Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4753
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| an indescribable feeling, and when his mother opened the door | annen kapiyi actiginda. ...tarif edilemez bir hisse kapıldım, annen kapıyı açtığında... | Arranged-1 | 2007 | |
| I knew. | biliyordum. İşte bu. | Arranged-1 | 2007 | |
| What this. | adeta bir hediyeydi. Ne hediye ama. | Arranged-1 | 2007 | |
| We can make a circle better? Looks like a broken egg. | biz daha iyi bir halka olusturabiliz? kirik bir yumurtaya benziyor Daha iyi bir daire oluşturabilir miyiz? Bu tıpkı kırık bir yumurta gibi. | Arranged-1 | 2007 | |
| So is a little better. | bu biraz daha iyi Bu biraz daha iyi. | Arranged-1 | 2007 | |
| So we will continue to know us. | birbirimizi tanimaya devam edelim. Birbirimizi tanımaya devam edelim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Say your name and | adimizi soyleyelim ve İsminizi söyleyin ve... | Arranged-1 | 2007 | |
| something that demonstrates who you are in reality. | ve gercekte kim oldugumuzu anlatalim ...sizi gerçekte siz yapan şeylerden bahsedin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Something interesting. | ilginc olan seyleri mesela Şu işi daha çekici hale getirelim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Nobody? Shy? | hickimse yokmu? utamiyormusunuz? Kimse yok mu? Utanıyor musunuz? | Arranged-1 | 2007 | |
| Have to overcome that, otherwise, | ustesinden gelmek zorundayiz bunun. diger tarafdan, Bunun üstesinden gelmelisiniz, çünkü... | Arranged-1 | 2007 | |
| these children will benefit advantage of you. | bu cocuklar sizin avantajlarinizdan faydalancak ...çocuklar bunu size karşı bir avantaj olarak kullanır. | Arranged-1 | 2007 | |
| Understand? Am I right? | anladiniz mi? dogru soylemiyormuyum? Haksız mıyım? | Arranged-1 | 2007 | |
| You are already teachers for a long time? | sizler uzun suredir ogretmenlik yapiyorsunuz? Uzun zamandır öğretmenlik yapıyorsunuz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Nasira. | Nasira. Nasira. | Arranged-1 | 2007 | |
| I call Nasira Khaldi was born in Syria and, | ben nasira suriye de khaldi de dogdum, İsmim Nasira Khaldi, ve Suriye'de doğdum... | Arranged-1 | 2007 | |
| I came to Brooklyn with my parents, when she was five years. | 5 yasindayken ailemle birlikte brooklyn e geldik Brooklyn'e, beş yaşımda iken ailem ile birlikte geldim. | Arranged-1 | 2007 | |
| My father was a Hafez, this is a scholar of the Koran. | babam hafez bir kuran ogreticisidir Babam hafızdı, hafızlık Kur'an âlimi demektir. | Arranged-1 | 2007 | |
| And now has a place of Blackbushe in gasoline. | simdi burada bir benzin istasyonu var. 1 Şimdi Blackbush'da benzin istasyonu var. | Arranged-1 | 2007 | |
| Not very charming. | cok yakisikli degil. Pek ilgi çekici değil. 1 | Arranged-1 | 2007 | |
| It is a serious and well educated person. 1 | ciddi ve iyi egitimli bir adamdir. Ciddi biridir ve iyi eğitimlidir. | Arranged-1 | 2007 | |
| That is why the USA did you? | basini bu yuzden mi kapattin? Bu yüzden mi başını örttün. | Arranged-1 | 2007 | |
| Want to know if I bound to use it? No. | basimi babamin kapatim kapatmadigini mi soruyorsunuz? hayir. Kapanmam için beni zorladığını mı kast ettiniz? | Arranged-1 | 2007 | |
| People ask me much on this, but ... no. | insanlar bu konuda hakkinda cok fazla soruyorlar, fakat hayir İnsanlar bunu bana sürekli sorarlar, fakat hayır. | Arranged-1 | 2007 | |
| I decided to use. It was my choice. | benim kendi kararim ortumek.kendi secimim Bunu giymeyi ben kendim seçtim. Bu kendi seçimim. | Arranged-1 | 2007 | |
| As an expression of my beliefs | benim inanclarimla alakali İnancımın bir gereği olarak... | Arranged-1 | 2007 | |
| and what is written in the Koran, | ve kuran da yaziyor, ... ve görünümüm Kur'an'da yazıldığı gibidir, | Arranged-1 | 2007 | |
| on the family and modesty. | aile ve gosterisden uzak durmak gerektigi ...kadın ve iffet konusunda. | Arranged-1 | 2007 | |
| Humility. | ve tevazu Tevazu. | Arranged-1 | 2007 | |
| I do not know if it is interesting, but it is something. | bilmiyorum ilginc geldimi ama iste boyle birsey. İlgi çekici olduğundan emin değilim ama böyle bir şey. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is quite interesting. | oldukca ilginc. Oldukça ilgi çekici. | Arranged-1 | 2007 | |
| I think the veil beautiful. | bence basortusu guzel. Aslında örtü oldukça güzel. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is in fashion. | moda degil mi. Moda değil mi! | Arranged-1 | 2007 | |
| And then, I bet it receives more looks when the USA. | ve bahse girerim amerikada bu cok ilgi cekecek. Eminim, bunu giyerken oldukça ilgi çekersin... | Arranged-1 | 2007 | |
| And that is the goal, right? | ve olay bu degil mi? ... amacı bu değil ama. | Arranged-1 | 2007 | |
| Maybe. No. | belki.ama hayir Belki, hayır amaç bu değil. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. Beth ... | evet. Beth ... Her neyse, Beth... | Arranged-1 | 2007 | |
| I think we all know me, teaching here since three years ago. | sanirim hepnizi biliyorsunuz beni.burada uc yildir ogretmenlik yapiyorum. Hepiniz beni tanıyorsunuz, Üç yıldır öğretmenlik yapıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I grew up on Long Island, and still live there. | long island da buyudum, ve hala burada yasiyorum. Long Island da büyüdüm ve hala orada yaşıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I hate this neighborhood, but I love children. | komsularimda nefret ediyorum, ama cocuklari seviyorum. Komşuluktan nefret ediyorum, ama çocuklara bayılırım. | Arranged-1 | 2007 | |
| Something interesting? | ilginc birsey? İlgi çekici bir şeyler! | Arranged-1 | 2007 | |
| I have something. | aslinda var . Bir şey anlatabilirim. | Arranged-1 | 2007 | |
| In the summer we went to Europe. It was my first time there. | yazin avrupaya gittim ilk kez. Bu yaz Avrupa'ya gittik, orada ilk bulunuşumdu. | Arranged-1 | 2007 | |
| And I have to say this, | ben soylemek zorundayim ki, Bunu söylemem gerek. | Arranged-1 | 2007 | |
| I found this story a delight power is of topless sunbathing .. | gercekten gunes banyosu inanilmazdi .. Üstsüz güneş banyosu bir harikaydı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Very liberating. Really! | cok ozgurceydi. gercekten! Özgürceydi, gerçekten. | Arranged-1 | 2007 | |
| Do not release both at recess or close my school. | bu tatili anlattirmayacagim yoksa okul kapanabilir. Fazla özgürlüğe kaçma, yoksa okulumu kapatacaklar. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. Enough. | tamam.yeterli. Bu kadar yeter. | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello, I'm Meshenberg Rochel. | merhaba ben Meshenberg Rochel. Merhaba. Ben Rochel Meshenberg. | Arranged-1 | 2007 | |
| Could speak their first name again? | ilk ismini bir daha telaffuz edebilirmisin? İlk ismini tekrar söyleyebilir misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Sure. | tamam. Tamam, elbette. | Arranged-1 | 2007 | |
| It Rochel, but I can call Rachel if easier. | Rochel, ama daha kolay gelecekse rachel diyebilirsiniz. Rochel ama, siz Rachel diyebilirsiniz, daha basit. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is his name and we will learn to pronounce it. Again. | bu senin ismin ve biz ogrenmeliyiz telaffuzunu.tamam tekrar edelim. Hayır, bu senin ismin ve biz bunu söylemeyi öğreneceğiz. Tekrar eder misin lütfen. | Arranged-1 | 2007 | |
| Rochel. | Rochel. Rochel. | Arranged-1 | 2007 | |
| All. | hep beraber. Hep birlikte. | Arranged-1 | 2007 | |
| Rochel. Rochel. | Rochel. Rochel. Rochel. | Arranged-1 | 2007 | |
| Great. | guzel. Çok güzel. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay, thanks. | tamam, tesekkurler. Tamam, teşekkürler. | Arranged-1 | 2007 | |
| This year working with children with special needs. | bu yil ozel durumu olan cocuklar icin calisacagim. Bu sene, özel ihtiyaçları olan... | Arranged-1 | 2007 | |
| I do not yet know who they are. | daha bilmiyorum bu cocuklarin kim oldugunu. | Arranged-1 | 2007 | |
| Basically this is it. | basitce boyle iste. Sanırım hepsi bu. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have no confidence to do. | soyleyebilecegim buyuk bir sirrim yok. Söyleyecek özel sırlarım yok. | Arranged-1 | 2007 | |
| Are you sure? | eminmisin? Emin misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Really? | gercekten? Gerçekten mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| We always something? | bizlerin herzaman sirlari vardir? Her zaman bir şeyler vardır. | Arranged-1 | 2007 | |
| I think everyone has spoken. Good | herkes konustu heralde Sanırım herkes söz aldı. Güzel. | Arranged-1 | 2007 | |
| Welcome to the new school year. | hosgeldiniz okulumuzun yeni ogretim yilina. Yeni okul sezonuna hoş geldiniz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Nasira? | Nasira? Nasira! | Arranged-1 | 2007 | |
| Nasira? | Nasira? Hey! Nasira. | Arranged-1 | 2007 | |
| What happened, child? | ne oldu kizim? | Arranged-1 | 2007 | |
| Do not worry, Dad. I'm fine. | baba endiselenme ben iyiyim. Endişelenme baba, ben iyiyim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Naturally I worry about. | dogal olarak endiseleniyorum kizim hakkinda. Bunu benim yapıma anlatamazsın. | Arranged-1 | 2007 | |
| We can talk later? | sonra konusabilirmiyiz? Daha sonra konuşabilir miyiz? | Arranged-1 | 2007 | |
| OK, or if you want now. | eger istersen simdi de konusabiliriz. Tamam, şimdi de olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| Gotta go now to the mosque, | simdi camiye gitmek zorundayim, Şimdi Camiye gitmek zorundayım. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have news too important to give. | sana onemli haberlerim olacak. Sana söyleyecek çok önemli haberlerim var. | Arranged-1 | 2007 | |
| On its future. | gelecekle alakali. Geleceğin hakkında. | Arranged-1 | 2007 | |
| See you later? | sonra gorusuruz o zaman? Sonra görüşürüz! | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. | tamam baba. Tamam. | Arranged-1 | 2007 | |
| Later, baby. | gorusuruz bebegim. Görüşürüz, tatlım. | Arranged-1 | 2007 | |
| My youngest daughter. | benim en kucuk kizim En küçük kızım. | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello, it's ready? Can I go too? | merhaba hazirmisiniz? bende gidebilirmiyim? Merhaba, O hazır mı? Bende gelebilir miyim? | Arranged-1 | 2007 | |
| Of course not. Why not? | tabii ki hayir. neden olmasin? Hayır. Neden? | Arranged-1 | 2007 | |
| I want to see how it works. And you'll see, soon, soon. | ben gormek istiyorum bu islerin nasil yurudugunu . ve sende goreceksin tamam hadi gorusuruz. Sadece olayların nasıl işlediğini görmek istiyorum. Sende göreceksin, yakında. | Arranged-1 | 2007 | |
| Where is she? | o nerede? Nerede? | Arranged-1 | 2007 | |
| Rochela! | Rochel! Rochela! | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello | merhaba Merhaba. | Arranged-1 | 2007 | |
| I think she is nervous, to the stomach is bothering. | heralde biraz gergin, ve birazda midesi agriyor . Sanırım biraz gergin. Midesi rahatsız ediyor diye duydum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Of course it is. It's a great day. | heralde oyledir. ne guzel gun. Elbette öyle olacak. Ne harika bir gün. | Arranged-1 | 2007 | |
| But there is nothing to to worry. | fakat endiselenecek birsey yok. Endişelenecek hiçbir şey yok. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is a tradition! A the best there is. | bu bir gelenek! buradaki en iyi gelenek. Bir gelenek. Burada ki en iyisi. | Arranged-1 | 2007 | |
| This is what we were saying. | bizim soyledigimizde bu. Harika maceralar için söylediğimiz şey bu. | Arranged-1 | 2007 | |
| Can be ordered by some, but say it is much safer, | isteyebiliriz fakat bu daha guvenli, Bazen hoş karşılanmaya bilir, fakat... | Arranged-1 | 2007 | |
| in a broader sense. | daha genis bir bakis acisi. ...geniş açıdan bakıldığında çok daha güvenli. | Arranged-1 | 2007 | |
| For a lifetime. | hayat boyu. Hayat boyu bir ders olarak. | Arranged-1 | 2007 | |
| Let those who know you since birth | birakta bilelim seni Doğduğundan beri sen tanıyor ve | Arranged-1 | 2007 | |
| to see its unique personality. | cunku dogdugundan beri biliyoruz senin essiz karakterini. ...eşsiz karakterini iyi biliyoruz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Let them help you find the companion for life. | bu yuzden izin verde senin icin uygun bir hayat arkadasi bulalim . Hayat boyu, iyi bir eş olacak birini bulmanda sana yardımcı olalım. | Arranged-1 | 2007 | |
| And not only for a year until that passion to go. | ve sadece bir yil icin degil bu tutkularin devam ettigi yere kadar olacak. Sadece bir yıllık değil, kara sevda bitene kadar. | Arranged-1 | 2007 | |
| I am proud of you. | seninle gurur duyuyorum Seninle gurur duyuyorum. | Arranged-1 | 2007 |