• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4045

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Well, maybe she left already. Belki çoktan ayrılmıştır. Belki çoktan gitmiştir. Belki çoktan ayrılmıştır. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
No, there's only one road. Hayır, sadece tek bir yol var. Hayır, sadece bir yol var. Hayır, sadece tek bir yol var. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I mean, we would have passed each other. Demek istediğim, yolda birbirimizi geçmiş olabiliriz. Demek istediğim, birbirimizi görürdük. Demek istediğim, yolda birbirimizi geçmiş olabiliriz. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Right. Doğru. Doğru. Doğru. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I'm gonna go inside and look for her. İçeri gidip ona bakacağım. İçeri girip onu arayacağım. İçeri gidip ona bakacağım. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Are you sure this is the place? Yerin burası olduğundan emin misin? Burası olduğuna emin misin? Yerin burası olduğundan emin misin? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Yeah, I'm positive. ( phone ringing ) Evet, eminim. Evet, eminim. Evet, eminim. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Do you hear that? Sesi duydun mu? Sesi duydun mu? Sesi duydun mu? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
It's over here somewhere. Ellie! Burada bir yerde. Ellie! Şuradan bir yerden geliyor. Ellie! Burada bir yerde. Ellie! And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Who are you calling? Kim arıyor? Kimi arıyorsun? Kim arıyor? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
The police. Polis. Polisi. Polis. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Good luck with that. Sana iyi şanslar. Sana iyi şanslar o zaman. Sana iyi şanslar. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Hola. Hola. Alo. Alo. Merhaba. Merhaba. Alo. Alo. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Michael. Calvo. Michael. Calvo. Michael. Calvo. Michael. Calvo. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
What did he say? We're gonna show him. Ne dedi? Ona göstereceğiz. Ne söyledi? Ona göstereceğiz. Ne dedi? Ona göstereceğiz. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Here, give me the phone. Bana telefonu ver. Telefonu bana ver. Bana telefonu ver. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Calvo. ( speaks Spanish ) Calvo. Calvo. Calvo. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
What did he just ask? He asked... Ne sordu? Şeyi sordu... Ne sordu? Dedi ki... Ne sordu? Şeyi sordu... And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Why were you and your friend not together? Arkadaşınla nerede birlikte değildiniz? Sen ve arkadaşın neden birlikte değildiniz? Arkadaşınla nerede birlikte değildiniz? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
We got separated. Ayrıldık. Ayrıldık. Ayrıldık. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Separated? How did you get separated? Ayrıldınız mı? Nasıl ayrıldınız? Ayrıldınız mı? Nasıl ayrıldınız? Ayrıldınız mı? Nasıl ayrıldınız? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
It was stupid. We got in a fight. Aptalcaydı. Kavga ettik. Çok aptalcaydı. Kavga ettik. Aptalcaydı. Kavga ettik. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Well, I am sure she will forgive you. Eminim, seni affedecektir. Eminim ki seni bağışlayacaktır. Eminim, seni affedecektir. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Wait, where are you going? Bekle, nereye gidiyorsun? Bekle, nereye gidiyorsun? Bekle, nereye gidiyorsun? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Your friend is fine. Arkadaşın iyi. Arkadaşın iyi. Arkadaşın iyi. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
When she realizes she has lost her phone she will come back to find it. Telefonunu kaybettiğini fark ettiğinde onu aramaya gelecektir. Telefonunu kaybettiğini anladığında, onu aramak için geri dönecek. Telefonunu kaybettiğini fark ettiğinde onu aramaya gelecektir. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Senor, please wait. Where are you going? Beyefendi, lütfen bekleyin. Nereye gidiyorsunuz? Bayım, lütfen bekleyin. Nereye gidiyorsunuz? Beyefendi, lütfen bekleyin. Nereye gidiyorsunuz? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Calvo. Calvo. Calvo. Calvo. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Michael. Michael. Michael. Michael. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Do yourself a favor and find another lover. Kendine bir iyilik yap ve yeni bir sevgili bul. Kendine bir iyilik yap ve başka bir sevgili bul. Kendine bir iyilik yap ve yeni bir sevgili bul. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
This one has a habit of losing his girlfriends. Kız arkadaşlarını kaybetmek gibi bir huyu var. Bunun kız arkadaşlarını kaybetmek gibi bir alışkanlığı var. Kız arkadaşlarını kaybetmek gibi bir huyu var. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Hey. Hey! Hey. Hey! Hey. Hey. Hey! And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I am very sorry, but I... Çok üzgünüm, ama ben... Çok üzgünüm ama ben... Çok üzgünüm, ama ben... And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
She was with a guy last night. Geçen gece bir erkekle birlikteydi. Dün gece bir adamlaydı. Geçen gece bir erkekle birlikteydi. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
What did he look like? Nasıl biriydi? Nasıl biriydi? Nasıl biriydi? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
He was tall. Uzundu. Uzun boyluydu. Uzundu. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
He had brown hair. Kahverengi saçları vardı. Kahverengi saçı vardı. Kahverengi saçları vardı. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Brown hair? Kahverengi saç mı? Kahverengi saç mı? Kahverengi saç mı? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
You just described half of Argentina. Arjantin’in yarısını tarif etmiş oldun. Arjantin'in yarısı tarif ettin. Arjantin’in yarısını tarif etmiş oldun. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Did you get his name? No, I didn't. Adını duydun mu? Hayır, duymadım. Adını aldın mı? Hayır, almadım. Adını duydun mu? Hayır, duymadım. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Could you identify him? Yeah. Onu teşhis edebilir misin? Evet. Onu tanımlayabilir misin? Evet. Onu teşhis edebilir misin? Evet. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Yeah, if I saw him again I'm sure I could. Evet, onu tekrar gördüğümde tanıyacağıma eminim. Evet, onu tekrar görsem, eminim ki tanımlayabilirim. Evet, onu tekrar gördüğümde tanıyacağıma eminim. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Well, when you do see him you can call me, Onu görünce beni ara, Onu görürsen beni arayabilirsin... Onu görünce beni ara, And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
but now there is nothing I can do. şimdilik elimden bir şey gelmez. ...ama şimdilik yapabileceğim hiçbir şey yok. şimdilik elimden bir şey gelmez. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Please. Please. Lütfen. Lütfen. Lütfen. Lütfen. Lütfen. Lütfen. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
You may make a report if you want. İstersen rapor hazırlayabilirsin. İsterseniz rapor hazırlatabilirsiniz. İstersen rapor hazırlayabilirsin. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Yeah, that... thank you. Evet, o… Teşekkürler. Evet, bu... Teşekkür ederim. Evet, o… Teşekkürler. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Can I ride with you? Seninle gelebilir miyim? Sizinle gelebilir miyim? Seninle gelebilir miyim? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Of course. Okay. Elbette. Tamam. Elbette. Pekala. Elbette. Tamam. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
You want me to come with you? Seninle gelmemi ister misin? Seninle gelmemi ister misin? Seninle gelmemi ister misin? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
No, Michael. Thank you. Hayır, Michael. Teşekkürler. Hayır, Michael. Teşekkürler. Hayır, Michael. Teşekkürler. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I think I can handle the situation from here. Sanırım, buradan sonrasını halledebilirim. Sanırım durumu buradan idare edebilirim. Sanırım, buradan sonrasını halledebilirim. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Yeah, I'll be fine. Evet, iyi olacağım. Evet, beni düşünme. Evet, iyi olacağım. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Just because he speaks English does not mean you should trust him. İngilizce bilmesi ona güvenebileceğin anlamına gelmez. Sırf İngilizce konuşuyor diye ona güveneceksin anlamına gelmiyor. İngilizce bilmesi ona güvenebileceğin anlamına gelmez. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I don't know if I trust anybody right now. Şuan birine güvenebilir miyim bilmiyorum. Şu an birine güvenip güvenmeyeceğimi bilmiyorum. Şuan birine güvenebilir miyim bilmiyorum. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
All done. Tamamdır. Hepsi bu kadar. Tamamdır. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Wait, that's it? Bekle, hepsi bu mu? Bekle, bu kadar mı? Bekle, hepsi bu mu? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
That's it. No. Hepsi bu. Hayır. Bu kadar. Hayır. Hepsi bu. Hayır. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
We should be out there looking for her. Dışarı çıkıp onu aramalıyız. Gidip onu aramamız gerekiyor. Dışarı çıkıp onu aramalıyız. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I mean, we can still make a search party before it gets dark. Karanlık çökmeden arama ekibi kurabiliriz. Demek istediğim, hava kararmadan bir arama takımı oluşturabiliriz. Karanlık çökmeden arama ekibi kurabiliriz. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
A search party? Arama ekibi mi? Arama takımı mı? Arama ekibi mi? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Where do you think you are? This is not America. Nerede olduğunu sanıyorsun? Burası Amerika değil. Nerede olduğunu sanıyorsun? Burası Amerika değil. Nerede olduğunu sanıyorsun? Burası Amerika değil. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Does it look like I can make a search party? Arama ekibi kurabilecek gibi mi görünüyorum? Arama takımı oluşturabilecek biri gibi görünüyor muyum? Arama ekibi kurabilecek gibi mi görünüyorum? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Then what else can we do? O halde başka ne yapabiliriz? O halde başka ne yapabiliriz? O halde başka ne yapabiliriz? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Today? Nothing. Bugün mü? Hiçbir şey. Bugün mü? Hiçbir şey. Bugün mü? Hiçbir şey. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Nothing? Hiçbir şey mi? Hiçbir şey mi? Hiçbir şey mi? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Please, you should not worry so much. Lütfen, bu kadar endişelenmemelisin. Lütfen, bu kadar endişe etmene gerek yok. Lütfen, bu kadar endişelenmemelisin. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Your friend is just having her fun. Arkadaşın sadece eğleniyordur. Arkadaşın keyfine bakıyordur. Arkadaşın sadece eğleniyordur. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
My friend is not out there having fun, okay? Arkadaşım eğlenmeye gitmedi, tamam mı? Arkadaşım dışarıda keyfine falan bakmıyor, tamam mı? Arkadaşım eğlenmeye gitmedi, tamam mı? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I know her. Onu tanırım. Onu tanırım. Onu tanırım. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
She wouldn't just leave me like this. Beni bu şekilde bırakıp gitmez. Beni bu şekilde yalnız bırakmazdı. Beni bu şekilde bırakıp gitmez. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
The way you left her alone in a foreign country? Sen de onu yabancı bir ülkede yalnız bırakmadın mı? Yabancı bir ülkede onu yalnız bıraktığın gibi mi? Sen de onu yabancı bir ülkede yalnız bırakmadın mı? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I will do everything in my power. Elimden geleni yapacağım. Elimden gelen ne varsa yaparım. Elimden geleni yapacağım. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
You have my word. Söz veriyorum. Söz veriyorum. Söz veriyorum. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
This is so messed up. Ortalık karıştı. Bu iş çok karıştı! Ortalık karıştı. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Is there someone else I can talk to? Konuşabileceğim başka biri var mı? Konuşabileceğim başka biri var mı? Konuşabileceğim başka biri var mı? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
( chuckles ) You're tired. Yorgunsun. Yorgunsunuz. Yorgunsun. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Why don't you go back to the hotel and take a siesta? Neden otele geri dönüp uyumuyorsun? Neden otele geri dönüp öğlen uykusuna yatmıyorsunuz? Neden otele geri dönüp uyumuyorsun? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
You want me to take a nap while my best friend is missing? Arkadaşım kayıpken uyumamı mı istiyorsun? En iyi arkadaşım kayıpken uyumamı mı istiyorsunuz? Arkadaşım kayıpken uyumamı mı istiyorsun? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Yes. I think you will feel much better. Evet. Bence kendini daha iyi hissedeceksin. Evet. Sanırım kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Evet. Bence kendini daha iyi hissedeceksin. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
It's okay. Look, if she's not back tomorrow, Tamam. Yarın geri gelmezse, Pekala. Bakın, yarın geri dönmezse... Tamam. Yarın geri gelmezse, And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
we'll file a missing persons report with federal police in Buenos Aires. Buenos Aires’teki federal polise kayıp kişi raporu vereceğim. ...Buenos Aires'teki federal polis bürosuna kayıp ilanı veririz. Buenos Aires’teki federal polise kayıp kişi raporu vereceğim. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Good. İyi. Güzel. İyi. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Everything will be all right. You'll see. Her şey yoluna girecek. Göreceksin. Her şey yoluna girecek. Göreceksin. Her şey yoluna girecek. Göreceksin. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Disculpe me. Üzgünüm. Pardon. Üzgünüm. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I'm looking for my friend. Arkadaşımı arıyorum. Arkadaşımı arıyorum. Arkadaşımı arıyorum. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Senora. I'm just looking for my friend. Bayan. Arkadaşımı arıyorum. Bayan. Arkadaşımı arıyorum o kadar! Bayan. Arkadaşımı arıyorum. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Mi amiga. Senora? ( door slams ) Arkadaşımı. Bayan? Arkadaşımı arıyorum. Bayan? Arkadaşımı. Bayan? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Oh, excuse me. Can you help me? Affedersiniz. Bana yardım edebilir misiniz? Affedersiniz, bana yardım edebilir misiniz? Affedersiniz. Bana yardım edebilir misiniz? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I'm looking for my friend. I can't find her. Arkadaşımı arıyorum. Onu bulamıyorum. Arkadaşımı arıyorum. Onu bulamıyorum. Arkadaşımı arıyorum. Onu bulamıyorum. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Senora? I just want to ask... Bayan. Sormak istiyorum… Bayan? Sadece sormak... Bayan. Sormak istiyorum… And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
( door slams ) I just... Ben sadece… Sadece... Ben sadece… And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Senora, please. Bayan, lütfen. Bayan, lütfen... Bayan, lütfen. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Hey, wait. Hey, bekle. Hey, bekleyin. Hey, bekle. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Hey! Hey! Hey! Hey! And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I just want to talk to you. Sadece seninle konuşmak istiyorum. Sadece konuşmak istiyorum. Sadece seninle konuşmak istiyorum. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Wait. Bekle. Bekleyin. Bekle. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
Ellie? Ellie? Ellie? Ellie? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
( knocks ) Michael? Michael? Michael? Michael? And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
I'm sorry. I've got to go. Üzgünüm. Gitmeliyiz. Üzgünüm. Gitmeliyim. Üzgünüm. Gitmeliyiz. And Soon the Darkness-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4040
  • 4041
  • 4042
  • 4043
  • 4044
  • 4045
  • 4046
  • 4047
  • 4048
  • 4049
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim