Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2247
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
These are... | Bunlar, uluslararası üne sahip en iyi mimarlar... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...designed by some of the top internationally... | ...tarafından tasarımlanan heybetli, muhteşem sanat eserleri. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
We live in a great, great city and we are fortunate... | Büyük, büyük şehirlerde yaşıyoruz ve bu zamanlarda yaşadığımız için şanslıyız. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Don't get distracted. | Dikkatin dağılmasın. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Can you turn that off? | Şunu kapatır mısın? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I thought you liked it. | Hoşuna gittiğini sanmıştım. Şu an gitmiyor. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Can you cheer up? | Neşelenebilir misin? Neden? Annen için mesela. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Because of me, you might actually get somewhere instead... | Benim yüzümden, hayal ettiğin yerine başka bir yere gidebilirsin. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I'm not dreaming. | Hayal etmiyorum. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Where's my mother? | Annem nerede? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Get back to work. You're not her. | İşine bak. Sen annem değilsin. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Get away. | Uzak dur. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Well, you were right. | Acının gitmediği konusunda haklıydın. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I feel this anger... | Öfkeyi hissediyorum... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...Like... | ...sanki... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...something is sitting next to me screaming all the time. | ...yanımda oturan bir şey sürekli bağırıyor bana. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
It's what we're calling mnemonic dissonance. | Belletici tenafür dediğimiz şey bu. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
It's your new body's instincts clashing... | Yeni vücudunun içgüdüleri anılarınla çarpışıyor. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
It might help you to concentrate your thoughts... | Düşüncelerini, kızın için iyi olana konsantre etmene yardım edebilir. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
For some reason I don't want to focus on her. | Bir sebepten dolayı ona konsantre olmak istemiyorum. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Your animal connection with her may not feel... | Onunla olan diriksel bağlantını hissetmeyebilirsin... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
but it will come back. | ...ama hissedersin yakında. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I think... | Bence... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...she and I need a break from each other. | ...birbirimizden biraz uzaklaşmalıyız. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Jules needs your help with her transition... | Jules'ın hazırlık okuluna girmek için yardımına ihtiyacı var. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
She hates me. | Benden nefret ediyor. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
She'll probably be relieved to get away from me. | Muhtemelen benden kurtulduğu için rahatlayacaktır. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
But I don't mind. | Ama umurumda değil. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Then what was the point of any of this? | O zaman bunların anlamı ne? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Do you remember this place? | Burayı hatırlıyor musun? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. We met here before Christmas. | Evet, Yılbaşından önce burada buluşmuştuk. Biz buluşmadık. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Someone's got to straighten out your priorities... | Jules için her şeyi heba etmeden önce birisi önceliklerinde önem kazandı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
This might be a bigger sacrifice than you imagine. | Bu, hayal ettiğinden bile büyük bir fedakârlık olabilir. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Gwen, it's not like you're a consciousness in a jar... | Gwen, sen bir kavanozdan başka bir kavanoza... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
What do you mean? My marketing characterizes the procedure. | Bu da ne demek? Pazarlamam, ürünü karakterize ediyor. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
It's just that, a consciousness transplant. | O yani, bilinç nakli. Bu pazarlama. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
In order to reproduce your memories, | Anılarını yeniden üretmek için, beynine elektrotlar yerleştirmeliyiz. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
And in the brain of the new host. | Ve yeni sahibin beyninde. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
We use a semi separable feedback loop between... | Psiko psikolojik ikiz oluşturmak için... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
to generate a psycho physiological twin. | ...ikiniz arasında yarı ayrılabilir geri bildirim döngüsü kullanacağız... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
New neurons, cloned matter. | Yeni nöronlar, klonlanmış maddeler. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Wait. | Bekle. İkiz mi? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
She'll be a copy of you. | Senin bir kopyan olacak. Aynı yetenekler, aynı şeyleri sevip sevmeme, aynı kişilik... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
but an entirely separate awareness. | ...ama tamamen farklı bir farkındalık. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
So there'll be two of me then? | Benden iki tane mi olacak yani? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Once the electrodes are removed, | Elektrotlar çıkarıldığında, ana beyin kendini yenileyebilir... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...because it's still young. | ...çünkü hala gençtir. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
But your older brain can't. | Ama yaşlı olan yenileyemez. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Your particular awareness will cease to exist. | Öz farkındalığın, varlığa son verecek. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
You mean, I'm gonna die? | Öleceğim mi yani? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Your cloned brain will wake up in the new body... | Klonlanmış beynin, tüm anılarınla birlikte yeni bir bedende uyanacak... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
and since she knows nothing else, she'll... | ...ve kızın da bir şey bilmediğinden, sen olduğuna inanacak. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
But this is still Jules' only chance, though, isn't it? | Ama bu yine de Jules'ın tek şansı, öyle değil mi? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
And, Dave, | Ve Dave... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Jules can never know. | ...Jules bunu öğrenemez. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Gwen needed you to perform without misgivings. | Gwen'ın hataya yer olmadan performans göstermene ihtiyacı vardı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
So I excluded this memory from the transfer. | Ben de transferden bu anıyı ayıkladım. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
She gave away her life with her daughter. | Kızıyla birlikte hayatını verdi. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
There's nothing inside of you that knows what that meant. | Senin içindeki hiçbir şey, bunun ne anlama geldiğini bilmiyor. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
There's nothing left. | Hiçbir şey kalmadı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Sales are through the roof. | Satışlar tavan yaptı. Ben önceden başka biri miydim? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Body donor. | Vücut donörü. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Do you remember my last conversation with Gwen... | Bekleme odasında, Gwen ile yaptığım son konuşmamı hatırlıyor musun? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Can you feel that part of her reaching through you... | Onun o parçasının, seni kullanarak ufak kızına... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...towards her little girl? | ...uzanmaya çalıştığını hissedebiliyor musun? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
That part is lost. | O parça kayboldu. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Just inform me if you need any additional changes. | Başka bir değişikliğe ihtiyaç duyarsan haber ver bana. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Did you kill her? | Öldürdün mü onu? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
She did this. | Bunu o yaptı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
She's gone, Jules. | O öldü, Jules. Üzgünüm. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
She wouldn't do that. | Asla böyle bir şey yapmazdı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I can't seem to find my... | İlacımı... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...Medicine. | ...bulamıyorum. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I'm not gonna be here for anyone else. | Kimse için olmayacağım burada. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I'm not gonna be here for any other reason. | Başka bir sebep için burada olmayacağım. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I don't really know why I'm alive. | Neden yaşadığımı bilmiyorum. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Doesn't matter. | Önemli değil. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Whatever you do will be wonderful and worthwhile. | Yaptığın her şey harika ve değerli olacak. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I know because you're kind. | Kibar olduğunu biliyorum. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
People say being kind is being weak. | İnsanlar, kibarlığın zayıflık olduğunu söylüyor. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
You're alive because of energy... | Hayattasın, çünkü enerji ve empatin var. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Your mother had so much of it inside of her, | Annenin içinde, dışarı atması gereken çok şey vardı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
So she made you. | O yüzden seni doğurdu. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
You're starting to sound like her. | Onun gibi konuşmaya başladın. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I'm sweating. | Terliyorum, terlemekten nefret ederim. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Are they late? | Geciktiler mi? Rahat ol. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Let's do the meditation thing you learned at camp. | Hani kampta öğrendiğin meditasyon şeyini yapalım. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
That was fun. | Eğlenceliydi o. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
♪ Adventure time, come on, grab your friends, we'll go to very distant lands. ♪ | Macera zamanı,hadi getir arkadaşlarını Çok uzak diyarlara gideceğiz Macera zamanı,hadi getir arkadaşlarını Çok uzak diyarlara gideceğiz Macera zamanı,hadi getir arkadaşlarını Çok uzak diyarlara gideceğiz | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
♪ With Jake the dog and Finn the human ♪ | Köpek Jake ve İnsan Finn ile Köpek Jake ve İnsan Finn ile Köpek Jake ve İnsan Finn ile | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
♪ the fun will never end. It's adventure time! ♪ | Eğlence hiç bitmeyecek İşte Macera Zamanı! Eğlence hiç bitmeyecek İşte Macera Zamanı! Eğlence hiç bitmeyecek İşte Macera Zamanı! | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
Synced and corrected by fant0m www.addic7ed.com | Çeviri : bL00keRs twitter.com/bL00keRs Çeviri : bL00keRs twitter.com/bL00keRs Çeviri : bL00keRs twitter.com/bL00keRs | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
Asiago's like parm. | Asiago'nun parmı gibi. | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
Whoopsies. | Pislik gibi. | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
Okay, now easy does it. | Tamam, şimdi sakin ol. Geri sıçrayabilirsin,adamım! | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
Ohh! | Ohh! | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
Thanks a lot, dad! Finn? 1 | Çok teşekkürler, baba! Finn? 1 | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
What's going on? Is the spaghetti all... Whoa! Finn, what happened?! | Neler oluyor? Spagetti... Vay canına! Finn, ne oldu?! | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
I messed up the spaghetti, and then I got mad, and PB's candy arm exploded. | Spagettiyi berbat ettim, ve sonra kızdım, ve ŞP'in şeker kolu patladı. | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |
Man, I knew that arm was bogus. | Dostum, bu kolun sahte olduğunu biliyordum. | Adventure Time with Finn amp Jake-1 | 2010 | ![]() |