Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4752
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Merhamet göstermek, büyük bir kral olmanızın işaretidir. | Merhamet göstermek, büyük bir kral olmanızın işaretidir. Merhamet göstermek, büyük bir kral olmanızın işaretidir. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Hıristiyanlar Kutsal Şehir'i aldıklarında, herkesi öldürmüştü. Halkım da aynısını yapmamı istiyor. | Hıristiyanlar Kutsal Şehir'i aldıklarında, herkesi öldürmüştü. Halkım da aynısını yapmamı istiyor. Hıristiyanlar Kutsal Şehir'i aldıklarında, herkesi öldürmüştü. Halkım da aynısını yapmamı istiyor. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Eğer intikam alma yolunu seçerseniz... | Eğer intikam alma yolunu seçerseniz... Eğer intikam alma yolunu seçerseniz... Eğer intikam alma yolunu seçerseniz... | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| ...Hıristiyanlar daha önce olmadığı kadar büyük bir ordu ile gelecektir. | ...Hıristiyanlar daha önce olmadığı kadar büyük bir ordu ile gelecektir. ...Hıristiyanlar daha önce olmadığı kadar büyük bir ordu ile gelecektir. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Ve savaş hiçbir zaman bitmeyecektir. | Ve savaş hiçbir zaman bitmeyecektir. Ve savaş hiçbir zaman bitmeyecektir. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Akıllıca konuşuyorsun, Gothia'lı. | Akıllıca konuşuyorsun, Gothia'lı. Akıllıca konuşuyorsun, Gothia'lı. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Eğer tüm düşmanlarım senin gibi olsaydı, bu savaşı kazanmamız çok zor olurdu. | Eğer tüm düşmanlarım senin gibi olsaydı, bu savaşı kazanmamız çok zor olurdu. Eğer tüm düşmanlarım senin gibi olsaydı, bu savaşı kazanmamız çok zor olurdu. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Belki bir gün... | Belki bir gün... Belki bir gün... | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| ...bu şehri insanca paylaşırız. | ...bu şehri insanca paylaşırız. ...bu şehri insanca paylaşırız. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Bu barış ve beraberlik hayalini al ve evine götür. | Bu barış ve beraberlik hayalini al ve evine götür. Bu barış ve beraberlik hayalini al ve evine götür. Bu barış ve beraberlik hayalini al ve evine götür. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Şimdi evine geri dönme ve sözünü tutma sırası sende. | Şimdi evine geri dönme ve sözünü tutma sırası sende. Şimdi evine geri dönme ve sözünü tutma sırası sende. Şimdi evine geri dönme ve sözünü tutma sırası sende. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Önünde büyük bir yolu var. İbrahim sana eşlik edecektir. | Önünde büyük bir yolu var. İbrahim sana eşlik edecektir. Önünde büyük bir yolu var. İbrahim sana eşlik edecektir. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Size hizmet etmek büyük onurdur, Gothia'lı. | Size hizmet etmek büyük onurdur, Gothia'lı. Size hizmet etmek büyük onurdur, Gothia'lı. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Umarım beni sadece düşmanın olarak hatırlamazsın, Gothia'lı. | Umarım beni sadece düşmanın olarak hatırlamazsın, Gothia'lı. Umarım beni sadece düşmanın olarak hatırlamazsın, Gothia'lı. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Hayır, kralım. Bunu asla yapmam. | Hayır, kralım. Bunu asla yapmam. Hayır, kralım. Bunu asla yapmam. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Ben bir rahibe olsam da arkadaşlığımız hep devam edecek. | Ben bir rahibe olsam da arkadaşlığımız hep devam edecek. Ben bir rahibe olsam da arkadaşlığımız hep devam edecek. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Burada daha fazla kalamam. | Burada daha fazla kalamam. Burada daha fazla kalamam. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Hayatıma bir amaç bulmam lazım. | Hayatıma bir amaç bulmam lazım. Hayatıma bir amaç bulmam lazım. Hayatıma bir amaç bulmam lazım. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Benim bildiğim tek hayat, manastır hayatı. | Benim bildiğim tek hayat, manastır hayatı. Benim bildiğim tek hayat, manastır hayatı. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Tekrar hoş geldiniz. | Tekrar hoş geldiniz. Tekrar hoş geldiniz. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Cecilia... | Cecilia... Cecilia... | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Bu sensin. | Bu sensin. Bu sensin. | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Bu sensin! | Bu sensin! Bu sensin! | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| Anne? | Anne? Anne? Anne? | Arn Riket vid vagens slut-2 | 2008 | |
| We are obliged to deal with certain challenges. | farkli kulturlerin ve geleneklerin sorunlariyla | Arranged-1 | 2007 | |
| With different cultures and its traditions. | basa cikmakla yukumluyuz biz. | Arranged-1 | 2007 | |
| It enters the classroom. | ki bu sorunlari siniflarimizda gorecegiz | Arranged-1 | 2007 | |
| Serious mismatches family! | ve bu sorunlar yanlis yonlendiren ailelerden kaynaklanacak! ...sınıf ortamına dâhil olmaktadır.. | Arranged-1 | 2007 | |
| Basically, our schools, schools of New York City | bizim okulumuz new york sehri okulu | Arranged-1 | 2007 | |
| is a great experiment. | cok buyuk tecrubelere sahiptir 1 | Arranged-1 | 2007 | |
| A large laboratory for what we call: | burasi amerikan deneyimi icin | Arranged-1 | 2007 | |
| the American experience. 1 | buyuk bir labarotuvar gibidir | Arranged-1 | 2007 | |
| And as teachers, we are not prepared | bizim ogretmenlerimiz hazir olmadigi surece Öğretmenler olarak, bu sorunlar ile başa çıkmak üzere... | Arranged-1 | 2007 | |
| to deal with this great task. | bu buyuk deneyime ...tam teçhizatlı değiliz.. | Arranged-1 | 2007 | |
| We are not. | bizde hazir olamayacagiz Maalesef değiliz. | Arranged-1 | 2007 | |
| This is the sad truth. | bu uzucu bir gercektir Bu acı bir gerçek. | Arranged-1 | 2007 | |
| So after lunch, give each exercises | yemek molasindan sonra | Arranged-1 | 2007 | |
| designed to demonstrate | uygulamalarin gosterildigi egzersizler verecegim ...öğrenci ve öğretmenler olarak... | Arranged-1 | 2007 | |
| what we all share, teachers and students. | egzersizler ogrenciler ve ogretmenlerin neler paylasabilecekleri ile alakali ...nelerin paylaşıldığını bildiren, egzersizler göstereceğim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Because our research shows to build this common basis | cunku bizim arastirmalarimiz gosterdiki Araştırmalarımız gösteriyor ki... | Arranged-1 | 2007 | |
| at the beginning of the year, once the first weeks, | donemin basi ozellikle ilk hafta ...senenin başındaki ilk bir kaç hafta inşa edinilen temel bilgiler... | Arranged-1 | 2007 | |
| is the key to give everything right. | herseyin dogru gitmesinin saglanabilecegi bir anahtar niteligindedir ...sınıf yönetimi adına önemli bir anahtardır, | Arranged-1 | 2007 | |
| and, most importantly, for academic success. | bu da akademik basari icin cok onemlidir. ...daha da önemlisi; akademik kariyer adına kilit bir noktadır. | Arranged-1 | 2007 | |
| He destroyed me. | o mahvetti beni Tanrım; tamamen dağıttı beni. | Arranged-1 | 2007 | |
| On the last weekend, Tom prepared a delicious sangria. | gecen hafta tom lezzetli bir kirmizi sarap hazirlamis Son hafta, Tom harika bir kokteyl hazırladı. | Arranged-1 | 2007 | |
| He made the request? | teklif etti mi? Henüz teklif etmedi mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| What? | ne teklifi? Ne? | Arranged-1 | 2007 | |
| Ah! I'm not sure, but I think will be this weekend. | emin degilim ama bu hafta edecektir Kesin emin değilim ama sanırım bu hafta teklif edecek. | Arranged-1 | 2007 | |
| How do you know that? Just feeling ... | nasil bilebilirsin bunu? sadece hissediyorum ... Bunu nasıl biliyorsun ki? Sadece hissediyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| How feeling? | nasil hissediyorsun? Nasıl yani hissediyorsun? | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. I found a ring in his drawer. | tamam ben cekmecesinde bir yuzuk buldum. Tamam, tamam. Bu hafta bir yüzük buldum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I was looking for, but ... Liar. | ben aramiyordum fakat ... yalanci. Kesinlikle yüzüğü aramıyordum, ama... Seni yalancı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. I was looking, yes. Of course! E. ..? | tamam ben ariyordum ve. tabii ki eee..? Tamam, arıyordum. Elbette arıyordun. | Arranged-1 | 2007 | |
| Big! A hundred and a half, | buyuk yuzellilik, Büyük bir yüzük! 1.5 karat. | Arranged-1 | 2007 | |
| not seen well because he was in the bathroom, | cok iyi goremedim cunku o banyodaydi, Tam olarak göremedim, çünkü o banyodaydı. | Arranged-1 | 2007 | |
| but I will look better tonight. | fakat bu gece bakacagim. ...fakat bu gece, tekrar kontrol edeceğim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Sorry, it took a while. | ozur dilerim biraz gec kaldim. Üzgünüm, biraz geciktim. | Arranged-1 | 2007 | |
| How was today? | gunun nasildi? Günün nasıldı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Well | iyi İyi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Was in training. | egitim?. Eğitimdeydim. | Arranged-1 | 2007 | |
| I believe that we deal with children from different cultures. | farkli kulturlerden gelen cocuklarla ilgilenebiliriz saniyorum. Sanırım, farklı kültürdeki insanlar ile nasıl anlaşabileceğimizi öğrenebiliriz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Teaching it in a day, is not so easy. | onlara ogretmek kolay degildir. Bunu bir günde öğretmek, hiç de kolay değildir. | Arranged-1 | 2007 | |
| Vai take a week, Matan. Still. | bir haftasini aldi matam. hala. Bir hafta oldu, Matan. Hala. | Arranged-1 | 2007 | |
| Not an easy task. | kolay bir olay degil. Kolay değil. | Arranged-1 | 2007 | |
| There are blacks in schools? | zenciler varmi okulunuzda? Okulda zenci var mı? | Arranged-1 | 2007 | |
| Do not use this word here at home. | bu kelimeyi bir daha evde kullanma. Avi, bu evde o kelimeyi kullanmayız. | Arranged-1 | 2007 | |
| And then, not all are black. Not true? | zaten onlarin hepsi siyah degildir degil mi? Ayrıca, hepsi siyah değil. Değil mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| No. | hayir. Hayır. | Arranged-1 | 2007 | |
| See? | anladinmmi? Elbette, şimdi anladın mı? | Arranged-1 | 2007 | |
| That is why need the training. | bu yuzden calismam lazim. İşte bu yüzden, eğitim görmek zorundalar. | Arranged-1 | 2007 | |
| Other Orthodox teachers? | digerleri ortodoks ogretmenlermi? Diğer öğretmenler Ortodoks mu? | Arranged-1 | 2007 | |
| Mom said that would be something normal. | annem herseyin normal oldugunu soyledi. Annem, bunun normal olabileceğini söyledi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Anybody want More questions? | baska soru sormak isteyen varmi? Başka soru sormak isteyen var mı? | Arranged-1 | 2007 | |
| I would also eat something. | cunku ben yemek yemek istiyorum. Ayrıca yemek yemek istiyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Amen | amin Âmin. | Arranged-1 | 2007 | |
| I tell you that I spoke with his aunt this afternoon. You know why? | bugun teyzzenle konustum. neden oldugunu biliyormusun? Bugün öğlen teyzen aradı, neden biliyor musun? | Arranged-1 | 2007 | |
| It was a meeting with a suitor on Sunday. | bir adayla bulusmak icin. Pazar günü bir aday ile görüşmek üzere randevu ayarlamış. | Arranged-1 | 2007 | |
| Really? Can I go? | gercektenmi bende gidebilrimiyim? Gerçekten mi? Ben gelebilir miyim? | Arranged-1 | 2007 | |
| What is this? | nedir bu? O ne demek? | Arranged-1 | 2007 | |
| I said I would in line, okay? | siniri asma dedim tamam mi? Haddini bilsen iyi olur. | Arranged-1 | 2007 | |
| For the first meeting, she has a list? | ilk bulusma, onun bir listesi var mi? İlk buluşma için, bir listesi var mı? | Arranged-1 | 2007 | |
| Or they have to Rochel know before? | ya da rochel bilmek zorunda mi? İlk önce Rochel ile buluşması gerekmez mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| What does it mean? | ne anlama geliyor bu? Tekrar soruyorum, Aday ne demek? | Arranged-1 | 2007 | |
| Why? Because ... | neden? cunku... Niçin? Çünkü... | Arranged-1 | 2007 | |
| Rochel! | Rochel! Rochel. | Arranged-1 | 2007 | |
| No need to worry. | endiselenmene gerek yok. Endişelenecek bir şey yok. | Arranged-1 | 2007 | |
| Is one of the most exciting of his life. | bu hayatinin en heyecanli ani olacak. Hayatının en heyecanlı anlarından biri olacak. | Arranged-1 | 2007 | |
| I promise. | soz veriyorum. Sana söz veriyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Remember that time fills me with joy. | ilk sefer bulusmami hatirliyorum keyif almistim. O zamanları hatırlıyorum da, çok zevk almıştım. | Arranged-1 | 2007 | |
| And you too, huh? | ve sende alacaksin? Sende, öyle değil mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| What this! | adeta bir hediyeydi! Ne hediye ama. | Arranged-1 | 2007 | |
| What this! | adeta bir hediyeydi! Ne hediye. | Arranged-1 | 2007 | |
| Stop. But it is true. | yeter. bu dogru. Yeter. Bu gerçek. | Arranged-1 | 2007 | |
| I remember ... | hatirliyorum ... Hatırlıyorum da... | Arranged-1 | 2007 | |
| to climb the stairs the flat e. .. | apartmanin merdivenlerinden tirmanirken e. .. ...orada, merdivenlerden yukarı çıkarken… | Arranged-1 | 2007 | |
| Looks like it was yesterday! The aroma, light, color. | sanki dun gibi! bir koku bir isik bir renk. ...dün gibi aklımda. Kokusu, ışığı, rengi. | Arranged-1 | 2007 | |
| I remember that before hit the green door ... | sanki daha once gormusu gibi yesil kapiyi caldigimda ... Önceden biliyormuşum gibi, yeşil kapıyı çaldığımda... | Arranged-1 | 2007 | |
| Green no way, dark red. | yesil degil di koyu kirmizydi. Kesinlikle yeşil değil. Koyu kırmızı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Red? And still is. | kirmizi? ve hala oyle. Kırmızı mı? Hala öyle. | Arranged-1 | 2007 | |
| Whatever it may be, before knocking on the door, I had a feeling, | herneyse olabilir, kapiyi calmadan once,inanilmaz bir hisse kapildim, Öyle olsun. Kapıyı çalmadan önce... | Arranged-1 | 2007 |