Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1917
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Okay. Come on. | Tamam. Hadi. | Abandoned-1 | 2010 | |
| So you've been treated for psychiatric issues before, hmm, Mary? | Daha önce psikiyatrik konularda tedavi gördün mü, Mary? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Answer the question, Miss Walsh. | Soruyu cevaplayın, Bayan Walsh. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l checked myself in when l was 22. | 22 yaşımdayken kontrole gitmiştim. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l was in grad school. l was under a lot of stress. | Üniversitedeydim. Üzerimde çok stres vardı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l was there for three days. That's it. | Üç günlüğüne orada kalmıştım. Bu kadar. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l don't see how that's relevant. | Nasıl bir bağlantı var anlamadım. | Abandoned-1 | 2010 | |
| What are you doing on antidepressants? | Antidepresanları niye kullanıyorsunuz? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Oh, you think l'm making this up. | Bunları benim uydurduğumu düşünüyorsunuz. | Abandoned-1 | 2010 | |
| You think that, | Hayali erkek arkadaşımın kayıp olduğunu düşünüyorsunuz. | Abandoned-1 | 2010 | |
| You're an only child. | Tek çocukmuşsunuz. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Your father left when you were young. | Siz gençken babanız sizi terk etmiş. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Your mother died earlier this year | Anneniz bu yılın başlarında hastanede ölmüş. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Yes, February. | Evet, şubatta. | Abandoned-1 | 2010 | |
| She went in for a routine check up | Olağan kontrolüne gitmişti. | Abandoned-1 | 2010 | |
| and never checked out. | Ama kontrol bile edilemedi. | Abandoned-1 | 2010 | |
| She had a blood infection. | Kan zehirlenmesi vardı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| So it's not surprising that your subconscious | Bilinçaltınızın hayal kurmak için neden hastaneyi seçtiğine şaşmamalı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt's not my subconscious anything. | Bu benim bilinçaltım değil. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Oh my Lord! | Tanrım! | Abandoned-1 | 2010 | |
| This is real. | Bu gerçek. | Abandoned-1 | 2010 | |
| He was there for me. | Benim için oradaydı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| You know, l remember her funeral. | Annemin cenazesini hatırlıyorum. | Abandoned-1 | 2010 | |
| He was at it. Kevin? | O oradaydı. Kevin mi? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Yes, Kevin. | Evet, Kevin. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l know it's hard to lose somebody you care deeply about, Mary. | Gerçekten sevdiğin birini kaybetmek zordur, Mary. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt's very understandable how someone in your situation | Senin durumundaki birinin psikolojik buhrandan dolayı... | Abandoned-1 | 2010 | |
| could suffer a psychological break. | ...acı çekmesi anlaşılır bir şey. | Abandoned-1 | 2010 | |
| You work long hours. | Uzun saatler çalışıyorsun. | Abandoned-1 | 2010 | |
| You've lost your emotional support system. You're alone. | Duygusal destek sistemini kaybettin. Yalnızsın. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt's only natural for the brain to reach for something, | Zihnin, doğası gerekeği tutunabileceği... | Abandoned-1 | 2010 | |
| anything, to grab onto. | ...her hangi bir şey aradı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| He drove us here. | Arabayı o kullandı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| He did. | O sürdü. | Abandoned-1 | 2010 | |
| And l remember the ride like the back of my hand. | Buraya nasıl geldiğimizi avucumun için gibi biliyorum. | Abandoned-1 | 2010 | |
| He he he was | O o o | Abandoned-1 | 2010 | |
| He was chewing on the lid of his coffee cup. | Kahve bardağının kapağını çiğniyordu. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt's this little nervous habit that he has. Sorry. | Sinirlendiği zaman yaptığı bir alışkanlığıydı. Üzgünüm. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l know that it all must seem real. | Gerçek gibi göründüğünü biliyorum. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt seems real because it is real! | Gerçek gibi görünüyor çünkü gerçek! | Abandoned-1 | 2010 | |
| l remember walking through the parking structure. | Park alanının oradan yürüdüğümüzü hatırlıyorum. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Memory is a very vivid and powerful sensation, Mary. | Hafıza hayal dolu ve güçlü bir duygudur, Mary. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt is real! | Gerçekti! | Abandoned-1 | 2010 | |
| This whole situation is real. | Bütün bu durum gerçek. | Abandoned-1 | 2010 | |
| And he's here. He was here, | Ve o burada. O buradaydı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| He's somewhere right now in this hospital | Bu hastanede bir yerlerde. | Abandoned-1 | 2010 | |
| and we're wasting time! | Vaktimizi boşa harcıyoruz. | Abandoned-1 | 2010 | |
| The nurse advised me to get coffee, | Hemşire kahve içmemi önerdi, | Abandoned-1 | 2010 | |
| said the surgery would be an hour. | ...ameliyatın bir saat süreceğini söyledi. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt was 25 minutes, and he's gone. | 25 dakika olmuştu, ve orada yoktu. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt was real. | Gerçekti. | Abandoned-1 | 2010 | |
| lt's all right, Mary. | Sorun yok, Mary. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Can l just have a moment alone? | Beni biraz yalnız bırakır mısın? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Take all the time you need, dear. | İstediğin kadar dinlen, canım. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l'll be in my office next door. | Yan odada ofisimde olacağım. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Mary, l | Mary, ben | Abandoned-1 | 2010 | |
| Security. | Güvenlik. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Want some company? | Eşlik etmemi ister misin? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Do you know l was just here for a checkup today? | Bugün buraya kontrole geldiğimi biliyor muydun? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Doctor told me l need to take it easy. | Doktor sakin olmam gerektiğini söyledi. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Then you call. | Sonra sen aradın. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l gotta tell you, this job can really take its toll on you | Şunu söylemeliyim, bu iş kişinin kendisine, ailesine ve evliliğine zarar veriyor. | Abandoned-1 | 2010 | |
| You're married? | Evli misin? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Was. | Evliydim. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Marriage, it can be a funny thing, you know? | Evlilik, eğlenceli bir şey. | Abandoned-1 | 2010 | |
| You commit yourself, you hand your heart over to someone, | Kendine söz verirsin, kalbini başkasına adarsın, | Abandoned-1 | 2010 | |
| but it always seems like it's the little things | ...ama her zaman senden bir şeyler kopar gider. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Little disagreements. | Ufak anlaşmazlıklar. | Abandoned-1 | 2010 | |
| She | O | Abandoned-1 | 2010 | |
| she hated the fact that l was a cop. | Polis olmamdan nefret ederdi. | Abandoned-1 | 2010 | |
| And you know what? | Ve biliyor musun? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Maybe maybe she was right. | Belki belki de haklıydı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l was working a gang shooting over in Glassell Park, | Glassell Park' ın orada bir çetenin çatışmasındaydım, | Abandoned-1 | 2010 | |
| and my partner and l, | ...ortağım ve ben, | Abandoned-1 | 2010 | |
| we traced the shooter back to his girlfriend's house. | ...tetikçiyi kız arkadaşının evine kadar takip ettik. | Abandoned-1 | 2010 | |
| He'd been shacking up there for a couple of weeks. | Birkaç hafta orada kaldı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| And we had the kid cornered, so we went in. | Sonra destek çağırdık ve içeri girdik. | Abandoned-1 | 2010 | |
| He was unarmed, gave himself right up. | Silahsızdı, ona seçme şansı tanıdık. | Abandoned-1 | 2010 | |
| What we didn't know that his girlfriend was in the house. | Bilmediğimiz şey kız arkadaşının da evde oluşuydu. | Abandoned-1 | 2010 | |
| The last thing l remember before l blacked out... | Bayılmadan önce hatırladığım son şey... | Abandoned-1 | 2010 | |
| was watching my partner... | ...ortağımın karanlık cansız gözlerine... | Abandoned-1 | 2010 | |
| his dark lifeless eyes | ...ve yere düşüşüne... | Abandoned-1 | 2010 | |
| as he fell to the floor. | ...bakıyor olmamdı. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Now look at me. | Şimdi bana bak. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l've got a desk job and high blood pressure | Masa başı bir işim ve yüksek tansiyonum var. | Abandoned-1 | 2010 | |
| and a doctor telling me how to live my life. | Doktor nasıl yaşamam gerektiğini söylüyor. | Abandoned-1 | 2010 | |
| what l'm trying to say here is that... | Söylemek istediğim şey bu... | Abandoned-1 | 2010 | |
| l understand what you're going through. | Neyin içinde olduğunu anlıyorum. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Can you please tell Dr. Bensley | Dr. Bensley'e, ne yapılması gerekiyorsa... | Abandoned-1 | 2010 | |
| he can just do whatever needs to do, all right? | ...yapabileceğini söyler misin? | Abandoned-1 | 2010 | |
| Mary's behavior is definitely indicative | Mary' nin davranışları kesinlikle duygusal bir sinir bozukluğunun, | Abandoned-1 | 2010 | |
| of someone in the midst of an emotional breakdown. | ...ortasındaki birisini tanımlıyor. | Abandoned-1 | 2010 | |
| And yet l never met anyone with such conviction | Ve hayallerindeki kişiyle henüz tanışamadım. | Abandoned-1 | 2010 | |
| She absolutely believes that everything that's happening is real. | Yaşananların gerçek olduğuna inanıyor. | Abandoned-1 | 2010 | |
| She's emotionally lost. | Duygusal olarak çökmüş durumda. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Yeah, this Bensley. | Evet, Bensley. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Listen, l wanna put Mary Walsh under 72 hour observation. | Mary Walsh' ı 72 saatlik bir gözetim altına koymak istiyorum. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Mm hmm. Possible mental illness. | Büyük ihtimalle zihinsel bir hastalığı var. | Abandoned-1 | 2010 | |
| Mr. Holloway, this is J.J. | Bay Holloway, ben J.J. | Abandoned-1 | 2010 | |
| l have her in the hallway. | Şu anda koridorda. | Abandoned-1 | 2010 |