Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3857
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| She was a wife of the Agency. | Tam bir teşkilat eşiyidi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Will be a danger? | Sorumluluk sahibi olacak mı? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Evaluate all | Her şeyi not tutar. | An American Affair-1 | 2009 | |
| in a journal, always did it ... | Hepsini bir günlüğe yazar. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I thought you dezvãşat this a habit. | Bu alışkanlığını bırakmasını sağlayabilirsin sanıyorum. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Try it, see if you succeed you are. | Sen bıraktırmaya çalış, bakalım ne kadar ilerleyeceksin. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Mr Del Valle, how you doing? | Bay Del Valle, nasılsınız? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Every morning when I wake up see it on Fidel laughing at us. | Her sabah uyanınca Fidel'in bize güldüğünü düşünüyorum. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Laugh and laugh behind his Havana. | Purosunu içerken gülüp duruyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| And not much is funny, so I? | Pek komik değil, öyle değil mi? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Kennedy, beaten by the White House, and he laughs at us. | Aynı bizim playboy Kennedy gibi. O da bize gülüyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I sure Mr. Caswell, so it? | Bay Caswell'i tanıyorsunuz, değil mi? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Must act up is not too late. | Geç olmadan harekete geçmemiz lazım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| "Bay of Pigs." | Domuzlar Körfezi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| God ... | Vay canına. | An American Affair-1 | 2009 | |
| "What thought or intelligence agencies | Jack ve ben sevişirken, dışarıda bekleyen... | An American Affair-1 | 2009 | |
| to wait outside while Jack and swim with me? | ...o gizli servis ajanları kim bilir ne düşünüyordur? | An American Affair-1 | 2009 | |
| "There is confidence in Lucian, has not already. | Artık Lucian'a güvenmiyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Now turn to Bobby for all. " | Bu sıralar sadece Bobby var. | An American Affair-1 | 2009 | |
| You have to be seen before during noon, Charlie. | Yüzünü gündüz görmeliydin, Charlie. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I thought only your hands to under the table. | Ellerin için endişelenmeliydim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Seem rushed. | Acelen var. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I saw things, places to visit ... | Görecek şeyler, gidilecek yerler var. | An American Affair-1 | 2009 | |
| ... people known. | İnsanlar da var. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Look at you ... | Harika görünüyorsun. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I am inviting you to look. | Seni bakman için davet etmedim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| The so soon? | Bu kadar erken mi? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Helene prepares you to support prepelişã or similar. | Helene yemek hazırlıyor. Bıldırcın yapıyor galiba. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I promised that I get. | Orada olurum diye söz verdim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Send her my love. | Sevgilerimi ilet. | An American Affair-1 | 2009 | |
| She read the book Huxley that you recommended it. | Önerdiğin şu Huxley'in kitabını okudu. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I liked it. | Beğenmedi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| 'm Not surprised. | Şaşırmadım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| You know you c could a parachute? | Onu terkedebilirim, biliyor musun? | An American Affair-1 | 2009 | |
| No trouble ... | Dert etme | An American Affair-1 | 2009 | |
| I must perfecşionez prepelişei cooking. | Benim bıldırcının daha çok işi var. | An American Affair-1 | 2009 | |
| A pleasant dinner! | Afiyet olsun. | An American Affair-1 | 2009 | |
| You left your bag on the floor, that he gave away. | Kitabını yerde bırakmışsın, sessiz adam. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Sorry ... | Afedersin, üzgünüm. | An American Affair-1 | 2009 | |
| No rain, so I'm going home. | Yağmur yağmıyor, o yüzden eve gideceğim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Do not you never be bashful that you're excited, Adam. | Heyecanlanmaktan utanma, Adam. | An American Affair-1 | 2009 | |
| But you don 't do. | Bir daha yapma yeter. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Never again. | Yapmam. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I saw your soşul today. | Bugün kocanı gördüm. | An American Affair-1 | 2009 | |
| What emoşionant for you. | Senin için enteresan olmalı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| He was still a guy in a suit. | Bir adamla birlikteydi, kirli elbisler içinde. | An American Affair-1 | 2009 | |
| They talked about you | Senden bahsediyorlardı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| They met with someone who spoke with the accent. | Sonra aksanlı bir adam daha geldi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| "Del" something. | İsmi "Del" gibi bir şeydi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Del Valle? I call it? | Del Valle mi? İsmi bu muydu? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Yes, you called. | Evet, oydu. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Who? | Kim o adam? | An American Affair-1 | 2009 | |
| A Cuban. One very sorry. | Kübalı birisi. Oldukça öfkeli bir Kübalı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Some consider him a patriot, | Bazıları onun bir vatansever,... | An American Affair-1 | 2009 | |
| criminal others. | ...bazıları da bir suçlu olduğunu düşünüyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I think that depends on its point of view. | Sanırım bu bakış açına bağlı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| It's so | Doğru. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Just so e. | Çok doğru. | An American Affair-1 | 2009 | |
| You must leave now. | Gitmen lazım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Adam, if you ever see on my soşul, | Adam, bir daha kocamı görecek olursan... | An American Affair-1 | 2009 | |
| take it in opposite direction. | ...yolunu değiştir. | An American Affair-1 | 2009 | |
| The Oval Office. | Oval Ofis. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I'm Catherine Caswell. I can make the link, please? | Ben Catherine Caswell. Bağlayabilir misiniz, lütfen? | An American Affair-1 | 2009 | |
| One moment, please. | Bir dakika, lütfen. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Unfortunately, Ms. Caswell, the president is upset. | Üzgünüm, bayan Caswell, başkan şu an telefonda. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Wait. | Beklerim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| It could be. | Biraz zaman alabilir. | An American Affair-1 | 2009 | |
| It is important. | Önemli. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I think it will take more than you are willing to Wait. | Sanırım düşündüğünüzden daha uzun sürecek. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Want to leave a message? | Notunuz varsa alabilir miyim? | An American Affair-1 | 2009 | |
| No, no message. | Hayır, notum yok. | An American Affair-1 | 2009 | |
| "Queer" ... | Sırf kibir. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Don 't bar, Jack. | Bu işi berbat etme, Jack. | An American Affair-1 | 2009 | |
| In this event, Cuban prisoners | Bu akşam Kübalı mahkumların... | An American Affair-1 | 2009 | |
| returned to the end Pigs in the Gulf. | ...Domuzlar Körfezinden döndüğü akşam. | An American Affair-1 | 2009 | |
| They arrived by plane from Miami after 20 months of captivity. | 20 aylık tutsaklıktan sonra Miami'ye geri döndüler. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Fidel Castro has played them freedom | 53 milyon dolarlık gıda ve ilaçtan oluşan bir fidye karşılığı... | An American Affair-1 | 2009 | |
| for a reward of $ 53000000 in food and medicines. | ...Fidel Castro tarafından nihayet serbest bırakılmışlardı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| How will you integrate these FO are deşinuşi | Geri dönen bu mahkumlar, huzursuz Kübalı Amerikalılar... | An American Affair-1 | 2009 | |
| agitated in the community Cuban American? | ...tarafından nasıl karşılanacak? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Adam, | Adam,... | An American Affair-1 | 2009 | |
| hasten the back, will come in second in the second. | ...acele et, her an burada olabilir. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Dumb ass ... | Aptal. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Go Walter. | Sizi Walter götürecek. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Walter? Jason's father. | Walter mı? Jason'ın babası. | An American Affair-1 | 2009 | |
| We will be back later does not awake waiting. | Biz eve geç döneceğiz, o yüzden sen yat uyu. | An American Affair-1 | 2009 | |
| If someone, no matter who | Ve her hangi biri ama her hangi biri... | An American Affair-1 | 2009 | |
| will drink alcohol at this party want to go. | ...o partide içki içecek olursa hemen oradan ayrılmanı istiyorum. | An American Affair-1 | 2009 | |
| To call on Jason's father. | Jason'a söyle babasını arasın. | An American Affair-1 | 2009 | |
| All right, mother. | Tamam, anne. | An American Affair-1 | 2009 | |
| And do not think that I find, and boys, | Ve sakın bunu öğrenemeyeceğimi sanma, beyefendi.. | An American Affair-1 | 2009 | |
| because I find it to nşeles? | ...çünkü öğrenirim. Anlaştık mı? | An American Affair-1 | 2009 | |
| I understood. | Anlaştık. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Bye, Dad. | Hoşça kal, baba. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Bye, son. | Hoşça kal, evlat. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Adam ... | Adam | An American Affair-1 | 2009 | |
| Pleasant fun! | İyi eğlenceler! | An American Affair-1 | 2009 | |
| Jimmy, the bullshit ends. | Jimmy, kes şunu. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Too fearful as play. | Oynamaya korkuyorsun. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Not really. | Korkmuyorum. | An American Affair-1 | 2009 |