Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3835
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
This is my friend, Yoshiko. | Arkadaşım Yoshiko. | An-2 | 2015 | ![]() |
Glad to meet you. | Tanıştığımıza memnun oldum. | An-2 | 2015 | ![]() |
This is where we cooked sweets, for many years. | Burada senelerdir tatlı pişiririz. | An-2 | 2015 | ![]() |
Back then, | O zamanlar... | An-2 | 2015 | ![]() |
the cooks and the customers were all patients. | ...aşçılar ve müşteriler hastalardan oluşuyordu. | An-2 | 2015 | ![]() |
Yoshiko's specialty is Western cakes, | Yoshiko benim aksime... | An-2 | 2015 | ![]() |
unlike me. | ...batı tatlıların uzman. Lütfen buyurun. | An-2 | 2015 | ![]() |
While it's warm. You don't need a sweet tooth. | Tatlı değil, sıcakken ye. | An-2 | 2015 | ![]() |
Thanks. | Afiyet olsun. | An-2 | 2015 | ![]() |
Delicious. | Leziz. | An-2 | 2015 | ![]() |
This salted kombu is Tokue's homemade. | Bu salamura kombuyu Tokue yaptı. | An-2 | 2015 | ![]() |
This is...pickled plum? | Bu erik turşusu mu? | An-2 | 2015 | ![]() |
Yes, I use plum, and shiso too. | Evet, hem erik hem de shiso kullandım. | An-2 | 2015 | ![]() |
How do you make this? | Nasıl yaptın? | An-2 | 2015 | ![]() |
I'm not telling. | Anlatmayacağım. | An-2 | 2015 | ![]() |
You should tell him. | Anlatmalısın. Şükürler olsun. | An-2 | 2015 | ![]() |
It's really nice, | Beğendiklerine gerçekten sevindim. | An-2 | 2015 | ![]() |
Won't you have some? | Biraz yemez misin? | An-2 | 2015 | ![]() |
Well, I... | Ben... | An-2 | 2015 | ![]() |
She's lost her appetite. | İştahını kaybetti. İyiyim. | An-2 | 2015 | ![]() |
I'm a little worried. | Biraz endişeliyim. | An-2 | 2015 | ![]() |
I'm having dental work done. | Dişlerimi yaptırıyorum. | An-2 | 2015 | ![]() |
When we cook bean paste, we use just a little salt. | Fasulye ezmesi pişirirken biraz tuz atarız. | An-2 | 2015 | ![]() |
But along with red bean soup, | Ancak kırmızı fasulye çorbasıyla beraber... | An-2 | 2015 | ![]() |
we serve distinctly salty things, like kombu. | ...kombu gibi belirgin bir biçimde tuzlu yiyecekleri servis ederiz. | An-2 | 2015 | ![]() |
We combine salt and sweet dumplings too, like shio daifuku. | Shio daifuku gibi tatlı ve tuzlu mantıları bir araya getiririz. | An-2 | 2015 | ![]() |
The concept of reversal. | Zıtlık konsepti. | An-2 | 2015 | ![]() |
So, how about... | Peki salamura dorayaki nasıl olur? | An-2 | 2015 | ![]() |
It's worth trying. | Denemeye değer. | An-2 | 2015 | ![]() |
Boss, thanks... | Patron bana kibar davrandığın için... | An-2 | 2015 | ![]() |
You were kind to me. | ...teşekkür ederim. | An-2 | 2015 | ![]() |
I had a great time. | Harika zaman geçirdim. | An-2 | 2015 | ![]() |
I'll be all right. | ...iyi olacağım. | An-2 | 2015 | ![]() |
smile when something is delicious. | ...lezzetli bir şey yerken gülümse. | An-2 | 2015 | ![]() |
I enjoyed it so much. | Çok hoşuma gitti. | An-2 | 2015 | ![]() |
It was pure pleasure. | Çok zevkliydi. Kiraz ağacı güzeldi. | An-2 | 2015 | ![]() |
That was the beginning, cherry blossom time... | Sakuralar açmaya başlamıştı. | An-2 | 2015 | ![]() |
Dear Tokue Yoshii, | Sevgili Tokue Yoshii... | An-2 | 2015 | ![]() |
To be frank, | ...açık sözlü olmak gerekirse tamamen farklı nedenlerle... | An-2 | 2015 | ![]() |
I too spent time apart from society. | ...insanlardan çok uzak kaldım. | An-2 | 2015 | ![]() |
3 years before I came to the shop... | 3 sene önce dükkâna geldiğimde... | An-2 | 2015 | ![]() |
I was working at a pub. | ...bir barda çalışıyordum. | An-2 | 2015 | ![]() |
Trying to mediate a fight, I turned violent, | Bir kavgayı ayırmaya çalışırken olaya dahil oldum ve... | An-2 | 2015 | ![]() |
and I left one person with a severe disability. | ...bir kişiyi ciddi bir şekilde sakat bıraktım. | An-2 | 2015 | ![]() |
While I was in prison, my mother came to visit. | Hapishanedeyken annem ziyaretime geldi. | An-2 | 2015 | ![]() |
she died before I was released. | ...ben salıverilmeden öldü. | An-2 | 2015 | ![]() |
I couldn't hear her stories. | Onun hikâyelerini dinleyemedim. | An-2 | 2015 | ![]() |
I haven't been able to hear anyone's stories. | Kimsenin hikâyesini dinleyemedim. | An-2 | 2015 | ![]() |
No good? | İyi değil mi? Aşırı tuzlu. Çok kullanmışım. | An-2 | 2015 | ![]() |
It's tricky. | Ustalık istiyor. | An-2 | 2015 | ![]() |
I think it's good. | Bence iyi. Öyle mi? | An-2 | 2015 | ![]() |
Well, then, | O zaman bu ne? | An-2 | 2015 | ![]() |
This is salt | Bu tuz... | An-2 | 2015 | ![]() |
that was dried under the light of a full moon. | ...dolunay ışığında kurutulmuştur. | An-2 | 2015 | ![]() |
It's from a southern island. | Güneydeki bir adadan geliyor. | An-2 | 2015 | ![]() |
There are all kinds. | Her çeşit var. Biraz ver. | An-2 | 2015 | ![]() |
Hey there. Excuse us. | Selam. Kusurumuza bakmayın. | An-2 | 2015 | ![]() |
This is the manager, Sentaro. | Bu, dükkânın işletmecisi Sentaro. Merhaba. | An-2 | 2015 | ![]() |
I've been thinking things over. | Artık meselenin kapandığını düşünüyorum. | An-2 | 2015 | ![]() |
It's very sudden, but I'd like you to work with this kid. | Çok ani oldu ama bu çocukla çalışmanı istiyorum. | An-2 | 2015 | ![]() |
He's my nephew. | Kendisi yeğenimdir. Bir restoranda çalışıyordu ama... | An-2 | 2015 | ![]() |
but he ran into some personal problems. | ...bazı kişisel sorunlarla karşılaştı. | An-2 | 2015 | ![]() |
You know how touchy cooks can be. | Aşçılar ne kadar alıngandır bilirsin. | An-2 | 2015 | ![]() |
So I want to remodel the shop next month, | Önümüzdeki ay dükkânda değişiklik yapmak istiyorum. | An-2 | 2015 | ![]() |
and we'll add grilled okonomiyaki to the menu. | Menüye kızarmış okonomiyaki ekleriz. | An-2 | 2015 | ![]() |
Sweet and salty pancakes, that's the idea. | Amaç tatlı ve tuzlu yiyeceklerin olması. Değişiklik mi? | An-2 | 2015 | ![]() |
There are lots of students around here. | Buralarda çok öğrenci var. | An-2 | 2015 | ![]() |
You would get along with him, right? | Onunla anlaşabilirsin, değil mi? | An-2 | 2015 | ![]() |
Hang on a sec. | Bir dakika bekleyin. Biliyorum, biliyorum. | An-2 | 2015 | ![]() |
But this shop can't stay as it is. | Ancak dükkân olduğu gibi kalamaz. | An-2 | 2015 | ![]() |
I've loved him since he was a baby, | Bebekliğinden beri onu severim. | An-2 | 2015 | ![]() |
so when he began training as a chef, I started making this plan. | Bu yüzden aşçılık eğitimi almaya başladığında bunu planlamaya başladım. | An-2 | 2015 | ![]() |
Won't you accept this, as the wish of the owner? | Dükkân sahibesinin istediğini kabul etmeyecek misin? | An-2 | 2015 | ![]() |
But I... | Ancak ben... | An-2 | 2015 | ![]() |
You want to continue making dorayaki, right? | Dorayaki yapmaya devam etmek istiyorsun, değil mi? | An-2 | 2015 | ![]() |
You can train the future owner, while you do. | Bunu yaparken dükkânın varisini eğitebilirsin. | An-2 | 2015 | ![]() |
Now, Wakato, make a proper greeting. | Wakato düzgünce selamlasana. | An-2 | 2015 | ![]() |
In your debt... | Emrinizdeyim. | An-2 | 2015 | ![]() |
What do you think? | Ne düşüyorsun? | An-2 | 2015 | ![]() |
We'll put the griddle here. | Ocağı buraya koyarız. | An-2 | 2015 | ![]() |
And you can make the dorayaki over here. | Burada da dorayaki yaparsın. | An-2 | 2015 | ![]() |
I think it'll work out fine. | Bence burası gayet iyi. | An-2 | 2015 | ![]() |
It will be a big improvement. | Büyük bir gelişme olacak. | An-2 | 2015 | ![]() |
Young people are always hungry. | Gençler hep aç olur. | An-2 | 2015 | ![]() |
Sweet. | Tatlı. Dorayaki hep tatlı olur. | An-2 | 2015 | ![]() |
Dorayaki... | Dorayaki. | An-2 | 2015 | ![]() |
Come and get 'em. | Gelip alın. | An-2 | 2015 | ![]() |
Dorayaki. | Dorayaki. | An-2 | 2015 | ![]() |
Boss? | Patron. | An-2 | 2015 | ![]() |
I thought I'd find you here. | Seni burada bulabileceğimi düşündüm. | An-2 | 2015 | ![]() |
I looked all over for you. | Her yerde seni aradım. | An-2 | 2015 | ![]() |
Yoshiko. | Yoshiko. | An-2 | 2015 | ![]() |
Tokue has died. | Tokue öldü. | An-2 | 2015 | ![]() |
3 days ago. | 3 gün önce. Tokue... | An-2 | 2015 | ![]() |
pneumonia. | ...zatürreeden öldü. | An-2 | 2015 | ![]() |
Tokue's feelings... | Tokue'nin hisleri... | An-2 | 2015 | ![]() |
connected with you. | ...seninle bağlantılıydı. | An-2 | 2015 | ![]() |
Excuse us, | Tokue bize izin verir misin? | An-2 | 2015 | ![]() |
She would be pleased to know you have these. | Bunları alman Tokue'nin hoşuna giderdi. | An-2 | 2015 | ![]() |
"Tokue" | "Tokue" | An-2 | 2015 | ![]() |