Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3860
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| will be appointed at the 36 th president of the United States. | ...Birleşik Devletlerin 36'ıncı başkanı olacağı öngörülüyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| On this morning, the president Kennedy Airport is located in Dallas | Başkan Kennedy bu sabah Dulles havalanında... | An American Affair-1 | 2009 | |
| where saluta mettlesome ... | ...insanlar el sallayıp, çoşuyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Bulbs ... | Böcekler | An American Affair-1 | 2009 | |
| You want them to rupi ... | Onları ezeceksin. | An American Affair-1 | 2009 | |
| E November 22, and my flower Grãdina you. | 22 Kasım, ve bahçemde çiçekler açmış. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Police searching for a white man, | Polis yaklaşık 30 yaşlarında beyaz bir erkeği arıyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| 75 kg, poor constitution. | 60 kilo, zayıf vücutlu. | An American Affair-1 | 2009 | |
| It seems that this man He impui and how the president | Başkanı 30 kalibre tüfekle vuran kişinin bu şahıs olduğu sanılıyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| It 's my fault. | Benim hatam değil. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Do not touch me. | Dokunma bana. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I'm sorry ... | Afedersin. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Leave. | Çık dışarı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Catherine, I ... No. | Catherine, ben Hayır. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Go, nesimşitule. | Çık dışarı, küçük pislik. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Everything will be fine ... | Her şey düzelecek. | An American Affair-1 | 2009 | |
| How bad was it? | Ne kadar kötüydü? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Caravan of me and ini came back from the corner. | Köşeden dönmüş geliyordu... | An American Affair-1 | 2009 | |
| How the wind blows, people talking, | ...rüzgar esiyordu, insanlar konuşuyordu,... | An American Affair-1 | 2009 | |
| laugh, ovaşionau, | ...gülüşüp bekliyorlardı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| after which he fell head back, | Sonra birden kafası geriye gidip... | An American Affair-1 | 2009 | |
| then in front. | ...öne doğru geldi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Jackie has climbed back on and how to find something | Jackie bir şeyler ararmışcasına bagajın üstüne çıktı... | An American Affair-1 | 2009 | |
| but me and inile were away. | ...ve araba yürüdü gitti. | An American Affair-1 | 2009 | |
| God ... I have to go back to the office. | Tanrım Ofise dönmem lazım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| But you've got 10 minutes. | Buraya geleli daha 10 dakika oldu. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Oswald has hired a lawyer. I'll be there all night. | Oswald bir avukat tutmuş. Bütün gece orada olacağım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I think it was terrible. | Çok korkunç olmalı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Yes, it was. | Evet, öyleydi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| At least it ended. | En azından sona erdi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Thank God for indulgenşã. | Şükürler olsun ki ucuz atlattık. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Later, my friend. | Görüşürüz, ufaklık. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I'm wondering if you could get a second. | Bir dakikalığına içeri girebilir miyim? | An American Affair-1 | 2009 | |
| No, not really though. | Hayır, sanmıyorum. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I wanted to make sure Adam feels that good. | Adam'ın iyi olduğundan emin olmak istedim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| It's very good. | Adam iyi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I think that is something that I belong. | Sanırım onda bana ait bir şey var. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I will ask. | Ona soracağımdan emin olabilirsiniz. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Get. | Yukarı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I just can ... Now. | Ben sadece Hemen. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Yes it fucking glass, drink directly from the bottle. | Bardağı bırak, doğruca şişeden çek. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I just do not see why, | Sadece iyi misin diye bakmaya gelmiştim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Where did you find the Ruby? | Ruby'i nerede buldun? | An American Affair-1 | 2009 | |
| He was a friend of Del Valle? | Del Valle'in arkadaşı mı? | An American Affair-1 | 2009 | |
| With you? | Senin arkadaşın mı? | An American Affair-1 | 2009 | |
| It's a little more complicated than that. | Durum biraz daha karışık. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Complicated? | Karışık mı? | An American Affair-1 | 2009 | |
| He is the president and dead. | O başkan ve öldü. | An American Affair-1 | 2009 | |
| She ... He was the president. | Başkandı. | An American Affair-1 | 2009 | |
| When I married with you ... | Seninle evlendiğimde gördüğüm en idealist adamdın. | An American Affair-1 | 2009 | |
| you the man who changed the world. | Dünyayı değiştirecek adam. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Sure they've changed the world ... | Dünyayı pekalâ değiştirdin... | An American Affair-1 | 2009 | |
| I have lost all ideals ... | ...ama bütün ideallerini yitirdin. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Times have changed. | Zaman değişti. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Times are the same, and | Zaman aynı zaman... | An American Affair-1 | 2009 | |
| you are different. | ...değişen sensin. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I've lost ideals, Catherine. | İdeallerimi yitirmedim, Catherine. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I lost you. | Seni kaybettim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I should have listened ... anybody. | Hiç kimseyi dinlemeyecekti. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I need the log, Catherine. | Günlüğe ihtiyacım var, Catherine. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Something must dezminşi, Graham? | Biraz da inkarcılığa ihtiyacın var mı, Graham? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Point A to point B leads | A noktası B noktasına götürür. | An American Affair-1 | 2009 | |
| leading to the trigger finger? | Parmağı tetiğe ne götürür? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Leave me alone. | Beni rahat bırak yeter. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I am a former ... | Ben eski... | An American Affair-1 | 2009 | |
| Former wife, | ...eski bir eş,... | An American Affair-1 | 2009 | |
| fosta mother, | ...eski bir anne,... | An American Affair-1 | 2009 | |
| fosta lovers. | ...eski bir sevgiliyim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| If I get it ... I speak. | Eğer bana vermezsen Konuşacağım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I violate all the rules booklet of yours. | Senin o küçük kitabındaki her bir kuralı çiğneyeceğim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I will talk about you, Lucian and Del Valle. | Seni, Lucian'ı ve Del Valle'yi anlatacağım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| You put your finger on the trigger. | Parmağını o tetiğe kim koydurdu? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Lee Harvey Oswald the only man | Tetiğin arkasındaki parmak Lee Harvey Oswald'dan başkası değildi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Leave me alone and you will remain. | Beni yalnız bırak ve bu iş böyle kalsın. | An American Affair-1 | 2009 | |
| and n Moreover, I burned. | Ayrıca günlüğü yaktım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| There's your style. | Senin işine benzemiyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| You journals and in class III. | Günlüğün üçüncü sınıfa kadar uzanıyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| But that's my style, Graham? | Ben nasılmışım, Graham? | An American Affair-1 | 2009 | |
| How are they? | Neye benziyorum. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Harris was ... You get yourself lost. | Harris Cehenneme git. | An American Affair-1 | 2009 | |
| It was your fault ... | Senin hatan değildi. | An American Affair-1 | 2009 | |
| You lost. | Seni kaybettim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| But I wanted it back. | Ve geri istiyorum. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I could go ... | Buralardan uzaklaşıp... | An American Affair-1 | 2009 | |
| to get from the beginning, just the two of us, wherever you want. | ...baştan başlayabiliriz. Sadece ikimiz, nereye istersen. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I think I would like. | Sanırım bu fikir hoşuma gitti. | An American Affair-1 | 2009 | |
| But you must give him the log to Lucian. | Ama günlüğü Lucian'a vermelisin. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I told you that I burn ... | Sana yaktığımı söyledim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| You talk to him, tell him, | Önce onunla konuş ve anlat... | An American Affair-1 | 2009 | |
| and after that go where you want. | ...sonra istediğin yere gideriz. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I'm thinking. | Bunu düşüneceğim. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Do it ... | Yap... | An American Affair-1 | 2009 | |
| Do it ... | ...yap bunu. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Dep. | Ben gidiyorum. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I hope you do not ever again | Umarım bir daha görüşmeyiz... | An American Affair-1 | 2009 | |
| and hope that the feeling is mutual. | ...ve umarım hislerimiz karşılıklıdır. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I'll go. | Kaybolacağım. | An American Affair-1 | 2009 | |
| Will not have to worry you about the mine. | Bir daha benim için endişelenmek zorunda kalmayacaksın, anlaştık mı? | An American Affair-1 | 2009 | |
| Official is a problem. | Günlük sıkıntı yaratıyor. | An American Affair-1 | 2009 | |
| I can not make everyone to shut up, Lucian. | Herkesi susturamazsın, Lucian. | An American Affair-1 | 2009 |