Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4756
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| This is my brother, this is my cousin. | bu benim kardesim, bu da kuzenim. Şu benim kardeşim ve bu da kuzenim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Are you Jewish? | sen yahudimisin? Sen Yahudi misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| No, Avi. This is Nasira, she works with me. | hayir, Avi. Bu Nasira, o ogretmenlik yapiyor benimle. Hayır, Avi. Bu Nasira benimle birlikte öğretmenlik yapıyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| She is Muslim. Yes | o bir musluman. evet Kendisi Müslüman. Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is not polite face. No big deal. | hic kibar bir bakis degil bu. sorun degil. Bu kibar bir ifade değil. Önemli değil. | Arranged-1 | 2007 | |
| Avi, this is Suher. Hello | Avi bak bu Suher. merhaba Avi, bu Zahir. Merhaba. | Arranged-1 | 2007 | |
| Why not play together? He's Jewish? | neden beraber gidip oynamiyorsunuz? o yahudimi? Neden beraber oynamıyorsunuz? O Yahudi mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| No, but no matter. Go playing with a new kite. | hayir,fakat onemli degil.hey neden gidip yeni ucurtmanizla oynamiyorsunuz Hayır, fakat bu önemli değil Uçurtma uçurmaya ne dersiniz. | Arranged-1 | 2007 | |
| It will be fun, is new. | eglenceli olabilir. Eğlenceli gözüküyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| It's a good idea. You want to go? | iyi fikir. sende gitmek istermisin? Bu güzel bir fikir. Sende gitmek ister misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Careful. | dikkatli ol. Dikkatli ol. | Arranged-1 | 2007 | |
| Someone could take advantage and shoot a commercial about world peace. | birileri dunya barisi icin bir reklam cekmeli Birileri Dünya barışı ile ilgili radyo yayını yapmalı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Really. | evet. Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| I was thinking about that Ms. Jacoby said. | biliyormusun biraz dusundum Ms. Jacoby soyledikleriyle alakali. Bayan Jacoby'nin söyledikleri hakkında düşünüyordum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yeah, me too. | evet bende . Evet, bende. | Arranged-1 | 2007 | |
| It was not legal, it was totally ... | bence dogru degilde ve tamamen... Doğru şeyler değildi, tamamı ile... | Arranged-1 | 2007 | |
| ignorant ... | cahilceydi... ...cahilceydi... | Arranged-1 | 2007 | |
| It was arrogant. | kustahcaydi. ...ayrıca küstahlıktı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Who she thinks she is? | yani o kim oldugunu saniyor? Kim olduğunu sanıyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Should have more account, in her position. | onun makaminda birinin bunu dusunmesi gerekirdi O makamda ki birisi daha düşünceli davranmalı idi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Bright. | dogru Kesinlikle. | Arranged-1 | 2007 | |
| We could trigger it, you Check? | 25 ini gecmis insanlari kontrol edebilecegini saniyor sen istermisin bunu Aslında onu dava edebiliriz. Buna ne dersin. | Arranged-1 | 2007 | |
| We could, but educate them a little. | belki bir parca egitebilecektir Olabilir, ama biraz eğitmeyi deneyebiliriz. | Arranged-1 | 2007 | |
| This will leave to you. | bunu yapmayi birakmali Bunu sana bırakıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Look around and we and see what they chose. | etrafiniza bakin ve secilen kelimeleri gorun Etrafınıza bakın, herkesin seçtiği kelime göğsünde yazılı. | Arranged-1 | 2007 | |
| And then I would read the word in your chest | ve sonra bunlari okuyun Sıranız geldiğinde, bu kelimeyi okumanızı ve... | Arranged-1 | 2007 | |
| and say why the choice. | sonrada bize soyleyin neden sectiginizi bu kelimeyi ....neden o kelimeyi seçtiğinizi anlatmanızı istiyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Eddie? Can begin. | Eddie? basliyalim mi. Eddie, Başlayabilirsin. | Arranged-1 | 2007 | |
| I chose 'boricua' because it is what I am port Rican, | ben'boricua'(porto rikolu) kelimesini sectim cunku ben bir port rikoluyum Ben "boricua" kelimesini seçtim. (Porto Riko'da doğan kişiler için kullanılan bir kelime) | Arranged-1 | 2007 | |
| and I'm proud of it. | ve bununla gurur duyuyorum Çünkü bu beni temsil ediyor "Porto Riko'lu". Bundan gurur duyuyorum | Arranged-1 | 2007 | |
| I like music, dance, taste of barbecue in the park. | muzigi,dansi ve parkta barbeku yapmayi seviyorum Müziği severim, dans etmeyi severim parkta barbekü yakmayı severim. | Arranged-1 | 2007 | |
| You represent that, I 'boricua'. | bu yuzden ben bir 'boricuayim'. Bu benim kelimem. "boricua" | Arranged-1 | 2007 | |
| Very well. | cok iyi. Çok iyi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Do you think we can include Eddie in our wheel? | sizce biz halkamiza eddieyi almalimiyiz? Alıştırmamıza Eddie'yi dâhil ettiğimizi hissettiniz mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| We feel well and a 'boricua' us? | boricua hakkinda iyi seyler hissettinizmi? Aramızda bir "Boricua" olmasından memnun muyuz? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, very well. | evet guzeldi Evet, çok güzel. | Arranged-1 | 2007 | |
| The next. Rebecca. | siradaki. Rebecca. Sırada ki Rebekcca. | Arranged-1 | 2007 | |
| I chose 'potential' because | ben 'potential'(potansiyel) kelimesini sectim cunku "Potansiyel" kelimesini seçtim. | Arranged-1 | 2007 | |
| my grandmother told me before he died that | buyukannem olmeden once bana dedi ki Çünkü büyük annem ölmeden önce... | Arranged-1 | 2007 | |
| I can be everything I want. | eger istersem herseyi yapabilirmisim ...bana istediğim her şeyi yapabileceğimi söylemişti. | Arranged-1 | 2007 | |
| Very nice. | bu cok hos. Çok hoş. | Arranged-1 | 2007 | |
| How do you feel having someone with potential in our group? | neler hissettiniz bizim grubumuzda potentialla alakali grupta kalmalimi? Aramızda "Potansiyel" kelimesini seçmiş birisinin olması nasıl bir şey? | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. | evet. İyi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Great. | guzel. Güzel. | Arranged-1 | 2007 | |
| Justin. | Justin. Justin. | Arranged-1 | 2007 | |
| No! No! | hayir! hayir! Hayır! Hayır! | Arranged-1 | 2007 | |
| Silence. | sessiz olun yeter. Sessiz olun. | Arranged-1 | 2007 | |
| Why not tell us what is the his word and that the chosen? | bu kelimeyi neden sectigini soyleyebilirmisin? Neden bize seçtiğinin kelimenin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini söylemiyorsun. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is what it means, 'smelly'. | sadece sectim cunku ben nasty`im(terbiyesiz,pis)'. Anlamı bu işte, "Edepsiz". | Arranged-1 | 2007 | |
| What it means for you? What does it mean to you? | senin icin bunun anlami nedir? sizce nedir? Senin için ne anlam ifade ediyor? Sana ne anlam ifade ediyor? | Arranged-1 | 2007 | |
| Justin, I'm warning you ... | Justin, seni uyariyorum ... Justin, seni uyarıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| The question is how we feel having someone 'smelly' | o zaman soru su nasty ile ilgili neler hissettiniz' Aramızda "Edepsiz" sözcüğünü seçmiş birisinin olması nasıl bir şey. | Arranged-1 | 2007 | |
| in our group. What do you think? | ve grubumuzda olmali mi ne dusunuyorsunuz? Ne düşünüyorsunuz? | Arranged-1 | 2007 | |
| No. No. No. | hayir hayir Hayır, hayır. | Arranged-1 | 2007 | |
| We must vote. All that are opposed, raise your hand. | tamam o zaman oylama yapmaliyiz.Bu kelimeye karsi olanlar el kaldirsin Tamam, oy kullanmalıyız. Karşı çıkanlar el kaldırsın. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay, not Justin can stay in our wheel. | tamam Justin sen bizim dairemiz icinde kalamazsin artik. Tamam, Justin aramızda daha fazla kalamaz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Is excluded. | ci.karildin Gruptan çıkarıldı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Justin, sit down. | Justin, oturabilirsin. Justin, otur. | Arranged-1 | 2007 | |
| Wait, how can you expel it so? Not fair! | bekleyin nasil disari atabilirsiniz bu sekilde!bu adil degil! Bir saniye, nasıl olurda onu bu şekilde kovarsınız? Bu adil değil. | Arranged-1 | 2007 | |
| But we who chose are our friends, right? | fakat biz kim bizim arkadasimiz olabilir onu seciyoruz anladinmi? Fakat arkadaşlarımızı biz seçeriz, haksız mıyım? | Arranged-1 | 2007 | |
| Who we want in our wheels, | kim kalmak istiyor bizim dairemizde, Aramızda kimin olması gerektiğini de biz seçeriz. | Arranged-1 | 2007 | |
| and when last week | ve gecen hafta Aynı geçen hafta... | Arranged-1 | 2007 | |
| thought Miss Nasira and I could not be friends, | ben ve bayan nasiranin arkadas olamayacagini dusunmustunuz. ...benim Yahudi ve Bayan Nasira'nın Müslüman olmasından dolayı... | Arranged-1 | 2007 | |
| because she is Muslim and I'm Jewish. | cunku o musluman bende yahudiydim arkadaş olamayacağımızı düşündüğün gibi. | Arranged-1 | 2007 | |
| We all have our traits, our features. | hepimiz farkli karakterlere ozelliklere sahibiz Hepimizin kendisine özgün davranışları karakteristikleri var. | Arranged-1 | 2007 | |
| Our words in our breasts. | bizim kelimelerimiz yani ozelliklerimiz bizi yansitir Sözlerimiz hazinelerimizdir, değil mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| But it results in choice, | fakat secimlerimize gelince, Fakat bu bir sonuç ortaya çıkarır... | Arranged-1 | 2007 | |
| an individual choice on who will stay with us. | yani bireysel ozelliklerimiz.kiminle zaman harcayacagimizi ve zamanımızı kimin ile geçireceğimiz ve... | Arranged-1 | 2007 | |
| And chose to say. | kiminle iletisime gecebilecegimizi gosterir ...nasıl iletişim kuracağımız sonucuna varırız. | Arranged-1 | 2007 | |
| If he chose another word, could return, no? | o baska bir kelime secerse geri donebilir dairemize degil mi? Başka bir kelime seçer ise aramıza tekrar katılabilir mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Maybe. We would have to vote for and depend on the new floor. | belki.biz yeniden karar vermeliyiz ve buna gore belki geri donebilir. Olabilir. Bu yeni kelimeye ve yapılacak oylama sonucuna bağlı. | Arranged-1 | 2007 | |
| We will choose another word and go back to the wheel. | hadi adamim baska bir kelime sec ve daireye geri don. Hadi, başka bir kelime seç ve aramıza tekrar katıl. | Arranged-1 | 2007 | |
| Rochela. | Rochela. Rochela. | Arranged-1 | 2007 | |
| What? | ne var? Efendim? | Arranged-1 | 2007 | |
| Not in time. | simdi degil. Bunun zamanı değil. | Arranged-1 | 2007 | |
| Why not? Avi. | neden? Avi. Neden? Avi. | Arranged-1 | 2007 | |
| I remind you that ... | sadece hatirlatmak isterim Sadece, önümüzde ki haftalar... | Arranged-1 | 2007 | |
| just want to see the best of you in the coming weeks. | onumuzdeki hafta seni iyi gormek istiyorum ...iyi görünmen gerektiğini hatırlatmak istedim. | Arranged-1 | 2007 | |
| His face, his skin pink. | senin yuzun pembelesti Yüzün, biraz solgun. | Arranged-1 | 2007 | |
| I just want to have the best appearance, only that. | sadece en iyi halinle olmani istiyorum hepsi bu Sadece, en iyi şekilde görünmek istersin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Well skinny. Stop, Avi. | guzel bir cilt gibi. Avi sus. Kurumuş kalmış. Avi, yeter. | Arranged-1 | 2007 | |
| Stop the two. | ikinizde susun İkinizde susun. | Arranged-1 | 2007 | |
| Dad, can I withdraw? | baba musadenizi isteyebilirmiyim? Baba, izin isteyebilir miyim? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes you can. | tamam. Evet, elbette. | Arranged-1 | 2007 | |
| She has to care for the appearance. | o ilgilenmek zorunda gorunusuyle Görünüşü ile ilgilenmiyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Remember when I went to Summer camp? | beni hatirliyormusun yaz kampinda Yaz kampında iken, beni hatırlıyor musun? | Arranged-1 | 2007 | |
| I remember how you I like to remember. | evet hatirliyorum bana nasil hatirlattigini Hatırlatmayı, sevdiğini hatırlıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Seven pounds in three weeks. | uc hafta icin onbes pound 3 hafta içinde 15 pound. | Arranged-1 | 2007 | |
| Seven, Matan! | onbes Matan! 15, Matan. | Arranged-1 | 2007 | |
| Delicious. | cok guzel. Bu harika. | Arranged-1 | 2007 | |
| All you send the best wishes. | herkes senin en iyi oldugunu soyluyor. Herkes en iyisinin sen olduğunu söylüyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Of course we all wonder as you are here in America. | ve herkes merak ediyor amerikada neler yaptigini. Herkes, Amerika'da durumunun nasıl olduğunu merak ediyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| If you are still a religious man. | ve merak ediyorlar hala dindar bir adammi diye. Hala Din adamı olup olmadığını merak ediyorlar. | Arranged-1 | 2007 | |
| Sure, always. | tabii halil kesinlikle Elbette, her zaman. | Arranged-1 | 2007 | |
| I am not a teacher now, but I am in private activity. | ben artik bir ogretmen degilim ama ben bireysel aktiviteler yapiyorum Artık okulda öğretmen olarak çalışmıyorum, fakat kendim, bireysel olarak bir şeyler yapıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Write, read and debate with my family. | yaziyorum okuyorum ve ailemle tartisiyorum meseleleri Yazmak, okumak ve ailem ile tartışmak gibi. | Arranged-1 | 2007 | |
| My daughter is a teacher now. | kizim bir ogretmen artik Kızım şimdi öğretmenlik yapıyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Dad is talking to you. | babam sana soyluyor Babam senin ile konuşuyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Is working on school? It is now teacher? | sen yerel bir okulda calisiyorsun bir ogretmensin artik Bir okulda mı çalışıyorsun? Öğretmen misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, teaching in the fourth series, but only this year. | evet ben 4.siniflara ogretmenlik yapiyorum ama sadece bu yil icin. Evet, bu yıl için 4. sınıflara öğretmenlik yapıyorum. | Arranged-1 | 2007 |