Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4757
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Can you excuse me a moment? | musaade edermisiniz biraz? Bir dakika izin verir misiniz? | Arranged-1 | 2007 | |
| Just for a moment. | sadece biraz. Sadece bir dakika. | Arranged-1 | 2007 | |
| Nasira? Yes? | Nasira? evet? Nasira? Evet? | Arranged-1 | 2007 | |
| You okay? Yes | iyimsin? evet İyi misin? Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| Can I come? Yes | girebilirmiyim? evet Gelebilir miyim? Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| I know. I understand. | tamam biliyorum anliyorum seni. Tamam, anlıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| No way, Mom, no way. | imkansiz anne imkansiz Asla olmaz anne, asla olmaz. | Arranged-1 | 2007 | |
| He is a friend of the family of his father, we just have to be educated. | o babanin aile dostu sadece saygili ol ve Babanın dostlarından birinin ailesinden, saygı duymalısın. | Arranged-1 | 2007 | |
| We represent. | rol yap gitsin Sadece rol yap gitsin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, educated but not we represent. | saygili olmak tamam ama rol yapamam Saygı duyuyorum, fakat asla rol yapamam. | Arranged-1 | 2007 | |
| How can think that is a real possibility? | siz nasil dusunebilirsiniz bu isin olabilecegini? Bunun olabileceğini nasıl düşünürsünüz. | Arranged-1 | 2007 | |
| I do not know. We talk with him. | bilmiyorum. konusacagiz onunla Bilmiyorum. Onun ile konuşacağız. | Arranged-1 | 2007 | |
| Not a good start. I know. | bu iyi bir baslangic degil. biliyorum. İyi bir başlangıç değil. Biliyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Wherever possible, I that is completely integrated, | onu tamamen entegre edilebilmemiz mumkun Mümkün olduğu kadar, tamamını birleştirmek istiyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| and he made everything that all do. | ve o tamamen yapmasi gerekeni yapacak O yapabileceği her şeyi yaptı. | Arranged-1 | 2007 | |
| So you want is at the same time? | bu isi ayni zamanda yapmak istiyormusun İkisini aynı anda bitirmek istiyor musun? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, and I thought transcribe Braille. | evet ve ben dusundum Braille transkripi hakkinda. Evet, bende Braille'in çıkardığı kopya üzerinde düşünüyordum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. Here is the test, I could change a few questions. | tamam iste burada test ve ben senin icin bir kac soruyu degistirebilirim Tamam. Testler burada. Bir kaç soruyu değiştirebilirim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Need help transcribe? | kopyalamak icin yardim istermisin? Kopyalamak için yardıma ihtiyacın var mı? | Arranged-1 | 2007 | |
| No, I can do. | hayir ben yapabilirim Sanırım başa çıkabilirim. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have to go to the dyeing before it becomes too late. | ow ben cok gec olmadan kuru temizlemeciye gitmem lazim Geç olmadan, kuru temizlemeciye gitmem gerek. | Arranged-1 | 2007 | |
| We finish prepare in my house. | bunlari bitiririz benim evimde. Ön hazırlığı benim evimde bitirebiliriz. | Arranged-1 | 2007 | |
| If you want, of course. Yes, why not? | tabii istersen. tabii neden olmasin? Elbette, ister isen! Evet, olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| It seems that is the best means to do so. | sanki boyle yapmak daha iyi gibi geliyor Bunu yapmasının daha kolay yolu olmalı. | Arranged-1 | 2007 | |
| I do not know, not yet worked very well. | bilmiyorum daha ustunde calismadim hepsinin Bilmiyorum, ama bu fazla işe yaramıyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Shadchen is how it is called. | Shadchen boyle deniyor ona. Shadchen (çöp çatan) diye telaffuz edilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| She must know you, find someone who combines. | o biliyor olmali kimin kimle iyi bir cift olacagini Kimin, kim ile iyi geçinebileceğini biliyor olmalı. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is better than by the father. | babanin bilmesinden daha iyi Babanın bilmesinden daha iyidir. | Arranged-1 | 2007 | |
| Let's see. | gorecegiz Göreceğiz. | Arranged-1 | 2007 | |
| We must leave for a meeting and see how it is | nasil devam edecek ki gercek bir iliski Aslında, ailenin baskısı olmadan... | Arranged-1 | 2007 | |
| without having the family watching. | ailenin nefesini ensende hissederken. ...bir randevu ayarlayıp nasıl gideceğini anlamak lazım. | Arranged-1 | 2007 | |
| The neighbors might launch looks strange, but why not? | komuslarimiz garip bakislar atiyor degil mi?neden acaba? Komşular garip bir şekilde bakabilir fakat neden olmasın. | Arranged-1 | 2007 | |
| Large family. | buyuk bir aile Büyük bir aile. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, God blessed us. In my parents. | evet tanri korusun bizi,benim ailem onlar. Evet, Tanrı bizi korusun. Ailemi de. | Arranged-1 | 2007 | |
| How many children you want? | kac tane cocuk sahibi olmak istersin? Kaç çocuğun olsun istersin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Who knows? Let's see! | kim bilir gorecegiz Kim bilir? Evlenip göreceğiz. | Arranged-1 | 2007 | |
| And you? Depends. | sen? duruma gore. Sen? Değişir? | Arranged-1 | 2007 | |
| It is difficult in New York, we need a lot of money. | new york ta zor cok fazla paraya ihtiyac olacak. New York zor bir şehir, çok paran olmalı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Could be happy with two. | iki tane cocukla mutlu olabilirim İki çocuk ile mutlu olurum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Really? | gercektenmi? Gerçekten mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| I thought that Muslims do not wear ... | duyduguma gore muslumanlar dikkat etmiyormus... Müslüman'ların şey yapmadığını sanırdım... | Arranged-1 | 2007 | |
| What? | neye? Ne? | Arranged-1 | 2007 | |
| Birth Control? Some, yes. | dogum kontrol? evet bazilari etmiyor. Doğum kontrolü mü? Bazen. | Arranged-1 | 2007 | |
| You? | peki sen? Sen? | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello! I saw her aunt. | merhaba teyzeni gordum bugun Merhaba. Teyzeni gördüm. | Arranged-1 | 2007 | |
| Mom, I submit Nasira, who teaches at my school. | anne nasira ile tanistirayim.bizim okulumuzda ogretmen. Anne, Nasira ile tanışmanı istiyorum. Aynı okulda öğretmenlik yapıyoruz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello, teaching the fourth grade. | merhaba 4.sinif ogretmeniyim Merhaba. 4. sınıf öğretmeniyim. | Arranged-1 | 2007 | |
| We came to prepare a test for tomorrow. | bizim yarina bir test hazirlamamiz lazim o yuzden geldi. Yarın ki test için yardım etmeye geldi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. | anladim. Tamam. | Arranged-1 | 2007 | |
| His father came home already? | baban eve gelmedi mi henuz? Baban eve geldi mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| I can speak a second with you in the kitchen? | mutfakta bir saniye konusabilirmiyiz? Bir dakika mutfakta konuşabilir miyiz? | Arranged-1 | 2007 | |
| Just a second. | bi saniye sadece Kısa sürer. | Arranged-1 | 2007 | |
| You should have asked first to his father. | bunu ilk olarak babana sormaliydin Gelmeden önce babana sormalıydın. | Arranged-1 | 2007 | |
| Why? There may be repercussions. The neighbors can see it. | neden mi? burada kotu etki edebilir bu.komsular gorebilir. Neden mi? Tepki çekebiliriz. Komşular görebilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| The neighbors are gossipy. Exactly. This is what I mean. | komsualarimiz dedikoducu. tamamen demek istedigim de bu. Komşular dedikoduya bayılır. Kesinlikle, demek istediğim bu işte. | Arranged-1 | 2007 | |
| We work together, is a friend from school, just that. | biz beraber calisacagiz ve okuldan arkadasim hepsi bu. Okuldan bir arkadaşım. Beraber çalışıyoruz. Hepsi bu. | Arranged-1 | 2007 | |
| Well | iyi Peki. | Arranged-1 | 2007 | |
| Should ask her to go and talk with his father, before he arrives. | ona gitmesini soylemelisin ve babanla konusmalisin bu konuyu Ona gitmesini ve gelmeden önce bunu babana sormasını söyle. | Arranged-1 | 2007 | |
| I would not say that, but could undermine his chances. | bunu seninle tartismayacagim ama bu durumdan zarar gorebilrisin. Böyle söylemek istemezdim ama bu senin görünümüne zarar verebilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| This is ridiculous. | bu gulunc Bu çok saçma. | Arranged-1 | 2007 | |
| Perhaps it. But could, yes, sorry. | belki ama oyle uzgunum. Belki de öyle, ama bu olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| Talk to your father. | babanla konus Baban ile konuş bunu. | Arranged-1 | 2007 | |
| She does not feel at ease with my presence, is not it? | benim burada olmamdan rahatsiz oldu degil mi? Burada olmamdan memnun değil demi? | Arranged-1 | 2007 | |
| We should make a wheel of debate in the kitchen? | o mutfakta daireden cikarilmami istedi degil mi Mutfakta çalışabilir miyiz? | Arranged-1 | 2007 | |
| Sorry. I am so ashamed. | cok uzgunum cok utandim. Üzgünüm. Çok utandım. | Arranged-1 | 2007 | |
| Is not, see you tomorrow. | utanma yarin gorusuruz. Utanmana gerek yok. Yarın görüşürüz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Who was it? His mother is at home? | o kimdi. annen evde mi? O kimdi öyle? Annen evde mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Mom! Nina is here to talk of reducing my chances! | anne Nina geldi benim randevu islemlerimle alakali konusmak icin. Anne! Nina, kötü görünüşüm hakkında konuşmaya gelmiş. | Arranged-1 | 2007 | |
| Who was she? Nobody. | kiz kimdi? kimse. Kimdi o? Hiç kimse. | Arranged-1 | 2007 | |
| What is it? | bizimkinin nesi var? Bunun problemi ne? | Arranged-1 | 2007 | |
| Has nothing. Whether eat or drink anything? | yok birsey biseyler yemek ya da icmek istermisin? Bir şey yok. İçecek veya yiyecek bir şey ister misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| A cup of tea would not be bad. | bir bardak cay fena olmazdi. Bir bardak çay fena olmaz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, Nasira? | evet, Nasira? Evet, Nasira? | Arranged-1 | 2007 | |
| You talked to mom? Yes | annemle konustun mu? evet Annem ile konuştun mu? Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| And then? | sonuc? Bir şey söylemeyecek misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| You must leave of looking at physical appearance. | sadece fiziksel gorunuse aldanmamalisin Nasira. Fiziksel görünümü ile yargılamamalısın. | Arranged-1 | 2007 | |
| Perhaps there are virtues in Bathit. | belki Bathit in guzel yanlari vardir. Belki Bathit'in erdemli huyları vardır. | Arranged-1 | 2007 | |
| Not only that, Dad. | sadece sorun bu degil baba. Problem sadece bu değil baba. | Arranged-1 | 2007 | |
| We have nothing in common. He never lived here. | bizim hic ortak noktamiz yok ve o hic bu ulkede yasamamis. Ortak hiçbir yanımız yok. Hiç burada yaşamamış. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is twenty years older than me. | dahasi 20 yas benden buyuk. Benden 20 yaş büyük. | Arranged-1 | 2007 | |
| I&39;m not interested in fighting with you and your mother, believe me. | acikcasi annen ve senin arandaki tartismayla hic ilgilenmiyorum inan bana. Annen ile aranızdaki konuşmalar beni ilgilendirmiyor, inana bana. | Arranged-1 | 2007 | |
| I just want the best for you. | ben sadece senin icin en iyisinin olmasini istiyorum. Senin için en iyisini istiyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I want you to have a home with love, children. | guzel bir evin ve cocuklarin olsun. Sevdiğin bir evin ve çocukların olsun istiyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I want you all what was in this house. | bu evde gordugun guzel seylerin senin evinde de olmasini istiyorum . Bu evde olan güzel şeylerin senin evinde de olmasını istiyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Do you think my union with his mother a success? | sence annenle biz iyi bir cift miyiz? Annen ile benim ilişkimizin başarılı olduğuna inanıyor musun? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, I think. | evet oylesiniz. Evet, inanıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| So I want the same for you. | iste bende senin icin aynisini istiyorum. Senin içinde aynısını istiyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| This means that ... | bu olmayacagi anlamina mi ... Bunun anlamı... | Arranged-1 | 2007 | |
| He returned to the Syria on Tuesday. | o sali gunu suriyeye donecek. Salı günü Suriye'ye dönecek. | Arranged-1 | 2007 | |
| And not with my daughter younger and more valuable. | ve benim en kucuk ve cok degerli kizimi almadan. Benim en küçük ve değerli kızım burada kalacak. | Arranged-1 | 2007 | |
| My name is Lionya Abramovich, I a large community of Harkov, | adim Lionya Abramovich, buyuk bir magazaya sahibim Harkovda, İsmim Lionya Abrahamov. | Arranged-1 | 2007 | |
| a city in eastern Ukraine. | harkov ukraynanin dogusunda bir sehir. Ukrayna’nın doğusunda bulunan Harkov şehrinde yaşıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I&39;m the market some years ago. | bir kac yil once bir marketim vardi. Bir kaç yıldır bir market işletiyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have ... | ve ben ... Ben... | Arranged-1 | 2007 | |
| I have gone behind career of a singer. | ben bir sarkicilik kariyerini arkamda biraktim. Şarkıcılık kariyeri için fırsat arıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I feel very so comfortable ... | ben acikcasi cok rahat hissetmiyorum... Sadece biraz rahatsız oldum. | Arranged-1 | 2007 | |
| these ... humm ... you know ... | yani boyle.. bilirsin iste.. Burası... Bilirsin işte.... | Arranged-1 | 2007 | |
| You can do the analysis in arbitrary groups also ... | sen keyfi olarak bir grubun analizini yapabilirsin dahasi... Aynı zamanda rastgele seçilmiş bir grubun analizini yapabilirsin... | Arranged-1 | 2007 | |
| I would like to know a my girl tataravó. | ben buyuk buyuk buyk babamin esi gibi bir kadinla tanismak istiyorum. Büyük annem gibi bir kadın ile tanışmak isterim. | Arranged-1 | 2007 | |
| And then you get the signs those matrices, and then form | daha sonra gruplari isaretleyip bu kayitlarla formlar olusturuyoruz Daha sonra işaretli olanları alıp... | Arranged-1 | 2007 |