Tamamı değil, aslında. Pek sayılmaz ama, | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
But look, the point is that there's potential, okay? | Ama gözüküyor, potansiyelin var olduğuna dahil bir bu işaret, tamam mı? bakın ama burada potansiyel var tamam mı? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
There's potential here. That's what I see. | Burada potansiyel var. Benim gördüğüm bu. Potansiyel var. Ben öyle görüyorum. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
You know, sometimes it just takes a while to cultivate one's own personal greatness. | Bilirsiniz, bazışeyler sadece zaman alır. Kendi kendimize ilerletmemiz kişisel büymelemerimiz. Bazen insanın kişisel büyüklüğünü yeşertmesi tabii ki zaman alır. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
It's okay, sir. People always say nice things. | Önemli değil, efendim. İnsanlar herzaman güzel şeyler söyler. Önemi yok efendim. Hep güzel şeyler söylerler. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
And then they leave. | Ve sonra ayrılırlar. Ve sonra giderler. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Balzac, I don't think I will succeed as the sultan of snatch in this place. | Balzac, sanmıyorum başarılı olup vajinların sultanı gibi olabilceğimi bu yerde. Balzac, burada fırsatların sultanı olarak başarıya ulaşacağımı sanmıyorum. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
All I wanted to do was spread a little Badalandabad butter on an English muffin. | Bütün istedeğim küçük Badalandabadleri yaymaktı İngilizlerin vajinlarının üstüne. Tek isteğim, bir İngiliz kekine biraz Badalandabad yağı sürmekti. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Well, Van, what would you do? | İyi, Van, sen olsan ne yapardın? Evet Van, sen ne yapardın? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
You like that long one, don't you, Miss Nude America? | Sen uzun bir tane seversin, değil mi, Amerikan çıplak güzeli? Uzun geldi değil mi, Bayan Çıplak Amerika? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Miss Nevada likes it hard. | Bayan Nevada zor sever. Bayan Nevada zor seviyor. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
TAJ: Yeah, scream a bit louder for more points. | Evet, çığlık at biraz yüksek daha fazla puan almak için. Evet, puan için biraz daha çığlık at. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Crazy room. Will you take a look at this place? | Çılgın oda. Bakar mısın bu odaya? Odaya bak. Şuraya bi bakar msınız? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Bloody hell. This must have cost a fortune. | Kahretsin. Servet tutmuştur bunlar. Aman Tanrım. Bu bir servete patlamıştır. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
The coolest, most confident kids on campus are living here. | En güvenli çocuklar burada kampuste yaşıyor. Burada yerleşkenin en havalı ve en kasıntılı çocukları oturuyor. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Who's moving in? The new you, Gethin. | Kim taşınıyor buraya? Yeni sen, Gethin. Kim taşınıyor? Yeni sen, Gethin. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
The new all of you. | Hepinizin yenisi. Yeni siz. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
And to celebrate, I got us an invitation to the campus wide inaugural ball tonight. | Ve kutlamak için, bizi açılış konuşmasına çağırdım bu gece. Ve kutlamak için bize bir davetiye ayarladım. Bu gece büyük yerleşke balosuna gidiyoruz. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Black tie only. When should we leave? Oi! | Siyah kıravat sadece. Ne zaman gidiyoruz? Oi! Güzel olacak. Ne zaman çıkalım?? Hey! | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
It's being tossed by that royal chutney ferret and his chorus of nancy boys. | O havaya fırlatılacak kraliyet acı sosu onun korosu tarafından. O baloyu turşu suratlı lafino kuyruklu kızların hazırladığından haberin yok mu? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Yeah, translation? | Evet, tercüme? Tercümesi? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Pip Everett is the Earl of Grey, 14 spots removed from the Queen herself. | Kont Pip Everett, 14 tane yer kraliçenin kendisinden ona kaldı. Pip Everett Grey Kontu ve aynı zamanda kraliçenin bizzat uzaktan akrabası. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
He also happens to be head of the Fox and Hounds, | O ayrıca Tilki ve Av Köpeklerinin başkanı, Aynı zamanda Tilki ve Tazı'nın da başkanı | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
who are sponsoring the ball. | ve finansör. ve balo sponsoru. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Yes, I've met Pip and I really wouldn't be concerned. | Evet, Piple tanıştım ve ben gerçekten endişelenmiyorum. Evet, Pip'le tanıştım ve yerinizde olsam hiç endişelenmezdim. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
only to be told when we arrived that there had been some sort of | biz vardığımız zaman bize söylendiki yanlızca bazı hatanın olduğu ama oraya gittiğimiz zaman bize | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
"typographical error" in our acceptance letters. | matbaasal bizim kabul mektuplarımızda. kabul mektuplarımızda bir tür daktilo hatası olduğunu söylediler. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Bloody right. Supposedly the bastards do it every year. | Kahretsin doğru. Güya piçler bunu her yıl yapıyorlar. Çok doğru. Düşünsene pislikler bunu her yıl yapıyor. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Just for their jollies. This happened to all of you? | Sadece onların neşesi için. Bu hepinize oldu mu? Eğlenmek için. Hepinizin başına geldi mi? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Well, you guys must be livid. | İyi, millet kan beyninize sıçramış olmalı. Ama tepeniz atmış olmalı. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
No. It's pretty much the story of our lives. | Hayır. Bu neredeyse bizim yaşamlarımızn hikayesi. Hayır, bu hayatımızın en büyük olayıydı. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
The story of... I don't believe what I'm hearing. | Hikaye... Duyduklarma inanmıyorum. Hayatınızın en... Duyduklarıma inanamıyorum. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Those pubic hair tooth flossers have no right to tell us what to do. | Bunlar kasık saçlı diş yüzgeçliler hiç bir hakları yok bize ne yapmamız gerektiğini söylemeye. Burun kılları, o kokoşların bize ne yapacağımızı söylemeye hakları yok. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
We're going show ourselves that we can go wherever we want, | Biz nerede ne zaman ne istersek yapabileceğimizi, kendimize ispatlayacağız. Ve ne zaman, nereye istersek gideriz. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Now, we're going to this party and we're going to look hot. | Şimdi, Bu partiye gidiyoruz ve ateşli gözüküyoruz. Şimdi bu partiye gidiyoruz. ve şık olacağız. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
So they're rich, powerful and beautiful. | Onlar zengin, güçlü ve güzel olabilirler. Pekala zengin güçlü ve güzeller. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Take away their good looks, their money and their superior attitudes, | Silip götürcez onların görünüşlerini, paralarını ve yüzeysel davranışlarını. Bu görünüşleriyle ve paralarıyla üstün olduklarını sanıyorlar. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
and what do you have? Us? | Ve biz neye sahibiz? Biz? Sizin neyiniz var? Kendimiz. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
There's an old saying. "Jumping off a cliff only hurts if you forget how to fly." | Eski bir söz vardır. Eğer uçmanın nasıl olduğunu unuttutsan uçurumdan düşmek sadece yaralar. Eski bir deyim vardır. "Uçurumdan atlamak, uçmayı unutursan canını yakar. " 269 00:18:03, 115 > 00:18:05, 106 Affedersiniz efendim ama o lafın aslı... | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Excuse me, sir. I think the actual saying is that... | Affedersiniz, efendim. Bence gerçek söz buydu... | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Well, it doesn't matter what the actual saying is, Gethin. | İyi, sorun değil gerçekte söylediğinin, Gethin. Lafın aslının ne olduğunun önemi yok, Gethin. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
All right. Well, go, guys. Have fun. Go, my little sparrows. | Tamamen doğru. İyi giyoruz millet. Biraz eğlenelim. Hadi benim küçük serçelerim. Pekala. Gidin çocuklar eğlenin, uçun küçük serçeler. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Would you like to dance? Would you like to dance? | Dans eder misiniz? Dans eder misiniz? Dans etmek ister misin? Dans etmek ister misin? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
Would you like to dance? Do you like to dance? | Dans eder misiniz? Dans eder misiniz? Dans etmek ister misin? Dans etmeyi sever misin? | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
I'd love to dance with you. | Seninle dans etmeye bayılırım. Seninle dans etmeyi çok isterim. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
So lean, so strong. | Çok ince, çok güçlü. Ne iri. Ne güçlü. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |
So virile. | Çok erkekçe. Taş gibi. | Van Wilder 2: The Rise of Taj-3 | 2006 | ![]() |